Harun Yahya


Peygamberimiz (S.A.V.)'in Allah’ın İzniyle Gaybten Haberler Verdiğine Dair Bazı Örnekler



Allah'ın Gaybı, Elçilerinden Dilediğine Bildirdiğine Dair Kuran Ayetleri



Gaybı Allah'tan Başka Kimsenin Bilmeyeceğine Dair Ayetler



De ki: "Göklerde ve yerde gaybı Allah'tan başka kimse bilmez. Onlar ne zaman dirileceklerinin şuuruna varmıyorlar." (Neml Suresi, 65)

Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez... (Enam Suresi, 59)


Allah Kullarından Dilediklerine Gaybı Bildirir



O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka... (Cin Suresi, 26-27)

... Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır. (Al-i İmran Suresi, 179)

Bunlar, gayb haberlerindendir; bunları sana vahyediyoruz. Onlardan hangisi Meryem'i sorumluluğuna alacak diye kalemleriyle kur'a atarlarken sen yanlarında değildin; çekişirlerken de yanlarında değildin. (Al-i İmran Suresi, 44)

Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz (güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir. (Hud Suresi, 49)

Bu, sana (ey Muhammed) vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar, (Yusuf'un kardeşleri) o hileli-düzeni kurarlarken, yapacakları işe topluca karar verdikleri zaman sen yanlarında değildin. (Yusuf Suresi, 102)

Hani Peygamber, eşlerinden bazılarına gizli bir söz söylemişti. Derken o (eşlerinden biri), bunu haber verip Allah da ona bunu açığa vurunca, o da (Peygamber) bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda haberi verince (eşi) demişti ki: "Bunu sana kim haber verdi?" O da: "Bana bilen, (herşeyden) haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti. (Tahrim Suresi, 3)


HZ. İSA (A.S.)



Hani Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler. (Saff Suresi, 6)

... Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır." (Al-i İmran Suresi, 49)


HZ. YUSUF (A.S.)



Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir... (Yusuf Suresi, 37)


Peygamberimiz (S.A.V.)'e Kıyamete Kadar Olan
Bazı Olayların Bildirildiğine Dair Hadisler



İmam Taberani 'nin naklinde İbn-i Ömer (r.a.) kainatın hocası Efendimiz Hazretleri'nden rivayet eder: "GERÇEKTEN HAK TEALA HAZRETLERİ DÜNYANIN TAMAMINI BANA YÜKSELTTİ. YANİ DÜNYANIN HER YERİNİ BENİM KARŞIMA TUTTU. BEN O DÜNYAYA VE KIYAMET GÜNÜNE DEĞİN ONDA OLACAK HADİSELERE ŞU AVUCUMUN İÇİNE BAKTIĞIM GİBİ BAKARIM." (Mevahib-i Ledünniyye, Osmanlıcaya çeviren: Baki, 2. Cilt, sf.376)

Hz. Huzeyfe anlatıyor: "Resulullah (s.a.s) bir gün kalktı; bize kıyamete kadar olacak şeyleri anlattı. Bunları belleyen belledi, unutan unuttu. Bu arkadaşlarım bunu bilirler. Resulullah (s.a.s)'ın haber verip de, benim zamanla unuttuğum şeyleri, o şey olduğunda hatırlıyorum. Tıpkı, kişi birisini yokluğunda hatırlamayıp onu gördüğünde tanıması gibi..." (Tirmizi, Fiten: 23)

Yine O şöyle demiştir: "Rasûlullâh (sav) bana kıyamete kadar olacakları anlattı. Ben O'na olacak herşeyden sordum, sadece Medine halkını neyin çıkaracağını sormadım. (Müslim, Fiten ve Eşrâtu's-Sâat (18/16 Nevevi Şerhi)

Ebû Zeyd Amr b. Ahtab el-Ensârî (ra) şöyle demiştir: "Rasûlüllâh (sav) bize sabah namazını kıldırdıktan sonra minbere çıktı, öğleye kadar hutbe verdi ve indi. Namazı kıldı. Sonra minbere çıktı. Güneş batana kadar hutbe verdi. Bize olmuş ve olacak şeyleri anlattı. Onları en iyi bilenimiz en çok ezberleyenimizdir." (Müslim, Fiten ve Eşrâtu's-Sâat (18/16 Nevevi Şerhi)

Huzeyfe b. Yemân (ra) şöyle demiştir: "Vallahi ben kıyamete kadar olacak fitneleri insanlar içinde en iyi bilenim. Rasûlullâh (sav) bana gizli olarak anlattığı bu şeyleri başka kimseye anlatmamıştır. Fakat Rasûlüllâh (sav) fitneleri benim de içinde bulunduğum bir mecliste anlatıyordu. Fitneleri sayarak dedi ki: (Onlardan üç tanesi neredeyse hiçbir şeyin peşini bırakmaz, bazıları yaz rüzgârı gibidir. Küçüğü de vardır, büyüğü de.)"

Huzeyfe şöyle demiştir: "Benden başka o mecliste bulunan insanların hepsi gitti." (Müslim, Fiten ve Eşrâtu's-Sâat (18/16 Nevevi Şerhi))

Resulullah (s.a.s), kendisinin bu farklılığına şu sözleriyle dikkat çeker: "Ben sizin görmediğinizi görür, duymadığınızı duyarım." (Tirmizi, Zühd: 9; İbn Mace, Zühd, 19 D. el-Marife, Beyrut, 1996)


Peygamberimiz (S.A.V.)’ın Olacağını Bildirip,
O Hayattayken Gerçekleşmiş Olan Bazı Olaylar



Bir gün Resulullah (s.a.s) mihraptayken der: "Saflarınızı düzgün tutun. Ben sizi önümde iken gördüğüm gibi, sırtım dönük olduğunda da görürüm." (Buhari, Ezan: 72)

Hz. Peygamber (s.a.s), Bedir Savaşı'ndan bir gün önce küfrün liderlerinden kimin nerede öldürüleceğini teker teker haber vermiştir. (Müslim, Cennet: 76)

Habeş kralı Necaşi'nin öldüğü gün Hz. Peygamber (s.a.s) ashabına: "Bugün bir kardeşiniz vefat etti. Haydi namazını kılalım" der. Kalkarlar, onun cenaze namazını kılarlar. (Buhari, Cenaiz: 55)

Bir hadiste Peygamberimiz (sav) Ebu Süfyan'ın içinden geçirdiklerine bir cevap vermiş ve Ebu Süfyan bu durum karşısında bu mübarek insanın peygamberliğine şahitlik ettiğini söylemiştir:

Ebu Süfyan mescidin bir kenarında oturuyordu. Birgün Rasulullah (sav) elbisesine bürünerek evinden çıktı. Ebu Süfyan oturduğu yerden: "Acaba bu ne ile mağlub etti" dedi. Rasulullah (sav) Ebu Süfyan'ın yanına gelip eliyle onun sırtına vurdu ve: "Seni Allah ile mağlup ettim" dedi. Ebu Süfyan: "Senin Allah Rasulu olduğuna şahitlik ederim" dedi. (Haris; İbn Hacer Askalani, Metalib-u Aliye 4, Tevhid Yayınları, 1996, 3839, s. 17)

Peygamber Efendimiz (sav)'in insanların içinden geçirdiklerini anlayıp, buna göre cevap vermesine bir diğer örnek ise Vabısa (r.a.) ile ilgili olan hadistir:

Resulullah (sav)'a geldim. Niyetim iyilik ve günahtan ona sormadık bir şeyi bırakmamaktı. Etrafını Müslümanlardan bir cemaat çevirmişti, durmadan ona sorup fetva istiyorlardı. Onları yara yara ilerlemek istedim.

- "Allah Resulünden uzak dur, ey Vabısa!" dediler. Şöyle cevap verdim:
- Bırakın beni de ona iyice yaklaşayım! Kendine yakın olmak istediğim insanların en sevimlisidir o!
- "Bırakın Vabısa'yı!" buyurdu. İki veya üç kere de bana hitaben:
- "Ey Vabısa yaklaş!" dedi. Nihayet O'na yaklaşıp önünde oturdum. Bana şöyle buyurdu:
- "Ey Vabısa" sana ben mi haber vereyim, yoksa sen mi bana sorarsın!"
- Bilakis sen bana haber ver! dedim. Şöyle buyurdu:
- İyilik ve günah hakkında sormak için geldin değil mi?
- Evet! dedim. Bunun üzerine parmaklarının uçlarını bir araya getirip onlarla göğsüme vurarak şöyle buyurdu:

"Ey Vabısa, kalbine danış, kendine danış! –iyilik, insanlar sana fetva verseler, fetva vermeseler de, kendi kalbinin yatıştığı şeydir; günah da, kalbi kazıyan (rahatsız eden) göğüste dolaşıp duran şeydir!" (İbn-i Kesir, Peygamberimiz (sav)'in Şemaili, Mucizeleri, Çelik Yayınevi, s. 361)


Peygamberimiz (Sav)'ın Ahir Zamana Yönelik Olayları Haber Verdiği Bazı Hadisler



Kabe Baskını (Hicri 1400'in ilk günü – 1 MUHARREM 1400) (1979)



Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, s. 168-169)

İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)


Kabe'de Kan Akıtılması (1987)



Resulullah buyurdu: Ramazan'da bir seda, Şevval'de bir ses, Zilkade'de kabileler arasında savaş olur. Hacılar talana uğrar. Mina'da ölülerin çok olacağı bir savaş olur, öyle ki orada taşları kan gölü içinde bırakacak kadar kan akar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 31)

Zilkade ayında kabileler savaşır, hacılar kaçırılır, melhameler (kanlı harpler) olur. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 34)


Doğu Tarafından Geceyi Aydınlatan Büyük Bir Ateşin Görülmesi (1979)



Hüseyin b. Ali (RA) dan şöyle rivayet olunmuştur:

"GÖKYÜZÜNDE DOĞU CİHETİNDEN, GECEYİ AYDINLATAN BÜYÜK BİR ATEŞ GÖRDÜĞÜNÜZ VAKİT, İŞTE O AN, HZ. MEHDİ (A.S.)'IN GELİŞ VAKTİDİR." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)


İran-Irak Savaşı (1980)



Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları,
Zilhicce'de ise harb vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, s. 166)


Fırat'ın Suyunun Kesilmesi



Fırat Nehri'nin suyu çekilerek altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim, o zaman orada bulunursa o hazineden bir şey almasın. (Riyazü's Salihin, 3/332)

Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için harb edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek, onlardan her adam, "keşke kurtulan ben olsaydım", diyecektir, buyurmuşlar. (Sahih-i Müslim, 11/320)


Iraklıların Parası Kalmayacak



"Irak halkına ölçeğin (gıdanın) ve dirhemin (paranın) yasaklanması yakındır. Sahabi sorar: 'Ya Resulullah, bu nasıl olacak?' Resulullah cevap verir: 'Acemler bunu yapacak. Bunları, Irak ehlinden men edecekler. " (Müslim, Fiten: 67)

"Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45)


Bağdat'ın Alevlerle Yok Edilmesi



Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir... (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177)


Bir Ordunun Kaybolması



Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir. (Naim Bin Hammad)

...Kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır. (Müslim'den; Geleceğin Tarihi 4, s.31)

Bir ordu savaş için gelir, çöle girdiğinde baş ve sonundakileri batar, ortadakiler de kurtulmaz. (Hanbel, Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud'dan; Geleceğin Tarihi 4, s.30)


Afganistan'ın İşgali (1979)



Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. ''
(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)


Ramazan Ayında 15 Gün Arayla Ay ve Güneş tutulması (1981-1982)



Mehdi için 2 alamet vardır ki... Bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır.(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)

Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 199)

Onun saltanatı zamanında, Ramazan Ayı'nın on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak... (Mektubat-ı Rabbani, 380. Mektup, 2/1163)


Kuyruklu Yıldızın Doğması
HALLEY KUYRUKLU YILDIZI (1986)



O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)


Fitnelerin Artması



"Fitneler olacak. O fitnelerde oturan ayakta olandan, ayakta olan yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlı olacak. Ona yaklaşan kendini kurtaramayacak. Kim o fitnelerde bir melce, bir sığınak bulursa, onunla kendini kurtarsın. (Buhari, Fiten: 9; Müslim, Fiten: 10; Tirmizi, Fiten: 29.)

"Zaman birbirine yaklaşacak. Amel azalacak. Cimrilik artacak. Fitneler zuhur edecek. HERC çoğalacak. " derler: 'HERC nedir?' Resulullah cevap verir: 'Öldürmek, öldürmek'. (Buhari, Fiten:5)


Boynuzu Andıran İki Uçlu Yıldızın Çıkışı LULİN KUYRUKLU YILDIZI (2009)



Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Vaad edilen Mehdi'nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan'a vardığı zaman, ŞARK TARAFINDA İKİ DİŞLİ, MÜNEVVER BİR BOYNUZ ÇIKAR." (İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1184)


Ekonomik Durumun Kötüleşmesi



Herkesin az kazançtan yakınması... Paraları için zenginlerin saygı görmesi... (Kıyamet Alametleri, s. 146)

Piyasanın durgun olması, kazançların azalması... (Kıyamet Alametleri, s. 148)

İşlerin kesad gitmesi. Herkes "satamıyorum, alamıyorum, kazanamıyorum!" diye yakınacak. (Kıyamet Alametleri, s. 152), (Ebu Davud'dan; Geleceğin Tarihi 4, s.30)


Azerbaycan'ın İşgal Edilmesi (1990)



...Ebu Basîr der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: Babam bana şöyle buyurdu: AZERBAYCAN'DAN MUTLAKA BİR ATEŞ ÇIKACAKTIR. VE HİÇBİR ŞEY ONUN KARŞISINDA DURAMAYACAK. BÖYLE BİR ŞEY OLUNCA EVİNİZDE OTURUN. Biz ne yaparsak siz de onu yapın. (Yani biz evde otururken siz de oturun). Ve bizim kıyam edenimiz (Hz. Mehdi (a.s.)) hareket ettiğinde süratle ve hiç durmadan ona doğru koşun... (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 311)


Tozlu Dumanlı Bir Fitne (11 Eylül 2001)



Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)


Kuraklığın Yaşanması



"Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü, bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez." (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s. 241)


Depremlerin Çoğalması



"DEPREMLER ÇOĞALMADIKÇA, fitneler zahir olmadıkça, cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz." (Kıyamet Alametleri, s. 109)

"Ümmetimde ZELZELELER olur. Öyle ki, BU ZELZELELERDE ON BİN, YİRMİ BİN, OTUZ BİN KİŞİ ÖLÜR. Allah, bu ölümü muttakilere öğüt, müminlere rahmet, kafirlere ise azap kılar." (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)


Vatikan'da Deprem (2009)



"… Hz. Mehdi (a.s.) ve talebeleri … (Roma'yı) tesbih ve tekbirle feth edeceklerdir… O şehrin (VATİKAN'IN) surları bir bir yıkılacaktır..."
(Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, sf. 204)

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü