Harun Yahya

Atatürk'ün Türk Gençliğine Bakışı






ataturk




Atatürk'ün hayatını inceleyen ve dünya görüşünü bilen herkes, gençlerin Atatürk için özel bir anlamı olduğunu da bilir. Atatürk için gençlik, aydınlık bir gelecek için önemli bir güç, Cumhuriyetin üzerine inşa edildiği tüm değerleri koruyup yaşatacak olan bir kuvvettir. Bu nedenle Atatürk gençliğe çok büyük değer vermiş ve onlara her zaman güvenmiştir. Milli Mücadele için yola çıktığı ilk günlerden itibaren kendisinin en önemli destekçilerinin gençler olacağını sık sık belirten Atatürk, bağımsızlığın kazanılıp Cumhuriyetin kurulmasının ardından da gençlik konusuna özel önem göstermiştir. Yurt gezilerinde genelde öncelikli olarak liseleri ziyaret edip gençlere doğrudan hitap etmiş, gençlerle sürekli diyalog içinde olmaya özen göstermiştir. Konuşmalarında sık sık gençlerden beklentilerini ve nasıl bir gençlik istediğini dile getiren Atamız, Büyük Nutuk'un son bölümünde yer alan "Gençliğe Hitabe" ile de gençliğin her türlü sorunun üstesinden gelebileceğine duyduğu inancı vurgulamıştır.

Atatürk'ün liderliğini yapmış olduğu bağımsızlık mücadelesi, bu mücadelenin yapıldığı koşullar ve yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni bekleyen iç ve dış tehlikeler göz önünde bulundurulduğunda, Atatürk'ün gençliğe neden bu kadar önem verdiği daha iyi anlaşılacaktır. Ülkenin dört bir yanının düşman işgali altında olduğu, devlet otoritesinin neredeyse tamamen ortadan kalktığı, bencil ve durumdan kendi menfaatlerine pay çıkarmaya çalışan kişilerin aleyhte faaliyetler gösterdiği bir ortamda birlik ve beraberliğin sağlanması, tüm imkanların Milli Mücadele bayrağı altında birleştirilmesi bağımsızlık savaşının en büyük zorluklarından olmuştur. Böyle bir dönemde gençler, Atatürk'e, aldığı tüm kararlarda bağlılık göstermiş, savaş sırasında da cephede ve cephe gerisinde önemli başarılar elde etmişlerdir. Bununla birlikte Atatürk açısından gençlerin en önemli sorumluluğu Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile başlamıştır. Gerek dünyanın içinde bulunduğu siyasi belirsizlik, gerekse yeni Cumhuriyet'e karşı iç veya dış kaynaklı kurulan çeşitli komplolar en az Milli Mücadele dönemi kadar zor bir dönemin yaşanmasına neden olmuştur. Bir yandan ekonomik zorluklar, bir yandan savaş sonrası yaşanan sosyal problemler gibi yeni kurulan bir devletin karşılaştığı çeşitli sorunların aşılmasında Atatürk gençlerin dinamizmine, enerjilerine ve hepsinden önemlisi Atatürk ilkelerine duydukları sadakate güvenmiştir. Bu nedenledir ki, Türkiye'nin geleceğinin en önemli dayanaklarından biri olarak gördüğü gençliğe şöyle seslenmektedir:




ataturk




Gençler! Cesaretimizi takviye ve devam ettiren sizsiniz. Siz almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile, insanlık meziyetinin, vatan, fikir hürriyetinin en kıymetli sembolü olacaksınız. Ey yükselen yeni nesil! İstikbâl sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk; onu yükseltecek ve devam ettirecek sizsiniz.2

Bu sözleri ile Cumhuriyet'i yalnızca korumak değil, yükseltmek görevini de gençlere veren Atatürk, bunun ancak güzel ahlakı, adaleti, haksızlıkla ve zulümle mücadele etmeyi, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalmayı, tarihimizle gurur duymayı bununla birlikte yüzümüzü de sürekli geleceğe dönük tutmayı öngören ilkelerinin ayakta tutulması ile sağlanacağına dikkat çekmiştir. "İsterim ki, daima idealimi gençlere aşılayasınız ve daima korumak hususunda çalışasınız."3 sözleri ile dile getirilen bu istek, bir anlamda Atamızın bizlere en önemli miraslarından biridir. Bunu yerine getirebilmek için çaba göstermek, Atatürk'ü anlamak ve anlatmak için faaliyette bulunmak gençliğin bilinçlenmesinde önemli bir rol oynayacak, böylece Atatürk'ün başlatmış olduğu reformlar tam olarak hedefine ulaşacaktır.

Atatürk Genç Nesile Güveniyordu



"Milletin bağrından temiz bir kuşak yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım ve gözüm arkada kalmayacak"4 diyen Mustafa Kemal Atatürk, Türk gençliğine her zaman için büyük güven duymuştur:

Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum!5

Atatürk'ün Türk gençliğine duyduğu güven, 1918'de Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı günlere dayanır. İşgalin en ağır günlerinin yaşandığı ve ülke genelinde belirsizliğin hakim olduğu günlerde, Atatürk gençlerin kendisine umut verdiğini şöyle ifade etmektedir:

Her şeye rağmen muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu inancı yaşatan kuvvet yalnız azim memleket ve millet hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızlıkları, şarlatanları içinde, sırf vatan ve hakikat aşkı ile ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdür.6

1919 yılında yaptığı bir başka konuşmasında ise içinde bulunulan koşulların gelecekte asla unutulmaması gerektiğini belirtirken, genç nesile duyduğu güveni bir kez daha dile getirmişti:




atatürk_1933



Atatürk, 1933 yılındaki İstanbul Üniversitesi ziyaretinde öğrencilerle birlikte.





Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl mukavemet ettiğimiz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız, o gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.7

Atatürk'ün gençliğe bu derece güvenmesinin temelinde doğru eğitim almış, kişiliği tam anlamı ile gelişmiş bir gençliğin nelere güç yetirebileceğini biliyor olması bulunmaktadır. Atatürk gençliğin toplumdaki yerini ve toplumsal değişimdeki önemini kavramış ve genç neslin üstleneceği dinamizme inanmıştır. Zeki, doğruyu yanlıştan ayırabilecek vicdana sahip, manevi olarak güçlü, ahlaklı, kütürlü, ülkenin sorunları ile ilgili, bu sorunlara kalıcı çözümler üretebilen, milli karakteri temsil eden, çalışkan, vatansever, tarihi bilince sahip bir gençliğin ülke nasıl bir duruma düşerse düşsün her zorluğu aşabileceği bir gerçektir. Bu nitelikte bir genç nesil topluma cesaret ve güç verecek, o toplumu sürekli daha ileriye taşıyacaktır. Atatürk de "Gençler, cesaretimizi pekiştiren ve sürdüren sizsiniz"8 derken, Türk gençliğinin bu özelliklere sahip olan asil bir gençlik olduğuna inanmıştır. Başkumandanlık Meydan Savaşı'nın ikinci yıldönümünde söylenen bu sözlerde Atatürk'ün gençliğe inancı ve güveni açıkça görülmektedir.

Gençleri, "bugünün teminatı, yarının garantisi" olarak gören Atatürk'e göre Türk gençliği "terbiye ve kültürü ile vatan sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli simgesi olacaktır." Bunun için gençliğin sorumluluklarının bilincinde, Atatürk ilkelerinin fikirlerini ve ideolojisini benimsemiş ve onun yolundan ayrılmamaya azmetmiş bir gençlik olması şarttır. Bu azim ve şevkin ölçüsünü, kendisini yorulmadan izleyeceklerini söyleyen bir grup gence Atatürk şöyle tarif etmiştir:

Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye söz vermişsiniz. İşte ben bu sözden çok duygulandım. Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar yorulmak ne demek? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman bile durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk insan için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir güç vardır ki, işte bu güç yorulanları dinlendirmeden yürütür.

Sizler, yani yeni Türkiye'nin genç evlatları, yorulsanız bile beni izleyeceksiniz. Ben bu akşam buraya yalnız bunu anlatmak için gelmiş bulunuyorum. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler hiçbir zaman yorulmazlar. Türk gençliği hedefe, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.9




atatütrk_anafartalar



Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığı görevi esnasında mücadele arkadaşları ile birlikte görülmektedir.





Kurtuluş Savaşı'nda Gençlerin Üstlendiği Büyük Sorumluluk



Atatürk'ün başlattığı bağımsızlık savaşının sonucunda, "hasta adam" teşhisi konulan bir yönetim, çağdaş, güçlü ve bağımsız yepyeni bir devlet kurmuştur. Atatürk bu mücadelesi ile insanlığa zorluklar karşısında yılmamanın önemini, azmin ve inancın gücü ile her türlü zorluğun aşılabileceğini, Türk Milleti'nin sahip olduğu asıl gücün nasıl büyük başarılar kazanabileceğini göstermiştir. Türk Milleti'nin 1918 yılında içinde bulunduğu karanlık tablonun değiştirilmesinde, vatan topraklarının düşman işgalinden kurtulup Cumhuriyet'in temellerinin atılmasında Türk gençlerinin büyük katkısı olmuştur.

Gençler Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrasında hep aktif olarak Milli Mücadele'nin içinde yer almışlardır. Atatürk, Milli Mücadele'nin kazanılmasında gençlerin ne denli önemli bir sorumluluk yüklendiklerini görerek şöyle demiştir:

Gençler! Vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. (1919)10

Atatürk'ün gençlere duyduğu güven, özellikle Milli Mücadele boyunca gençlerin kararlılıklarına, bağımsızlık konusunda gösterdikleri iradeye, fedakarlıklarına ve cesaretlerine şahit olması ile pekişmiştir. Gençlerin bağımsızlıklarına düşkünlükleri, özgürlük ve bağımsızlığın kendisinin karakteri olduğunu söyleyen Atatürk için çok önemlidir. Bir ulusta şerefin, haysiyetin, namusun varlığının ve sürekliliğinin, o ulusun özgürlük ve bağımsızlığa sahip olmasıyla mümkün olduğuna inanan Atatürk, bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmektedir:




atatürk_sivas kongresi



Atamız, Sivas Kongresi günlerinde arkadaşlarıyla. Cumhuriyet Dönemi’nde Türk Gençliği





Ben yaşayabilmek için kesinlikle bağımsız bir ulusun çocuğu olarak kalmalıyım. Bu nedenle, ulusal bağımsızlık bence bir yaşam sorunudur. Ulus ve ülke yararlarının gerektirdiği, insanlığı oluşturan uluslardan her biriyle uygarlık gereği olan dostluk ve siyaset ilişkilerine büyük bir duyarlılıkla değer veririm. Ancak benim ulusumu tutsak etmek isteyen herhangi bir ulusun, bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.11

Milli birlik ve beraberliğin sağlanmaya ve ülkenin geleceğinin belirlenmeye çalışıldığı ilk günlerde ise, tam bağımsızlıktan yana olmayan çevrelerin varlığı, manda yönetimi ihtimalini gündeme getirmiştir. Gerek ülkenin içinde bulunduğu koşulların ağırlığı, gerekse özveriden kaçınan kimi çevrelerin telkinleri, manda teklifinin ülkenin geleceğinin tartışıldığı en önemli toplantılardan biri olan Sivas Kongresi'nde ele alınmasına neden olmuştur. İşte bu dönemde gençlerin büyük çoğunluğunun, tek çözümü tam bağımsızlılığı savunan Atatürk'e destek olmakta bulmaları, Cumhuriyet tarihinin önemli gelişmelerindendir. Sivas Kongresi'ne tıp öğrencileri adına katılan bir sözcünün Mustafa Kemal'e hitaben yaptığı şu konuşma, Türk gençliğinin bağımsızlık mücadelesinde her yönüyle yer alacağını ortaya koymuştur:




atatürk




Paşam, üyesi bulunduğum tıbbiyelilier beni buraya istiklal davamızı başarmak yolundaki göreve katılmak üzere göndermişlerdir. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz. Farz edelim, manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i tel'in ederiz.12

Atatürk gençlerin bu tavrından çok memnun kalmış, bağımsızlık için göze aldıkları fedakarlıkları ve gösterdikleri cesareti takdirle karşılamıştır:

Arkadaşlar, gençliğe bakın, Türk milli bünyesinde asil kanın ifadesine dikkat edin. Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz azınlıkta olsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz... Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm.13

Türk gençliğinin gösterdiği bu kararlı tavır, bağımsızlık savaşı boyunca da devam etmiştir. Cephede vatan için savaşan gençlerin yanı sıra, cephe gerisinde yer alanlar da yaptıkları organizasyonlarla ve düzenledikleri mitinglerle, halkın bağımsızlık fikri etrafında kenetlenmesini sağlamışlardır. Yoksulluk, açlık, imkansızlıklar, işgal, iç isyanlar, düşmanla iş birliği yapan hainler ve ölüm tehlikesi gençleri yıldırmamış, bağımsızlık onlar için en değerli ideal olmuştur. Tüm bunlar Atamızın, bağımsızlığın muhakkak kazanılacağına dair inancını daha da güçlendirmiştir:

Vatan mutlaka kurtulacak, millet mutlaka mutlu olacaktır. Çünkü kendi kurtuluşunu, kendi mutluluğunu memleketin ve milletin mutluluk ve kurtuluşu için feda edebilen vatan evlatları çoktur.14

 


Dipnotlar



2 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 20

3 http://www.meb.gov.tr/belirligunler/24kasim/ataturk/ogretmen_degeri.htm, Şemsettin Günaltay, 1951, Olağanüstü Türk Dil Kurultayı, s. 32

4 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 32

5 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 32

6 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 19

7 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 19

8 http://www.kimyaokulu.com/Ataturk/genclik.htm

9 Akil Aksan, Atatürk Der ki, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, Mayıs 1981, s.101

10 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s. 31

11 Ceyhun Atuf Kansu, Ya Bağımsızlık ya Ölüm, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1997, s. 98

12 Atatürk ve Gençlik, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, 1987, s.31

13 Atatürk Konferansları, 1998-75. yıl-Yurtiçi, Atatürk Araştırma Merkezi, Divan Yayıncılık, Ankara, 2000, s. 194

14 http://www.geocities.com/ftutumlu2002/ozdeyis.htm

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü