Harun Yahya

Evrimciler İtiraf Etti: Şempanzelerle % 99 Benzerlik Propagandası Asılsız!



Uzun zamandır evrimciler, "insanlar ve şempanzeler arasında sadece % 1'lik bir genetik farklılık vardır" iddiasıyla evrim propagandası yapıyorlardı. İnsan ve şempanze genleri arasında kesin bir karşılaştırma yapılmamış olmasına rağmen, Darwinist ideoloji onları bu iki tür arasında çok küçük bir farklılık olduğunu varsaymaya yöneltiyordu. Ancak bilimsel alandaki gelişmeler, aynen diğer evrimci propagandalarda olduğu gibi, bu iddianın da asılsız bir çarpıtmadan ibaret olduğunu ortaya koydu.

İnsan ve şempanze arasında sadece %1'lik fark olduğunu iddia eden eski araştırmalar, her iki canlının gen dizilimlerinin bütünsel değil, kısmi karşılaştırmalarına dayanıyordu. Çünkü bilim adamları şempanze genomunu henüz deşifre etmiş değillerdi. Yaptıkları karşılaştırma çalışmaları, bazı temel proteinlerindeki aminoasit diziliminden yola çıkılarak yapılan çalışmalardı.

Evrimciler bu iki canlının genomlarını ancak kısmen temsil eden %98.5, %99 gibi benzerlik oranlarını elde ettiler. İlerleyen onyıllarda bu yüksek oranları insanın şempanzeyle ortak bir atadan evrimleştiği senaryosunun kanıtı gibi yaygınlaştırdılar. Bu hileli propaganda, iki kalın kitabın sadece üç-beş cümlesini birbirine benzer bulup bu kitapların neredeyse tamamen aynı olduğunda ısrar etmekten farksız, saçma bir iddiaydı.

Evrimcilerin bu çarpıtmaları, DNA analiz tekniklerindeki ilerlemelerin yanısıra insan ve şempanze genomlarının deşifre edilmesi sürecinde iyice ortaya çıktı. Evrimciler iki canlı arasında daha önce propagandasını yaptıkları %1 ila 1,5 farklılık oranlarının gerçekleri yansıtmadığını, bunların kendi ifadeleriyle "üzücü biçimde yanlış" olduklarını itiraf ettiler. Bu sürecin önemli gelişmeleri şunlar oldu:

1. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde R.J. Britten tarafından yayınlanan 2002 tarihli yazı: 'Divergence between samples of chimpanzee and human DNA sequences is 5% counting indels (İndeller* Hesaba Katıldığında İnsan ve Şempanze DNA Örneklerinin Dizilimleri Arasındaki Fark %5)' (Proceedings of the National Academy of Sciences 99:13633-13635)




İnsan



Modern laboratuvarlarda yapılan araştırmalar evrimcilerin hayatın kökeni ile ilgili iddialarının birer masal olduğunu ortaya çıkarmıştır.





California Teknoloji Enstitüsü'nden genetikçi Roy Britten, iki canlıdan aldığı (735.000 baz çiftinden meydana gelen) DNA örneklerini sadece farklı nükleotid noktaları (SNP) açısından değil, birbirlerine göre diziler halinde eksik ya da fazla oldukları bölgeler (*indel: insertions and deletions, yani eklenmeler ve eksilmeler) açısından da inceledi.

Britten, indeller önemli yer tuttuğu halde önceki çalışmalarda gözönüne alınmadıklarını, bunlar hesaba katılarak yapılan karşılaştırmaların benzerlik oranını önemli ölçüde düşürdüğünü göstermiş oldu. Britten, incelediği DNA örnekleri arasındaki benzerliğin ancak %95 olduğu sonucuna vardı. Darwinizm'e olan koyu bağlılığı ile tanınan İngiliz bilim dergisi New Scientist de aynı konuyu 23 Eylül 2002 tarihli internet haberinde "Human-Chimp DNA Difference Trebled" (İnsan-Şempanze Genetik Farkı Üç Katına Çıktı) başlığıyla haber yaptı ve evrimci yanılgıyı şu sözlerle itiraf etti:

İnsan ve şempanze DNA'ları arasında yapılan yeni karşılaştırmalara göre, eskiden düşünüldüğünden daha eşsiziz. Uzun bir süre, en yakın akrabalarımız ile genetik yapımızın 98.5% benzeştiği görüşü savunuldu. Şimdi bunun yanlış olduğu ortaya çıkıyor. Gerçekte, genetik yapımızın %95'den daha az kısmını paylaşıyoruz , şempanzeler ile aramızdaki farklılık düşünüldüğünden 3 kat daha fazla.19




Sinekle akraba çıktık



Gazetelerde yer alan genetik benzerlik haberlerinden bir örnek. Bu gibi haberler genetik benzerlik kavramını evrim teorisine bir delil olarak gösterme çabasının örnekleridir. Ancak genetik benzerlik hiçbir zaman evrime delil teşkil etmez.





2. 2003 Nisanı'nda Meksika'nın Cancun kentinde gerçekleştirilen İnsan Genomu Cemiyeti Toplantısı'na sunulan bir araştırmada Japonya'nın Yokohama kentindeki RIKEN Genomik Bilimler Merkezi'nden Todd Taylor başkanlığındaki ekip şempanzenin 22. kromozomuyla insanın 21. kromozomunu karşılaştırdılar.

Nature dergisinin haber sitesinde Taylor'un görüşleri şöyle aktarılıyordu:

"Daha önce, insan ve şempanzenin genetik dizilimlerinin DNA'da sadece birkaç farklı harf ortaya koyduğu ve birbirine %99 oranında benzedikleri söyleniyordu. Aslında, benzerlik oranı %94-95 kadar düşük olabilir, diyor Todd Taylor."20

Yazıda karşılaştırma tekniklerinden de söz ediliyor, bu tekniklerin güvenilirliği hakkında evrimcilerin bile emin olmadıklarını gösteren bir yorum yer alıyordu. Önceki ve yeni teknikler kısaca belirtildikten sonra şu ifadelere yer veriliyordu: "Ne kadar benzer olduğumuzu gösterebilmenin hala iyi bir yolu yok, diye itiraf ediyor Taylor". 

3. 2003 yılında Genome Research dergisinde yayınlanan bir yazı: "Genomic DNA Insertions and Deletions Occur Frequently Between Humans and Nonhuman Primates (İnsanlar ve Diğer Primatlar Arasında Genomik DNA Ekleme ve Eksilmeleri Sıkça Ortaya Çıkıyor)" (Kelly A. Frazer, Xiyin Chen, David A. Hinds, P.V. Krishna Pant, Nila Patil, and David R. Cox. Genome Research, 2003 13: 341-346)

California'da kurulu Perlegen Sciences kuruluşunda görev yapan Kelly Frazer başkanlığında yapılan bir araştırmada insanın 21. kromozomu; orangutan, resus makakları, şempanze ve yünlü maymunun karşılık gelen genetik materyaliyle karşılaştırıldı. Varılan sonuçlar Britten'ın vardığı sonuçlara paraleldi: ekleme ve eksilmeler (indel) insanı bu maymunlardan önemli ölçüde ayırıyordu.

New Scientist dergisi haberi "Maymunlardan Derin Boşlukla Ayrılıyoruz (Yawning Gap Divides Monkeys and Us)" başlığıyla verdi.21

4. Nature dergisinin 27 Mayıs 2004 tarihli sayısında yayınlanan A. Fujiyama'ya ait makale: "DNA sequence and comparative analysis of chimpanzee chromosome 22", (Nature 429, 27 Mayıs 2004, sf. 382 - 388)

İngiliz bilim dergisi Nature'da yayınlanan bu araştırmada, şempanzenin 22. kromozomunun dizilimi ile bunun insanda karşılığı olan 21. kromozomunun dizilimi karşılaştırıldı. Şempanzenin 22. Kromozomu Uluslararası Konsorsiyumu tarafından gerçekleştirilen araştırma, önemli farklılıklar ortaya çıkardı. Nature dergisinin haber servisi bu araştırmayı, "Şempanze kromozomu şaşkınlık yarattı" başlığıyla duyurdu ve haberde, "yapılan ilk detaylı karşılaştırma, şempanze ve insan genlerini beklenmedik şekilde farklı çıkardı" yorumuna yer verdi.22

Aynı yazıda, Fransa'nın Evry kentindeki Ulusal Dizilim Merkezi'nde görevli Dr. Jean Weissenbach'ın "22. kromozomun, genomun %1'ini temsil ettiği, şempanze ile insanda farklılık gösteren binlerce gen olabileceği" sözleri de aktarıldı.

5. Şempanze genomunun bütünsel analizinin yapıldığı ilk çalışma, evrimcilerin benzerlik iddialarının abartılı olduğunu ortaya koydu. (The Chimpanzee Sequencing and Analysis Consortium 2005. "Initial sequence of the chimpanzee genome and comparison with the human genome," Nature 437:69-87)

Nature dergisinin haber servisince yayınlanan ve University of Washington School of Medicine'dan Evan Eichler'in yorumlarına da yer verilen bir haber yazıda bu konuda şu ifadelere yer verildi:

"İnsan ve şempanze, önceden zannedilen yakın kuzenler değiller. DNA'mız üzerinde geçmişte yapılan yüzeysel karşılaştırmalar dizilimlerimizin %98.5 ila %99 aynı olduğunu gösteriyordu. Sayıca 35 milyon olan ve toplam genomun %1.2'sine denk gelen tek harf değişimleri tek başlarına ele alındıklarında bu çıkabiliyor. Ama başka farklılıklar da var', diyor Eichler. Ayrı bir yazıda, duplike olmuş parçaların iki canlıya ait dizilimlerde farklı biçimlerde yayıldığını yazıyor. Bu bölgeler çeteleye %2.7'lik farklılık daha ilave ediyor. 'Dolayısıyla, %1.2 oranı üzüntü verici bir şekilde hatalı' diyor Eichler." 23 

Bir Evrim Propagandasının Daha Bilgisizliğe Dayandığı Anlaşıldı



Yukarıdaki çalışmalar bir kez daha göstermiştir ki, bir yanda bilimsel bilgide kazanç yaşanırken, öteki yanda evrimciler kayıp yaşamışlardır. Körelmiş organ ve hurda DNA iddialarının sonu böyle olmuştu. Bu iddialar, "Bunların fonksiyonlarını bilmiyoruz, o halde fonksiyonları olmamalı" şeklinde bozuk bir mantığa dayalıydı. Ancak bu konularda bilimsel anlayış ilerledikçe evrimcilerin iddialarının cehalete dayalı büyük yanılgılar olduğu anlaşıldı. (Detaylı bilgi için bkz. Hayatın Gerçek Kökeni, Harun Yahya, Araştırma Yayıncılık) Şimdi, genetik benzerlik propagandası da aynı süreçten geçiyor. Bilim adamları genetik benzerlikle ilgili önceki evrimci yorumların yüzeysel ve yanıltıcı bir yaklaşıma dayandığını görüyorlar.

Kaldı ki, insan ve şempanze arasındaki genetik benzerlik oranı ne olursa olsun, bu oranları evrim kanıtı olarak öne sürmek Darwinizm adına hiçbirşeyi doğrulamamaktadır. Yalnızca şempanzede değil, bütünüyle farklı canlılarda bulunan genler de insandakilerle benzerlik göstermektedir. 

İnsan DNA'sı, Solucan, Sinek veya Tavuğa da Benzemektedir!



Örneğin, New Scientist dergisinde aktarılan genetik analizler, nematod solucanları ve insan DNA'larında %75'lik bir benzerlik ortaya koymuştur.24

Öte yandan geçtiğimiz yıllarda Türk medyasına da yansıyan bir bulgu, Drosophila türüne ait meyve sineklerinin genleri ile insan genleri karşılaştırıldığında, % 60'lık bir benzerlik çıktığı yönündedir.25

Öte yandan bazı proteinler üzerinde yapılan analizler de, insanı çok daha farklı canlılara yakın gibi göstermektedir. Cambridge Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yaptığı bir çalışmada, kara canlılarının bazı proteinleri karşılaştırılmaktadır. Hayret verici bir şekilde, yaklaşık bütün örneklerde insan ve tavuk, birbirlerine en yakın akraba olarak eşleşmişlerdir. Bir sonraki en yakın akraba ise timsahtır.26

Bu örnekler, genetik benzerlik kavramının evrim teorisine bir delil oluşturmadığını göstermektedir. Çünkü genetik benzerlikler iddia edilen evrim şemalarına uymamakta, aksine bunlara tamamen ters sonuçlar vermektedir.

Genetik Benzerlikler, Kurulmak İstenen "Evrim Şeması"nı Alt-Üst Etmektedir






molekül
 





Olaya bir bütün olarak bakıldığında, "biyokimsayal benzerlikler" konusunun evrime delil olmadığı, aksine teoriyi çaresiz bıraktığı görülmektedir. South Carolina Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden biyokimya araştırmacısı Dr. Christian Schwabe, moleküler alanda evrime delil bulabilmek için uzun yıllarını vermiş evrimci bir bilim adamıdır. Özellikle insülin ve relaxin türü proteinler üzerinde incelemeler yaparak canlılar arasında evrimsel akrabalıklar kurmaya çalışmıştır. Fakat çalışmalarının hiçbir noktasında evrime herhangi bir delil elde edemediğini pek çok kereler itiraf etmek zorunda kalmıştır. Bir makalesinde şöyle demektedir:

"Moleküler evrim, evrimsel akrabalıkların ortaya çıkarılması için neredeyse paleontolojiden daha üstün bir metod olarak kabul edilmeye başlandı. Bir moleküler evrimci olarak bundan gurur duymam gerekirdi. Ama aksine, türlerin düzenli bir gelişme kaydettiğini göstermesi gereken moleküler benzerliklerin pek çok istisnası olması oldukça can sıkıcı görünüyor. Bu istisnalar o kadar çok ki, gerçekte, istisnaların ve tuhaflıkların daha önemli bir mesaj taşıdıklarını düşünüyorum."27

Ünlü biyokimyacı Prof. Michael Denton da moleküler biyoloji alanında elde edilen bulgulara dayanarak şu yorumu yapar:

"Moleküler düzeyde, her canlı sınıfı, özgün, farklı ve diğerleriyle bağlantısızdır. Dolayısıyla moleküller, aynı fosiller gibi, evrimci biyoloji tarafından uzun zamandır aranan teorik ara geçişlerin olmadığını göstermiştir... Moleküler düzeyde hiçbir organizma bir diğerinin "atası" değildir, diğerinden daha "ilkel" ya da "gelişmiş" de değildir... Eğer bu moleküler kanıtlar bundan bir asır önce var olsaydı... organik evrim düşüncesi hiçbir zaman kabul görmeyebilirdi."28 

Sonuç: Benzerlikler, Evrimin Değil Yaratılışın Delilidir



Bütün bunlar, benzerliğin evrime delil olmadığını açıkça göstermektedir. Evrimcilerin bu konuda yaptıkları şey, binlerce farklı bilimsel bulgudan sadece işlerine yarayan tek bir tanesini ön plana çıkararak toplumu aldatmaya çalışmaktadır. Örneğin maymun ile insan proteinlerinin bazıları birbirine benzerdir. İşte sadece bunları gösterip "bakın maymun insana benzerdir, demek ki onun atasıdır" demektedirler. Oysa bir başka proteine bakıldığında, bu kez insan tavuğa veya solucana benzer çıkabilmektedir. Tabloya bir bütün olarak bakıldığında ise, Prof. Denton'ın üstte de ifade ettiği sonuç ortaya çıkmaktadır: Moleküler düzeyde hiçbir organizma bir diğerinin "atası" değildir, diğerinden daha "ilkel" ya da "gelişmiş" de değildir...

Elbete insan bedeninin diğer canlılarla moleküler benzerlikleri olacaktır; çünkü aynı elementlerden oluşmakta, aynı suyu ve atmosferi kullanmakta, aynı moleküllerden oluşan besinleri tüketmektedir. Elbette ki metabolizmaları ve dolayısıyla genetik yapıları birbirine benzeyecektir. Ama bu "ortak malzeme", bir evrimin değil "ortak yaratılışın", hepsinin aynı plan üzerine Allah tarafından yaratılmış olmalarının sonucudur.

Bir örnek konuyu açıklayabilir: Dünya üzerindeki tüm inşaatlar da benzer malzemelerlerle (tuğla, demir, çimento vs.) yapılılır. Ama bu durum bu binaların birbirlerinden "evrimleştikleri" anlamına gelmez. Ortak bir malzeme kullanılarak, ayrı ayrı inşa edilirler. Canlıların durumu da böyledir.

Canlılık evrimin iddia ettiği gibi bilinçsiz rastlantılarla değil, sonsuz bir bilgi ve akıl sahibi olan Yüce Allah'ın yaratmasıyla meydana gelmiştir.


Dipnotlar



19 Andy Coghlan, Human-chimp DNA difference trebled, NewScientist.com news service, 23 September 2002

20 "Chimps expose humanness", Helen Pearce,29 Nisan 2003: http://www.nature.com/nsu/030428/030428-3.html

21 "Yawning gap divides monkeys and us", New Scientist, 15 Mart 2003, sf 26

22 Laura Nelson, "First chimp chromosome creates puzzles", Nature Science Update, 27 Mayıs 2004, http://www.nature.com/nsu/ 040524/040524-8.html

23 Michael Hopkin, "Chimpanzee joins the genome club", news@nature.com, 31 August 2005, http://npg.nature.com/ news/2005/050829/full/050829-9.html

24 New Scientist, 15 May 1999, s. 27

25 Hürriyet, 24 Şubat 2000

26 New Scientist, c. 103, 16 Ağustos 1984, s. 19

27 Christian Schwabe, "On the Validity of Molecular Evolution", Trends in Biochemical Sciences, c. 11, Temmuz 1986

28 Michael Denton, Evolution: A Theory in Crisis, London: Burnett Books, 1985, ss. 290-91

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü