Harun Yahya

Silahların Gölgesinde Adil Seçim Olmaz




2015 seçimleri, Ortadoğu’nun güçlü demokrasilerinden biri olan Türkiye için önemli bir dönüm noktası olacaktır. Türkiye, İslam aleminin yüzünü döndüğü, mazlumların yardım beklediği, İslam Birliği’ni kurmak idealine sahip bir ülkedir. Dolayısıyla bu seçim, Suriye ve Irak başta olmak üzere komşu ülkeler ve bölge açısından da önemlidir. Kuşkusuz ABD ve AB de seçimi dikkatle izleyecektir.

Modern hukuk devletlerinin en önemli vasıflarından biri seçimlerin demokratik ve adil olmasıdır. Yani, seçmenlerin üzerlerinde herhangi bir baskı unsuru olmadan, özgür iradelerini doğrudan sandığa yansıtabilmeleri gerekir. Seçmenin özgür iradesi üzerinde ipotek olduğu durumlarda, demokrasiden de adil seçimden de bahsedilmesi mümkün değildir.

Türkiye, demokrasisi zaman zaman askeri darbelerle kesintiye uğrasa da, hür ve adil seçim ortamının sağlandığı nadir Ortadoğu ülkelerinden biridir. Bu yönüyle de tüm bölgeye güven vermektedir. Ancak özellikle son dönemlerde Güneydoğu’da kamu düzeninin sağlanmasında yaşanan sorunlar, bölgede seçimlerin ne derece sağlıklı olacağı konusunda ciddi şüpheye sebep olmaktadır.

Farklı siyasi partilerden kişilerin saldırıya uğradığı, ölümle tehdit edildiği ve öldürüldüğü; yolların kesildiği; haraç toplandığı; insanların dağa kaçırıldığı; sivil halkın evlerinin tarandığı; okulların yakıldığı; iş makinalarının ateşe verildiği; sözde asayiş ve yargı birimlerinin cezalandırma yaptığı bir ortamda halkın özgür iradesine göre değil, bu baskıyı kendi üzerinde kuranların isteğine göre oy vereceği açıktır. PKK, Güneydoğu’da silah baskısıyla, tehdit ve sindirme yöntemleriyle halkın özgür iradesi üzerinde baskı kurmuştur. Bu koşullar altında halk mecburen kendi istediği değil, PKK’nın dikte ettiği partiye oy verecektir. Kuşkusuz ki böyle bir ortamda adil ve demokratik bir seçimden bahsedilemez. Bu seçim geçerli bir seçim olmaz. Bu sebeple, seçimlerden önce bölgede aciliyetli olarak kamu düzenin sağlanması, vatandaşın gereği gibi korunması ve halkın üzerindeki PKK baskısının kaldırılması gereklidir.

PKK, Bölge Halkına Musallat Olan Komünist Bir Mafya Yapılanmasıdır

6-8 Ekim olaylarında Türkiye genelinde yaşanan eylemler önemli bir gerçeği gözler önüne sermiştir: Bir süredir bölgeden gelen haberlerde önemli bir yer tutan asayiş sorunu ciddi bir hal almıştır. PKK bölgede büyük ölçüde alan hakimiyeti sağlamış ve halk üzerinde Stalinist bir baskı sistemi kurmuştur. PKK ideolojisine karşı olan ve kendisi gibi düşünmeyenlere bölgede yaşam hakkı tanımamaktadır. İlk eylemlerine kendisine rakip olabilecek Kürtleri öldürerek başlayan, kendi arkadaşlarını dahi acımasızca katleden PKK bugün de bölgede Kürtleri baskı altına almakta, komünist ideolojisini ve hayat tarzını halka dayatmaktadır.

Sözde öz savunma güçleri, yargı birimleri, vergi teşkilatları oluşturmuş, böylece halktan haraç almayı, yol kesmeyi, sözde yargılama yapıp cezalandırmayı rutin uygulamalar haline getirmiştir. Ortadoğu’nun en gözü dönmüş mafya yapılanmalarından biri olan PKK, bölge halkının üzerinde büyük bir bela olmuştur.

İş makinalarının yakılması, baraj inşaatlarına yapılan saldırılar, yol kapatma eylemleri, işçilerin, köy muhtarlarının, jandarmanın ve diğer devlet memurlarının kaçırılması, gençlerin ailelerinden zorla alınıp dağa götürülmeleri, okulların yakılması, Kuran kurslarının, dershanelerin, öğrenci yurtlarının basılması, farklı partilerin merkezlerinin ve teşkilatlarının çalışamaz hale getirilmesi, haraç kesilmesi, kimlik kontrolü yapılması gibi kamu düzenini hiçe sayan eylemler adeta sıradan, günlük olaylar olmuştur

Daha da dehşet verici olanı, eski korucuların, PKK’ya muhalif olanların, PKK’nın istediği dışında başka bir partiye oy verenlerin, haraç ödemeyi reddedenlerin, çocuklarını dağa göndermek istemeyenlerin maruz kaldığı şiddettir. Bu kişilerin evlerine saldırılar düzenlenmekte, içlerinde kadınlar ve çocuklar varken evler yakılmakta, yol ortasında silahlı saldırı düzenlenmekte, hatta kimi zaman elektrik direğine bağlayarak, yani en acımasız yöntemlerle katledilmektedir. Tüm bunların yanı sıra askere, polise ve jandarmaya yönelik taciz ateşleri, yola mayın döşemek gibi terör eylemleri de devam etmektedir.

Bütün bu vahşetin ana amacı ise bölge halkına, “Bu topraklarda bizim istediğimizi yaptığınız müddetçe yaşayabilirsiniz, biz ne dersek o olur” mesajını vermektir. Nitekim çok sayıda insanın PKK’nın baskısı sebebiyle evlerini ve topraklarını terk ederek göç etmek zorunda kaldıkları bilinmektedir.

Örgütün sadece 2014’ün ilk 5 ayındaki şiddet eylemlerini Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü şu şekilde sıralamıştır:

- Teröristler tarafından askere karşı 10 saldırı gerçekleştirildi. 28 taciz eylemi yaşandı.

- 5 kez mayın ve el yapımı patlayıcı eylemi yapıldı.

- 13 yerde sabotaj, kundaklama, yol kesme olayları gerçekleştirildi. 6 kez banka ve işyeri yağmalamaları yapıldı.

- 18 adam kaçırma olayı yaşandı.

- 1 astsubay, 1 uzman çavuş şehit edildi.

- 3 astsubay, 22 uzman erbaş, 5 er yaralandı. 3 uzman er kaçırıldı. 1 polis şehit edildi. 2 korucu kaçırıldı.

-399 kanunsuz gösteri yapıldı, 40 kepenk kapattırma eylemi gerçekleştirildi. Diğer toplumsal olaylarla birlikte eylem sayısı 1190′a ulaştı.

- Çözüm sürecinin başlangıcından bu yana ise 18 yaşından küçük 2500′e yakın kişi kaçırılırken, bunların yüzde 70′ini 15 yaşından küçük; diğerlerinin ise 15-18 yaş arasında olan çocukların oluşturduğu anlaşıldı.[1] (Ekte bu eylemlerin detaylı bir listesi sunulmuştur)

2014’ün ikinci yarısından itibaren bu eylemlerin yoğunluğu daha da artmış, halkın üzerindeki PKK baskısı daha da şiddetlenmiştir. Hükümetimiz’in demokrasinin gelişmesi için başlattığı çözüm süreci, PKK ve yandaşları tarafından bölgede çok farklı bir propaganda malzemesi olarak kullanılmıştır. Bir yandan halka “bundan sonra burada yönetim bize ait” propagandası yapılırken bir yandan da alan hakimiyetini genişletecek uygulamalar gerçekleşmiştir. Söz konusu şiddet de bu uygulamanın bir parçasıdır. Nitekim geçtiğimiz günlerde KCK, '(sözde) Kürdistan'da kimler yaşayabilir kimler yaşayamaz göstermek görevimizdir' açıklamasında bulunmuştur.[2]

PKK’nın nasıl bir dünya öngördüğünü gösteren en vahim örneklerden biri ise 6-8 Ekim tarihlerinde yaşanmıştır. Yıllar boyunca ölmeyi ve öldürmeyi telkin ettikleri, Marksist Leninist Stalinist eğitim verdikleri gençler cinayetler işlemiş, her yeri yakıp yıkmıştır. Ve geriye çok acı bir tablo kalmıştır. Farklı düşünceden gençlerin camdan atılarak, başı taşla ezilerek, üzerinden arabayla geçilerek katledildiği bu kalkışmada 35 ilde anarşi çıkmıştır. 40 kişi hayatını kaybetmiştir. 2 emniyet görevlisi şehit olmuştur. 221 sivil, 139 güvenlik görevlisi yaralanmıştır. 212 okul binası, 67 emniyet binası, 25 kaymakamlık binası, 29 parti binası, çocuk yuvaları, Kızılay kan merkezleri, belediye binalarının aralarında olduğu 780 bina, bütün toplam olarak da 1113 bina yakılmış veya tahrip edilmiştir. Şiddet eylemlerinde özel araçlar, belediye araçları, ambulanslar ve polis araçları yakılmış ve toplamda 1177 araç kullanılamaz hale getirilmiştir.

6-8 Ekim kalkışmasından sonra özellikle bölgedeki dindar insanlara yönelik PKK baskısı aynı şiddetle devam etmiştir. Son olarak Cizre’de, hamile bir kadın ve çocuğunun olduğu evin yakılması gibi dehşet verici olaylar yaşanmıştır. Sakalı olan bir çok vatandaşın, PKK’nın şiddetine maruz kalmamak için sakallarını kestirdikleri basına yansıyan haberlerden biridir.

Vatandaşın Her Türlü Baskıya Karşı Korunması Devletin Asli Görevidir

Türk Devleti büyük ve güçlü bir devlettir. Gücünün temel dayanak noktalarından biri demokrasiye gösterdiği özen ve merhametidir. PKK gibi bölücü terör yapılarının Devletimiz’in bu asil özelliklerini yanlış anlayıp, kendilerini büyük görme yanılgısına düşmeleri kimseyi aldatmamalıdır. Devletimiz uygun gördüğü durumda, en fazla 48 saat içinde gereken düzenlemeyi sağlar.

Devletimiz’in bu merhametli gücünün Türkiye’nin her karış toprağında hissedilmesi ise son derece önemlidir. Vatandaşların güvenliğinin sağlanması, ülkenin her yerinde halkın huzur ve güven içinde hareket edebilmesi gerekir.

Yerel seçimler öncesinde bölgede seçim faaliyetleri yapan diğer partilerin mensupları sık sık saldırıya uğramış, parti binaları tahrip edilmiştir. Van Ak Parti Belediye başkan adayı Osman Nuri Gülaçar, kendisine yönelik saldırılardan bir dükkana sığınarak kurtulabilmiştir. Benzer şekilde Van Ak Parti milletvekili Gülşen Orhan da taşlı saldırıya uğramıştır. Bölgede bir çok parti seçim faaliyeti yapamamakta, hatta sivil toplum kurumları konferans, sempozyum, kitap dağıtımı gibi kültürel faaliyetler de dahi bulunamamaktadır.

Tüm bu olumsuz koşulların özellikle genel seçimler öncesinde düzeltmesi elzemdir. Eğer seçimlere bu koşullarda gidilirse, halkın üzerindeki silah baskısı kaldırılmazsa, seçimde Güneydoğu’dan çıkan sonuç geçerli olmayacaktır. Çünkü bu sonuçlar halkın kendi hür iradesini yansıtmayacaktır. Silahların gölgesinde olan halk, mecburen, istemeye istemeye, PKK kimi dikte ediyorsa ona oy verecektir. Ne bu oylar helal oy olacaktır, ne de böyle bir seçim adil ve demokratik bir seçim olarak adlandırılabilir.

Devletimiz’den ve Hükümetimiz’den bu konuda gereken tüm tedbirlerin alınmasını, her bir vatandaşın kendini güvende hissedeceği şekilde kamu düzeninin sağlanmasını, PKK baskısının bölge insanının üzerinden kaldırılmasını istirham ediyoruz.

 


Ek. PKK’nın sadece Mart-Haziran 2014’deki eylemlerinden bazıları şöyledir:

- 26/03/2014 tarihinde Şırnak/Silopi’de polis aracına Molotof kokteyli atılması ve birisi ağır, üç polisin yaralanması

- 04/04/2014 tarihinde Van/Başkale ilçesi yakınlarında bulunan bir şantiyenin bölgenin PKK sorumlusunun da dahil olduğu bir grup tarafından basılması ve şantiye şefinin kaçırılması

- 05/04/2014’de Hakkari Mesken Dağı’nda yapımı süren karakolun inşaatını engellemek adına içerisinde BDP’lilerin ve örgüt mensuplarının da bulunduğu kişiler tarafından çadır kurulması

- 06/04/2014 tarihinde Irak’ın kuzeyinde bulunan 10-12 kişilik PKK’lı grup tarafından Şemdinli/Derecik Mamraş Tepe Üs Bölgesi’ne açılan taciz ateşiyle bir askerin yaralanması

- 06/04/2014 tarihinde Şırnak’ın Güçlükonak İlçesi’ne bağlı Çevrimli Köyü’nde yaylaya çıkan 1’i geçici köy korucusu 3 köylünün PKK’lı bir grup tarafından kaçırılması

- 07/04/2014 tarihinde Diyarbakır-Bingöl Karayolu’nda iki kamyonun ateşe verilmesi, Mardin/Kısmetli Köyü’nde bulunan sivil bir petrol arama şirketinin PKK’lılarca basılması ve bir yakıt tankının ateşe verilmesi

- 14/04/2014 tarihinde Hakkari/Şemdinli’de Kale Tepe mevkiinde karakol inşaatına yönelik keşif ve gözetleme faaliyeti yürüten askerlere yönelik PKK unsurlarınca DOÇKA ve Bixi olduğu değerlendirilen ağır silahlarla taciz ateşi açılması

- 14/04/2014’de Hakkari Mesken Dağı’nda kurulan çadırda bulunan kişilerin dağın zirvesine çıkarak yapmak istedikleri basın açıklamasına izin verilmemesi neticesinde güvenlik birimlerine saldırılması

- 23/04/2014’de Hakkari Kale Tepe’de bulunan komando birliğine taciz ateşi açılması

- 27/04/2014’de Iğdır’ın Karakoyunlu İlçesi Bulakbaşı Köyü’nde iki kişinin BDP’ye oy vermemesi nedeniyle darp edilmesi ve ölümle tehdit edilerek Ağrı Dağı’nı terk etmeye zorlanması

- 27/04/2014’de Van/Saray İlçesi’nde bir belediye encümenin istifaya zorlanması

- 28/04/2014’de Hakkari/Şemdinli-Kale Tepe Üs Bölgesi’ne yönelik taciz ateşi açılması

- 28/04/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolu Lice mevkiinde kurulan çadır protestosu esnasında yapılan yol kesme eylemi sırasında iki uzman çavuşun kaçırılması

- 03/05/2014’de Şemdinli/Kalmış Tepe Üs Bölgesi’ne Doçka ile ateş edilmesi

- 13/05/2014’de Hakkari Mesken Dağı Bölgesi’nde bulunan askeri birliğe yönelik ateş açılması ve bir askerin yaralanması

- 14/05/2014’de Şırnak/Görmeç Köyü mevkiinde askeri üs bölgesindeki yol inşaatında çalışan dokuz işçinin kaçırılması

- 16/05/2014’de Tunceli merkeze bağlı Sütlüce Köyü’nde inşaatı süren karakolun güvenliğini sağlayan askeri birliğe yönelik ateş açılması ve iki askerin yaralanması

- 18/05/2014 Diyarbakır/Lice Kıyıköy Mahallesi’nde ikamet eden iki kişiye yönelik silahlı saldırıda bulunulması

- 19/05/2014’de Van/Çatak’da karakol inşaatına malzeme taşıyan sivil bir kamyonun yakılması

- 24/05/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolunun trafiğe kapatılması ve yollara hendek açılması

- 27/05/2014’de Ağrı/Doğubayazıt’ta askeri birliğe ateş açılması

- 27/05/2014’de Diyarbakır/Lice ve Hani İlçeleri arasında bir askerin kaçırılması

- 28/05/2014’de Mardin/Dargeçit İlçesi’nde bir korucunun başından vurularak öldürülmesi

- 28/05/2014’de Diyarbakır/Dicle İlçesi Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Başkanı’nın kaçırılması

- 30/05/2014’de İzmir’de PKK’nın gençlik kolu olan Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDG-H) mensuplarının ateş yakarak yol kapatması

- 30/05/2014’de Diyarbakır’da yol kesme eylemi yapılması

- 30/05/2014’de Muş/Varto’da yol kesme eylemi yapılması

- 31/05/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolunun trafiğe kapatılarak yola hendekler açılması neticesinde yolun trafiğe açılmasına yönelik faaliyet gösteren güvenlik birimlerine yönelik el yapımı patlayıcılarla saldırılması

- 01/06/2014’de Tunceli/Nazımiye araç yakılması

- 02/06/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolu bölgesinde bulunan işçilerin kaçırılarak bölgede kurulan çadıra konması ve akabinde askerlerin üzerine ateş açarak, işçilerin askerler tarafından atılan kurşunlarla öldürülmeye çalışılması

- 02/06/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayoluna alternatif olan diğer yolların kapatılması ve yolların bağlantı noktalarının patlatılması

- 03/06/2014’de Bitlis/Merkez’de bir baz istasyonunun işlemez hale getirilmesi

- 04/06/2014’de Hakkari/Şemdinli’de güvenlik birimlerine yönelik silahlı saldırı gerçekleştirilmesi

- 04/06/2014’de Bingöl/Karlıova’da çadır kurma, yol kesme eylemi yapılması

- 04/06/2014’de Tunceli/Nazımiye’de yol kesme ve kimlik kontrolü yapılması

- 04/06/2014’de Diyarbakır/Hani’de güvenlik birimlerine yönelik taciz ateşi açılması

- 05/06/2014’de Diyarbakır/Lice’de güvenlik birimlerine yönelik taciz ateşi açılması

- 05/06/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolunun hendekler açılarak kapatılması bağlamında güvenlik birimlerine patlayıcı ve havai fişeklerle saldırılması

- 05/06/2014’de Diyarbakır-Bingöl karayolunun trafiğe açılması için çalışan güvenlik birimlerine yönelik silahlı saldırı ve ü. askerin yaralanması

- 05/06/2014’de Diyarbakır/Dicle’de araç yakılması

- 06/06/2014’de Van/Çatak’da karayolunun kesilerek kimlik kontrolü yapılması

- 06/06/2014 Van/Çatak’da araç yakılması

- 07/06/2014 Tunceli/Ovacık’ta güvenlik birimlerine yönelik taciz ateşi açılması

- 07/06/2014 Diyarbakır/Lice’de güvenlik birimlerine yönelik EYP’li saldırı ve silahlı saldırı düzenlenmesi

- 07/06/2014 Bingöl/Kiğı’da araç yakılması

- 08/06/2014 Kars/Kağızman’da bir şirketin şantiyesinde çalışan kişilerin kaçırılması

- 08/06/2014’de Hakkari/Şemdinli’de araç yakılması

- 09/06/2014 Diyarbakır/Hani’de güvenlik birimlerine yönelik EYP’li saldırı düzenlenmesi

- 09/06/2014 Diyarbakır/Lice’de güvenlik birimlerine yönelik silahlı saldırı gerçekleştirilmesi

- 09/06/2014 Şırnak/Uludere’de güvenlik birimlerine yönelik silahlı saldırı düzenlenmesi

(http://www.21yyte.org/tr/arastirma/terorizm-ve-terorizmle-mucadele/2014/06/11/7645/pkknin-eylemleri-ne-anlatiyor)






[1] Saygı Öztürk, http://sozcu.com.tr/2014/gundem/iste-pkknin-bes-aylik-eylem-bilancosu-519476/
[2] http://www.turkiyebulteni.com/guncel/devletin-polisi-ve-askeri-kurdistanda-yasayamaz-h99159.html



Adnan Oktar'ın News Rescue & Jefferson Corner'da yayınlanan makalesi:

http://newsrescue.com/elections-held-shadow-guns-fair/#axzz3PYyXzeaQ

http://www.jeffersoncorner.com/the-pkk-is-a-communist-mafia-organization/


Masaüstü Görünümü