Harun Yahya

Siber Savaşın Karanlık Yüzü



Teknolojik gelişmelerden önce devletler yalnızca coğrafik nedenlerden ötürü diğer devletlerle komşuluk ilişkileri kuruyordu. 21. yüzyıl ile birlikte teknoloji devletlerin idaresi için bir gereklilik haline geldi. Bütün teknolojik sistemler ise internet ağı ile birbirine bağlandı. Böyle olunca her devlet siber ortamda sınır komşusu haline geldi.

Devlet daireleri internet vatandaşlarına daha sistematik ve hızlı hizmet vermek için her alanda kullanmaya başladılar. Bankacılık gibi kurumsal hizmetler internet ve mobil cihazlar ile vatandaşların avuç içine kadar girdi. Dolayısıyla devletler ve kurumsal şirketler internet üzerinden saldırıya açık hale geldiler.

Derin devletler veya kendi görüşlerini savunan radikal örgütler, karşı oldukları devletlere ve karşıt görüşte oldukları gruplara karşı internet üzerinden zarar vermeye ve interneti bir propaganda aracı olarak kullanmaya başladılar.

Bu imkanı kullanan derin devlet yapılanmalarının ve radikal grupların verdiği zarar ise milyar dolarlar mertebesinde ifade ediliyor. 2015 yılında yalnızca şirketler siber saldırılar nedeniyle 400 milyar dolar zarara uğradıl.[i]

Bu zararın önlenmesi için internet güvenliği sektörü her geçen yıl gelişiyor. 2016 yılı itibariyle siber güvenlik için harcanan rakam 100 milyar dolar düzeyinde ve 2020 yılında 170 milyar dolara kadar çıkması öngörülüyor.[ii]

Siber dünyada müthiş bir güvensizlik ve bu güvensizlikten ortaya çıkan çok geniş bir sektör mevcut. Çatışmaların ve savaşların olduğu bir dünyada ne yazık ki kayıplar ve bu sektöre boş yere harcanan para artmaya devam edecek. Teknolojinin ilerleme hızı göz önüne alındığında söz konusu zarardaki artışın bir karadelik gibi katlanarak büyüyeceğini ön görmek zor değil.

İşte bu güvensizlik ortamının ortadan kaldırılması ve israf edilen kaynakların insanların refahı için kullanılmasını sağlamak amacıyla siber savaşların arkasındaki ideoloji deşifre edilmelidir.

Son senelerde ses getiren siber saldırıların arkasından çıkan grupların en bilineni Anonymous grubudur. Bu grup üyeleri ve bu yapıdaki diğer grupların üyeleri kendilerini özgürlükçü ve antikapitalist olarak tanıtırlar. Ancak kullandıkları yöntemler ve siber alandaki uygulamaları açıkça radikal bir komünist görüşe sahip olduklarını ortaya koymaktadır.

Söz konusu gruplara mensup kişiler barış ve özgürlüğü savunduklarını iddia ederken, barış için kullanılabilecek değerli kaynaklara zarar vermekten çekinmezler. Vladimir Lenin’in komünist gerillalara yönelik sözlerinde olduğu gibi eylemleri zarar odaklıdır.

"Polisleri, askerleri, devlet memurlarını öldürmek, devlet kurumlarında yangınlar çıkartmak... Devletin hazinelerinden paraları almak... Devrimci komünist güçler yenilmez silahlı bir güç olarak ortaya çıkmalı, insanları öldürerek, bombalayarak, binaları havaya uçurarak korku yaymak ve bu şekilde toplumun üzerinde komünist diktatörlüğünü teşkil etmek iktidara ulaşmamızın önemli unsurlarındandır." (Vladimir Lenin, Teorik ve Pratik Terör Hakkında, Homizuri G.P., Moskova 2005)

İşte siber korsanlarda aynı şekilde devletlerin ve vatandaşların gizli bilgilerini ifşa etmekle insanları tehdit etmekte, bankaların paralarını siber saldırılar aracılığıyla çalmaktadır. İnternet korsanlarının hedefi korku yaymak ve kendi iktidarlarını güçlendirmektir.

Anonymous ve benzeri gruplar internet ortamında siber savaş yöntemlerini öğretmekte hatta mensuplarına hazır programlar sunmaktadırlar. Bu durum yine Lenin’in öğretilerini akla getirmektedir.

“Propagandacılar her grubu basit bomba formülleriyle donatmalılar… Gruplar derhal askeri eğitimlerine, operasyonlara katılarak başlamalılar. Bazıları bir casusun öldürülme işini veya bir polis karakolunu basma görevini üstlenmeli. Bir kısmı ise banka soymalı.” (V. İ. Lenin, Collected Works, Moscow, Cilt 9 s. 346)

Açıkça görüldüğü üzere Lenin’in zamanında kullanılan Komünist terör yöntemleri bugün siber korsanlar benimsemiştir ve günümüzün şartlarına uyarlayarak kullanmaktadırlar. Devletlere ve bankalara, kurumsal firmalara internet üzerinden zarar vermekte, internet üzerinde kolaylıkla dezenformasyon ile infial oluşturmakta ve insanları yanlış yönlendirmektedirler.

Halbuki internet bilgi paylaşımını çok kolay hale getirmiş ve insanları birbirine bağlamıştır. Paylaşılacak sevgi ve barış mesajları çok kısa bir süre içerisinde dünyadaki bütün insanlara ulaştırılabilir. Ancak güvensizlik ortamı insanları birbirlerine karşı agresif ve kapalı hale getirmiştir.

Bu nedenle siber saldırıların arkasındaki ideoloji deşifre edilerek, internet kullanıcıları topyekûn olarak sevgi ve barış mesajlarıyla mücadele etmelidir. İnternetteki güven ortamı tesis edilirse israf edilen kaynaklar insanlığın faydası için kullanılabilir. 1 trilyon dolar mertebesinde olan toplam bir zararın yanında yalnızca Afrika kıtasındaki açlık 10 milyar dolar ile ortadan kaldırılabilmektedir. Bu nedenle internet ortamını sevgi ve barış ortamını tesis etmek için kullanmak hepimizin sorumluluğudur.

ihttp://www.inc.com/will-yakowicz/cyberattacks-cost-companies-400-billion-each year.html
iihttp://www.alixpartners.com/en/Publications/AllArticles/tabid/635/articleType/ArticleView/articleId/815/Cybersecurity-A-compelling-growth-area-for-defense-companies.aspx#sthash.nbbFnr8Z.dpbs

Adnan Oktar'ın EKurd Daily'de yayınlanan makalesi:

http://ekurd.net/dark-face-cyber-war-2016-04-03

Masaüstü Görünümü