Harun Yahya

Barış dünyaya hakim olacak ama politik manevralar yoluyla değil




Dünyanın temel unsuru insandır. Bu gezegendeki tüm ticari, siyasi, endüstriyel ve sanatsal faaliyetler biz insanların varlığı sebebiyledir. Bu dünyanın varoluş ve yaratılış sebebi 'insanoğlu'dur. Ülkeler gelişmelidir,  sanayi, sanat, kültür ve barış gelişmelidir ama sadece bir ulus, bir devlet veya bir şirket için değil, tüm dünyada, tüm insanoğlu için olmalıdır bu.

Politika,  toplumlar üzerinde organize olmuş bir kontrol sağlamayı hedefleyen uygulamalar bütünüdür. Ancak ideal olarak, her bireyin bir insan olarak hak ettiği ve arzuladığı yaşam standardına sahip olmasını temin etme yolu olarak kullanılması gereken politika, pratiğe bakıldığında, insanları belirli hedeflere doğru manipüle etme aracı olarak görülmektedir.

Eğer politika idealindeki amaca uygun olarak kullanılamıyorsa bu da yine içindeki "insan faktörü" yüzündendir. Eğer bir politikacının ana motivasyonu kendi insanlarının menfaati değil de başka hassasiyetlerse, eğer işin içine insanlarının mutlak iyiliği dışında  başka gündemler girmişse, siyasetin amacına ulaşmasını da bekleyemeyiz.

İşte bu yüzden politikada manevi ve ahlaki değerler çok önemlidir. Bu dünyayı şekillendirme gücüne sahip kişiler de birer insan ve diğer insanlar gibi onlar da, hem kişisel hem de siyasi hayatlarında manevi ve ahlaki rehberliğe ihtiyaç duyarlar ki bu da, ancak üç Semavi dinin özündeki temel değerler tarafından sağlanabilir.

Semavi dinlerin,  bir dünya görüşü oluşturmada ve insanların kültür ve medeniyet algılarını şekillendirmede büyük bir rolü vardır. Bu anlamda, mütedeyyin bir kimse, herşeyi dinin perspektifinden görme eğilimindedir. Tarih boyunca, inanç insanları birlik, beraberlik ve barış içinde yaşamaya teşvik ederken, dinci fanatisizmin ise, çatışma, düşmanlık, şiddet ve yıkıcılığa yol açan ideolojik ayrışma ve politik görüşlere dönüştüğü gözlemlenmiştir.

Dinin aşırıcı ve radikal unsurlardan tamamıyla arınmış olarak, dosdoğru anlaşılıp yaşanması, sivil özgürlükler, demokratik haklar ve insanın insan olarak yaşaması için gereken herşeye sahip bireylerden oluşan müreffeh bir toplumun inşası için gereken yegane yol olarak gözükmektedir.  Ancak bunun gerçekleşebilmesi için, hayati bir nokta var; din asla siyaset üzerinde bir dayatmaya konu edilmemelidir. Asıl olan, dinin insani, sevgi dolu, sıcak yönünün, politikacıların temel düsturu olmasıdır. İcraatlerinin merkezine -dinin sıcaklığından doğan bir bakış açısıyla - insan unsurunu koyan, siyasi liderler, politikayapıcılar ve diplomatlar, sorunlara ve çatışmalara yaklaşımlarında önemli bir değişiklik elde edebilirler.

Örneğin, uluslararası ilişkiler ve diplomaside, soğuk ve uzak bir tutumla, teknik ve politik bir yaklaşımla (vize sorunları ve bunun gibi) çözüm bekleyen meseleler listesi ortaya koymak yerine bu tür diplomatlar, doğal olarak, tüm bu meseleleri tümden ortadan kaldıracak, sağlam bir zemine oturtacak pozitif öneriler getirmeyi seçerler. Şüphesiz böyle bir yaklaşım yine ancak Semavi dinlerin kazandırdığı maneviyatı esas alan bakış açısıyla olabilir.

Çünkü Semavi dinlere dayanan bir yaklaşımda bölme değil birleştiricilik esastır. Birarada, birlik içinde, insanların iyiliği için ortak bir zemin arama vardır, ayrılık, kendini haklı görme, kendi menfaatini kollama değil. Dinin birleştirici gücünden ilham alan iktidar sahipleri, barışı kurma niyetiyle,  diyalog, anlayış, halden anlama ve uzlaşmaya çok daha yatkın, ayrılıkları ve uzaklıkları ortadan kaldırmak için uzlaşmaya çok daha hevesli olacaklardır.

Bu erdemlerden güç bulan bir politikada, sevgisizlik ve bencilliğin yerini sevgi, muhabbet ve anlayış alacak ve bu güzelliklerin etkisi altındaki bölgeler yaşanır yerler haline dönüşecektir. Öte yandan böyle bir yaklaşımın yönetimin her seviyesine yayılması ise hem ulusal hem de uluslararası çapta diplomasinin yüzünü değiştirecektir.

Bu dünyayı daha iyi bir dünya haline getirecek olan, katı menfaatlere dayanan zeki politik manevralar değil, tüm insanlar için barış, eşitlik ve özgürlük beklentisinin hakim olduğu kalp-ısıtan vizyonlar, sıcak sevgi dolu yaklaşımlardır.

Adnan Oktar'ın Riyadh Vision & MBC Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.mbctimes.com/english/the-world-will-attain-peace-but-not-through-political-maneuvers

http://www.riyadhvision.com/2014/10/26/world-will-attain-peace-thought-political-maneuvers/


Masaüstü Görünümü