Harun Yahya

Amerikan Ordusunun Çıkmaz Sokağı: İntihar Eden Askerler




Irak ve Afganistan'dan dönen her 6 Amerikan askerinden biri depresyona girerken, her 84 dakikada bir asker yaşamına son veriyor. Son 10 yılda intihar eden asker sayısı, Afganistan ve Irak’ta hayatını kaybeden asker sayısından fazla. Bu soruna çözüm bulmak isteyen ABD çeşitli rehabilitasyon programları deniyor. Fakat asıl yapılması gereken tüm dünyada acilen bir manevi seferberlik başlatmak.

 

2001 yılının Ekim ayında ABD 11 Eylül saldırıları nedeniyle Afganistan’ı işgal etti ve 2003 yılında da Irak’taki Saddam rejimini devirmek için askeri operasyon başlattı. Özellikle dönemin politik tercihi olan şefkatsiz yaklaşım ve tüm sorunların askeri metotlarla ortadan kaldırılması yöntemi, çok fazla masum sivilin hayatını kaybetmesine ve zarar görmesine neden oldu. Irak ve Afganistan adeta baştan sona çöktü ve milyonlarca insan hala mülteci konumunda hayatını sürdürüyor.

 

Irak’ın işgalinin sözde yasal temelini oluşturan kitle imha silahlarının varlığına dair Birleşmiş Milletler raporunun gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkınca ve yıllar sonra aslında Irak’ta kitle imha silahı bulunmadığı anlaşılınca, başından beri haksız bir işgalin maşası olarak kullanıldığını anlayan binlerce asker, kendini defalarca insanlık suçu işlemiş biri olarak görmeye başladı ve sorumluluklarının, anılarının etkisinden kurtulamadı. ABD, askerlerini savaş meydanlarında kaybetmemek için üstün teknoloji kullanarak büyük yatırımlarla güçlü silahlar, zırhlar, koruyucu kalkanlar inşa etti, fakat asıl inşa etmesi gereken manevi temeli çoğunlukla unuttu. Eğer bir devlet askeri tümenin fiziksel savunmasını güçlü tutup ruhunu boş bırakırsa, silahlara milyarlarca dolar harcayıp sürekli yıkım için kullanır, fakat insana yatırım yapmazsa, asıl önemi taşıyan ruh boşluğundan dolayı birçok asker manevi çöküntüye girip kendi canına kıyar. ABD ordusunda da şu an yaşanan bu. Belki ABD güçlü hava gücüyle askerlerini Ortadoğu ülkelerinden sağ salim uçaklara bindirip ülkelerine geri getirebildi, fakat evlerinde canlarına kıymalarına engel olamıyor. Halihazırda yükselen bir tehlike olan intihar, Amerikan ordusunun en büyük problemi haline gelmiş durumda.

 

Aslında intihar, sadece Amerikan ordusunun değil, yeni dünyanın genel bir sorunu. Çünkü imani bir temele sahip olmadan, materyalist dünya görüşüyle yetişen nesiller, ruhsal bir güçlükle karşılaştıklarında buna direnemiyorlar. Artık 10 Eylül günü tüm dünyada “intiharı önleme günü” olarak anılıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her 40 saniyede bir kişi intihar ediyor, her 3 saniyede ise bir kişi intihar girişiminde bulunuluyor. DSÖ verilerine göre son 45 yılda intiharlar %60 oranında artmış.

 

Bütün dünyayı sarmış olan bu belaya karşı alınan tedbirler ise etkisiz ve yetersiz. ABD ordusu, askerlerinin gönüllü olarak faydalanabilecekleri rehabilitasyon birimleri kurmuş durumda ve sağlık sorunu olan eski askerlere ise maddi yardım yapmak için çeşitli vakıflar faaliyet gösteriyor. Halbuki sorunun temelinde sadece maddiyat veya yalnızlık yatmıyor.

 

Hem ABD hem de diğer batılı devletler, dünyadaki sorunların çözümünü silahlarda aradığı sürece kendi insanlarının da şiddetli şekilde yıkıma uğramasına engel olamaz. İnsan ruhu gaddarlığa, zalimliğe dayanabilecek şekilde yaratılmamıştır. Ruh mutlaka huzur, sevgi ve şefkat arar ve bunu bulamadığında derin bir çöküntü içine girebilir. Devletlerin mutlaka askerlerini ve karşı taraftaki sivil halkı, görevini yerine getiren makinalar gibi değil, ruh sahibi varlıklar olarak görmeye başlaması ve politikasını bunun üzerine kurması gerekmektedir. Nitekim tarih ve şimdiye kadar alınan sonuçların analizi, askeri yöntemlerle hiç bir devletin bir kazancı olmadığını defalarca kanıtlamıştır. Savaşlar dünyaya yıkım ve bunalımdan başka birşey getirmemiştir. Silahların mutluluk meydana getirme güçleri yoktur. Zaten yapılış amacı olarak olarak yıkım, ölüm ve acıyı hedefleyen araçlar olan silahlardan barış, sevgi ve huzur getirmesini beklemek mantık dışıdır. Dünyanın neresinde olursak olalım, bu sorunların tek nedeni vardır, bu da insanların Yaratıcılarını tanımamaları ve yalnızca maneviyatla kazanabilecekleri nimetlerden mahrum kalmalarıdır. Dünya bu felaketten uzun süredir mahrum kaldığı imani bir diriliş ile kurtulabilir. 

 

Adnan Oktar'ın Weekly Blitz'de yayınlanan makalesi:

http://www.weeklyblitz.net/2014/11/impasse-facing-american-military-troops-committing-suicide/

Masaüstü Görünümü