Harun Yahya

Birlik olmanın güzelliği



7 Ağustos günü Türkiye tarihinde ilk defa yaşanmış güzellikte bir miting gerçekleştirildi. Herkes bu mitinge katılan kişi sayısından bahsediyor ama bence asıl önemlisi milyonlarca insanın tek kişilik bir ruh gibi hareket etmesiydi. Bu ruh, tüm dünya ülkelerinin gıpta etmesi gereken bir birlik havası ve kardeş olmanın verdiği coşkudan kaynaklanıyordu. Bu heyecanı yaşayanlardan biri olduğum için ben de çok mutluyum.

Miting alanı 5 milyon kişiyi bir arada toplamak için özel olarak denizin doldurulması ile oluşturulmuş bir bölgeydi. Bu nedenle de tüm altyapısı ve ulaşım imkanları buna göre projelendirilmişti. Yine de 5 milyon kişinin ulaşımı, saatlerce vakit geçirmesi, mitingin teknik alt yapısı ve tüm bunların hiçbir aksama olmadan gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım. 7.000 otobüs 203 tekne 10 vapur ve 50 engelli otobüsü gün boyu halkımızı miting alanına taşıdı. 25.000 güvenlik görevlisi ve 1000 sağlık görevlisi alanda çalıştı. 35 kuleden 1 milyon watt ses yayını yapıldı. Tüm bu imkanlara rağmen gemisi yanaştırılmayan bir vatandaşımız elinde bayrak ile yüzerek alana geldi. Bütün bu görüntüler, dünya gözüyle görülebilecek en ihtişamlı olaylardan biriydi.

Bazı yabancı basın, mitinge katılanları “Erdoğan yanlıları” gibi tanıtsa da alanda tüm Türkiye’den insanlar vardı. Bu miting Batı tarafından iddia edilenin aksine belli bir kesimin sadece Sayın Erdoğan’a destek için gittiği bir yer değildi. Halkın tüm kesimleri demokrasi için, kendi özgür geleceklerinin muhafazası için bu zafer mitingine katıldılar. Örneğin Türkiye Baş Hahamı İsak Haleva ve Türk Musevi Cemiyeti’nin liderlerinden İshak İbrahimzade ve Zali Detoledo mitingdeydi. Fener Rum Patriği ile Türk Diyanet İşleri Başkanı da mitingdeydi. Aralarında iktidara muhalifliği ile tanınanların da olduğu 500’ün üzerinde sanatçı özel gemilerle miting alanına geldiler. Bu gemilerde hem 10. Yıl Marşı hem de Mehter Marşlarının birlikte okunduğu ertesi günkü haberlere yansıdı.

Türkiye’nin 3 büyük partisinin liderleri mitingdeydi. Gerek Sayın Kılıçdaroğlu gerekse de Sayın Bahçeli’nin konuşmaları 5 milyon kişi tarafından coşkuyla alkışlandı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı mitingde kürsüden halkı selamladı. O sırada alandaki milyonlar da sevgi tezahüratı yapıyorlardı.

Belki de günün en güzel anlarından biri Türk Genelkurmay Başkanı’nın sahnede olduğu andı. Coşkulu kalabalıktan yükselen, “En büyük asker bizim asker” ve “Türkiye seninle gurur duyuyor” nidaları Hulusi Akar Paşamızın  darbe gecesinden beri hiç görmediğimiz kadar mutluluk saçmasını sağladı. Sayın Erdoğan da bu sürpriz konuşma davetiyle Türk halkının askerle birlik olduğunu herkese gösterdi.

Mitingde söz alan değerli konuşmacıların hepsi bu milletin ortak kültürünü ortaya koyan anlatımlar yaptılar. Sayın Yıldırım ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında ünlü sosyalist, Türk şairi Nazım Hikmet’ten alıntılar vardı. Sayın Erdoğan ise muhteşem kalabalığa Gazi Mustafa Kemal’in 96 yıl evvel Kurtuluş Savaşı öncesi sorduğu şu soruyu yöneltti: “Ey milletim sen esaret ve zillet kabul eder misin?”

5 milyon, tek ağızdan bunu asla kabul etmeyeceklerini haykırdı, aynen 100 yıl evvel atalarının söylediği gibi...

Miting Kuran okunarak başladı, darbe girişiminde şehit olanlar için yapılan saygı duruşu ve dualar ile devam etti. Sayın Kılıçdaroğlu en çok alkışı, “3. Sınıf değil 1. Sınıf demokrasi istiyoruz” dediğinde aldı. Hulusi Akar’ın, “Türk ordusunun milletinin emrinde olduğunu” ifade ettiği anlar coşkuyla dinlendi. 15 Temmuz’da ayaklarını kaybeden gazilerden birinin o gece yaşadıklarını anlattığı dakikalar ise mitingin en duygu dolu anlarından biriydi. Ayrıca o meşum gecenin şehitlerinin tek tek adı sayıldı ve miting alanı tek bir ağızdan “Burada” dedi.

Milletimiz şehitlerin isimlerinin demokrasi tarihimize altın harflerle yazıldığını teyit etti. Bu 240 altın yürekli insanın resimleri metro istasyonun duvarlarını da süslemekteydi. Şehid olan Profesör İlhan Varank ile ev hanımı Türkan Tekin’in, Astsubay Ömer Halisdemir ile reklamcı Erol Olçak’ın resim ve hikayeleri o gece tanklara karşı duran Türk halkının cesaretini bir kez daha hatırlattı. Tüm konuşmacılar 15 Temmuz gecesi TBMM’de bombalar altında görev yapan milletvekillerine de övgüler yönelttiler.

Mitingde hiçbir parti bayrağı yoktu. Siyasi sloganlar atılmadı. Dillerde sadece vatanın bölünmeyeceği ve demokrasimizi korumak uğruna her türlü fedakarlığa hazır olduğumuz vardı. Mitinge katılanlar, kendileriyle yapılan röportajlarda bu tarihi ana şahit olmak istediklerini anlattılar. Belki de tarihte ilk defa sivil halk, silahlara, tanklara, uçaklara karşı çıplak elleriyle, itfaiye araçlarıyla, yangın söndürücüleriyle, araba boyaları ile ülkesini savunmuştu. Bu millet darbenin ardından 21 gün meydanlarda sabahlara kadar nöbet tutmuştu. Bir siyasi analistin de belirttiği gibi, “Türk milleti demokrasisini kendi elleri ile koruyarak gerçek manada hak etmişti”.

Mitingin Hashtagi #Turkeyunited aslında bu günün en güzel özetiydi. Bu miting ile Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, Lazıyla tüm Türk milleti kardeşi kardeşe kırdırma planlarının Türkiye’de işe yaramayacağını açık bir şekilde göstermiş oldu.

7 Ağustos günü İstanbul’daki Yenikapı miting alanına 5 milyon kişi toplandı. Türkiye’nin 81 ilinde de bir o kadar sayıda Türk, şehir merkezlerindeki dev ekranlardan mitingi izledi. Sadece sokaktaki 10 milyon değil yurt içindeki ve yurt dışındaki milyonlar da bu birlik havasını çok sevdi. Ertesi günkü gazete başlıkları “Bu Milleti Yıkamazsınız”, “Tek Millet”, “Benim Güzel Ülkem”, “Türkiye Tek Yürek”, “Çok Büyüksün Türkiyem”, “Birlikte Çok Güzelsin Türkiyem”,  “Birlikte Çok Güzeliz” oldu. Bu başlıklar günün birlik, kardeşlik, dostluk havasına çok güzel tercüman oldular.

Ülkemizde yaşanmaya başlanan bu güzel birlik ortamının tüm milletlere nasip olması dileğimizdir. Dünyanın barış dolu geleceği bu sevgi ve dayanışma ruhundan geçmektedir.    

Adnan Oktar'ın Gulf Times'da yayınlanan makalesi:

http://www.gulf-times.com/story/506949/Rally-of-unity-and-solidarity-strikes-a-chord-in-T

Masaüstü Görünümü