Harun Yahya

Türk Milletinin En Uzun Gecesi



Başarısız darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gecesi Türk milletinin en uzun gecesiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkomutan olarak, CNN Türk televizyonuna FaceTime aracılığıyla bağlandığında, darbeciler devlet televizyonu TRT’de zorla yasadışı bildirimlerini okutmuşlar ve sözde sokağa çıkma yasağı ilan etmişlerdi. Cumhurbaşkanı ise bu sözde bildiriye karşı Türk halkını sokaklara inmeye çağırdı. Tüm vatandaşlarımızın tek yürek olması sayesinde bu çirkin girişim başarısız oldu. 

15 Temmuz: Başarısız bir darbe girişimi

Darbe başarısız oldu ama bunun için yüzlerce insanımız şehit oldu, binlercesi yaralandı. Tarihimizde ilk defa Meclis ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombalandı. Bu açıdan böyle bir olayı ne Kurtuluş Savaşımızda ne de Osmanlı zamanında İttifak Güçleri ülkemizi işgal ettiğinde yaşadık. Başkentte ve İstanbul’da alçaktan uçan savaş uçakları ve sürekli devam eden patlamalar sabaha kadar durmadı. Ancak burada şu bilgi önemle vurgulanmalıdır: Bu darbeye kalkışan Türk Silahlı Kuvvetleri değil ordu içindeki küçük bir gruptur.

Bu gruba dahil olan askerler,  ‘isteyerek ya da istemeyerek’, tanklarını sivillerin üzerine sürdü. ‘İsteyerek ya da istemeyerek’ diyorum çünkü genç erlerin bir kısmı kendilerine tatbikat olduğu söylenerek oraya getirilmişti. Ancak vatandaşlarımızın vergileriyle alınmış silahları taşıyan bazı erler ise vatandaşlarımızı bu tanklarla ezerken bazıları da vatandaşlarımızın üzerine helikopterden ateş açtılar. 

Karşılaşılan manzara korkunçtu. Masum vatandaşlarımıza silah doğrultanlara insan diyemiyorum; bunlar kendi insanına eziyet eden insanlık dışı, canavarlaşmış yaratıklardır. Çok büyük bir suç işlemişlerdir ve bu kadar vahşi bir kafa yapısına sahip insanların iktidarı ele geçirmeleri durumunda neler yapabileceklerini hayal dahi etmek zordur.

Darbeler her zaman fitneye yol açar

Birçok darbe geçirmiş bir ülkenin vatandaşı olarak darbelerin her zaman başarısızlığa mahkum olduğunu ve hiçbir zaman fayda sağlayamadığını söyleyebilirim. Darbeler geçmişte ülkemizi felç etmiş ve hep geriye götürmüştür. Darbeler her zaman fitneye neden olmuştur ve ‘fitne katilden beterdir’ (Bakara Suresi, 191).

Ülkemizin darbecilerin eline geçmesine asla izin vermeyeceğiz. Biz Müslüman kimliği taşıyan bir ülkeyiz ve birlik, bütünlük, sevgi ve kardeşlik ruhuyla yaşıyoruz. İnsanlarımız dengelidir, karmaşa ve ayrılıktan her zaman kaçınmışlardır. Her zaman askerimizin, polisimizin, ulusumuzun ve devletimizin yanında olmuşuzdur. Bu tarz girişimler dünyanın her yerinde olabilir. Ancak darbelerin korkunçluğuna en yakından şahit olan halkımız tek yürek olmuş ve Allah’ın yardımıyla darbe girişimini püskürtmeyi başarmıştır. Olaylar başladığı anda canlı yayın programımda insanlarımızı sükûnete  ve aklı selime davet ettim ve bu çağrılarım tüm gece ve ertesi gün de devam etti.

Ulusumuz tarih yazdı

Bazı kesimler çok yüzeysel hareket ederek ve sonuçlarını hesaba katmadan darbenin her şeyi çözeceğini düşündüler. Ama zorbalık asla iyi bir sonuç doğurmaz. Dünyanın birçok yerinde insan hayatı değersiz görülüyor ve insanların tehdit oluşturduğu düşünüldüğü anda, üstlerine sorgusuz sualsiz mermi yağdırılıyor. Türkiye bu tarz bir yapıyı asla kabul etmeyecek. Türk insanları onurludur ve ülkelerini çok severler. Bu insanlarımızın bir zaferiydi ve eğer insanlarımız kurşunla kaynatılmış duvarlar gibi hareket etmeseydi, darbeciler Allah korusun, yarısı kadar bir güçle başarılı olabilirdi. Vatandaşlarımız ülkelerine olan sadakatlerini ve sevgilerini en güçlü bir şekilde ortaya koydu. Bastonlarıyla yürüyen dedeler ve ninelerden, darbecilerin elinden silahlarını cesurca alan gençlere kadar herkes vatan savunmasındaydı. Türkiye tankların önüne yatan ya da tankları durdurmak için arabalarını tankların önüne park eden cesur kahramanları asla unutmayacak. O gece kara bir leke gibi başladı ama bir sonraki gün aslan yürekli vatandaşlarımız destansı ülke savunmalarıyla tarih yazmıştı. Allah şehitlerimizin güzel şehadetini kabul etsin.

Darbeye karşı tüm parti liderleri el ele

Omuz omuza kahramanca mücadele veren insanlarımız kadar sivil toplum kuruluşları, politikacılar ve siyasi partiler de bu darbe girişimine tüm güçleriyle karşı koydular. MHP lideri Devlet Bahçeli, darbe girişiminin en başında darbelerin kabul edilemez olduğunu ve hükümeti desteklediklerini söyleyerek çok önemli bir adım attı. Birkaç dakika sonra benzer bir beyan ana muhalefet partisi CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan da geldi. Bunlar Türkiye tarihinin unutulmaz anlarıydı ve tüm dünyaya Türklerin birliğinin gücünü  gösterdi. Meclisin yıkık duvarları arasında bu girişimi kınamak için ortak beyanatlarda bulunan milletvekilleri meclis bombalanırken bile meclisi terk etmediler. Politikacılar ne yazık ki her zaman ortak duruş sergilemese de bu istenmeyen olay, ülkemizin bekası için bir araya gelmelerini sağladı.

Sonuç

Olaylar yatışmış görünüyor olabilir ama bir müddet teyakkuzu korumak ve gevşekliğe düşmemek önemlidir. Hükümetimiz her türlü kapsamlı tedbiri almalı, vatandaşlarımız da hükümete yardımcı olmak için elinden geleni yapmalıdır. Ayrıca, benzer bir girişimin tekrar yaşanmasını engellemek için hükümetin aldığı tedbirlere uymaları çok önemlidir. Allah korusun, hiçbir vatandaşımızın, polis ya da askerimizin canının yanmasını istemeyiz. Sorunları akılcı ve makul bir şekilde çözmek herkesin faydasınadır. Duygusal ve fevri çıkışlar ülkemizi felakete sürükleyebilir. Görevimizi yaparken kardeşlik ruhunu sürekli korumalı ve en önemlisi her şeyin Allah’ın kontrolünde olduğunu, Allah’ın her şeyi bir hikmetle yarattığını unutmamalıyız. Rabbimiz ülkemize felah ve istikrar, insanlarımıza kalp ferahlığı versin.

Adnan Oktar'ın Tehran Times'ta yayınlanan makalesi:

http://www.tehrantimes.com/news/404548/The-longest-night-for-the-Turks

Masaüstü Görünümü