Harun Yahya

Şeytanın Müslümanların Arasını Açmaya Yönelik Yaygarasına Müslümanlar Aldanmamalıdır







Şeytanın Müslümanların arasını açmaya yönelik hile ve saptırma metotları nelerdir?

Şeytanın yaygarasına karşı Müslümanlar neler yapmalı ve nasıl önlemler almalıdırlar?


 

Şeytan insanın baş düşmanıdır. Bilindiği gibi Allah’ın ona tanıdığı süre boyunca dünya üzerinde kargaşa çıkartarak insanları birbirine düşürmeyi, onları yoldan çıkarmayı kendine görev edinmiştir. İnsanoğluna duyduğu amansız kinden ötürü şeytan bu uğurda hayatı boyunca mücadele etmektedir.

 

Şeytan, dünya tarihi boyunca karşısına çıkan herkesi ve her inançlı insanı cehenneme sürükleyene kadar saptırmaya çalışacağına dair Allah’a yemin ederek vaat vermiştir. Allah insanların imtihanı için negatif bir güç olarak özel kabiliyetlerle donatılmış olarak yarattığı şeytana bu vaadi için belli bir süre tanımıştır. 

 

Şeytanın Müslümanların Arasını Açmak İçin Kullandığı Hile ve Saptırma Metotları

 

Allah, İsra Suresi’nde şeytanın aldatma ve yoldan çıkarma yöntemlerini şöyle bildirmektedir:

 

“Onlardan güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun.” Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez. (İsra Suresi, 64)

 

Dikkat edilirse, bu ayette Allah müminlere şeytanla ilgili çok önemli sırları açıklamaktadır. İlk olarak“güç yetirdiklerin” ifadesinden, şeytanın güç yetiremediği insanlar olduğu anlaşılmaktadır. Güç yetiremediği bu insanların kim oldukları ise bir sonraki ayette şöyle açıklanmaktadır:

 

“Benim kullarım; senin onlar üzerinde hiçbir zorlayıcı gücün (hakimiyetin) yoktur.” Vekil olarak Rabbin yeter. (İsra Suresi, 65)

 

Demek ki şeytanın Allah’a samimi iman etmiş, yalnızca O’na güvenip dayanan, yalnızca Allah’ı Vekil edinen ihlas sahibi Müslümanlar üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

 

Peki, şeytanın mücadele yöntemleri nelerdir? Bu sorunun cevabı İsra Suresi 64. ayette verilmiştir:

 

 

“Güç yetirdiklerini sesinle sarsıntıya uğrat...” Demek ki sesli propaganda yapmak yani insanlara sesle etki etmek şeytanın en önemli araçlarından birisidir.

 

 

Şeytanın Sesli Propagandasına Karşı Ne Yapılmalı?

 

Şeytanın bu hile ve oyunlarını ancak şeytanın yaygaralarına, kışkırtmalarına akıl, sükunet ve itidal ile yaklaşan, kargaşa ve fitneye yol vermeyen Müslümanlar bozup ortadan kaldırabilir. Çünkü ayette de bildirildiği gibi ihlaslı, samimi Müslümanlar üzerinde şeytanın bir etkisi yoktur. Onlar şeytanın bu yaygaralarına kulak vermezler, hak ve batılı karıştırmazlar.

 

Allah Kuran’da insanları güzel söz söylemeye, öfkelerine kapılmamaya davet etmektedir. En güzel, en hayırlı davranış Kuran’da emredilen davranış olduğu için hayırlı olanı geciktirmemek ve hayırlarda yarışmak için Kuran’ın hükümlerini süratle hayata geçirmek önemlidir.

 

Samimi Müslümanlar sevgi insanlarıdır. Dinin hükümlerine titizdirler. Bu nedenle Müslümanların şeytanın propaganda yöntemlerine yaklaşım şekilleri, karışıklıktan çıkar uman kimselerin sevgisiz ve nefret dolu sözlerine, kışkırtmalarına aldırmadan Kuran’da bildirilen en güzel davranışı sergilemek, kardeşlik ruhunu esas almak ve böylece şeytanın planlarına en büyük darbeyi vurmak olmalıdır.

 

Tek Çözüm İslam Birliği’dir

 

Şeytanın oyununu bozmanın yegâne yolu İttihad-ı İslam ruhudur. Bu nedenle tüm Müslümanların, dolayısıyla tüm cemaatlerin, tüm toplulukların  İttihad-ı İslam’ı her fırsatta gündeme getirmeleri, bunun önemini anlatmaları, savunmaları en hayati konudur.

 

Şu anda İttihad-ı İslam’dan daha acil ve önemli bir konu yoktur. Diğer tüm konular ve tüm sorunlar bu en önemli konunun gündeme getirilmemesinden, bu konuda gereken fiili ve manevi duaların yapılmamasından kaynaklanmaktadır.

 

Allah ayetlerinde Müslümanların ittifak etmezlerse güçlerinin gideceğini, birlik ve beraberlikte ise kuvvet, bereket ve başarı olduğunu açıkça bildirmektedir. Allah Müslümanların birlik olmalarının önemini bu kadar açık biçimde bildirmişken, bu konuda duyarsız ve ilgisiz olmak Allah’ın beğenmeyeceği bir tavırdır ve bu umursuz tavır pek çok belanın ve fitne kaynağı olabilir.

 

 

Günümüzde bütün  Müslümanların Bediüzzaman Hazretleri’nin İslam aleminin birleşmesi için gösterdiği azmi ve coşkuyu örnek almaları gerekir

 

Büyük İslam alimi Bediüzzaman Hazretleri de hayatı boyunca Müslüman aleminin birlik olması için fikren mücadele etmiş, bu birliğin sağlanmasının önemi hakkında Müslümanların bilinçlenmesini sağlamıştır. “Bu zamanda en büyük farz vazife, İttihad-ı İslam’dır...” diyen Bediüzzaman Hazretleri, İslam aleminin birliği için gayret göstermenin önemini en hikmetli şekilde ifade etmiştir. Risale-i Nur’da da Müslümanların birbirlerini sevmeleri, desteklemeleri, tesanüd içinde olmaları, birbirlerini koruyup kollamaları üzerinde sıkça duran Üstad Hazretleri, hep birleştirici ve uzlaştırıcı olmuştur.

 

Günümüzde de tüm Müslümanların Bediüzzaman Hazretleri’nin bu üslubunu örnek almaları, İslam aleminin birleşmesi için gösterdiği azmi ve coşkuyu çok daha fazlasıyla yaşamaları, kimsenin kendilerini bu konuda gevşekliğe düşürmesine izin vermemeleri son derece önemlidir. Unutulmamalıdır ki, Müslümanların birlik olması Allah’ın bir emridir ve Allah’ın dilemesiyle muhakkak gerçekleşecektir. 

 

Allah’ın izniyle bu, İslam aleminin muhakkak birlik olacağının, kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf bağlayacağının, Allah yolunda birbirlerinin gerçek kardeşleri olarak hareket edeceklerinin ve dünyanın dört bir yanında Kuran ahlakının yaşanmasına vesile olacaklarının da müjdesidir. Üstadımız Said Nursi Hazretleri, Hutbe-i Şamiye’de İslam Birliği’ni şu şekilde tarif eder:

 


Tekraren söylüyorum ki, ittihad-ı islâm (İslam Birliği) hakikatında (gerçeğinde) olan ittihad-ı Muhammedînin (Hz. Muhammed (s.a.v.)’e tabi olanların birliğinin) cihetü’l-vahdeti (birlik yönü) tevhid-i İlâhîdir (Allah’ın birliğine iman ve ondan başka ilah olmadığını tasdik etmektir). Peyman (büyük yemin) ve yemini de îmandır. Müntesibîni (Intisab edenleri, girenleri), umum (tüm) müminlerdir.


 

Müslümanların Birlik Olmaları Farzdır

 

Şeytan Müslümanların arasını açmak için uğraşacaktır ancak inananlar bunun bir oyun olduğunu bilerek hareket etmelilerdir. Müslümanların birlik olmaları, dağılıp ayrılığa düşmemeleri Allah’ın Kuran’da bildirdiği bir emridir. Tüm Müslümanlar dili, ırkı, mezhebi ne olursa olsun kardeştirler. Dolayısıyla aralarındaki yakınlığın ve dostluğun da tıpkı iki kardeş arasındaki gibi olması lazımdır. İki kardeş nasıl bir diğerini zorda bırakmaz, ne zaman ihtiyacı olsa diğerinin yardımına koşar, nasıl birbirine destek olur, nasıl birbirini koruyup kollarsa dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm Müslümanların da birbirlerini öz kardeşleri gibi sevmeleri, korumaları ve destek olmaları gerekir.

 

Eğer Müslümanlar bunu yapmazlar, birbirlerini kardeşleri gibi sevip korumaz, birlik olup dayanışma içinde olmazlarsa Allah’ın emrine uymamış olurlar. Ki bu, hiçbir Müslümanın düşmek istemeyeceği bir durumdur. Allah’ı çok seven, Allah’tan çok korkan, Allah’ın tüm emirlerine titizlikle uyan her Müslümanın, İslam aleminin birlik olması için gayret etmesi, çaba göstermesi, sürekli dua etmesi şarttır.

 

Adnan Oktar'ın Harakah Daily'de yayınlanan yazısı:

 

http://en.harakahdaily.net/index.php/articles/reflection/8748-satans-clamor-setting-believers-against-one-another-.html

 

Masaüstü Görünümü