Harun Yahya


Darwinist Deccaliyetin Ölümü
''150 Yıl Süren Darwinist Aldatmacanın Sonu''
(Link)


4. Bölüm - Darwinizm Aldatmacası Artık Sona Erdi



Materyalizm yüzyıllardır Allah inancına karşı, aslında baştan kaybedilmiş olan psikolojik bir mücadele içindedir. Allah'ın batıl olanı muhakkak geçersiz kılacağını kavrayamayan materyalistler, kendi akıllarınca bu mücadeleye var güçleriyle devam ederler. Evrenin Big Bang'le sıfır hacimden var olduğu, yani yoktan yaratıldığı ve Allah'ın ayetlerinde işaret edildiği gibi genişlemekte olduğu ispat edilmiş, fakat materyalistler maddenin ezeli ve ebedi olduğu safsatasına insanları yönlendirebilmek için mantıksız iddialarla bu gerçeğe karşı mücadele yürütmüşlerdir. Kuantum fiziği, maddenin yalnızca ışık dalgalarından ibaret olduğunu göstermiş, fakat materyalistler maddenin mutlak varlığını savunup madde dışında hiçbir şeyi kabul etmediklerinden, bu gerçeği sürekli olarak inkar edecek yollar aramışlardır. Sayısız bilimsel gelişme ve özellikle paleontolojide elde edilen bulgular, evrim teorisinin geçersiz olduğunu bilimsel olarak ispatlamış, fakat materyalistler yine de canlıların evrimleştiği aldatmacasını telkin ederek baştan yenilgiye uğramış mücadelelerine kendilerince devam etmişlerdir. Bilim, materyalizme darbe vurdukça, materyalist karşı çıkma sürekli gündeme gelmiştir. Materyalizm, bilimsel delillere, psikolojik mücadele ile karşılık vermiştir. Darwinizm aldatmacası ile yapılmaya çalışılan da işte tam olarak budur.

Bu öyle bir şeydir ki, Nobel ödüllü profesörleri, bilim adamlarını, paleontologları, mikrobiyologları, zoologları, bilim yazarlarını bir araya getirerek "suyun içinde moleküller vardı; çamur, tesadüf ve zamanın etkisiyle hücre oldu" gibi akıl almaz bir aldatmacayı hiç utanmadan, hiç çekinmeden savununur hale getirmiştir. Bu insanlar, öyle bir büyü meydana getirmişlerdir ki, milyonlarca insan, bu psikolojik mücadelenin etkisiyle suya düşen yağ taneciklerinin hücre haline gelmesine, bir balığın sudan yürüye yürüye çıkmasına, tarihte ilk kuşun dinozor yumurtasından çıkarak uçmaya başladığına, maymunların zaman içinde tesadüfen gelişerek keşifler yapan, medeniyetler kuran, teknolojiler geliştiren, bilgisayar yazılımları oluşturan, uzaya roket gönderen insana dönüştüğüne inanmaya başlar.

Bir bilim adamı, o zamana kadar hiç kimsenin keşfedemediği, hücrenin olağanüstü yapısının "yalnızca bir bölümünü" keşfettiği için Nobel ödülüne layık görülür. Ama aynı bilim adamı, ödülünü aldıktan sonra öğrencilerine o hücrenin bir çamur birikintisinden rastgele oluştuğu masalını anlatmakta hiçbir sakınca görmez. Aynı bilim adamı, sayısız bilimsel çalışmanın altında imzası olmasına rağmen, öğrencilerine büyük birer sahtekarlık örneği olan Piltdown adamını, Haeckel'in embriyo çizimlerini, sanayi kelebeklerini evrimin en büyük delilleriymiş gibi anlatmaktan çekinmez.




Allah'ın Yarattığı canlılık



Yeryüzündeki tüm varlıkların Yaratıcısı Yüce Allah'tır. Darwinist aldatmacadan kurtulan dünya, artık bu gerçeğin açıkça farkındadır.





İşte deccal sistemi olan masonluğun oluşturduğu büyünün etkisi, bu kadar acınacak hale getirir Darwinistleri. Deccal, Darwinizm ile neredeyse bütün beyinlere ulaşmış, insanları uzun bir süre boyunca aldatmış, yalan söylemiş, sahtekarlık yapmıştır. İnsanların pek çoğu körü körüne, bilinçsizce, farkında olmadan bu yalana uymuş, yıllarca kendisini adeta hayvan soyunun bir parçası olarak görmüş, hatta bu sebeple vahşileşmiş, umursuzlaşmış, Allah'a karşı sorumluluklarından uzaklaşmıştır. Deccal, yani masonluk, Darwinizm'i kullanarak dünyanın en büyük aldatmacalarından birini yeryüzüne yaymıştır. Deccalin etkisi ile Darwinizm, tarihin en büyük kitle aldatmacası haline gelmiştir.

Fakat deccal sistemini yayan masonların bu alandaki başarısı, sahte bir başarıdır. Darwinizm aldatmacası artık sona ermiştir.

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda artık Darwinizm'in bütün sahtekarlıkları ortaya çıkmıştır. Darwinistlerin 150 yıldır öne sürdükleri tüm ara form örneklerinin sahte olduğu anlaşılmıştır. Dünyanın hemen her yeri kazılmış, 500 milyondan fazla fosil çıkarılmış ama bunların tek bir tanesinin bile ara form olmadığı açıkça görülmüştür. Fosillerin tamamının mükemmel canlıları temsil ettiği, büyük bir çoğunluğunun da günümüz canlılarına ait olduğu anlaşılmıştır. İnsanlar, bu kanıt ile, canlıların bugünkü görünümleriyle ortaya çıktıklarını ve hiçbir değişim geçirmediklerini anlamışlardır. İşte insanlar, bu gerçek ile, Darwinistlerin neden fosilleri sakladıklarını, neden bilimsel delilleri insanlardan gizlemeye çalıştıklarını da anlamışlardır. Evrim teorisinin, mikrobiyoloji, paleontoloji, moleküler biyoloji, genetik gibi bilimlerin ortaya koyduğu sonuçlar karşısında gerçekleşmesi imkansız bir teori olduğu kesin olarak ispatlanmıştır.

Bütün bunların yanı sıra, Darwinistlerin Allah inancına ve yaratılış gerçeğine karşıt bir tutum içinde oldukları ve bunun nedeninin de Darwinizm'i, sapkın bir din olarak benimsemeleri olduğu görülmüştür. Böylelikle Darwinistlerin, insanları aldatabilmek için neden türlü türlü aldatmaca ve sahtekarlığa başvurdukları da anlaşılmıştır. İnsanların karşısında, evrimi reddeden çok fazla delil vardır. Artık insanlar, evrimin bir aldatmaca olduğunun açıkça farkına varmışlardır. Evrim teorisinin tek bir delille bile desteklenmediğinin artık bilincindedirler. Darwinist aldatmacanın etkisine girmeleri artık, Allah'ın dilemesiyle, imkansızdır.

İnsanlar evrim teorisinin geçersizliğinin delillerini gösteren sergilere gitmiş, yaşayan fosilleri incelemişlerdir. Fosillerin her birine kendi elleriyle dokunmuşlar, onları kendi gözleriyle görmüşlerdir. Canlıların milyonlarca yıl boyunca değişmeden kalmış olduklarını, hiçbir evrim geçirmediklerini hayranlık içinde öğrenmişlerdir. Yaratılış Atlası'nın her bir sayfasını dikkatle incelemiş, günümüzde yaşayan canlı türlerinin milyonlarca yıl önce de aynı şekilde olduklarına kendileri kanaat getirmişlerdir. Yeryüzünün; araştırılıp incelendiği her an, sürekli olarak yaratılış gerçeğini destekleyen kanıtlar sunduğunu anlamış durumdadırlar. Darwinistlere yapılan; dünyanın en ünlü meydanlarında "yalnızca tek bir ara fosil göstermeleri" çağrısının, derin bir sessizlikle karşılık bulduğunu da açıkça ve şaşkınlıkla görmüşlerdir. Darwinizm propagandasının tüm yöntemleri deşifre edilmiş ve insanlara bu aldatmacanın destekçisi olmamaları gerektiği, kitaplar, DVD'ler, internet yayınları, konferanslar ve televizyon röportajları yoluyla kapsamlı olarak anlatılmıştır.




Yaratılış Atlası



Darwinizm aldatmacası, yaratılışı ispat eden 300 milyon fosil karşısında artık tamamen sona ermiştir.





Aldatmacanın kanıtlarını gören insanlar, dünya çapında büyük bir fikri aydınlanma yaşamış ve bunca yıldır aldatılmış olduklarından dolayı haklı bir tepki göstermiş, okullarda çocuklarına Darwinizm safsatasının okutulmasını tepki ile karşılamış, yapılması planlanan evrim sergilerine, evrim konferanslarına yani Darwinist propagandaya itiraz etmiş, Darwinistlere açıkça meydan okumuşlardır. Öğrenciler, biyoloji derslerinde, Darwinizm yanlısı öğretmenleri ile evrim teorisinin bilimsel mantıksızlığına ve delilsizliğine dair tartışmalara girmişlerdir. Uzun yıllar boyunca evrim teorisinin gerçek yüzünü bilmedikleri için kandırılmakta olan insanlar, bilinçlenmelerinin ve Darwinizm'in iç yüzünü görmelerinin ardından, yıllar boyunca nasıl aldatıldıklarını şaşkınlıkla fark etmiş ve buna yüksek sesle itiraz etmişlerdir. Artık Darwinistler de bilmektedirler ki, Darwinizm dünya çapında ölmüştür ve tekrar ayağa kalkıp insanları aynı yöntemlerle kandırması Allah'ın izniyle imkansızdır. Dünya çapındaki bu büyük fikri aydınlanmanın en önemli göstergelerinden biri çeşitli medya kuruluşları ve internet siteleri tarafından yapılan anketlerdir. Örneğin, Associated Press Ajansı ve NBC'nin yaptığı ulusal anketin sonuçlarına göre, Amerikalıların %86'sı artık yaratılış gerçeğinin de okullarda okutulmasını istemektedir.185 Almanya'nın Süddeutsche Zeitung gazetesi internet sitesinde 8 Temmuz 2007 tarihinde yapılan anketin sonucuna göre, evremi reddedenlerin oranı %87'dir. Almanya Die Welt gazetesi internet sitesinin 17 Nisan 2008 tarihli anketine göre, bu oran %86'dır. İsviçre'nin Blick gazetesi internet sitesinin yaptığı 4 Mayıs 2007 tarihinde yaptığı ankete göre, yaratılış gerçeğine inananların oranı %85'dir. Fransa Science Actualités gazetesi internet sitesinin 16 Şubat 2007 tarihli anketine göre evrime inanmayanlar %92'dir. Yine 2 Şubat 2009 tarihli Guardian gazetesinin haberine göre, İngiltere'de yapılan bir anket, İngilizlerin yalnızca %25'inin Darwin'in evrim teorisine inandıklarını göstermektedir. Yine, Fransız Nouvel Observateur ve Science et Avenir ortak internet sitesinde 06.07.2009 tarihinde yayınlanan bir habere göre, Fransız okullarında, evrim teorisine inanan öğrencilerin sayısında bir hayli düşüş olduğu saptanmış ve söz konusu yayın bu durumu Yaratılış Atlası'nın Fransa'daki etkilerine bağlamıştır. Darwinist profesörler, Darwinizm'in aldığı bu büyük yarayı oldukça "ciddi", "üzücü", Darwinizm adına "utanç verici" olarak nitelendirmişlerdir.186

İsveçli embriyolog Soren Lovtrup, Darwinizm aldatmacasının bugün geldiği durum ile ilgili olarak şu yorumu yapmaktadır:


Sanırım hiç kimse bilimin tüm alanlarının sahte bir teoriye bağımlı olmasının büyük bir yanlış olduğunu inkar etmeyecektir. Ama biyolojide gerçekleşmiş olan durum budur: Uzun zamandır insanlar evrim problemlerini "Darwin" sözlüğüne özgü bir şekilde tartışmaktadırlar - 'adaptasyon', 'seleksiyon baskısı', 'doğal seleksiyon' vs - bunu yaparak doğal olayların açıklamasına katkıda bulunacaklarına inanmaktadırlar. Ama bunu başaramamaktadırlar...

İnanıyorum ki bir gün Darwin miti bilim tarihinin en büyük aldatmacası olarak yerini alacaktır.187






İnananlar Hızla Artıyor



simetri
simetri



1. "Evrim teorisiyle beraber Yaratılışçılık ve Akıllı Tasarım gibi konular da halk okullarında öğretilmeli mi" sorusuna insanların %93'ü "evet" dedi.

2. Fransız Science Actualités sitesi, Fransa'da Yaratılış Atlası'nın dağıtımından sonra meydana gelen büyük etkinin ardından, halka açık bir anket düzenlemiştir. Bu anketin sonuçlarına göre Fransa'da Darwinizm'in yerle bir olduğu anlaşılmıştır. "Evrim Konusundaki Düşünceleriniz" başlıklı anket sonuçlarına göre, halkın %92'sinin evrime inanmadığı ortaya çıkmıştır.

3. Danimarka'nın yüksek tirajlı günlük yayınlarından Ekstra Bladet gazetesinin internet sitesinde yer verdiği anket sonuçlarına göre, "Danimarkalılar artık evrime inanmıyor". Anketteki "İnsanların Maymundan Geldiğini Düşünüyor musunuz?" sorusuna, Danimarka halkının %88'i "Hayır" cevabını vermiştir.

4. Almanya'nın en önemli yayınlarından Die Welt gazetesinin internet sitesinde, yaratılış konulu bir anket düzenlendi. Ankette sorulan "Size göre yaşam nasıl oluştu?" sorusuna katılımcıların %86'sı "Allah yarattı" şeklinde cevap verdi.

5. İsviçre'nin yaygın okunan gazetelerinden Blick'in internet sitesinde düzenlenen ankette, yaratılışa inananların oranı %85 olarak çıkmıştır.

6. Almanya'nın en büyük gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'un internet sitesinde, evrimin gerçekleşip gerçekleşmediğiyle ilgili düzenlenen ankete göre, insanın bir Yaratıcı'nın eseri olduğuna inananların oranı %87 çıkmıştır.

7. İngiltere'nin Londra şehrinde basılan The Evening Standard gazetesinin internet sitesi, "Yaratılışçılık okullarda okutulmalı mı?" sorusu ile bir anket düzenledi. Ekim 2008 tarihli bu anket sonuçlarına göre, İngiliz halkının %73'ü bu soruya "Evet" cevabını verdi.





Şu anda Darwinizm'in, bilim tarihinin en büyük aldatmacası olduğu gerçeği oldukça hızlı bir şekilde tüm dünyaya yayılmaktadır. Yaratılış gerçeğine karşı, Avrupa Konseyi gibi resmi kurumlar tarafından gerçekleştirilen engellemeler, Darwinistlerin bu konudaki şiddetli paniğini gözler önüne sermektedir. Tarihte hiçbir zaman, devletleri temsil eden bir parlamentonun bir aldatmacaya arka çıktığı ve bir sahtekarlığı desteklemek için resmi bir karar aldığı görülmemiştir. İşte Darwinist paniğin Darwinizm yanlılarını 21. yüzyılda getirdiği durum budur. Darwinistler, baskıcı hükümet kararlarının, evrimi derslere mecburi olarak dahil etmenin, yargıyı taraflı bir şekilde kullanarak yaratılış gerçeğini öğrencilerden özenle gizlemeye çalışmanın, tek yanlı dayatma yapmanın bu aldatmacayı ayakta tutmaya devam edeceğini zannetmektedirler. Oysa dünyadaki milyarlarca insanın Darwinizm aldatmacasına karşı samimi kanaatleri, baskı ve zorla uygulanan tüm yöntemlerin ve bundan elde edilen neticenin çok üstündedir.

Hiçbir Darwinist, getirdiği yasakçı bir yasa ile insanların zihnen inandığı kesin bir kanaati değiştiremez. Hiçbir Darwinist, sayısız delille yalanlanmış bir teoriyi zor kullanarak, sürekli dayatarak insanlara inandıramaz. Bu imkansızdır. Darwinist oyun artık sona ermiştir. İnsanlar bugün 21. yüzyılda gerçeklere diledikleri gibi, istedikleri kaynaklardan ulaşabilmektedirler. Dolayısıyla yasaklama, engelleme ve baskı, Darwinistlere hiçbir zaman istedikleri sonucu vermeyecek, Darwinist aldatmacaya karşı fikri tepki gitgide artarak devam edecektir.

Alemlerin Rabbi olan Yüce  Allah tüm varlıkların Hakimi'dir. Deccalin oyunları bu gerçeği insanlardan gizleyemeyecektir. Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:


Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8)


Deccalin Kurduğu Tuzaklar da Allah'ın Kontrolündedir



Şu gerçek hiçbir zaman unutulmamalıdır: Bir buçuk asırdır insanları aldatan Darwinizm fitnesinin kaynağı olan deccal, Allah'ın kontrolünde olan bir varlıktır. Deccaliyetin yani masonluğun fitnesi, samimi iman edenler hariç, neredeyse tüm insanları içine alabilecek büyüklükte bir fitnedir. Fakat masonların tuzağı ne kadar büyük olursa olsun, akılda tutulması gereken gerçek, kurulan tüm tuzaklara en güzel karşılığı verecek olanın Yüce Allah olduğudur. Allah, insanları denemek, salih Müslümanları ortaya çıkarmak, onları eğitmek ve daha pek çok hikmet gereğince, şeytanın yeryüzündeki faaliyetlerini ve dolayısıyla deccaliyeti de kader içinde var etmiştir ve deccaliyet mutlak mağlup olacak şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla inkar edenlerin tuzakları,      Allah'ın izni ile, hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaktır. Allah, bir ayetinde bu sırrı şöyle haber vermektedir:


Gerçek şu ki, onlar hileli-düzenler kurdular. Oysa onların düzenleri, dağları yerlerinden oynatacak da olsa, Allah Katında onlara hazırlanmış düzen (kötü bir karşılık) vardır. (İbrahim Suresi, 46)


Tarih boyunca inkar edenler ve insanları inkara sürüklemek isteyenler çeşitli tuzaklar kurmuşlardır. Ancak kurulan tüm tuzaklar, Allah'ın adetullahı gereğince bozulmuş ve kendi sahibine dönmüştür. Bu, Allah'ın bir kanunudur. Rabbimiz, ayetlerinde şöyle bildirir:


... Onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. (Fatır Suresi, 42-43)


Aynı son, deccali sistem olan masonluğun kurduğu tuzaklar ve onun fikir sistemi için de geçerlidir. Darwinizm insanları Allah'ın yolundan alıkoyabilmek için masonlar tarafından kurulmuş özel bir tuzaktır. Ancak kurulan tuzaklar ne kadar büyük, oluşturulan plan ne kadar kapsamlı ve etkili olursa olsun hepsi Allah'ın kontrolü altındadır. Deccal de, onun hileli düzeni de yalnızca Allah'ın dilemesi ile vardır. "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" (İnsan Suresi, 30) ayetiyle de buyurulduğu gibi, Allah dilemedikçe hiç kimse bir şey dileyemeyemez; bir tuzak kurmaya da, bu tuzağı hayata geçirmeye de kuşkusuz hiç kimse güç yetiremez.

Darwinizm şu anda aynı durumdadır. Deccalin kurduğu bu tuzak, Allah'ın vaadi gereğince bozulmaya uğramıştır. Darwinistler, yaptıkları çirkin planın baştan bozulmuş olarak yaratıldığını bilmediklerinden, propagandalarının etkili olduğunu gördüklerinde boş bir sevince kapılmış ve başarıya ulaşabileceklerini zannetmişlerdir. Allah'ın kendilerini mutlaka bozguna uğratacağını, tüm dünyaya hükmederlerken bir anda alay konusu olacaklarını tahmin bile etmemişlerdir. Allah'ın yarattığı kanunun; hak olanın, mutlaka galip geleceğini anlamaktan uzaktırlar. Tuzaklar başarısız oldukça yeni tuzaklar peşinde koşmakta, fakat bunların da bozulmuş olarak yaratıldığını akledememektedirler. Oysa deccalin tüm sapkın sistemi, mutlaka yenilgiye uğrar ve uğramaktadır.

Allah, inkarcıların kurduğu tuzakların kendilerine geri döneceğini Kuran'da şöyle bildirmiştir:


Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (asıl) 'o inkar edenler hileli-düzene düşecek olanlardır. (Tur Suresi, 42)


Bugün Darwinizm savunucusu olmak, adeta bir utanç vesilesidir. Darwinist yayınların yeni sahte haberleri sürekli gündeme taşıma çabaları, Darwinistlerin çaresizce konferans verebilecek kişi aramaları, ellerinde ara fosil olmadığından üzerinde yalnızca hayali çizimlerin yer aldığı karton posterlerle evrim sergileri düzenlemeye çalışmaları, Darwinist bilim adamlarının yaşayan fosil sergilerine veya Yaratılış Atlası'na verdikleri tepkiler boşunadır. Artık iş işten geçmiştir. Darwinizm bilim tarihinin en büyük yenilgisine uğramıştır. Allah'ın dilemesiyle bu tuzak bozulmuştur. Allah, hakkı hak olarak pekiştirip tüm yeryüzüne hakim kılacaktır. Allah bir ayetinde şöyle buyurur:


... Allah, batılı yok edip-ortadan kaldırır ve Kendi kelimeleriyle hakkı hak olarak pekiştirir (gerçekleştirir). Çünkü O, sinelerin özünde olanı bilendir. (Şura Suresi, 24)


Aldatmacanın Son Bulmasıyla Başvurulan Yeni Bir Psikolojik Yöntem: "Bir Şey Olmadı ki!" Felsefesi






mutluluk



Şeytanın hileli düzeni zayıftır, deccal sistemi yenilgiye uğramıştır. Kuran ahlakının getirdiği sevgi ve dostluk tüm dünyaya hakim olmaktadır.





Darwinizm'in bir yalan olduğunun açıkça söylenmesi, evrim teorisini yalanlayan delillerin birer birer tüm detaylarıyla ortaya konulması, kuşkusuz 150 yıllık tarihi boyunca evrim teorisinin hiç karşılaşmadığı bir şeydi. İnsanların büyük kısmı, inançlarına aykırı gelmesine ve sahte bir din olduğunu açıkça anlamış olmalarına rağmen, Darwinizm'e karşı hep suskun duruyor, bu çarpık sistemi mecburen kabule zorlanıyorlardı. Eğitmenler, akla, mantığa, bilimsel delillere ve inançlarına ters düşmesine rağmen, öğrencilerine evrimi öğretmek zorunda kalıyorlardı. Çünkü bu insanlar üzerinde yoğun bir caydırma politikası uygulanıyordu. Darwinizm, ancak baskı, şiddet ve zorbalıkla yaşatılabiliyordu.

Ama artık durum değişmiştir. Darwinizm'in geçersizliği kesin ve inkar edilemez bilimsel kanıtlarla ortaya konmuştur. Darwinizm'in büyük bir yalan olduğu, yıllardır insanları aldattığı, sahtekarlıklarla ayakta tutulmaya çalışıldığı açık ve kesin bir şekilde ispatlanmıştır. Muhteşem eser Yaratılış Atlası, bilim adamlarının, üniversite profesörlerinin, ülke yöneticilerinin evlerine girmiş, öğrenciler de dahil olmak üzere konuya ilgi duyan herkes bu esere internetten kolayca ulaşabilmişlerdir. Bu durum, Darwinistler tarafından şaşkınlıkla, dehşetle, korku ve endişeyle karşılanmış; evrim yanlıları kendi akıllarınca Yaratılış Atlası'nın okunmasını engellemeye çalışmış fakat başarılı olamamışlardır. Teorilerinin büyük bir açmaz ile karşı karşıya olduğunu kendileri de açıkça görmeye başlamışlardır.

Bu gerçekler karşısında Darwinistler cephesinde artık derin bir sessizlik hakimdir. Bir takım koyu Darwinistler ise, evrimi çürüten çok sayıda bilimsel delilin sunulmasının ve insanların buna ilgi gösterip gerçeği görmelerinin üzerine, Darwinizm'in çöküşünü fark etmiş olmalarına rağmen, adeta oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi "bir şey olmadı ki" mantığını uygulamaya geçirmişlerdir. "Her ne olursa olsun ben yine de Darwinizm'e inanıyorum ve savunmaya devam edeceğim" diyerek, bu durumun etkisini kendilerince hissettirmemeye çalışmaktadırlar. Oysa bu da, hiçbir neticeye ulaşmayacak olan bir başka Darwinist oyundur.

Allah'ın, "...Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır." (Nisa Suresi, 76) ayetinde belirttiği gibi deccalin düzeni olan Darwinizm çok çabuk çöken bir sistemdir. Öyle ki, proteinlerin tesadüfen oluşamayacağının, ara fosil olmadığının kanıtlanmasıyla biter. Bir Darwinist, bu bilgiden sonra artık bir daha Darwinist olamaz. Ancak mantıksız bir inatla, "ben inanıyorum ve inanmaya devam edeceğim" diyebilir. Ama bu da gerçek düşünceleri değildir. Darwinizm'e inanması artık imkansızdır. Adeta ağzına sürülen acı biberden dolayı ağzının hiç yanmadığını iddia eden inatçı bir çocuk gibi, şu anki Darwinizm savunucularının bazıları da aynı inadı sürdürmektedirler. Fakat kuşkusuz bir çocuğun ağzının yanmadığını iddia etmesi önemli değildir. Sonuçta ne kadar reddederse reddetsin, ağzına sürülen acı biber nedeniyle acıyı hissetmiştir. Dolayısıyla, Darwinizm'in geçersizliğini ispatlayan sayısız bilimsel delilin ardından, şu anda dünyada Darwinizm'in bir aldatmaca olduğunu bilmeyen muhtemelen tek bir Darwinist bulunmamaktadır.

Artık Darwinistler, evrim teorisini koruyabilmek için insanları aldatmaya çalışmanın hiçbir fayda vermediğinin farkındadırlar. Artık, 150 yıldır hayali senaryolarla ve çeşitli sahtekarlıklarla suni olarak var etmiş oldukları ve zorla ayakta tutmaya çalıştıkları Darwinizm sona ermiş durumdadır. Bu hayal ürünü hikayenin gerçek olmadığını bir kere öğrendiğinde, bir Darwinist'in artık bu sapkın inancı sürdürmesi mümkün değildir. Darwinistler, bu kadar zaman boyunca yalnızca sözde bir kurtarıcı beklemişlerdir. Bir bilim adamının çıkıp, yıllardır beklenen hayali ara fosilleri ortaya çıkaracağını zannetmişlerdir. Ama şu anda bunun hiçbir zaman olmayacağı gerçeğini gözleriyle görmüş, buna beyinleriyle inanmış durumdadırlar. Notre Dame Üniversitesi felsefe profesörü Peter van Inwogen'in şu sözleri dikkate değer bir gerçeğe işaret etmektedir:


Eğer Darwinistler bilimsel gerçeklerle dolu bir kitabı, önemsemeyerek, yanlış anlayarak veya ona gülüp geçerek karşılarlarsa, bu durum bugün Darwinizm'in bilimsel bir teori olmaktan çok bir ideoloji olduğu yönündeki gitgide yayılan şüpheler için önemli bir kanıt olacaktır.188





kelebek - çiçek



Yağ tanecikleri suya düşerek proteine dönüşüp, canlılık oluşturamazlar...





Darwinistler her ne kadar "bir şey olmadı ki" deyip dursalar da, gösterilen tepkilerden, alınan tedbirlerden, yaşanan yoğun panikten bu yenilginin büyük bir şok etkisi yapmış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Elbette yıllarca Darwinizm yalanına inanmış ve ilerleyen yaşına kadar aldatılmış olmak bir bilim adamının ağırına gidebilir. Genelde insanlar aldatılmış ve o aldatmacayı körü körüne savunmuş olmayı kabul etmek istemezler. Bu nedenle tüm bunlardan ilk kaçış yolu Darwinizm aleyhindeki delillere karşı "inanmıyorum" iddasıyla ortaya çıkmaktır. Ama aslında bu kişi, ortaya konulan delillerin doğru olduğuna %100 inanmıştır. Altı ay kadar sonra ona sorulduğunda, öfkesi daha dinginleşmiş olacak, cevapları başkalaşacaktır. Muhtemelen "Darwinizm olabilir de olmayabilir de" diyecektir. Kaçış yolları bulmaya çalışacak, "yeni deliller ileride ortaya çıkabilir" gibi ortalı bir mantık öne sürecektir. Oysa bu sapkın ideolojinin delilsiz bir aldatmaca olduğunu çok iyi biliyordur. Fakat ani kabul ona zor gelebilir. Ama aslında, Darwinizm bu kişi için tam anlamıyla bitmiştir.

Zamanla yağ taneciklerinin suya düşerek proteine dönüştükleri fikrini savunmuş olmak kendisine de saçma ve inanılması güç gelecektir. Tek bir tane dahi ara fosil olmadığı gerçeğini nasıl anlayamadığını hayretle anlayacak, kendi durumuna şaşacak, belki de 150 yıl boyunca böyle bir safsatayı savunmuş olmanın şaşkınlığını yaşayacaktır. Darwinizm büyüsüne kapılmış olmanın, bir yalana destekçi olmuş olmanın utancını duyacaktır. Bugün günümüzün en tutkulu Darwinistleri bile bu ruh halini yaşamaktadırlar. Çeşitli ifadelerinden bu anlaşılmakta, şüpheye düştükleri açıkça görülmekte, kimi zaman bunu açıkça itiraf etmektedirler. Oysa yanlış olan inançtan dönmek, doğru olanı kabul etmek için hiçbir zaman geç değildir. Hatadan dönüp doğruları kabul etmek büyük bir erdemdir. Gerek bilimsel delilleri gördükten sonra yapılacak en doğru şey, Darwinizm'in büyük bir safsata olduğunu açıkça kabul etmektir.

Reddin Ardındaki Kabul



Darwinistlerin, red üsluplarının ardındaki gizleyemedikleri kabul çeşitli bilim adamları ve bizzat Darwinistler tarafından şu şekilde ifade edilmektedir.

Biyolog William Fix:

Araştırmanın ön planında olan bilim adamları klasik Darwinizm'e öldürücü bir darbe vurmuştur. Bu haberi doğrudan insanlara veremiyorlar, bunu yalnızca teknik yazılarına ve gizli tavsiyelerine saklıyorlar. 189

Darwinist antropolog Robert A. Martin:

1972 yılında, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'nden Niles Eldredge ve Harvard Üniversitesi'nden Stephen Jay Gould, "sıçramalı evrim" kavramını ortaya atan bir makale yayınladı. Evrim yavaş, düzenli ve aşamalı bir şekilde ilerliyor ise, bu durumda türler arasında bulunması gereken tüm ara geçiş formlarının nerede olduğunu sordular. Belki de bunları bulmanın bu kadar zor olmasının nedeni, aslında mevcut olmamalarıdır.190

Illinois Üniversitesi ekoloji bölümünden Darwinist T. H. Frazzetta:

Her geçen yıl, evrimin oldukça basit görüşleri çöküşe doğru gitmeye devam ediyor. 191

Fransız Darwinist Jean Pierre Lehman:

Geçmişteki klasik haliyle Darwinizm artık enkaza dönüşmüştür.192

Bilim editörü Darwinist Gordon Rattray Taylor:

Toplanan deliller biyologların keşfettiği muhteşem biçimde koordine edilen yapıların ve mükemmel uyum gösteren davranışların açıklanması için tesadüflerin yeterli olmadığını gösteriyor. İki Amerikalı biyoloğun kısa süre önce açıkladıkları gibi: 'Asıl bulmaca, daha doğrusu evrim mekanizmasının ne olduğu problemi hiçbir çözüme ulaşmamıştır.

Kısaca, bir yüzyıldan daha uzun bir süredir biyoloji çevrelerinde hakim olan dogma çökmektedir.193

Fizik profesörü Darwinist H. S. Lipson:

Canlı varlıkların herhangi bir özelliğinin oluşumunu açıklama yeteneğinden dolayı evrim teorisinden her zaman biraz şüphede olmuşumdur (örneğin zürafanın uzun boynu). Bu nedenle geçtiğimiz otuz yıldan fazla bir zaman içinde biyolojik keşiflerin evrim teorisine uyum gösterip göstermediğini anlamaya çalıştım. Fakat uyum gösterdiğini sanmıyorum. ... Bana göre, bu teori artık ayakta durmamaktadır.194

Ekoloji ve evrim biyolojisi profesörü Darwinist E. O. Wiley:

(Norman) MacBeth evrime yeni bakış açısıyla bakmamızı ve insanlara ve gerekirse kendimize Darwinizm ve sentetik teori hakkında şüphelerimiz olduğunu, bu nedenle de tartışmaya açık olduğumuzu itiraf etmemizi önermektedir. Bence bunlar mükemmel önerilerdir.195

Gazeteci Larry Witham

Düzinelerce, düzinelerce bilim adamı ile röportaj yaptım. Kendi aralarında iken veya güvendikleri bir gazeteci ile konuştuklarında, "bu indirgenemez komplekslikte" veya "moleküler biyoloji kriz içinde" gibi ifadelerde bulunuyorlar, ama bunu toplum içinde açıkça dile getiremiyorlar.196

İşte Darwinizm'in geldiği son nokta budur. Darwinistler yıllarca canla başla savundukları kendi teorilerinden artık şüphe etmektedirler. Darwinizm'in dünya aldatmacası artık sona ermiştir.

Darwinizm'in tutkulu taraftarları, belki de şimdiye dek Allah inancına karşı giriştikleri bu savaşı (Allah'ı tenzih ederiz) kaybedebileceklerini düşünmüyorlardı. Sahip oldukları kaynaklar, etkiledikleri çevre, büyüledikleri insanlar ve birtakım devletlerin desteği, zahiren kendilerini güçlü görmelerine neden oluyordu. Evrim teorisinin okullarda okutulması, yeni yetişen gençlerin evrim eğitimiyle büyüyüp, yaşam boyu bu eğitimle muhatap olmalarını sağlıyordu. Dünyanın ileri gelen gazeteleri, dergileri, televizyon kanalları sürekli olarak Darwinizm propagandası yapıyor, daha da önemlisi pek çok ülkede yönetimdeki etkili kişiler Darwinizm'in destekçiliğini yapıyordu. Son dönemlerde olduğu gibi, ülkeleri temsil eden Avrupa Parlamentosu gibi güçler kolaylıkla Darwinizm yanlısı kararları alıp bunları rahatlıkla yürürlüğe koyabiliyorlardı.




darwinist telkinler



Darwinistler, gençleri sürekli evrim safsatasının telkinleriyle yetiştirerek, Darwinizm'in büyüsünü yok etmek istemiyorlar. Avrupa Parlamentosu gibi kurumların Yaratılış Atlası'nı okullarda yasaklamak istemesindeki amaç da, işte bu Darwinist büyüyü ayakta tutma çabasındandır.





Fakat artık bu yöntemler Darwinistlere bir fayda getirmiyor.

Günümüzün geçmişten farkı, uluslararası toplantılarda alınan bu kararların geçmişte insanlar üzerinde etkili olması ve Darwinizm büyüsüne kapılmış olan insanları daha fazla Darwinizm'e yaklaştırabilme amacına ulaşılabilmesiydi. Oysa şu anda gelinen noktada, Avrupa Konseyi toplantısında Yaratılış Atlası kürsüde havaya kaldırılarak, bu kitaba karşı nasıl mücadele edilebileceği tartışılmış ve Darwinizm'in uğradığı mağlubiyetin oluşturduğu öfke açıkça hissedilmiştir.

Tüm bunlar kuşkusuz ki bir yenilgi göstergesidir. Bunlar, Darwinizm'e karşı yürütülen bilimsel ve akılcı ilmi mücadelenin etkili olduğunu göstermektedir. Evrimci Profesör Ümit Sayın, Science dergisine yaptığı bir açıklamada Harun Yahya eserlerinin etkisiyle gelinen durumu şu sözlerle ifade etmiştir:


Artık yaratılışçılara karşı bir savaş yok. Savaşı onlar kazandılar, 1998'de Türkiye Bilimler Akademisi'nden altı profesörü yaratılışçılara karşı konuşmaları için motive etmiştim. Artık, bugün bir kişiyi bile motive etmek imkansız.197


Elbette hiç kimse, doğru olmadığını bile bile, deşifre olduğunu göre göre Darwinizm yalanını konferans salonlarında anlatmaya girişmeyecektir. Çünkü Darwinistlerin, yaratılış gerçeğine karşı getirebilecekleri tek bir delil ve tek bir bilimsel açıklama bulunmamaktadır.

Darwinizm büyüsünün etkisinin yok olması, şüphesiz Darwinizm'i tam anlamıyla ortadan kaldırmıştır. Çünkü bu sapkın din, deccalin büyü sistemi ile sürdürülmeye çalışılmaktadır. Deccalin büyüsü dağıldığında ise, teorinin bilimsel temeli olmadığından, artık teoriyi ayakta tutabilecek hiçbir unsur kalmamıştır. Artık deccali sistem olan masonluğun Darwinizm'i canlı tutabilmek için kullanabileceği hiçbir yöntem işe yaramayacaktır. Geçmiş yüzyıllarda insanların canla başla savundukları Dünya'nın dev bir kaplumbağanın sırtında durduğu hikayeleri şu anda bizlere ne kadar mantıksız geliyorsa, Darwinizm de gelecek nesiller için aynı şekilde komedi unsuru olacaktır. İnsanlar, Nobel ödüllü profesörlerin, üniversite öğretim üyelerinin, bilim adamlarının böyle bir komediye nasıl inandıklarına ve nasıl böyle bir safsatanın peşinden sürüklendiklerine anlam veremeyeceklerdir. 20. yüzyıl, tüm Darwinist bilim çevreleri için bir utanç yüzyılı olarak anılacaktır.

Deccali Sistem, İsa Mesih (a.s.)'ın Nuzûlü ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın Zuhuru İçin Özel Olarak Yaratılmıştır



Yüce Rabbimiz, dünya hayatının sonunun yaklaştığı ahir zaman adı verilen dönemde, tüm zorlukların, savaşların, terör, dejenerasyon ve korkuların hüküm sürdüğü bir zamanda, dünyaya mübarek bir şahsı gönderecek ve onun vesilesiyle her türlü zulmü ve adaletsizliği sona erdirecektir. Bu mübarek şahıs Hz. Mehdi (a.s.)'dır. Hz. Mehdi (a.s.)'ın zuhurunun ardından Hz. İsa (a.s.) yeniden yeryüzüne gelecek ve Hz. Mehdi (a.s.) ile birlikte, tüm dünyaya İslam ahlakını hakim kılacaktır.

Hz. İsa (a.s.)'ın ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın çıkışından önce dünyanın büyük bir herc-ü merc içinde kalacağı ve dünyaya dinsizliği, ahlaki çöküntüyü, zulmü, haksızlığı ve kan dökmeyi yayacak deccaliyetin ortaya çıkacağı bildirilmiştir. Allah, adetullahı gereği zıt düşünceleri birlikte yaratır. Allah, Hz. Musa'yı yarattığında onun zıttı olan Firavun'u da yaratmıştır. Hz. İbrahim'i yaratan Allah, ona karşı gelecek olan Nemrut'u da yaratmıştır. Allah, ahir zaman dediğimiz ve rivayetlere göre içinde bulunduğumuz bu dönemde ise masonların idaresindeki deccaliyeti ve deccaliyetin önemli oyunlarından biri olan Darwinizm'i yaratmıştır. Ahir zamanda Hz. İsa (a.s.)'ın ve Hz. Mehdi (a.s.)'ın insanları güzel ahlaka, imana, huzura ve güvenliğe davet etmeleri karşısında; kargaşayı ve çatışmayı savunan, acımasızlığı ve bencilliği telkin eden, insanları yıkıma ve helake sürükleyen deccaliyet, yani masonluk, bu amaçla Darwinizm'i kullanmaktadır.

Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri, Emirdağ Lahikası'nda Hz. Mehdi (a.s.)'ın birinci görevinin, Darwinizm'in ve materyalizmin insanlar üzerindeki etkisini tam olarak kaldırıp, bu deccali akımları fikren yerle bir etmek olduğunu ifade etmiştir. Bediüzzaman, Hz. Mehdi (a.s.)'ın, Darwinizm ve materyalizme karşı kazanacağı kesin başarı ile insanların imanına vesile olacağını şöyle haber vermiştir:


Çok defa mektuplarımda işaret ettiğim gibi, Mehdi Al-i Resul'ün (Peygamberimiz (sav)'in soyundan gelen Hz. Mehdi'nin) temsil ettiği kudsi (mukaddes, kutsal) cemaatinin şahsı manevisinin üç vazifesi var. ... Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutiyle (etkisiyle) ve maddiyyun ve tabiyyun (materyalizm ve Darwinizm inancını) beşer (insanlık) içinde intisar etmesiyle  (yayılmasıyla) her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini (maddeci düşünceyi) tam susturacak bir tarzda imanı kurtarmaktır."198


Dolayısıyla Hz. Mehdi (a.s.)'ın asli görevlerinden bir tanesi, materyalist ve Darwinist felsefeyi fikren tam anlamıyla ortadan kaldırmak ve Allah inancını dünyaya hakim etmektir. Masonların ahir zamanda kitlelere yaydığı bu sapkın din, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) tarafından ilmen yok edilecektir.




manzara




Aldatmacayla tüm dünyayı kandırmayı başarmış olmaları, Darwinist diktatörlüğün tüm dünya üzerinde sahte bir egemenlik kurmuş olması, Darwinistleri yanıltmaktadır. Darwinistler, bu sahte başarının  Allah'ın yarattığı imtihanın bir sırrı olduğunu fark edemediklerinden, bunu gerçek bir başarı zannetmiş ve yıkılmayacaklarını sanmışlardır. Oysa böyle sahte başarılar, gerçek ve doğru olanın ortaya çıkıp üstün gelmesi için gerçekleşir. Sonucunda ise mutlaka, Allah'ın istediği, Allah'ı yücelten düşünce galip olup üstün gelir.

Şu anda Darwinizm'in durumu da böyledir. Sahtekarlıkla elde edilen dünya hakimiyeti büyük bir hezimete doğru gitmektedir. Çünkü bu, Darwinizm'in kaderidir. Darwin, Allah dilediği için Darwinizm'i ortaya atmıştır. Darwinizm, Allah dilediği için dünyaya hakim olmuştur. Ve şimdi bu sapkın inanç, Allah dilediği ve Allah'ın kaderde takdir ettiği vakit geldiği için köklü ve büyük bir yenilgiye uğramaktadır. İnsanlar, Allah'ın belirlediği bir kader dahilinde Darwinizm fitnesine uymuşlardır. Şimdi de, yine Allah'ın belirlediği kader içinde, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)'a uyacaklardır ve tüm dünya, Hz. Mehdi (a.s.)'ın, Darwinizm'i, materyalizmi, kısacası tüm deccali sistemleri ortadan kaldırıp fikren yok etmesiyle bu sapkın fitneden kurtulmanın huzuruna kavuşacaktır.

Tüm deccali sistemler, yok olmaya ve yenilgiye uğramaya mahkum olarak yaratılmıştır. Darwinizm de böyledir ve Allah'ın dilemesiyle büyük bir yenilgi ve yok oluş içindedir. Tarihin en büyük kitle aldatmacası olan Darwinizm, tarihin en büyük yenilgisini yaşamaktadır. Darwinizm tarihi, gelecek nesillerin şaşkınlık içinde andığı bir utanç dönemi olarak hatırlanacaktır.

Yüce Allah, hükmüne baş eğilen, tüm varlıkları kontrolü ve iradesi altında tutandır. Allah'ın belirlediğinin dışında sapkın bir din oluşturup, bu uğurda çaba gösterdiklerini zanneden Darwinistler, aslında isteseler de istemeseler de, Allah'ın hükmüne boyun eğmiş olarak yaşarlar. Allah bir ayetinde şöyle bildirmiştir:


Peki onlar, Allah'ın dininden başka bir din mi arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O'na teslim olmuştur ve O'na döndürülmektedirler. (Al-i İmran Suresi, 83)


Deccalin oyununa gelen Darwinistler de dahil tüm varlıklar, mutlaka bir gün Allah'ın huzurunda toplanacaklardır. Rabbimiz'in Katında hesaba çekilecek ve yaptıklarından, düşündüklerinden, uyguladıklarından dolayı sorgulanacaklardır. Hesap günü kesin bir gerçektir. İşte bu nedenle masonların etkisi altında kalmış olan tüm Darwinistlerin, gerçekleri açıkça gördükleri şu günlerde, inatçı ve gururlu ısrarlardan vazgeçip, vicdanlarına uymaları ve doğru yolu tercih etmeleri kurtuluşa giden en önemli yoldur. Allah'ın hükmü haktır, mutlaka gerçekleşecektir ve kurulmuş hiçbir düzen, Allah dilemedikçe, bunun önüne geçemeyecektir. Darwinizm aldatmacasına bağlı kalmada ısrar eden, bu yalanın peşinden koşmaya ve insanları aldatmaya devam etmekte kararlı olan her insanın bu gerçeği hiçbir zaman unutmaması gerekmektedir.


Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin. Ancak kim yüz çevirir ve inkar ederse, Allah, onu en büyük azap ile azaplandırır. Şüphesiz onların dönüşleri Biz'edir. Sonra onları hesaba çekmek de elbette Biz'e aittir. (Ğaşiye Suresi, 21-26)


 


Dipnotlar



185. Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 252

186. http://tempsreel.nouvelobs.com/actualites/sciences/vivant/20090703.OBS2955/les_etudiants_et_la_connaissance_de_levolution_les_reac.html

187. S. Lovtrup, Darwinism: The Refutation of a Myth, Londra, Croom Helmm, 1987, s. 422 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 253

188. Michael J.Behe, Darwin's Black Box: The Biochemical Challenge to Evolution, Free Press, arka kapak

189. William Fix, The Bone Peddlers, New York, Mcmillan, 1984, s. 179-180 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 219

190. Robert A. Martin, Missing Links, Jones and Barlett Publishers, UK, 2004, s. 55

191. Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery, Sphere Books Ltd., 1984, s. 11

192. Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery, Sphere Books Ltd., 1984, s. 11

193. Gordon Rattray Taylor, The Great Evolution Mystery, Sphere Books Ltd., 1984, s. 15

194. H. S. Lipson, "A Physicist Looks at Evolution", Physics Bulletin, vol. 31, 1980, s. 138 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 220

195. E. O. Wiley, "Review of Darwin Retried by by MacBeth", Systematic Zoology, vol. 24, 1975, s. 270 - Nicholas Comninellis, Creative Defense, Evidence Against Evolution, Master Books, 2001, s. 225

196. Ben Stein, Expelled "No Intelligence Allowed", 2008

197. Robert Koeing, Creationism Takes Root Where Europe, Asia Meet, Science, 18 Mayıs 2001, Vol. 292. no. 5520, s. 1286 - 1287

198. Bediüzzaman Said Nursi, Emirdağ Lahikası, sf. 259

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü