Harun Yahya

Kamil İman Sahibinin Ölüme Bakiş Açisi



Her nefis ölümü tadıcıdır. Kıyamet günü elbette ecirleriniz eksiksizce ödenecektir.
Kim ateşten uzaklaştırılır ve cennete sokulursa, artık o gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
(Al-i İmran Suresi, 185)

Kuran'da, "Her nefis ölümü tadıcıdır; sonra Bize döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 57) ayetiyle de haber verildiği gibi, dünya üzerindeki her insan kendisi için takdir edilmiş bir günün, belirlenmiş bir saatinde muhakkak ölümle karşılaşacaktır. Nitekim bugüne kadar hiçbir insanın gücü, malı, mülkü, serveti, şöhreti, mevkiisi, itibarı, kuvveti ve güzelliği ölümü kendisinden uzaklaştırmasına yetmemiştir. Ölüm, Allah'ın bir kanunudur; gelmiş geçmiş tüm insanlar bu kesin ve önlenemez gerçekle karşılaşmıştır.

"Her nerede olursanız, ölüm sizi bulur; yüksekçe yerlerde tahkim edilmiş şatolarda olsanız bile..." (Nisa Suresi, 78) ayetiyle hatırlatıldığı gibi, kimse ölümden kaçmayı başaramamıştır ve başaramayacaktır.

Bu gerçek, kamil iman sahiplerinin derin bir anlayışla kavradıkları bir konudur. Ölümün kesinliğini ve yakınlığını idrak etmeleriyle birlikte, ölümden sonraki sonsuz hayata hazırlık yapmaları gerektiğini de anlarlar. Allah'ın emrettiği ahlaka tam olarak ulaşamadan ve Allah'ın rızasını kazanamadan ölmekten korkar, bu nedenle de büyük bir samimiyet ve gayretle Allah'ın dinine sarılırlar. Ve her an ölecekmiş gibi Allah'a yakınlaşmakta ve O'nun rızasını kazanmaya çalışmakta acele ederler. Kuran'da kamil iman sahiplerinin şöyle dua ettiklerinden bahsedilir:

... Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslüman olarak öldür. (Araf Suresi, 126)

... Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat. (Yusuf Suresi, 101)

Kamil iman sahipleri ölümü, Allah'ın bir emri olduğu için son derece teslimiyetle karşılarlar. Hatta ölümü, Rabbimiz'in kendilerine müjdelediği cennete kavuşmak için bir kapı olarak görürler. Ama bir yandan da cehennem azabından sakınmaları gerektiğini bilir, var güçleriyle hayırlarda yarışarak Allah'ın rızasını kazanmak için uğraşırlar. Kuran'da inanan kimselerin ahirete kadar sürekli "umut ve korku" içerisinde olacakları bildirilmiştir. Sonuç olarak kamil iman sahipleri, iman ettikleri için cenneti umarlarken bir yandan da kendilerini yeterli görmedikleri için cehennemden korkarlar. Kuran'da kamil iman sahibi müminlerin "kötü hesap"tan korkuları, gösterdikleri güzel tavırlar ve ulaştıkları hayırlı sonuç şöyle bildirilmiştir:

Onlar Allah'ın ahdini yerine getirirler ve verdikleri kesin sözü (misakı) bozmazlar.

Ve onlar Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi ulaştırırlar. Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar.

Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir.

Onlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarından, eşlerinden ve soylarından 'salih davranışlarda' bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler):

"Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel." (Rad Suresi, 20-24)

 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü