Harun Yahya


Sonsöz



Masonluk son iki yüzyıldır insanların en çok merak ettiği konulardan biri olmuştur. Örgütün kendi içine kapalı, ketum ve mistik atmosferi doğal olarak ilgi çekmiştir. Bu ilgiyle birlikte masonluğa karşı bir antipati de doğmuş, masonlar kendilerini "zararsız bir hayır kurumu" olarak göstermeye çalışırken, bir yandan da örgüt hakkında birtakım gerçek dışı senaryolar içeren fanatik bir "mason aleyhtarlığı" gelişmiştir.

Oysa masonluk gerçeği karşısında yapılması gereken şey, gözü kapalı bir "mason aleyhtarlığı" sergilemek değil, bu örgütün inandığı ve insanlığa empoze ettiği çarpık felsefeyi deşifre etmek ve çürütmektir.

Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, bu felsefenin deşifre edilmesi ve çürütülmesi görevinin ana hatlarını, tek bir paragrafla şöyle açıklamaktadır:

Materyalist, maddeci felsefesinden çıkan nemrudca bir fikir akımı, ahir zamanda materyalist felsefe aracılığı ile yayılarak kuvvet bulur, Uluhiyeti inkar edecek bir dereceye gelir... 133

Yani ahir zamanda ortaya çıkan materyalist bir fikir akımı Allah'ı inkar etme derecesine gelecektir. Buna karşılık ise, bunun ne kadar büyük ve akılsızca bir aldatmaca olduğu olduğu, Allah'ın Kuran'da bildirdiği iman delillerini gözler önüne sererek anlatılmalıdır.

İşte masonluğa karşı yapılması gereken fikri mücadelenin yolu ve yöntemi budur. Önemli olan, masonluğun felsefesini çürütmek ve yenmektir. Sessiz ve derinden yürütülen bir kitle propagandası ile insanları imandan ve din ahlakından uzaklaştıran, onları materyalist, hümanist ve Darwinist hurafelere sürükleyen örgütün fikri etkisinin yıkılması son derece önemlidir. Fikren yenilen bir felsefenin etkin olamayacağı açıktır. Bunu yaparken de insanlara Allah'ın varlığını, birliğini ve dinin hakikatini en güzel ve en etkili yöntemlerle anlatmak, bilimsel gerçekler ışığında onlara doğru yolu göstermek gerekmektedir.

Aslında bu fikri çalışma, tek başına "masonluğa karşı mücadele" de sayılmaz; çünkü bizzat masonları da kurtarmayı hedeflemektedir. Çünkü onlar da aldatılmış durumdadırlar. Kuran'da inkarcı Ad ve Semud kavmi için bildirilen "Yaptıklarını şeytan süsleyip-çekici kıldı, böylece onları yoldan alıkoydu. Oysa onlar görebilen kimselerdi" (Ankebut Suresi, 38) ayeti, masonların durumuna da işaret etmektedir. Amaç, masonlar da dahil olmak üzere tüm insanlara doğruyu göstermek, onları yanılgılardan kurtarmak olmalıdır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, masonların son iki yüzyıldır kendi felsefelerinin sözde destekçisi olarak gösterdikleri bilim, onların aleyhine dönmüş durumdadır. Materyalist dünya görüşünün dayanağı konumundaki evrim teorisi, özellikle 1970'li yıllardan bu yana büyük bir çöküş içindedir. Fosil kayıtları teorinin iddialarını açıkça yalanlamakta, canlılığın detaylarını inceleyen biyokimya tesadüflerle açıklanamayan muhteşem yaratılış örnekleri ortaya koymakta, genetik karşılaştırmalar birbirinin atası gibi sunulan canlı türlerinin gerçekte farklı türler olduğunu göstermektedir. Bilim evrim teorisinin geçeesizliğini ispatlamıştır ve bu gerçeğin artık evrimciler tarafından gizlenebilir bir yanı da kalmamıştır. Yapılması gereken şey, bilimin ortaya koyduğu gerçekleri de kullanarak, materyalist/hümanist felsefenin geçersizliğini kitlelere anlatmaktır.

Masonluk, yanlış bir fikri uzun bir zaman boyunca ve etkili propaganda yöntemleriyle kitlelere kabul ettirebilmiştir. Doğruyu anlatmak ve kabul ettirmek ise çok daha kolaydır.

Müslümanlar bu görevi üstlendiklerinde, Allah'ın izniyle,"Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir" hükmü tecelli edecektir. (Enbiya Suresi, 18)

Ve o zaman, 21. yüzyıl, masonların umdukları gibi "Global Masonluğun" değil, İslam ahlakının yüzyılı olacaktır.












"Biz hakkı batılın
üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir."


(Enbiya Suresi, 18)












 

 


DİPNOTLAR



133      Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, s.56


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü