Harun Yahya

Sayın Adnan Oktar'ın Röportajlarından Sevgi İle İlgili Açıklamaları




ADNAN OKTAR: İnsanlar gerçek sevgiyi öğrenecekler. Sevgisizlikten insanlarımız perişan durumda. Mesela bak biraz sonra yine bazı yerlere gitmeyi düşünüyorum inşaAllah programdan sonra, bakıyorum insanlarımıza, kimsenin yüzü gülmüyor. Hiç mi sevilecek bir şey yok, mesela o çiçekler sizi hiç mi ilgilendirmiyor, o güzel küçücük çocuklar var, ufacık, kimse ilgilenmiyor.

SUNUCU: O kadar ekonomik problemin içersinde insanlar çiçek mi görecekler hocam, böyle desek böyle bir cevapla karşılaşıyoruz, yani bu kadar ekonomik sıkıntının içinde, para yok, pul yok, benim çiçeğe bakacak halim mi kaldı cevabını alıyoruz.

ADNAN OKTAR: Evet, bakın herkes oruç şu an, hiçbirimiz yemek yemiyoruz, açız ama aşk doluyuz, sevgi doluyuz, demek ki açlık bizim sevgimizi kırmıyor. İnsan ölürken bile gözünde aşk ifadesi kalır, son o anda bile gözünde aşk ifadesi kalır, muhabbet kalır, Allah aşkıyla insan ölür, yani acı çekmek, zora girmek aşkı bıraktırmayı gerektirmez. Allah aşkı hiçbir zaman için bırakılmaz. En azılı, en zorlu işkencelerde bile Allah denir ve Allah aşkı her yerdedir, hiçbir şekilde bırakılmaz. Biz kuru ekmek yeriz, içinde bir parça peynir olur, ama Allah aşkıyla, coşkuyla yaşarız. Bizi mal, mülk mutlu etmez. Biz mesela şu an bir mağarada da olabilirdik, topraktan yapılmış bir evin içinde de konuşuyor olabilirdik, aynı aşkı, aynı muhabbeti yaşardık, aynı coşkuyu yaşardık, yani biz yemeğe göre, eşyaya göre, mala, mülke göre şekil almayız. Allah aşkına göre şekil alırız, Allah rızasına göre şekil alırız. Bizi mutlu eden Allah'ın aşkıdır, Allah'a olan inancımızdır, Allah'tan olan korkumuzdur. Cenab-ı Allah ne güzel bize, elhamdülillah hak kitap Kuran'ı göndermiş, elimizde tertemiz bir din var, hiç bozulmamış, hak din ve Allah hakim edeceğim diyor ve sözünde duruyor Cenab-ı Allah, ben sözümde dururum diyor, adım adım adım adım ilerletiyor. İnşaAllah yurdumuzun doğusu da, batısı da, her yerde bir güzelliğe kavuşacak. Şu an bizi seyreden doğulu kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimiz ama ben onlara Türk olarak bakıyorum, hepsi Türk'tür çünkü Türkiye'de yaşayanların, onların o güzel yerlerine gideceğiz inşaAllah, Kürt çadırlarında oturacağız, beraber yemek yiyeceğiz, ondan sonra orada oğlak sesleri, o kuzu seslerini duyacağız. Karadeniz'e gideceğiz, o kovan balını beraberce yiyeceğiz. Azerbaycan'a gideceğiz, Hazar kenarında ızgara yapacağız orada, yemek yiyeceğiz inşaAllah. Kazakistan'a gideceğiz, Mekke'ye, Medine'ye, Fas, Tunus, Cezayir, Kazablanka, her yere gideceğiz inşaAllah, her yer açılacak. (Kanal 35, 23 Ağustos 2009)


Hz. Mehdi (as) Sevgisizlik Belasını İnsanların Üzerinden Kaldıracak




ADNAN OKTAR: Bakın sevgi ve samimiyet gittikten sonra geriye ceset kalır. Yani kokuşmuş bir ceset kalır ve artık o insan için çile günleri başlar, acı günleri başlar ve sürünüyor o zaman. Akşama kadar çalışıyor, para kazanıyor. Gidiyor o parayla akşam az birşey yiyecek yiyor, televizyonda bir parça birşey seyrediyor, dedikodu yapıp birşeyler konuşup uyuyor. Ertesi gün yine işe gidiyor, yine çalışıyor, yine bir parça yemek yiyor, yine bir parça dedikodu, kavga ediyor, laf dokunduruyor.

SUNUCU: Rutin, dünyada yapması gereken işleri yapıyor.

ADNAN OKTAR: Öyle değil dünya, bu bir beladır, Allah'tan verilmiş bir beladır. Biz bunun için gelmedik dünyaya.

SUNUCU: Herkesin bir görevi var.

ADNAN OKTAR: Tabi. Biz candan Allah'ı aşkla sevmek için geldik. Biz burada aşkı yaşamaya, tutkuyu yaşamaya geldik, Allah'ın rızasını yaşamaya geldik. Allah'a kul olmaya geldik. İnsanlar kendi elleriyle kendi kendilerini cezalandırıyorlar. Cenab-ı Allah şeytandan Allah'a sığınırım bu konuda diyor ki: “Allah insanlara zulmetmez, insanlar kendilerine zulmediyorlar” diyor. Kendi elleriyle kendilerini mahvediyor insanlar. İşte Hz. Mehdi (as) bu belayı, insanların kendi kendini yakması sistemini durduracak. Onları yeniden samimi sevgiye, samimi arkadaşlığa ve dostluğa davet edip o ruhu onlara yaşatacak, Allah'ın dilemesi ile. (Kon TV, 1 Şubat 2009)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü