Harun Yahya

Ramazan 2015, 24. Gün









A9'u izlemek için

Uydunuzu Nasıl Ayarlayacaksınız?





BİR AYET BİR HADİS

Allah, iman edenlerin Velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır; inkar edenlerin velileri ise tağut'tur. Onları nurdan karanlıklara çıkarırlar. İşte onlar, ateşin halkıdırlar, onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 22)

"Ya Rab! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, beni nur eyle. Damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır.”(Buhari, Deavat, 9; Müslim, Müsafirin, 181)

SAYIN ADNAN OKTAR DİYOR Kİ..

Türkiye’nin roket sanayiine ağırlık vermesi önemli. Savunma Bakanlığından istirham ediyoruz. On binlerce, yüz binlerce roketimiz olması lazım. Bin kilometre, iki bin kilometre menzilli, üç bin kilometre, beş bin kilometre. Caydırıcı güç bakımından İran gibi olmamız lazım.
(A9 TV; 15 Haziran 2015)

ALLAH'IN İSİMLERİ
Hakem: Hükmeden, Hakkı Yerine Getiren

Allah'tan başka bir hakem mi arayayım? Oysa O, size Kitabı açıklanmış olarak indirmiştir. Kendilerine Kitap verdiklerimiz, bunun gerçekten Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilmektedirler. Şu halde, sakın kuşkuya kapılanlardan olma. (Enam Suresi, 114)

Allah insanları yaratmış, onları, içlerinden iyilik yapanlarla kötülük yapanları ayırt etmek üzere bir imtihan yeri olan dünyaya yerleştirmiştir. Ayrıca insanlara elçiler göndermiş ve elçilerine de doğruyu yanlıştan ayırmalarını sağlayacak hükümleri içeren kitaplar vermiştir. İnsanlık tarihi boyunca bütün elçiler, gönderildikleri kavimleri Allah'ın emrettiği hükümleri içeren hak kitaplarla uyarıp korkutmuşlar, onları doğru yola çağırmışlardır.

Ancak zaman içinde elçilerin getirdiği kitaplar insanlar tarafından tahrif edilmiş, Allah'ın gönderdiği hükümler inkarcı kesimlerin kendi çıkarlarını koruyacak bozuk hükümlerle değiştirilmiştir. Fakat Allah insanlara yine kendilerini 'doğru yola ulaştıracak bir rehber' olarak Kuran'ı indirmiş ve "Hiç şüphesiz, zikri (Kuran'ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz" (Hicr Suresi, 9) ayeti ile içindeki hükümleri kıyamete kadar koruyacağını vaat etmiştir.

Elbette Kuran insanın karşılaşacağı her olayda çözüm bulmak, doğruya ulaşmak için başvuracağı yegane kaynaktır. Çünkü Kuran, Allah'ın hükümlerini içeren tek hak kitaptır. Ve Allah'ın gönderdiği korunmuş hükümlerin olduğu bu kitaba sarılanlar, onda Allah'ın kendilerine emrettiklerini yerine getirenler, kuşkusuz doğru yolu bulmuş kimselerdir. Dünyada Allah'ın hükümleriyle hükmeden O'nun kendilerinden istediklerini yerine getirenler elbette ahirette de kazanç içinde olacaklardır.

EVRİM SAHTEKARLIKLARI
Darwinist çaresizliğin yeni ismi: Darwinopterus



Uzun zamandır, Darwinist yenilginin ne kadar güçlü boyutlara ulaştığı, biçare Darwinistlerin teorilerini kurtaracak bir çözüm bulamadıkları defalarca çeşitli delillerle dile getirilmişti. Fakat bu çaresizliği belki de en kesin şekliyle ortaya koyan delil, Darwinistlerden geldi. Teorilerine hiçbir bilimsel delil bulamayan, sürekli olarak hüsran ile karşılaşan ve sunulan açık Yaratılış delilleri karşısında içinde bulunduğumuz yıllarda en büyük yenilgilerini almış olan Darwinistler, artık aklı, mantığı ve bilimi tamamen bir kenara bıraktıkları yeni bir iddia ile ortaya çıktılar. Ve dediler ki, “yeni bulduğumuz canlıda, her nasılsa bütün uzuvlar aniden oluşmuş”. Hiç çekinmeden buna da modüler evrim diye bir isim koydular. “Nasıl olduğunu bilmiyoruz ama bu bir evrim şekli” dediler. Sanki insanları aldatmak bu kadar kolaymış gibi bilimsel dergilerde bu sahte ve komik iddiayı pervasızca insanlara sundular. İşte Darwinistlerin ulaştıkları bu aşama, Darwinist yenilginin en büyük tezahürlerinden biridir.

Darwinistlerin “modüler evrim” adını verdikleri bu yeni aldatmacaları, bir canlıda aniden bir veya birkaç organ ortaya çıkması iddiasıdır. Bu organların nasıl ortaya çıktığından, bu sırada ne tip biyolojik, fizyolojik, anatomik aşamaların gerçekleştiğinden, buna dair bilimsel delillerden elbette ki bahis yoktur. Ortada yalnızca evrimci bir iddia vardır ve bu iddiaya göre bir hayvan aniden kanat sahibi olabilmekte veya bir anda pençeleri çıkmakta, aniden kuşa dönüşmekte veya bir kara hayvanı halini almaktadır. CANLILARIN EVRİMLEŞTİKLERİNE DAİR HİÇBİR DELİL BULAMAYAN VE BUNDAN SONRA DA BULAMAYACAK OLAN DARWİNİSTLER, İNSANLARI ARTIK, “HER ŞEY BİR ANDA OLDU BİTTİ” DİYEREK ALDATABİLECEKLERİNİ DÜŞÜNMEKTEDİRLER.  

Darwinistlerin öne sürdüğü gibi bir canlının aniden yeni bir özellik elde etmesi, aniden yeni bir uzva sahip olması, aniden bir sisteme sahip olması elbette ki bilimsel açıdan MÜMKÜN DEĞİLDİR. Bu iddiayı, BİLİMİN TÜM TÜRLERİ YALANLAMAKTADIR. Unutmamak gerekir ki, canlıda böylesine büyük bir değişimin gerçekleşmesi için gereken mutasyonlar, o canlıyı mutlaka öldürecektir. MUTASYONLARIN %99’U ZARARLI, %1’İ ETKİSİZDİR. DAHA FAZLA MUTASYONUN BİR ANDA, BİR ARADA MEYDANA GELMESİ O CANLININ DAHA HIZLI ÖLÜMÜNE YOL AÇAR. Modüler evrim gibi şaşılacak derecede cahilce bir iddianın ortaya atılmasının tek nedeni vardır, o da evrimcilerin, “FOSİL KAYITLARINDA DELİL ARAMAYA GEREK KALMAYACAK BİR EVRİM MODELİ NASIL OLABİLİR” şeklindeki biçare düşüncesidir.

 

Çünkü FOSİL KAYITLARI, EVRİM TEORİSİNİ KESİN OLARAK YALANLAMIŞTIR. ŞU ANDA ELE GEÇİRİLEN FOSİLLER 300 MİLYONA YAKLAŞMAKTADIR VE HER BULUNAN YENİ FOSİL, DARWİNİZM’İN ÇÖKÜŞÜNÜ BİR KEZ DAHA İSPAT ETMEKTEDİR. 

 

Darwinopterus da Yaratılışı İspat Eden Bir Fosildir, Darwinist Paniğin Sebebi de İşte Budur


Bu çürük teoriyi desteklemek isteyen Darwinistler, Çin’in kuzeydoğusunda bulunan 160 milyon yıllık kuş fosillerini kendilerince bu sahte modüler evrime örnek olarak göstermişlerdir. National Geographic başta olmak üzere, birçok yayınla spekülasyon malzemesi yapılan bu yeni fosile “Darwinopterus” ismi verilmiştir. Darwinopterus, kafası ve boynu günümüzde de yaşayan kuşlar gibi olan, arka ayakları ile kuyruğu ise pterosaurs adı verilen, geçmişte yaşayıp soyu tükenmiş kuş cinslerine benzeyen mükemmel bir uçucu kuştur. Bu canlı, günümüzde de birçok örneği bulunan mozaik canlılar grubunun mükemmel bir örneğidir. Bu canlı, Darwinistlerin iddiasının aksine, Darwinizm’i açık ve güçlü şekilde çürüten ve asıl olarak Yaratılışı ispat eden mükemmel bir eserdir.  


Biyoloji bilimi geliştikçe, canlılar belirli özelliklerine bakılarak, çeşitli inceleme gruplarına ayrılmışlardır. Türler, filumlar, familya ve cinsler bu şekilde bilimin gündemine gelmiştir. Elbette canlıların tümünü, insanların oluşturdukları gruplara göre kesin bir şekilde ayırmak mümkün olmamıştır. Çünkü bazı canlılarinsanların isimlendirdikleri birden çok gruptaki özelliği taşımaktadır. Bu tip canlılara ise “mozaik canlılar”adı verilmiştir. Mozaik canlılar birden çok grubun, cinsin ya da familyanın özelliklerine sahip olabilirler. Bu durum, Darwinistler tarafından spekülasyon malzemesi olarak kullanılır ve canlıdaki farklı türlere ait özellikler ara form özelliği olarak gösterilmeye çalışılır. Oysa bu özelliklerin tümü tam ve mükemmel özelliklerdir. Bu canlılarda, gelişmekte olan dolayısıyla ara form özelliği gösteren tek bir yapı, tek bir uzuv bulunmamaktadır. Tek bir canlıda sergilenen farklı türlere ait özellikler, Allah’ın eşsiz eserlerinin, üstün yaratışının bir tecellisidir.

 

Burada ayrıca belirtmek gerekir ki, daha önce de bir pterosaur fosili bulunmuş ve söz konusu fosil de Darwinistler tarafından çeşitli spekülasyonlara malzeme olarak gösterilmişti. Darwinistler, 150 milyon yıllık pterosaur’un yapısını tam olarak kavrayamamış, canlının ilginç yapısı hakkında tamamen taraflı ve gerçek dışı izahlarda bulunmuşlardı. Ancak fosil üzerinde üç üniversiteden bir bilim adamı ekibinin yaptığı incelemede, canlının vücut planı bir “başyapıt” olarak nitelendirilmişti. Canlı, mükemmel ve kusursuz mozaik yapısı nedeniyle, hem rahatça karada yürüyebiliyor, hem mükemmel şekilde uçabiliyor hem de rahatlıkla denizde yüzebiliyordu. Çünkü canlı, Allah’ın bu özelliklerle donattığı bir sanat harikasıydı.

 

Şu anda evrimin en büyük delili olarak gösterilmeye çalışılan canlı da, bilim adamlarının daha önce bir “başyapıt” olarak nitelendirdikleri bir pterosaur örneğidir. Aslında mozaik canlılar, farklı türlere ait özellikleri mükemmel şekliyle barındırdıklarından evrime daha büyük bir açmaz teşkil ederler. Fakat Darwinistler, bu gerçeği hazmedemediklerinden, karşı atak yöntemi ile bunları kendi teorilerine delilmiş gibi göstermeye çalışırlar. Aynı şekilde Darwinopterus’daki mükemmel ve birbirinden farklı özellikleri de açıklamayadıkları için, modüler evrim gibi zavallı ve Darwinistler açısından utanç verici bir iddia ile ortaya çıkmaktan çekinmemişlerdir. Oysa kendileri de çok iyi bilmektedirler ki, bu canlıdaki her yapı kusursuzdur, üstün yaratılışı gösterir. Darwinopterus, farklı uçucu kuş türlerinin özelliklerini aynı anda üzerinde taşıyan, tamamen kusursuz olarak yaratılmış mükemmel bir kuştur.

 

Darwinistlerin “modüler evrim” gibi çaresiz izahlara pervasızca sığınmalarının asıl nedeni şudur: Darwinistler, fosil kayıtlarında bugüne kadar hiçbir ara form olmadığı gerçeğine yeni bir kılıf uydurmaya çalışırlarken, Yaratılış inancı dünya çapında hızla yayılmaktadır. Harun Yahya eserlerinin de vesilesiyle artık insanlar Darwinist diktatörlük tarafından kandırılamamaktadır. Dünya çapında yapılan anketlerde, Darwinizm aldatmacasına inananların sayısı giderek daha da azalmaktadır. Önümüzdeki dönem, insanların gerçek bilimsel gelişmelerle bilgilendikleri, doğruları öğrenebildikleri, aydınlık bir dönem olacaktır. Darwinistlerin çırpınışlarının hiç bir etkisi olmayacaktır. İnsanlar da dahil olmak üzere tüm canlıları ve içinde yaşadığımız evreni Allah mükemmel şekilde yaratmıştır ve evrim safsatası yakında yalnızca tarih kitaplarında yer alacaktır.  


De ki: "En 'üstün ve apaçık' delil Allah'ındır. Eğer O dileseydi elbette tümünüzü hidayete yöneltip-iletirdi." (Enam Suresi, 149)



İMAN HAKİKATİ
Istakozdaki optik tasarım



AHİR ZAMAN - MEHDİ (a.s) - İSA (a.s)
Peygamberimiz (sav)'in Açıkladığı Alametler Birbiri Ardınca Ve Belirtildiği Biçimde İçinde Bulunduğumuz Çağda Yaşamaktadır

Araştırmamıza konu olan hadislerin Peygamberimiz (sav) tarafından söylenmiş sözler olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Elimizde doğruyu yanlıştan ayırmaya yarayan bir yöntem bilgisi bulunmaktadır. Bilindiği gibi, kıyamet ile ilgili hadisler geleceğe yönelik olayları ihtiva etmektedir. Bu nedenle zaman içerisinde, hadisin birebir gerçekleşmesi sözlerin kaynağı konusundaki tüm kuşkuları ortadan kaldırmaktadır.

Söz konusu kıstas ahir zaman ve kıyamet alametleri üzerine araştırma yapan birçok İslam alimi tarafından da kullanılmıştır. Konunun uzmanlarından Bediüzzaman Said Nursi de ahir zaman hakkındaki hadislerin günümüzde meydana gelen ve gözle görülen olaylara tam mutabık çıkmasının hadislerin hakikat olduğunu gösterdiğini ifade etmiştir. (1. Bediüzzaman Said Nursi, Şualar, s. 360, Şaban Döğen, Mehdi ve Deccal, Gençlik Yayınları, İstanbul, 1998, s.15)

Hadislerde bildirilen işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir döneminde, dünyanın belirli bir bölgesinde, belirli bir oranda görülmüş olabilir. Böyle bir durum o dönemin ahir zaman olduğunu göstermez. Zira bir devrin ahir zaman olarak nitelendirilmesi için kıyamet alametlerinin tümünün aynı çağda, birbirlerini izleyerek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu durum bir hadiste şöyle ifade edilmiştir:

"Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların art arda kopması gibi." (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

KURAN TEFSİRİ
Fetih Suresi’nden ayet açıklamaları



TÜRK-İSLAM BİRLİĞİ
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri Türk-İslam Birliği'nin tarihi olan 2023'ü önceden işaret etmiştir.

ADNAN OKTAR: Bediüzzaman diyor ki; “Beşer dinsiz olamaz.” Dünya. “İşte, bu sırr-ı azîme Hazret-i Peygamber (a.s.m.) işaret etmiştir ki: ‘Hazret-i İsa (a.s) gelecek, ümmetimden olacak, ayn-ı şeriatımla amel edecektir.” İslam’la amel edecektir. Bediüzzaman söylüyor. “İstikbal yalnız ve yalnız İslamiyet’in olacak ve hâkim, hakaik-i Kur’aniye ve imaniye olacaktır” diyor Bediüzzaman. Diyor ki Bediüzzaman; “Eğer şeddeli "mim" dahi şeddeli "lâmlar" gibi bir sayılsa, o vakit bin ikiyüz seksendört eder." O tarihte Avrupa kafirleri devlet-i İslamiyenin nurunu söndürmeye niyet ederek on sene sonra Rusları tahrik edip, Rus’un doksan üç muharebe-i meşrumesiyle alem-i İslam’ın parlak nuruna muvakkat bir bulut perde eder.” Geçici olarak İslam’ın nurunu durdurmaya çalıştılar diyor.“Fakat bunda Resâil-in Nur şakirdleri yerinde Mevlâna Hâlid'in (k.s.) şakirdleri o bulut zulümatını dağıttıklarından bu âyet bu cihette onların başlarına remzen parmak basıyor. Şimdi hatıra geldi ki; eğer şeddeli "lâmlar" ve "mim" ikişer sayılsa, bundan bir asır sonra zulümatı dağıtacak zâtlar ise, Hazret-i Mehdi'nin şakirdleri olabilir.” Tam 2010 tarihi. “Her ne ise... Bu nurlu âyetin çok nuranî nükteleri var kısa kestik” diyor. Ayete baktığımızda, aynı zamanda 2023’e de bakıyor. Türklerin, İslam aleminin birlik olacağı tarih, inşaAllah. Başbakan da, hükümet de hepsi 2023’ten bahsediyorlar. Bediüzzaman’ın işareti olduğu biliniyor onun. Herkes biliyor onu. Yani İttihad-ı İslam’ın, Türk-İslam Birliği’nin tarihi. “Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal” diyor ya, bakın orada “vaad ettiği günler yakındır” dediği; Mehdiyet’tir. Mehmet Akif Ersoy’un. Vaad edilen günler, vaad ettiği gün; Mehdiyet’tir, İslam’ın dünya hakimiyetidir.

 

Masaüstü Görünümü