Harun Yahya


Yemen'de Yaşanan, Artık Siyasi Değil İnsani Krizdir



National Yemen, 26 Nisan 2015



Arap koalisyon güçlerinin Yemen'de yürüttüğü Kararlılık Operasyonu'nun durdurulduğu ilan edildi. Ancak bombardımanın ara ara devam ettiği haberleri dünya kamuoyuna yansıyor.
Taraflar operasyona ilişkin bilanço tutarken Birleşmiş Milletler, Yemen'de 19 Mart tarihinden bu yana devam eden çatışmalarda ölenlerin sayısının 1000'i aştığını, 4,300 kişiden fazlasının yaralandığını açıkladı.1 Bu haberlere göre ağırlıklı olarak Sana, Aden, Sa'ada ve Al Dhale'e şehirlerinde meydana gelen çatışmalarda yaşanan can kayıplarının büyük kısmı kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Yalnız başkent Sana'da 209 kişinin öldüğü, 936 kişinin de yaralandığı bildirildi.
Bu arada, hava operasyonları sonucunda zaten zor durumda olan ülke ekonomisi iyice darbe aldı. Yemen'de fırınlarda ekmek üretimi durdu, hastalıklar genel nüfusu tehdit edecek boyutlarda yaygınlaştı ve uluslararası havaalanlarının kapalı tutulması nedeniyle gıda ve hayati ihtiyaçlar halka ulaştırılamaz hale geldi. Tüm bunlar nedeniyle şu an Yemen'in 26 milyon nüfusunun yarısından fazlasının insani yardıma ihtiyacı var. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (UNOCHA) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yaklaşık 2 milyon çocuğun ülkede eğitime devam edemediğini belirtirken, Yemen'deki sağlık sisteminin çökmek üzere olduğu uyarısında bulundu. Tüm bu bilgileri ve rakamları sadece bir istatistik olarak değerlendirmek mümkün değil; resmi kayıtlara geçen bu durum, Yemen'in artık bir insanlık krizinin eşiğinde olduğunu ortaya koyuyor.2



çiçek buketi


Kimi kaynaklara göre Suudi Arabistan'ın öncülüğünde yürütülen operasyonun sona erdirilmesinin asıl nedeni ülkede büyüyen insani kriz. Husilerin yerleşim bölgelerine yönelik saldırıları ile koalisyon güçlerinin bombardımanları ve yoğun sokak çatışmaları nedeniyle özellikle başkent Sana sakinleri evlerini terk etmek zorunda kaldılar.
Operasyonun sona ermesinden 3 hafta önce binlerce Yemenli çatışmalardan kaçarak Cibuti ve Somali'deki mülteci kamplarına sığındı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR), Yemen'de önümüzdeki 3 ay içinde 274 milyon dolar acil insani yardıma ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.3





cami sütunları




Ülkeye yakıt ve gıda yardımının yapılamaması, elektrik kesintileri ve güven ortamının bulunmaması nedeniyle tüm Yemen halkı tedirginlik içinde. İnsan hakları kuruluşları abluka altındaki bazı bölgelerde özellikle fakir ailelerin gıda ve ilaç temin edemediğine dikkat çekiyorlar. Güvenlik ve sağlık alanında problemlerin yaşandığı, temel hizmetlerin verilemediği ülkede halk, istikrarın yeniden sağlanacağı günleri umutla bekliyor. Oxfam isimli yardım kuruluşunun Yemen'deki insani durumla ilgili açıklamasında, "Yemen'deki insani durum endişe verici. Ülke nüfusunun yüzde 60'ı yardımlara güveniyor" diye belirtiliyor. Yapılan tespitlere göre, gıda ve yakıt eksikliği yaşanmasının nedeni operasyon sırasında ülkeyi hedef alan hava saldırıları.4
Yemen'de son bir ay içinde yaşanan tüm bu gelişmeler aslında somut bir gerçeği ortaya koyuyor. Batılı ülkeler çeşitli siyasi hedefleri uğruna, kendilerince üçüncü dünya ülkeleri olarak sınıflandırdıkları coğrafyalarda askeri operasyonlar düzenlemekte ve bu müdahalelere lojistik, istihbarat ve silah desteği sağlamakta sakınca görmüyorlar. Sözde bölgede terörizmle mücadele etmek ve istikrarı sağlamak bahanesiyle bu ülkelere istihbarat elemanlarını, askeri üs ve personellerini yerleştiriyorlar. Ve aslında sadece kendi çıkarları için yaptıkları bu operasyonlarda masum sivillerin, kadın ve çocukların öldürülmesi ise onlar için hiçbir önem taşımıyor. Yemen örneğinde olduğu gibi büyük can kayıpları yaşandıktan, söz konusu ülkeye maddi manevi ağır hasarlar verildikten sonra, uluslararası örgütler sadece bu kayıplarla ilgili rapor ve istatistikler hazırlayıp basına açıklamakla yetiniyorlar.
Yemen'de her insanı etkileyen bu kargaşa ve çatışma ortamının sona erdirilmesi, insanlık krizinin aşılması, güvenlik ve istikrarın sağlanması ve ülkenin maddi ve manevi refaha kavuşması için yapılması gereken, toplumda mezhep kaynaklı parçalanmanın, gruplaşmanın sona erdirilmesidir. Müslümanlar birbirlerini Şii ya da Sünni olmakla suçlayıp, kardeş kanı akıtmaya devam ettikçe, yaşanan bu sıkıntılar sona ermeyecektir. Oysa Peygamberimiz (sav) döneminde onunla birlikte hareket eden Müslümanlar arasında kavmiyet veya soy ayrımcılığı bulunmuyordu. Günümüzde acının asıl nedeni, İslam ülkelerinin bu samimiyetten, sevgi ve şefkat ahlakından uzaklaşmış olmalarıdır.
Bilindiği gibi Ortadoğu'da Arap, Türkmen, Azeri, Fars, Kürt, Türk gibi çok sayıda etnik grup bulunuyor. Tüm bu etnik grupların ortak noktası ise Müslüman olmaları. Asıl önemli olan temel birlikteliği, sevgi ve kardeşlik bağlarını oluşturan bu hayati değer terk edildiği için, Osmanlı'nın yıkılışından bu yana Ortadoğu'ya istikrar, barış ve huzur gelmedi. Yalnız Yemen'de değil, İslam dünyasında hakim olan şiddet ve terörün, geri kalmışlık ve istikrarsızlığın sona ermesi için bir an önce tüm Müslümanların birlik olmaları gerekiyor. Ülkelerin kendi çıkarlarını değil, bölgedeki tüm insanların maddi ve manevi rahatını, huzur ve güvenliğini sağlayacak politikaları uygulamaları ile bu acılar son bulabilir.
Yemen'in güçlenmesi, yaralarını sarması, anlaşmazlıkları sona erdirmesi ve tüm İslam coğrafyasına örnek olacak kültürel, ahlaki ve sosyal kalkınmayı elde edebilmesi için öncelikle yapılması gereken, ülkedeki tüm Müslümanların hiç zaman kaybetmeden candan bir sevgiyle birbirlerini kucaklamaları, kardeş olduklarını unutmamalarıdır. Bunun için ülkedeki Şii ve Sünni gruplar birlik oluşturmak için acilen gerekeni yapmalıdırlar.
 

Dipnotlar


1- http://www.unmultimedia.org/radio/english/2015/04/news-in-brief-22-april-2015-am-2/#.VTsOxa2qqkr
2- http://www.unocha.org/yemen
3- http://www.haberturk.com/dunya/haber/1069355-yemeni-bombalayan-pilotlara-benden-bentley-
4- http://tr.euronews.com/2015/04/20/yemen-de-sivil-kayiplar-artiyor/










Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü