Harun Yahya

Barış için bir köprü olarak Türkiye’nin enerji vizyonu




Enerji insanların günlük hayatlarında kullandıkları araçlar ve teknoloji nedeniyle hayatidir. Dolayısıylainsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri enerji kaynaklarına bağlıdır. Enerji üretimi için gerekli kaynaklar kullanıma sokulmalıdır zira eğer bu yapılmazsa dünyamız tam olarak yaşamamız için temel ihtiyaçlarımız olan elektrik, petrol ve doğal gaz ekde edememiş olacaktır.Bu enerji kaynakları her birimiz için temel ihtiyaca dönüşmüştür.

Bu varlığın hepimiz için mutlaka gerekli olduğunu düşünürsek, bu ihtiyacın uygun şekilde karşılanması hayatidir. Ancak bütün insanların enerjiye erişimi yoktur; özellikle Afrika ve Asya’nın bazı bölgelerinde yaşanan elektrik eksikliği insanların hayatlarını, ekonomik büyümeyi ve sosyal gelişimi olumsuz yönde etkilemektedir. Türkiye’nin öngörüsü tüm dünyanın enerjiye erişiminekolaylıksağlamaktır. Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul’daki altıncı Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomik Zirvesi’nin kapanış oturumunda önemli bir ifadede bulunmuştur: "G20 başkanlığına başladığımızda istikrar için gerçekten bir garanti olan enerji güvenliği konusunda adımlar atmayı planlıyoruz. Barışa bir köprü olmak istiyoruz. Enerji çatışma için bir silah olarak görülmemeli, insanların refahını daha fazla geliştirmek için bir imkan olarak görülmelidir”[1]

“Enerji koridoru” olarak Türkiye

Türkiye hem bir bölgesel enerji transit yolu ve hem de büyüyen nüfusuyla tüketici bir ekonomi olarak önemli bir merkezdir. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahiptir ve jeotermal enerji sıralaması açısından dünyada yedinci ve Avrupa’da birinci sıradadır. [2]  Gerçekte Türkiye son üç yıldır Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri içinde enerji ihtiyacı açısından en fazla büyüme gösteren ülkedir. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre ülkemizin enerji kullanımı 2015-2030 arasında yıllık yaklaşık % 4,5’lik bir büyüme gösterecektir.[3]

Türkiye kendi yurtiçi ihtiyaçları dışında ayrıca kendi toprakları üzerinden istikrarlı bir enerji akışı sağlamak için güvenilir bir ortak olarak hareket etmeye gayret etmektedir. Doğudaki enerji kaynaklarının Batıdaki ihtiyaç sahibi ülkelere transfer edilmesi gerekmektedir ve bu Türkiye’nin dünya enerji kaynakları için bir “enerji koridoru” sağlayarak kolaylaştırıcı olduğu başka bir alandır. Ülkemizin jeostratejik konumu, yerkürenin iki tarafını birleştirmekte ve bu önemli hayat kaynağı desteğini hiçbir kapanma olmadan almak isteyen ülkeler için, Türkiye’yi bir garantör yaparak güvenli bir rota sağlamaktadır.

Türkiye politik istikrarı, hukukun egemenliği ilkesi ve gelişmiş altyapısı ile bir enerjide transit ülke olarak konumunu güçlendirme arayışındadır. Enerji kaynaklarının ithalatı ve ihracatı için güvenli rotalara sahip olmak tüm küreye bir bütün olarak fayda sağlayacaktır.

Rusya’dan Avrupa’ya taşınan yakıt kadar, dünyada varlığı tespit edilmiş akaryakıt ve doğal gaz kaynaklarının %72’sinin bulunduğu, Hazar Bölgesi ve Ortadoğu’nun petrol ve doğal gaz kaynaklarının lojistiği de çok önemlidir.

Türkiye, deniz yolu ticari petrol taşımacılığında çok önemli bir transit noktasıdır. Boru hatlarıyla ticari petrol taşımacılığı konusunda da petrol ve doğal gaz için daha önemli bir rol üstlenmektedir.

Rusya ve Hazar bölgesinden Türk boğazları yoluyla Batı pazarına taşınan petrol hacmi 2013 yılında günde 3.0 milyon varildir.[4]

“Doğu – Batı Enerji Koridoru”nun ana bileşeni Azeri-Çırag-Güneşli (ACG) alanından çıkan, Azerbaycan ve Gürcistan yoluyla Türkiye’nin Akdeniz kıyısında Ceyhan terminaline ulaşan Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ham petrol boru hattı sistemidir. Irak-Türkiye (Kerkük–Yumurtalık) ham petrol boru hattı sistemi Kerkük ve Irak’ın diğer bölgelerinde üretilen petrolü Ceyhan (Yumurtalık) Deniz Terminaline taşır. Doğal gaz ithalatçısı Avrupa ülkeleri Türkiye’nin bu doğal gaz transitinde önemli bir rol oynamasıyla ilgilenmektedirler. Güney Doğu Avrupa Boru Hattı (SEEP), Trans Anadolu Boru Hattı (TANAP), Interconnector Türkiye-Yunanistan-İtalya Boru Hattı (ITGI), Türkiye-Irak Boru Hattı ve Arap doğal gaz boru hattı uzantısı gibi bu göreve hizmet edecek bazı başka boru hattı projeleri bulunmaktadır. [5]

Türkiye tam işbirliği arayışındadır

Türkiye’nin enerji kaynakları tüketimi ve ithalatı uluslararası şirketlerle, örgütlerle ve devlet kurumlarıyla yakın işbirliği yapmasını gerektirmektedir. 2013 yılında Türkiye enerji sektöründe yapılan yabancı yatırımlar 2.5 milyar doları bulmuştur ki bu bir önceki yıla göre %24.7 oranında bir artış anlamına gelir. [6] Halen ülkemizin toplam enerji ihtiyacının yaklaşık %26’sı yerel kaynaklardan karşılanırken, daha büyük bir kısmı ithalattan sağlanmaktadır. [7] Türk İstatistik Kurumuna göre 2009 ve 2013 yılları arasında Türkiye’nin toplam enerji masrafı 239 milyar dolara ulaşırken, 2014 yılının ilk sekiz ayında 37 milyar dolar harcanmıştır. [8] Ayrıca kömür yakıtlı enerji santralları Türkiye’de elektrik üretiminde önemli bir bileşimdir ve Türkiye’nin kömür ithalatının hemen hemen tümü Türkiye’nin yeterli miktarlarda üretmediği taş kömürüdür.

Enerji güvenliği için barış esastır

Daha fazla enerji ihtiyacı ile bir ekonomi olarak büyüyen, transit yol olarak çalışan ve farklı enerji kaynakları ithalatçısı olarak Türkiye tüm açılardan kolaylaştırıcı bir konumdadır. Bununla birlikte enerji güvenliği açısından yeni çatışmaların ve enerji kaynaklarını tehdit eden yeni aktörlerin çıkması nedeniyle dünyanın sorunlarla karşılaştığı açıktır. Bir ülke kendi ülkesi için yeterli kaynaklara sahip olup ihraç etmek için fazlasına sahip olsa bile bölgesel çatışmalar ve terörizm enerji kaynaklarını ve bunların dağıtımı sırasında bir ülkeye giriş ve çıkışını engellemektedir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın belirttiği gibi: “Eurasia dünya enerji pazarları için önemlidir, küresel enerji ikmal güvenliği küresel işbirliği ile sağlanmalı ve Türkiye küresel enerji ikmali için bir tehdit olan terörle mücadelesinde Batı ülkelerinden destek almalıdır.”

Çatışmalar ve terör güvensizliğe yol açar ki bu ekonomilere, yatırımlara ve hizmetlere zarar veren durağanlığa da neden olur. Bu nedenle Türkiye, enerji kaynaklarından faydalanmak ve ihtiyaç duyulan enerji kaynaklarını dünya çapında insanlara ulaştırmak için güvenli bir ortamın oluşmasında en hayati unsur olan barışa son derece bağlıdır. 

Adnan Oktar'ın Arabian Gazette'de yayınlanan makalesi:

http://www.arabiangazette.com/turkeys-energy-vision-bridge-peace-20141208/




[1] Davutoglu: Energy to top Turkey's G20 presidency agenda, Anadolu Agency (http://www.aa.com.tr/en/s/424575--davutoglu-energy-to-top-turkeys-g20-presidency-agenda)
http://www.turkishpolicy.com/dosyalar/files/13-18.pdf)
http://www.eia.gov/countries/cab.cfm?fips=tu)
http://www.maritime-executive.com/article/Turkey-Ponders-Role-as-Oil-Hub-2014-04-22)
https://www.abo.net/en_IT/publications/reportage/turchia/turchia_3.shtml)
http://www.brookings.edu/~/media/research/files/papers/2014/04/realization%20turkeys%20energy%20aspirations%20winrow/turkeys%20energy%20aspirations)
http://www.mfa.gov.tr/turkeys-energy-strategy.en.mfa)
http://www.aa.com.tr/en/economy/398641--turkeys-energy-import-costs-239-billion-in-past-5-yrs



 

Masaüstü Görünümü