Harun Yahya

Yermük’ün Yardım Çığlığı




Reklam dünyası tuhaf bir çelişki içeriyor. Televizyon kanalları tarafından her gün reklam bombardımanına maruz kalıyor, çikolata gibi iştah açıcı gıda ürünlerini tüketmemiz için ikna edilmeye çalışılıyoruz. Ne var ki aynı kanallar fazla kilolardan kurtulmayı vaad eden egzersiz çalışmalarını ve diyet ürünlerini de dikkatlerimize sunuyor.

Medya dünyası da bundan farklı değil. Medya araçları tarafından süte muhtaç zavallı bebeklerin, kurşun yaralarının iyileşmesi için antibiyotiğe ihtiyaç duyan insanların görüntüleri sürekli olarak karşımıza getiriliyor. Ancak bu görüntüler sadece en iyi fotoğraf kareleri olarak görünmekte ve en nihayetinde ise istatistik bilgileri olarak yer almakta. Evet, Suriye’de tiyatro sahnesinde kimsesiz ve çaresiz terk edilmiş olan Yermük halkından söz ediyorum.

Yermük, 1948 yılında İsrail’in kuruluşundan bu yana 160 bin Suriyeli'ye ev sahipliği yaptı. Kampın bir Paris olduğu söylenemezdi belki ama Suriyeliler için her şey yolundaydı. Her an ölüm korkusuyla yaşamak zorunda kalmadıkları normal bir hayatları vardı. Ne var ki Beşar Esad ve askerlerinin Aralık 2012’de kendi vatandaşlarına saldırmaya başlamasıyla Yermük dünyanın en büyük açık cezaevi halini aldı.

Esad güçleri, muhaliflerin Yermük'ü kullandığını iddia ederek, Yermük halkını gıdasızlığa, susuzluğa ve ilaçsızlığa terk etti. Özellikle de bir resim dünyaca tanındı. Ortaçağdan bir sahneyi çağrıştıran bu resim, sokağı dolduran birçok insanın sınırlı sayıda insani yardımı alabilmek için çaresiz bekleyişlerini gösteriyordu.

Ancak yaygın medyada, karton kutuların içerisinde donmuş bebek cesetleri, açlıktan ölüme terk edilmiş bebekler ve buz üzerinde çıplak ayakla yürümek zorunda olan küçük çocukların görüntüleri hiç bir zaman yer almadı. Ya da cesur görünmeye çalışan 10 yaşıdaki çocuğun BBC videosunda olayları anlattığı video görüntüleri... Kendini durumdan etkilenmemiş gibi göstermeye çalışırken  “evet, açız” diyor ve daha fazla dayanamayıp, bir yandan zayıf düştüğü için utanç duyarken bir yandan da kendini tutamıyor ve ağlamaya başlıyordu.

Yermük ve obezite ile mücadele veren dünyanın diğer bölümü arasındaki fark o kadar büyük ve keskin ki, sanki iki bambaşka dünya gibi. Bu fark tıpkı açlıkla yaşam mücadelesi veren bir toplumun eğlence için diğer toplum tarafından izlenmesini konu alan filmler gibi. Günümüzde ise zalim olanlar filmlerdeki kötü karakterlerden çok daha zalimler çünkü tüm dünya bu görüntüleri bir film gibi izlemekte.

Acımasızlık, açlık, cinayet artık dünyanın bu bölümünün ortak yönleri haline geldi. Dünyanın diğer bölümü için ise, bu haberleri dinleyip geçip, hiç etkilenmeden hayatlarına devam edebilmeleri ortak yönleri haline geldi.

Bugün 18,000 insan Yermük’de ölüme terk edildi. BM acil tahliye çağrısı yaptı ve son haberlere göre 2000 kişi tahliye edilmişti.

Birleşmiş Milletler (UNRWA) Genel Komiseri Pierre Krahenbuhl, krizden etkilenen Yermük mültecilerini görmek ve yardımın ihtiyaç içindeki insanlara nasıl gönderilebileceği konusunu danışmak üzere liderlerle görüştü. Bunlar güzel haberler ancak yeterli değil. O halde ne yapılmalı?

Radikal terör örgütlerine yön verenler de dahil olmak üzere Ortadoğu’daki sorunların gerçek çözümüne değinmeden önce, bu insani yardım sorunuyla ilgili kısa vadeli ve hızlı düzenlemeler üzerinde durmalıyız. BM’in de üzerinde durduğu gibi tüm sivil halkın biran önce tahliye edilmesi şarttır. Güvenlik Konseyi Pazartesi günü acil bir toplantı düzenledi ancak daha hızlı olmaları gerekmektedir. Aralarında 3500 çocuğunda yer aldığı sivil halka yardım edilmesi amacıyla Bağımsız Suriye ordusu ve diğer muhalif gruplarla iş birliği yapılması bir yol olabilir. Pierre Krahenbuhl, Suriye rejim güçlerinin Yermük’e attıkları varil bombası raporları üzerine durumu “insanlık dışı” olarak nitelendirerek çağrıda bulundu.

Başka bir senaryo ile Rus ordu birliklerinden birinin nezaretinde mültecilerin insani yardım kuruluşlarının desteğiyle bölgeden tahliye edilmeleri sağlanabilir. Ne Esad’ın güçleri bu esnada Rus birliğine karşı çıkmaya çalışacaktır ne de IŞİD yeni bir cephe açmak isteyecektir.

Bu insanların karşılaştıkları diğer bir sorun ise gidecekleri neredeyse hiç bir yer olmamasıdır. Ürdün, Lübnan ve Mısır Suriye’den Filistinli mültecilerin girişini yasakladı ve Irak'ta da çatışmalar olduğu için için oraya da gidemezler. Türkiye ise her zaman zor durumda kalan insanlara ev sahipliği yapmıştır. Türk yetkililerin şu anda acil olarak yapacağı misafirperver bir açıklama çok büyük bir adım olurdu.

Dünyanın acil olarak o bölgedeki masum halkın tahliye edilmesi işlemini başlatması gerekiyor. Unutmayın ki, orada hasta ve yaralı çocuklar, kadınlar ve yaşlılar var ve yardımımızı bekliyorlar. Kendinizi onların yerine koyun ve onlara yardım etmek için elinizden geleni yapın.   

Adnan Oktar'ın Arab News & Jefferson Corner'da yayınlanan makalesi:

http://www.arabnews.com/news/734206

http://www.jeffersoncorner.com/yarmouk-cries-for-help/


Masaüstü Görünümü