Harun Yahya

Ramazan 2016, 1. Gün



İman Hakikati



Avrupa'da yaşayan ebe kara kurbağası, yaşamının büyük bir bölümünü karada, sudan uzakta olmayan toprak oyuklarda geçirir. Karada çiftleşir. Dişi yumurtalarını yere bırakınca, erkek onları spermasıyla döller. Yarım saat sonra, erkek kurbağa yumurtalarını ipe dizer gibi birbirine yapıştırır ve sonra da bunları arka ayaklarının üzerine yapıştırarak yerleştirir. Daha sonraki birkaç hafta nereye gitse, seke seke yumurtalarını da yanında taşır. Sonunda yavrular yumurtadan çıkacağında suya atlar. Yumurtaların yapışık olduğu arka ayaklarını tüm yavrular çıkana kadar suda tutar. Daha sonra tekrar karadaki oyuğuna geri döner. (David Attenborough, Yaşadığımız Dünya, s.105)

Bir Ayet Bir Açıklama



"...Şüphesiz benim Rabbim, yapmakta olduklarınızı sarıp-kuşatandır." (Hud Suresi, 92)

Ayette, Allah'ın insanları da yaptıklarını da kuşattığı bildirilmektedir. Allah'ın her yeri sarıp kuşattığı, bize şah damarımızdan yakın olduğu, her nereye dönersek Allah'ın yüzünü göreceğimiz birçok Kuran ayeti ile bildirilmiştir. Allah her yerdedir. Allah, tek mutlak varlık olarak, tüm kainatı, tüm insanları, yerleri, gökleri, her yeri sarıp kuşatmıştır ve Allah tüm evrende tecelli etmektedir.

Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. Allah'ın Zatı başkadır. Allah'ın tecellileri ise her yerdedir. Gökleri, yeri, bu ikisi arasında olan her şeyi, kainatta işleyen tüm kanunları, her an meydana gelen tüm olayları yaratan Rabbimiz, 'Habir' sıfatıyla her şeyin iç yüzünden ve gizli taraflarından da haberdardır. Üstelik Allah'ın 'bilmesi' sınırsızdır.

Kainatın her noktasına tam olarak hakim olan Allah, insanın içine de, dışına da hakimdir. Allah insanların içlerinden geçirdikleri, niyet edip uyguladıkları veya uygulamadıkları ya da gizlice tasarladıkları her şeyden haberdardır. Yeryüzünde Allah'tan habersiz hiçbir şey olamayacağı gibi hiç kimse de, Allah'ın bilgisi dışında içinden bir şey geçiremez. Allah herkesin içinden geçeni mutlaka bilir. Bu durumda insan Allah'a karşı son derece samimi ve boyun eğici olmalı, zaaflarını, eksiklerini, kusurlarını, imani zayıflıklarını Allah'a samimi bir biçimde açmalı, kendisini imani olarak güçlendirmesi için dua etmeli ve O'ndan yardım istemelidir.

İçinden geçirdiği her düşünceyi Allah'ın bildiğinden haberdar olan müminler, kalabalıkta oldukları zaman da, kimsenin görmediği ortamlarda da Kuran ahlakına uymayan herhangi bir davranış göstermekten aynı titizlikle sakınırlar. Çünkü Kuran ahlakına uygun olmayan bir davranışı, ister herkesin içinde isterse yalnız başına yapsın, ister açığa vursun isterse saklasın, Allah'ın bunu bileceğini ve kendisini her davranışından sorguya çekeceğini bilir. Allah'ın onun bu konudaki samimiyetini deneyeceğini ve imtihan kastıyla kendisine çeşitli uygun ortamlar yaratacağını da bilir. Bu nedenle müminler, Allah'ın sınırlarını korumada son derece titiz davranırlar.

Fosiller



karınca aslanı ve fosili

Karınca Aslanı

Dönem: Mezozoik zaman, Kretase dönemi
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar

Evrimcilerin bilim dışı iddialarına göre kelebekle fil, balinayla karınca, orkidelerle ısırgan otları, insanlarla balıklar sözde aynı ortak ataya sahiptirler. Böyle bir iddianın doğru olup olmadığını gösterebilecek en önemli delil fosil kayıtlarıdır. Fosil kayıtlarında bir canlının bundan on binlerce, on milyonlarca hatta yüz milyonlarca yıl önceki hali tam olarak muhafaza edilmiştir. Böylece, canlının geçmişte yaşamış örneklerine bakılarak, sözde bugünkü halini alana kadar hangi hayali ara aşamalardan geçtiği görülebilir, hatta sözde ortak ataların izlerine rastlanabilir. Ne var ki fosil kayıtlarına bakıldığında evrimcilerin iddia ettiği gibi herhangi bir ara aşama görülmez, herhangi bir ortak ataya da rastlanmaz. Milyonlarca fosil örneği, canlıların hep aynı kaldıklarını hiç değişmediklerini, yani evrimin büyük bir yalandan ibaret olduğunu göstermiştir. Bu fosillerden biri de resimdeki 100 milyon yıllık karınca aslanıdır.

Sayın Adnan Oktar Münafıkları Anlatıyor





Ahir Zaman



Adnan Oktar’ın 18 Nisan 2016 tarihli A9 TV röportajından

ADNAN OKTAR: “Mehdi’nin sevgisi” diyor Peygamberimiz (s.a.v.) “dünyadaki en keskin kılıç olacak” yani dünyayı düzeltmede, ıslah etmede, irşad etmede en keskin kılıç olacak Hz. Mehdi (a.s.)’ın sevgisi. “Nasıl karanlıklar, korku, baskı, hüzün ve iyi, acı iyilerin kalbini karartabilirse onun sevgisi ve şefkatiyle en karanlık ruhlarda bile nurani bir ışık yanacak” diyor Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın sevgisiyle. Ne kadar mübarek, muhterem bir insan ki, Allah ona talebe etsin beni, sizleri de inşaAllah. Hizmetçisi etsin. “Bu ışıkla bütün dünya aydınlanacak” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). (Seyyid Sadreddin Sadr El Mehdi kitabı 419. Sayfa.) Allah razı olsun onlar da muhafaza etmiş, saklamışlar hadisleri. Şia’nın güzelliği işte bu da.

GÜLEN BATURALP: Başka bir hadiste de Mehdi (a.s) için Peygamber Eendimiz (s.a.v.) “Kömür gibi kalpleri elmaslaştıracak” diye bildiriyor.

ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Bak “Mehdi’nin sevgisi dünyadaki en keskin kılıç olacak” çok manidar bir ifade Resulullah (s.a.v.)’ın ifadesi. Bak “Nasıl karanlıklar, korku, baskı, hüzün ve iyi, acı iyilerin kalbini karartabilirse” onların kalbine rahatsızlık verirse “Mehdi’nin sevgisi ve şefkatiyle en karanlık ruhlarda bile” en azgın ruhlarda bile  “nurani bir ışık yanacak” diyor Resulullah (s.a.v.). Bu ışıkla dünya aydınlanacak, bütün dünya.

Belgesel: Kuran Yeterlidir




Masaüstü Görünümü