Harun Yahya

Sayın Adnan Oktar: "Müslümanların Ramazan'da ittifakla İttihad-ı İslam için dua etmeleri, İttihad-ı İslam'ı çabuklaştırır


İçinde bulunduğumuz Temmuz ayında tüm İslam dünyasının her yıl büyük bir heyecanla beklediği mübarek Ramazan ayı ile şerefleneceğiz. Bütün Müslüman  kardeşlerimize bereket, hayır, huzur ve barış getirmesini gönülden temenni ettiğimiz bu  mübarek ayın hayırlara vesile olmasını diliyoruz. İslam dünyası içerisinde Ramazan ayı, yardımlaşmanın ve dayanışmanın daha da ön plana çıktığı, çok önemli bir dönemdir. Birlik ve     beraberliğin çok gerekli olduğu şu günlerde hiç kimse “benim yardımımdan, çabamdan ne olur” diye düşünmeden, Türk İslam Birliği’nin kurulması için samimi bir kalple gayret göstermelidir. Asla unutulmaması gerekir ki, bu gayretleri başarılı kılacak ve iman edenlerin dualarına icabet edecek olan sonsuz kudret ve şefkat sahibi olan Allah’tır.

“Ramazan’ın her günü bayramdır. Müslümanlar için  bir nimettir, şifadır, ferahlıktır. Allah’ın rızasını kazanmak için mühim bir vesiledir, inşaAllah. Allah tekrarına erdirsin...” (Sayın Adnan Oktar, 2 Ağustos 2011, A9 TV)



Ramazan ayında orucun farz olmasının yanı sıra bu ayı mübarek kılan özelliklerden biri de Kuran’ın Ramazan ayında indirilmeye başlamasıdır. Kuran’ın Ramazan ayında indirildiği Bakara Suresi’nin 185. ayetinde şöyle haber verilmektedir:

 “O Ramazan ayı ki, Kuran o ayda indirildi.”

Kuran ilk defa Miladi 610 yılında Ramazan ayının Kadir Gecesi, sabaha karşı Cebrail (a.s) vesilesi ile Peygamberimiz (s.a.v.)’e Alak Suresi’nin ilk beş ayetinin indirilmesiyle vahyedilmiştir. Kuran’ın Ramazan ayında indirildiğinin bildirildiği ayetin hemen akabinde; Rabbimiz “içinizden kim bu aya şahit olursa oruç tutsun” buyurarak, orucun Ramazan ayında tutulmasını emretmiştir.

Ramazan orucu Bakara Suresi’nin 183., 184. ayetlerinin inmesiyle Hicret’in ikinci yılında, Bedir Savaşı öncesinde farz kılınmıştır. 183. ayette orucun farz kılındığı şöyle bildirilmektedir:

“Ey müminler kötülüklerden ve haramlardan korunmanız için, oruç tutmak sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” (Bakara Suresi, 183)

Ramazan ayının rahmet, mağfiret ve bereket ayı olduğunu Peygamberimiz (s.a.v.) ise ashabına yaptığı konuşmada şöyle ifade etmiştir;

“Sahabeden Selman el-Farisî (r.a.) anlatıyor: Allah’ın elçisi Şâban ayının son günü bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu:

‘Ey insanlar! Bereketli ve büyük bir ayın gölgesi üzerinize düşmüştür. Bu öyle bir ay ki, onda bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır. O öyle bir ay ki, Allah o ayda oruç tutmayı farz kılmış, gecelerini nafile ibadetle geçirmeyi teşvik etmiştir. Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. Ramazan, yardım etme ve ihsanda bulunma ayıdır. Bu ayda müminin rızkı artar.’” ((İbn Huzeyme, Sahih, III, 191-192,) (Thk. M. M. A’zamî))


Türk - İslam Birliği’nin  Kurulması İçin Ramazan Ayı Boyunca Dua Etmeyi Unutmayalım



Son 30 yıldır gerek yazılarıyla gerekse kitaplarıyla Türk-İslam Birliği ülküsünü hep gündemde tutan Sayın Adnan Oktar, hem yazdığı kitap ve makalelerinde hem de basına yaptığı açıklamalarında, her fırsatta Türk-İslam Birliği’nin, kardeşliğin ve dostluğun önemi üzerinde durmakta, her türlü anlaşmazlık ve sorunun sevgi ve muhabbetle hemen çözüme kavuşacağını ifade etmektedir.

Sayın Adnan Oktar’ın bu çok yönlü ilmi çalışmalarını ve Türk-İslam Birliği’nin kurulmasının aciliyetini ve önemini vurgulayan açıklamalarını takiben, bu birliğin tesis edilmesi yolunda her geçen gün önemli bir gelişme yaşanmaktadır. Son üç yıl içerisinde;


Türk-İslam Birliği’nin, İslam dünyasında diplomatik düzeyde yapılan tüm toplantılarda temel konu olarak işlenmesi,

Müslüman aleminin dört bir yanından birlik seslerinin yükselmesi,

Suriye’den Katar’a, Ürdün’den Sudan’a ve Sırbistan’a kadar vizelerin birer birer kaldırılması, bu gelişmelerden sadece birkaçıdır.


Ancak kuşkusuz bu gelişmeler, Türk İslam Birliği’nin bir an önce kurulması için yeterli değildir. Bu nedenle bu yıl Ramazan ayını, bu güzel gelişmeleri daha da artıracak, Müslümanları her alanda ortak hareket etmeye vesile edecek bir ay olarak değerlendirmek büyük önem taşımaktadır.


Ramazan Ayı Allah’ın  Üzerimizdeki Rahmetinin Bir Hatırlatmasıdır



Allah insanları bu dünyada çeşitli eksikliklere ve acizliklere sahip olarak yaratmıştır. İnsanın hayatının sonuna kadar beslenmek zorunda olması, hayatta kalmasının bu koşula bağlanmış olması da aslında bir eksikliktir. Ancak bazı insanlar, belki de beslenme konusunu bir acizlik olarak görmeyi daha önce hiç düşünmemişlerdir. Bunu, insanın yaratılışı gereği sahip olduğu doğal bir ihtiyaç olarak kabul etmişlerdir. Ama insanın böyle bir ihtiyacının olması bir eksikliktir ve bu eksikliğin altında gizlenmiş hikmetler vardır. Her insanın bu hikmetleri kavramaya çalışması gerekir. Çünkü bir kişi ancak bu hikmetleri kavradığı takdirde, Yaratıcımız olan Allah’a karşı acizliğini ve O’ndan gelecek her nimete ne kadar muhtaç olduğunu anlayabilir. Oruç tutmanın müminler üzerine farz kılınmasının hikmetlerinden birisi de budur; kısa süreli, geçici bir açlık ve susuzluk dahi insanın kendi aczini ve zayıflığını hatırlamasına ve hissetmesine, Allah’a ne derece muhtaç olduğunu anlamasına yardımcı olur.

Unutulmamalıdır ki kişiye düşen kendi üzerinde tecelli eden tüm özellikleri şükür vesilesi yaparak sonsuz merhamet sahibi olan Allah’a katıksızca bağlanmak ve O’nun emrettiği ibadetleri yerine getirmektir. Bir ayette Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

“De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.” (Enam Suresi, 162)


Sayın Adnan Oktar: “Türk-İslam Birliği Ramazan’da  Müslümanların Dillerinden Düşmemeli”



ADNAN OKTAR: “Her yerde çözüm İttihad-ı İslam’dır. Etiyopya’da olsun, diğer yerlerde olsun, Somali’de, Irak’ta, Afganistan’da, Çad’da her yerde bir ızdırap, bir acı var. Güneydoğu’da her yerde bir zorluk içerisinde Müslümanlar. Türk-İslam Birliğinin yani İttihad-ı İslam’ın Ramazan’da Müslümanların dilinden düşmemesi lazım. Camilerde hoca efendiler Müslümanlara sürekli bu konuda dua ettirsinler, kardeşlerimiz dua ettirsinler. Duyulsun bu, herkesin dilinde olsun, herkesten bir talep olsun. Israrlı talepler sonunda oluşuyor biliyorsunuz. Mesela bir şey ısrarla talep edilirse oluyor. Israrla bu da talep edilirse, bu da olur. Çok çok makul, ama ısrarlı talep çok önemli.” (2 Ağustos 2011, A9 TV röportajından)

Masaüstü Görünümü