Harun Yahya


Sonuç



Allah bir ayette inananları, "Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir." (Zümer Suresi, 18) sözleriyle tanımlamıştır. Gerçekten de iman edenler akıl sahipleri olmaları dolayısıyla sözü işitir ve en güzeline uyarlar.

İşte biz de kitabın başından bu yana Kuran'dan çeşitli örnekler vererek sabrın, güzel ahlakın temelini oluşturan en önemli konulardan biri olduğunu ve insana dünyada ve ahirette sayısız nimetin kapısını açtığını hatırlattık. Ve bu yolla tüm akıl sahiplerini sözün en güzeline uymaya davet ettik. Dahası her ne zorlukla karşılaşırsa karşılaşsın Allah'ın rızasını kazanmak için bu ahlakından taviz vermeyen ve Rabbimiz için güzel bir sabırla sabredenleri dünyada ve ahirette alacakları güzel karşılıkla müjdeledik.

Şimdi ise tüm bu anlatılanların ardından bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz: Bir insanın dünyada ve ahirette alabileceği en güzel karşılık Allah'ın rızasını kazanabilmek, O'nun rahmetine ve cennetine kavuşabilmektir. Tüm bunlar dünyanın hiçbir zevki ve hiçbir nimeti ile kıyaslanmayacak güzelliklerdir. Allah'ın sevgisini kazanmanın bir yolu ise dünya hayatında yaratılan her olayı, söylenen her sözü, yapılan her tavrı Allah'ın hikmet ve hayırla yarattığını bilmek ve Allah'a güvenmektir. Çünkü Kuran'da Allah'ın Kendisi'ne güvenerek her konuda sabır gösterenleri sevdiği bildirilmiştir:

Nice peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. (Al-i İmran Suresi, 146)

İşte bu nedenledir ki, Allah bir ayette, "Ey iman edenler, sabredin ve sabırda yarışın, (sınırlarda) nöbetleşin. Allah'tan korkun. Umulur ki kurtulursunuz." (Al-i İmran Suresi, 200) sözleriyle müminlerin bu ahlakı kazanmak için yarış içerisine girmelerini bildirmiştir.

Bir hadisinde Peygamber Efendimiz (sav) sabırla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:

Sabır imanın yarısı, yakin de imanın tamıdır. (Hz. İbni Mes'ud r.a) Ramuz El-hadis s.217)

Dünya hayatı bu ahlakı yaşayanlar için de, yaşamayanlar için de aynı hızla geçip gitmektedir. Altmış-yetmiş yıllık bir hayatın içerisinde Allah'ın insanları denemek için yarattığı olaylara sabır yerine tahammülsüzlük gösteren, bunları isyanla karşılayan, güzel ahlakında, Allah'ın iman edenlere farz kıldığı 5 vakit namaz, oruç, tesettür, zekat gibi ibadetlerinde süreklilik göstermeyen kişi de bir gün mutlaka ölecek ve cennet ile cehennemi karşısında bulacaktır. Kadere teslim olup sabrı tercih edenler, Allah'a olan güvenleri sayesinde dünya hayatını en güzel şekilde yaşamalarının yanında ahirette de cenneti kazanacaklardır. Dünya hayatını sabır göstermeden sıkıntı ve zorluklara şikayet ederek geçirenler ise, dünyada dinsizliğin karanlığı içinde yaşadıkları gibi ahirette de kendilerini cehennemin karanlığı içinde bulacak ve kısa bir ömür için sonsuz bir hayatı kaybettiklerini anlayacaklardır.

İşte bu kitabın amacı da o gün gelmeden ve insanlar pişmanlıkla "… Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık" (Mülk Suresi, 10) demeden önce onları uyarmak ve insanları tüm güzelliklerin yolunu açan sabrı yaşamaya ve bu ahlakta yarışmaya davet etmektir.

 


Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü