Harun Yahya


Yermuk'ün Yardım Çığlığı



Arab News ve Jefferson Corner – 25 Nisan 2015






Reklam dünyası tuhaf bir çelişki içeriyor. Televizyon kanalları tarafından her gün reklam bombardımanına maruz kalıyor, çikolata gibi iştah açıcı gıda ürünlerini tüketmemiz için ikna edilmeye çalışılıyoruz. Ne var ki aynı kanallar fazla kilolardan kurtulmayı vaat eden egzersiz çalışmalarını ve diyet ürünlerini de dikkatlerimize sunuyor.
Medya dünyası da bundan farklı değil. Medya araçları tarafından süte muhtaç zavallı bebeklerin, kurşun yaralarının iyileşmesi için antibiyotiğe ihtiyaç duyan insanların görüntüleri sürekli olarak karşımıza getiriliyor. Ancak bu görüntüler sadece en iyi fotoğraf kareleri olarak görünmekte ve en nihayetinde ise istatistik bilgileri olarak yer almakta. Evet, Suriye'de tiyatro sahnesinde kimsesiz ve çaresiz terk edilmiş olan Yermük halkından söz ediyoruz.
Yermük, 1948 yılında İsrail'in kuruluşundan bu yana 160 bin Suriyeliye ev sahipliği yaptı. Kampın bir Paris olduğu söylenemezdi belki ama Suriyeliler için her şey yolundaydı. Her an ölüm korkusuyla yaşamak zorunda kalmadıkları normal bir hayatları vardı. Ne var ki Aralık 2012'de Baas rejiminin kendi vatandaşlarına saldırmaya başlamasıyla Yermük dünyanın en büyük açık cezaevi halini aldı.
Rejim güçleri, muhaliflerin Yermük'ü kullandığını iddia ederek, Yermük halkını gıdasızlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa terk etti. Özellikle de bir resim dünyaca tanındı. Ortaçağdan bir sahneyi çağrıştıran bu resim, sokağı dolduran birçok insanın sınırlı sayıda insani yardımı alabilmek için çaresiz bekleyişlerini gösteriyordu.
Ancak yaygın medyada, karton kutuların içerisinde donmuş bebek cesetleri, açlıktan ölüme terk edilmiş bebekler ve buz üzerinde çıplak ayakla yürümek zorunda olan küçük çocukların görüntüleri hiç bir zaman yer almadı. Ya da cesur görünmeye çalışan 10 yaşındaki çocuğun BBC videosunda olayları anlattığı video görüntüleri... Kendini durumdan etkilenmemiş gibi göstermeye çalışırken "evet, açız" diyor ve daha fazla dayanamayıp, bir yandan zayıf düştüğü için utanç duyarken bir yandan da kendini tutamıyor ve ağlamaya başlıyordu.







Yermük'teki halk, basının bölgeye ulaşması ile içinde bulundukları durumu pankartlarla dünyaya anlatmaya çalıştılar. BM yardımları bölgeye ulaşsa da halkın yaşadığı kabus henüz sona ermiş değil.
Yermük halkı haykırıyor: 
"Su kesik, yemek yok, elektrik yok, etrafımız kontrol noktaları ile çevrelendi, günlük bombalanıyoruz. Bu adeta bir kuşatma."'
"'BM, bizim var olmadığımızı söylüyor.' Abluka altındaki Yermük halkı."
"Biraz ekmeğe, şekere, süte ve una ihtiyacım var. Yermük kampı"
"Susuz geçen 16 gün. Yermük."
 


Yermük ve obezite ile mücadele veren dünyanın diğer bölümü arasındaki fark o kadar büyük ve keskin ki, sanki iki bambaşka dünya gibi. Bu fark tıpkı açlıkla yaşam mücadelesi veren bir toplumun eğlence için diğer toplum tarafından izlenmesini konu alan filmler gibi. Günümüzde ise zalim olanlar filmlerdeki kötü karakterlerden çok daha zalimler çünkü tüm dünya bu görüntüleri bir film gibi izlemekte.
Acımasızlık, açlık, cinayet artık dünyanın bu bölümünün ortak yönleri haline geldi. Dünyanın diğer bölümü için ise, bu haberleri dinleyip geçip, hiç etkilenmeden hayatlarına devam edebilmek çok alışıldık bir durum.
Bugün 18,000 insan Yermük'te ölüme terk edildi. BM acil tahliye çağrısı yaptı ve son haberlere göre 2000 kişi tahliye edildi.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Pierre Krahenbuhl, krizden etkilenen Yermük mültecilerini görmek ve yardımın ihtiyaç içindeki insanlara nasıl gönderilebileceği konusunu danışmak üzere liderlerle görüştü. Bunlar güzel haberler ancak yeterli değil. O halde ne yapılmalı?







2. Yermük'ü kurtarın


3. Yermük'ü kurtarın



Yermük'teki durum için sadece "insanlık dışı" deyip geçmek yeterli değildir. Suriye bu felaketi sürekli olarak yaşamaktadır. Müslümanların birlik halinde bu trajediyi ortadan kaldıracak tedbirler alması şarttır.



Radikal terör örgütlerine yön verenler de dahil olmak üzere Ortadoğu'daki sorunların gerçek çözümüne değinmeden önce, bu insani yardım sorunuyla ilgili kısa vadeli ve hızlı düzenlemeler yapmalıyız. BM'nin de üzerinde durduğu gibi tüm sivil halkın bir an önce tahliye edilmesi şarttır. Güvenlik Konseyi Pazartesi günü acil bir toplantı düzenledi ancak daha hızlı olmaları gerekmekte. Aralarında 3500 çocuğun da yer aldığı sivil halka yardım edilmesi amacıyla Özgür Suriye Ordusu ve diğer muhalif gruplarla iş birliği yapılması bir yol olabilir. Pierre Krahenbuhl, Suriye rejim güçlerinin Yermük'e attıkları varil bombası raporları üzerine durumu "insanlık dışı" olarak nitelendirerek çağrıda bulundu.
Başka bir senaryo ile, Rus ordu birliklerinden birinin nezaretinde mültecilerin insani yardım kuruluşlarının desteğiyle bölgeden tahliye edilmeleri sağlanabilir. Ne rejim güçleri bu esnada Rus birliğine karşı çıkmaya çalışacaktır ne de IŞİD yeni bir cephe açmak isteyecektir.
Bu insanların karşılaştıkları diğer bir sorun ise gidecekleri neredeyse hiçbir yer olmamasıdır. Ürdün, Lübnan ve Mısır Suriye'den Filistinli mültecilerin girişini yasakladı. Irak'ta çatışmalar olduğu için oraya da gidemezler. Türkiye ise her zaman zor durumda kalan insanlara ev sahipliği yapmıştır. Türk yetkililerin şu anda acil olarak yapacağı misafirperver bir açıklama çok büyük bir adım olacaktır.
Dünyanın acil olarak o bölgedeki masum halkın tahliye edilmesi işlemini başlatması gerekiyor. Unutmayın ki, orada hasta ve yaralı çocuklar, kadınlar ve yaşlılar var ve yardımımızı bekliyorlar. Kendinizi onların yerine koyun ve onlara yardım etmek için elinizden geleni yapın.


Sn. Adnan Oktar'ın bu makalesi, Arab News ve Jefferson Corner gazetelerinde yayınlanmıştır:
Yayınlanan Gazete Linki:
http://www.arabnews.com/news/734206
http://www.jeffersoncorner.com/yarmouk-cries-for-help/
İngilizcesi:
http://www.harunyahya.com/en/Articles/201700/yarmouk-cries-for-help
Türkçesi:
http://www.harunyahya.org/tr/Articles/203562/Yermuk’un-Yardim-Cigligi









Belki Allah, sizlerle onlardan kendilerine karşı düşmanlık besledikleriniz arasında bir sevgi-bağı kılar. Allah, güç yetirendir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
(Mümtehine Suresi, 7)




 



Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü