Harun Yahya


Acil Yardım: Adrenalin Hormonu



Tehlike veya bir korku anında her insana yardım eden bir molekül vardır: Adrenalin hormonu. Bu hormon, örneğin kullandığı uçağı arıza yapan bir pilotun beyin hücrelerini alarma geçirir, beynine daha çok kan ve şeker gönderir ve pilotun daha dikkatli olabilmesini sağlar. Aynı zamanda pilotun kalp atışlarını ve kan basıncını artırır, daha atik ve daha hızlı olabilmesini sağlar; solunum yollarını açar, böylece daha fazla oksijen almasını ve kas ve beyin hücrelerine daha çok kan gitmesini sağlar. İskeleti ve kasları daha güçlü kasar, kanda bulunan şeker seviyesini artırır ve böylece pilotun fazladan ihtiyaç duyduğu enerjiyi alması için imkan sağlar.

hipotalamus

Şekil 29
Korku veya heyecan anında beyin, böbrek üstü bezlerine yıldırım gibi bir emir gönderir.


Şekil 30
Böbrek üstü bezinin iç bölgesinde bulunan hücreler derhal alarm durumuna geçer.


Şekil 31
Ve acil olarak adrenalin hormonu salgılar.




bobrekustubezi


Böbrek üstü bezlerinin ürettikleri ve depoladıkları bu mucizevi hormon birçok özelliğe sahiptir ve Allah'ın üstün ilminin ve kusursuz yaratışının bir delilidir.

Öncelikle adrenalinin yukarıda sayılan etkileri nasıl meydana getirebildiğini inceleyelim. Tehlikenin ortaya çıkması ile birlikte vücutta alarm düğmesine basılır. Beyin, böbrek üstü bezlerine yıldırım gibi bir emir gönderir. Böbrek üstü bezinin iç bölgesinde bulunan hücreler alarm durumuna geçer ve acil olarak adrenalin hormonu salgılar. Adrenalin molekülleri kana karışır ve vücudun çeşitli bölgelerine dağılır. (şekil 29,30,31)

Salgılanan adrenalin molekülleri, beyin, kalp ve kaslar gibi hayati organlara giden damarları genişletir, böylece bu organların ihtiyacı olan fazla kan temin edilmiş olur. 5 (şekil 32)

Adrenalin moleküllerinin yaptığı düzenleme kalbe, beyne ve kaslara giden damarları açarken, karaciğere ve deriye giden damarları daraltmaktadır. (şekil 33)

Böylece beden için ihtiyaç duyulan destek en iyi şekilde sağlanmış olur.

 

 

hipotalamus

Şekil 32
Adrenalin hormonu, beyin, kalp ve kaslar gibi hayati organlara giden damarları genişleterek, bu organlara kan akışının artmasını sağlar.



hipotalamus

Şekil 33
Adrenalin hormonu karaciğere ve deriye giden damarları daraltarak, kanın o an ihtiyaç duyulan organlara gitmesini sağlar.



Deriye az kan pompalanmasının bir başka nedeni daha vardır: Bu sayede muhtemel bir yaralanmada kan kaybetme riski en aza indirilmiş olacaktır. Aşırı heyecan karşısında deride gözlemlenen soluklaşmanın nedeni de, o anda deriye daha az kan pompalanıyor olmasıdır.6

Hiçbir zaman yanlışlıkla kalbe veya beyne giden damarlar daralıp karaciğere veya deriye giden damarlar genişletilmez. Adrenalin molekülü ne yapması gerektiğini çok iyi bilir. Bedeninizde bulunan yüzlerce damarın çapı ve bu damarların nereye ne miktarda kan ilettikleri, gözle görülmeyen bir hormon tarafından ayarlanmaktadır. 

Adrenalin molekülleri her organ için farklı bir anlam taşır; damara gittiği zaman damarı genişleten adrenalin molekülü, kalbe gittiği zaman da kalp hücrelerinin kasılmalarını hızlandırır. Böylece kalp daha hızlı atar ve kaslara fazladan güç elde edebilmeleri için ihtiyaçları olan kan sağlanmış olur. (şekil 34)

hipotalamus

Şekil 34
Adrenalin hormonu sayesinde, ihtiyaç anında insan bedeni güç ve direnç kazanır.



Adrenalin molekülü kas hücrelerine ulaştığı zaman da kasların daha güçlü bir şekilde kasılabilmelerini sağlar. (şekil 35) Karaciğere ulaşan adrenalin molekülleri, burada bulunan hücrelere, kana daha çok şeker karıştırmalarını emreder. Böylece kandaki şeker miktarı artar ve kasların ihtiyacı olacak fazladan yakıt sağlanmış olur. (şekil 36)

Bu çok küçük molekül, ne zaman ne yapması gerektiğini çok iyi bilmekte, ihtiyaç duyulmadığı sürece insan vücudunu asla alarm durumuna geçirmemektedir. Bunun dışında hangi hücrelere gitmesi gerektiğini, hangilerine nasıl bir emir vermesi gerektiğini de çok iyi bilmekte ve bunu hiç unutmamaktadır. Ayrıca tüm bunlar, hücreleri, organları ve işlevlerini çok iyi tanıdığını ve bildiğini de göstermektedir. Vücudun ne zaman bu durumdan çıkartılması gerektiği konusunda da hiçbir zaman yanılmamaktadır.

Aksi takdirde yani böyle bir hata yaptığında vücutta onarılmaz hasarlar meydana gelebilir. Ancak, bu küçük moleküller büyük bir sorumluluk bilinciyle çalışmaktadırlar. Birkaç atomun, belirli bir düzen ile birleşmesinden meydana gelen, cansız, şuursuz, beyni ve gözü olmayan bir molekülün bu kadar akılcı, organize ve seri bir şekilde hareket etmesi mümkün müdür? Peki tüm bunları, bu, gözle görülmeyecek kadar az miktardaki sıvının kendi aklı ve iradesi ile gerçekleştirmesi mümkün olabilir mi? Elbette ki hayır.

Tüm bu anlatılanlar, vücudumuzdaki her molekülü Allah'ın yarattığını ve bunların, hayatımız boyunca her an Yüce Allah'ın gücü, iradesi, kontrolü ve emri ile faaliyet halinde olduğunu gösteren delillerden sadece bir tanesidir. Yüce Allah'ın gücü, kudreti, yaratışındaki üstün   ilim ve akıl her an, her yerde tecelli etmektedir. Kuran'da bildirildiği gibi; "Göklerde ve yerde ne varsa tümü Allah'ındır. Allah, her şeyi kuşatandır." (Nisa Suresi, 126) 

hipotalamus

Şekil 36
Karaciğere ulaşan adrenalin molekülleri, burada bulunan hücrelere, kana daha çok şeker karıştırmalarını emreder. Böylece kandaki şeker miktarı artar.



 


DİPNOTLAR



5- Eldra Pearl Solomon, İnsan Anatomisine ve Fizyolojisine Giriş, Çeviri: Doç. Dr. L. Bilkem Süzen, İstanbul, Birol Basın Yayın Dağıtım, Ağustos 1997, s. 140

6- Musa Özet, Osman Arpacı, Biyoloji 2, Sürat Yayınları, Şubat 98, s. 133

 

 


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü