Harun Yahya

Gönüllerin Şifası Ramazan






İslam aleminin her yıl büyük bir heyecanla beklediği mübarek Ramazan ayını Yüce Rabbimiz'in izniyle bir kez daha idrak etmekteyiz. Onbir ayın sultanı Ramazan'ın tüm Müslümanlara hayır ve bereket getirmesini temenni ediyor ve dünyanın dört bir tarafında baskı gören ve kanlı saldırılara maruz kalan kardeşlerimizi anarak yazıma başlamak istiyorum. Suriye, Irak, Afganistan, Doğu Türkistan, Myanmar, Kırım, Filistin, Kerkük, Moro, Patani, Arakan ve daha pek çok yerde zulüm altında hayatta kalma mücadelesi veren milyonlarca masum insan Müslüman kardeşlerinden uzanacak yardım elini bekliyor. Kendimizi onların yerine koyarak içinde bulundukları durumu anlamamız ve bu mübarek ayda onların kurtuluşu için tüm gayretlerimizi ortaya koymamız hiç kuşku yok üzerimize düşen en büyük vazifelerden biri. Umuyoruz ki bu kutlu ay Müslümanların üzerinden zorluk ve sıkıntıların kalktığı, Yüce Allah'ın izniyle huzurlu, aydınlık, barış dolu günlere kavuştukları bir ay olur.

İnsanları karanlıklardan nura, hüküm ve hikmet sahibi Rabbimiz’in yoluna çıkaran, tüm Müslümanlara bir hidayet, bir müjde, içi titreyerek korku duyanlara bir öğüt ve hatırlatma olan Kuran-ı Kerim'in indirildiği ay olması Ramazan-ı Şerif ayını dünya üzerindeki tüm Müslümanlar için önemli kılıyor. Yüce Rabbimiz Ramazan ayıyla ilgili olarak şöyle buyuruyor:

Ramazan ayı... İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kuran onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya şahid olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz. (Bakara Suresi, 185)

Ramazan ayı müminler için bir rahmet, mağfiret, arınma ve bereket ayıdır. Birlik ve beraberlik içinde oruç ibadetlerini yerine getiren müminlerin tesanütünü arttırması açısından bu mukaddes ayın büyük bir ayrıcalığı vardır. Nitekim her Ramazan’da yardımlaşma, dayanışma ve kardeşlik duyguları daha da pekişir, müminler sevgi ile birbirlerine kenetlenirler.

Müslüman için Ramazan’ın her günü bayramdır; tüm İslam alemi için bir nimettir, şifadır, ferahlıktır, Allah’ın rızasını kazanmak için mühim bir vesiledir. Peygamber Efendimiz (sav) iman edenleri bir hadisinde şu şekilde müjdelemektedir: "Bu ayı oruç tutarak, ibadet ederek ve hayır için harcamada bulunarak geçirenlere ne mutlu!" Gerçekten de Ramazan ayında yapılması emredilen ibadetler müminlere pek çok manevi değer katmakta, nefislerini terbiye etme ve ahlaklarını güzelleştirme konusunda onları geliştirmekte, dini şuurlarını canlı tutmalarına vesile olmaktadır. Oruç en başta nefsi yenmeyi, nefsin arzularını dizginlemeyi öğretir. Bu nedenledir ki Ramazan ayının nefse karşı elde edilen bir zafer ayı olduğunu söylemek mümkündür. Müminler orucun farz kılındığı vakitler boyunca yemeyip içmedikleri gibi, kötü ahlaktan, örneğin yalan söylemekten, gıybet yapmaktan, kötü söz söylemekten, insanları kırıp üzmekten, olaylar karşısında öfkeye kapılmaktan kaçınır, ellerinden geldiğinin en fazlasını sergileyerek güzel bir ahlak göstermeye çalışırlar. Açlığı ve susuzluğu tefekkür eder, aç ve fakir insanların yardıma muhtaç olduklarını hatırlar, kendilerine verilen imkanlar nispetinde muhtaç olan insanlara yardım etmenin önemini idrak eder, maddi düzeyleri ne olursa olsun infak etmeye ve zor durumda olan insanlara yardım etmeye yönelirler. İşte Ramazan ayında kazanılan bu ihlasın, nefsi terbiye konusundaki bu dikkat açıklığının, güzel ahlakta, Allah'ı zikretmede, duada gösterilen bu titizliğin Ramazan'ın bitimiyle birlikte zayıflamaması çok önemlidir. Güçlü bir imana sahip olan insan Ramazan ayında sergilediği ahlakı hayatının her anında yaşamalıdır. Tüm hayatı boyunca kötülüklerden sakınmalı, vicdanının sesini dinlemeli, salih bir niyetle Allah rızası için gayret göstermeli ve sadece Allah'a yönelip dönmelidir. Bu, Allah'ın razı olacağı bir ahlaktır. Aksi bir tavır, yani sadece Ramazan ayında ibadet edip, dua edip, Allah'ı zikredip, bu mübarek aydan sonra Kuran ahlakından uzaklaşmak Allah'ın insanları men ettiği bir davranış biçimidir.

Ramazan-ı Şerif'in bütün Müslüman  kardeşlerimize hayır, bereket ve barış getirmesini bir kez daha gönülden temenni ediyorum. Ramazan boyunca elde edilen maneviyatın bir ömür boyunca sürmesi dileğiyle...

Adnan Oktar'ın New Straits Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.nst.com.my/node/8541

Masaüstü Görünümü