Harun Yahya


166.

 

Sıçrayan tavşanın gövdesi ve kuyruğu aynı uzunlukta olup, boyu 50 cm.dir. Tehlike anında kangurular gibi zıplayarak kaçar ve her sıçrayışta 2 m. gider.

Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı:212, Temmuz 1985, s.13


 

167.

 

sümsük kuşuOkyanus üzerinde uçan kuşlardan pekçoğu, örneğin albatroslar ve sümsük kuşları yedikleri besinlerdeki fazla tuzu böbrekleri vasıtasıyla dışarı atamazlar. Bunun için fazla tuz içeren sıvıyı burunlarında bulunan özel bezlerden veya ağızlarından dışarı atarak çıkartırlar.

The Guinnes Encylopedia of the Living World, s.136


 

168.

 

Arıkuşları koloniler halinde yaşarlar ve bu kolonilerdeki sayı 10.000 çifte kadar çıkabilir. Her bireyin bu kadar çok yuva içerisinde kendine ait olan yuvayı nasıl bulabildiği ise bir sırdır.

Giovanni G. Bellani, "Quand L'oiseau Fait Son Nid", s.98


 


169.

Kabarcık karıncası'nın (Myrmica laevinodis) yuvasını sık sık su basar. Bu ani baskınlar karşısında karınca, oluşturduğu hava kesesine tutunarak sudan çıkar ve kendini boğulmaktan kurtarır.

Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı:221, Nisan 1986, s.12


 

170.

 

Venüs tarağı murex olarak adlandırılan deniz kabuğu tıpkı bir balığın kılçığı görünümündedir. Bu yüzden diğer balıklar, üzerinde et olmadığını düşündüklerinden bu kabuğun yanına bile yanaşmazlar.

ZooBooks, Animal Wonders, Ocak 1998, Vol.15 N.4


 

171.

 

Şapkalı mantarların büyümeleri uzun süre fark edilmez. Sanki birdenbire oluşuvermişler gibi toprağın yüzeyinde bitiverirler. Bunun nedeni gelişmelerinin önemli bir bölümünün toprağın altında gerçekleşmesidir. Toprağın yüzeyine çıktıktan sonra mercimek büyüklüğündeki bir şapkalı mantarın, 8-10 cm. çapında bir mantar haline gelmesi yalnızca beş-altı gün sürer. Şapkalı mantarlar gelişmek için yağmurları beklerler. Çokça yağan bir yağmurun ardından sanki suyu bekliyorlarmış gibi hemen yüzeye çıkarlar. Aslında onlar yalnızca suyu değil, aynı zamanda çürümüş yaprakları, ölmüş hayvanları, ve diğer atıkları da beklemektedirler. Gelişecek canlıların sağlığı için ormanın bu ölmüş canlılardan ve atıklardan temizlenmesi gerekmektedir. İşte şapkalı mantarlar da bu işlemi yaparak hem kendileri hem de öteki canlılar için besin sağlarlar. Bu işin sorumluluğunu böcekler, solucanlar gibi omurgasız hayvanlardan başka akbaba, sırtlan gibi omurgalı hayvanlarla ve en çok da bakterilerle paylaşırlar. Dökülen yaprakları, kırılan dalları, devrilen ağaçları, ölü organizmaları parçalayarak onların yapısında bulunan organik bileşikleri canlıların kullanabileceği duruma getirirler.
 

Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı:379, Haziran 1999, s.94

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü