Harun Yahya

Kuran’da Mekan Tasvirleri



Tarih boyunca yaşamış olan birçok peygamberin, onların kavimlerinin ve yaşadıkları yerlerin haberlerini Allah Kuran'da verir. Rabbimiz bu mekanlarla ilgili detaylı tarifler yapar. Ayrıca insanlar için yaşamaya uygun yerleşim alanlarına dikkat çeker. Hangi ortamın insan sağlığı için daha iyi ve hangi iklimin yaşamak için daha elverişli olduğuna işaret eder.

Barınmaya Elverişli Yerler



Hz. İsa ve annesi Hz. Meryem’in yaşadıkları yer hakkında bilgi veren ayet, barınmak için elverişli olan bir mekanın nasıl olabileceğine dair işaretler taşımaktadır:

Biz, Meryem’in oğlunu ve annesini bir ayet kıldık ve ikisini barınmaya elverişli ve akarsuyu olan bir tepede yerleştirdik. (Müminun Suresi, 50)

Hz. Meryem, İsa Peygamber’i dünyaya getirdikten sonra bu bölgeye yerleşmiştir. Bu ortamın en büyük avantajlarından biri akarsuyunun olmasıdır. Akarsuyu olan bir yer öncelikle, insan için her açıdan hayati bir önem taşıyan “suyun” olduğu bir yer demektir. Böyle bir yerleşim merkezinde ise hem beden, hem de mekan temizliğinin son derece kolay olacağı açıktır. Temizliğin yanında su, insan bedeninin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için her organın ihtiyaç duyduğu hayati bir maddedir. Vücudun belirli bir süre susuz kalması ölüme kadar varan rahatsızlıklarla sonuçlanabilir. İşte akarsu kenarlarındaki yerleşim merkezlerinin önemli bir faydası, kişinin buralarda su ihtiyacını hem en zahmetsiz, hem de en temiz yollardan karşılayabilmesidir.

Suyu bol olan bir yerleşim bölgesinin elbette daha başka yararları da vardır. Bunu, tarih boyunca akarsu kenarlarına kurulmuş olan birçok medeniyeti incelediğimizde görebiliriz. Bu medeniyetler, akarsuların sağladığı çeşitli kolaylıklardan faydalanmışlardır.

Özellikle ayette belirtildiği gibi bir tepenin yanında akarsu bulunması, suyun tepeden aşağıya doğru akışı boyunca her türlü birikintiyi toplamasını ve tüm bu topladıklarını bıraktığı yerde de, mineral ve besin açısından son derece zengin alüvyonlu topraklar oluşmasını sağlar. Bu da tarımın kalitesini ve verimini olumlu yönde etkiler. Toprağın zenginliğinin yanında, akarsuyun sağladığı bir başka avantaj da, sulama kolaylığıdır. Sulama kolaylığı sayesinde, vadi boyunca tarıma elverişli araziler oluşması mümkün olur. Böyle bir imkan, ekinlerin çok daha hızlı büyümesini ve çok daha bereketli olmasını sağlar. Suyun bolluğu ve akış imkanının olması, akarsu kenarlarındaki yerleşim bölgelerinde hayvancılık faaliyetlerinin yapılmasını da kolaylaştırır.

Akarsuların tüm medeniyetler için kilit bir unsur olmasının bir başka sebebi de, gemicilik, taşımacılık ve balıkçılık gibi ticari ve sosyal imkanların gelişmesini mümkün kılmasıdır. Örneğin Nil vadisinde yerleşmiş olan Mısırlılar tüm bu imkanları sonuna kadar kullanmış ve hem kültür hem de medeniyet açısından o dönem için çok ileri seviyelere ulaşmayı başarmışlardır.

Tüm bu hayati, sosyal ve ticari yararlardan başka, akarsuların estetik açıdan oluşturduğu güzellik de ayrı bir nimettir. Hem göze, hem de kulağa hoş gelen bu su kaynakları, güzel manzaralar oluşturarak, bu yerleşim merkezlerini son derece kıymetli bir hale getirirler.

Yalnızca birkaç madde olarak sıraladığımız bu yararlar, suyun bol olduğu yerlerin, insanların barınması için de en elverişli yerler olduğunu ortaya koymaktadır. İşte Allah Hz. Meryem ve Hz. İsa’nın yerleşim yerinden bahsederken, böyle mekanların faydalarına da işaret etmiştir.

Allah’ın Güzelliğine Dikkat Çektiği Ortamlar



Allah Kuran’da cennetle ilgili ayetlerde, insanlar için güzellikler içeren ortamlara da dikkat çekmiştir. Bu ortamlardan biri de alabildiğine uzanan yeşilliklerdir:

Bu-ikisinin ötesinde iki cennet daha var. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? Alabildiğine yemyeşildirler. (Rahman Suresi, 62-64)

İnsanı Allah yaratmıştır ve onun ruhuna zevk verecek şeyleri de en iyi Allah bilmektedir. İşte, alabildiğine uzanan yeşilliklere karşı insanda oluşan zevk de bunun göstergelerinden biridir.

Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah’ın va’didir. Allah, va’dinden dönmez. (Zümer Suresi, 20)

Altından ırmaklar akan yerlere, Kuran’da cennet tasvirlerinin yapıldığı ayetlerde dikkat çekilir. Cennetteki evlerin ve köşklerin hep böyle mekanlarda yer aldığı bildirilir. Allah’ın, razı olduğu kullarını cennette altından ırmaklar akan mekanlarla ödüllendirmesi, dünyada da buraların en güzel yerler olduğuna açık bir işarettir.

Kuran’da güzelliğine ve üstünlüğüne dikkat çekilen bir başka güzel mekan örneği de çeşitli ürünlerle bezenmiş bahçeler ve meyveliklerdir. Allah kupkuru topraktan her biri birbirinden güzel olan, çarpıcı kokularda, renklerde ve tatlarda meyveler çıkartır. Bu meyvelerin dallarından sarktığı ağaçlar ve bu ağaçlarla bezenmiş bahçeler ise dünyada olabilecek en güzel mekanlardandır. İşte cennetle ilgili ayetlerde de bu bahçelerin sonsuz yaşamda ne kadar kusursuz ve görkemli olacağı anlatılmıştır.

Ayetlerde dikkat çekilen meyve bahçelerinden bazıları şöyledir:

O, gökten su indirendir. Bununla herşeyin bitkisini bitirdik, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan birbiri üstüne bindirilmiş taneler türetiyoruz. Ve hurma ağacının tomurcuğundan da yere sarkmış salkımlar, -birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan bahçeler (kılıyoruz.) Meyvesine, ürün verdiğinde ve olgunluğa eriştiğinde bir bakıverin. Şüphesiz inanacak bir topluluk için bunda gerçekten ayetler vardır. (Enam Suresi, 99)

Kuran’da “tomurcuğundan yere sarkmış salkımlar” şeklinde ifade edilen hurma ağaçları, hem görüntülerinin hem de lezzetlerinin güzelliğiyle dikkat çeker. Bunun yanında tatlarıyla ve renkleriyle çeşitlilik gösteren üzüm bağları, zeytinden, nardan bahçeler, gerçekten de ürün verdiklerinde ve dallarında olgunlaştıklarında çarpıcı bir görünüme bürünürler.

 


Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü