Harun Yahya

Emre Esrarengiz Yabancılarla Karşılaşıyor…




Emre akarsuya yaklaşırken parmak uçlarında ve mümkün olduğunca sessiz yürümeye başlar. Su kenarına ulaştığında suyun üzerindeki dal ve kütüklerin biraz daha çoğalmış olduğunu görür. Etrafına bakıp yine kimsecikler yok diye düşünür. Tam abisine seslenmek üzereyken birdenbire suyun üzerinde yüzen çok sevimli iki hayvan görür. Hemen saklanır. Hayvanlar Emre'yi fark etmedikleri için işlerine devam ederler. Bir süre sonra Emre'nin abisi de yanına gelir. Abisi; "Demek ki bütün ağaçları kesip, suya taşıyan kunduzlarmış" diye fısıldayarak hayretini belli eder. Emre kitaplarda gördüğü ancak o kadar da iyi tanımadığı kunduzları canlı görmüş olmaktan dolayı çok mutludur. Bütün gün bu iki ilginç görünümlü canlının gayretli çalışmalarını izlerler.



 ağaç kütüklerini taşıyan kunduzlar

Emre ve abisi ağaçların arkasına gizlenmiş sevimli kunduzların yaptıkları hayret verici işi izliyorlar. Onları fark etmeyen kunduzlar da işlerine devam ediyorlar.



Emre'nin abisinin söylediğine göre kunduzlar suyun önünü kesmek, sonra da buraya bir yuva yapmak için çabalamaktadırlar. Kunduzların davranışları çok şaşırtıcıdır.





kunduz ağaçların yapraklarını yiyiyor




Ağızlarında taşıdıkları dalları daha önceden suya bıraktıkları en büyük kütüğün önüne koyarlar. Sonra biri kıyıya çıkar ve su kenarına yakın bir ağaca yönelir. Kunduz önce ağacın yapraklarıyla biraz beslenir sonra dişleriyle ağacı dibinden kemirmeye başlar. Uzun bir süre ağacın etrafında dönüp dolaşarak, her taraftan eşit olacak şekilde büyük bir itinayla ağacı kemirir. Ağacın ayrılacak kısmı kalem ucu şeklini alıncaya kadar bu işe devam eder.







kunduz ağaçları kemiriyor



Kunduz ağaçları keserken Emre de bu küçücük hayvanın koskoca ağacı nasıl taşıyacağını düşünmektedir. Tam bu sırada ağaç doğrudan suyun üzerine düşer. Dolayısıyla taşıma problemi ortadan kalkmıştır.


Daha sonra diğeri gelir ve o da su kıyısındaki bir ağacı dibinden kemirmeye başlar. Onun kemirdiği ağaç da bir süre sonra doğrudan suya düşer. Başka bir tanesi, başka bir tanesi daha, bir tane daha… Kunduzların kestikleri bütün ağaçlar hiç şaşmadan suyun üzerine düşmektedir. Sanki kunduz, ağacı nasıl suya düşüreceğini hesaplayarak kemirmeye başlamaktadır.


Emre çok şaşırır çünkü onun aklına böyle bir taktik kullanarak ağaçları taşımaktan kurtulmak gelmemiştir. Abisine bu düşüncesini söylediğinde onun da aynı düşüncede olduğunu görür. Aralarında şöyle konuşurlar:






kunduz yaprak yerken ve ağaç gövdesi kemirirken

Kunduzlar işe koyulmadan önce topladıkları yapraklardan yiyerek güç toplar. Yukarıdaki resimlerde kunduzların dişleri ile kestikleri ağaçları görüyorsunuz. Koca ağaçları deviren bu küçük hayvanların Allah'ın ilhamı ile hareket ettiklerini sakın aklınızdan çıkarmayın.



Abisi: Doğrusunu istersen benim de aklıma böyle bir çözüm gelmezdi. Ama evet bir kitapta okumuştum. Kunduzlar ağaçları tam suya düşürecek şekilde hesaplayıp, buna göre bir açıyla ağaçları kemiriyorlarmış. Ancak bazen başarılı olamadıkları da olurmuş. Böyle durumlarda da suya doğru düşüremedikleri ağaçları dişleriyle çekerek suya doğru taşırlarmış. Evet Emre, şimdilik bu kadar yeter sanırım. Sana kampa döndüğümde kunduzlar hakkında daha detaylı bilgiler vermemi ister misin? İstersen getirdiğimiz kitaplardan da kunduzlar hakkında bilgi toplayabiliriz.





kunduz ağaç taşıyor

Kunduzlar ağaçları suya düşüremedikleri zaman dişleriyle su kenarına doğru çekerler. Üstte Bay Kunduz'u ağaç taşırken görüyorsunuz.



Emre: Çok isterim. Kunduzların böyle hesaplar yapabilmeleri, daha doğrusu düşünerek hareket etmeleri beni çok şaşırttı, aklım karıştı. Neden akarsuyun önünü keserek yuva yapıyorlar? Ağaç yedikleri halde dişleri hiç mi aşınmıyor? Kafamda o kadar çok soru var ki, bütün gece seninle konuşabilirim.



Abisi: Tamam ama hemen kampa dönmemiz gerekiyor. Konuşmaya daldık hava kararmak üzere. Annem bizi merak etmeden dönelim. Ayrıca hem çok uykum geldi, hem de çok yoruldum. Hadi acele et.


Kampa dönmek için aceleyle yola çıkarlar. Ancak  kafasındaki soru işaretleri Emre'yi yol boyunca rahat bırakmaz. Kampa gittiklerinde annelerinin onlar için hazırladığı lezzetli yemeklerden yerler. Sonra birlikte kitaplara bakmaya başlarlar, tam kunduzlar hakkında birşeyler okumaya başladıklarında Emre hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşır. Abisi uykuya dalmıştır. Emre de kitapları kendi başına okumaya başlar.


Bu, Emre'nin kafasındaki sorularla başbaşa kalması demektir. Emre yeni bir plan daha yapar. Yarın sabah erkenden gidip, kunduzlarla tanışacak neler yapacaklarını onlardan öğrenecektir. Ve bir süre sonra o da uykuya dalar…

 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü