Harun Yahya

Münafıklar asla Allah yolunda mücadele etmez, İslam ahlakının hakim olmasından, İttihad-ı İslam'ın gerçekleşmesinden müthiş korkarlar


Allah'ın Kuran'da münafıkları çok kapsamlı olarak tanıtması ve anlatması Müslümanlar için hem çok kıymetli bir bilgi hem de çok büyük bir nimettir. Bu özellikleri çok iyi bilen Müslüman, benzer bir durumla karşılaştığında da karşısındaki olayı, Allah'ın izniyle, tam teşhis edip tam doğru tespitte bulunabilir.

Müslümanların bir münafıkla karşı karşıya olduklarını anlayabilecekleri en önemli alametlerden biri ise, bu kimselerin Allah yolunda mücadeleden özenle kaçınmalarıdır. Münafıklar, Allah'ın ayette haber verdiği üzere, Allah yolunda mücadele etmeyi kendi düşük akıllarınca çirkin görürler:

Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd etmeyi çirkin görerek:"Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Bir kavrayıp-anlasalardı. (Tevbe Suresi, 81)

Münafık, Allah'ın dinini yaymaya vesile olacak hiçbir çalışmaya maddi veya manevi destek vermez, bu konuda ağır davranır ve çevresindekileri de ağırlığa ve pasifliğe yönlendirmek ister. Türk İslam Birliği'nin kurulması, İttihadı İslam'ın gerçekleşmesi, İslam ahlakının yayılması konularında asla çalışma yapmadığı gibi, bu konuların ima olarak dahi bahsedilmesini, duyulmasını, konuşulmasını istemez. Hatta tam tersine bu güzel ideallerin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği, bunların sözde boş vaadler olduğu yönünde açık ve gizli telkinlerde bulunur.
 

Münafıklar, müminlere zarar vermek ve devamlı onları ayırmak ister

Adnan Oktar’ın 4 Ağustos 2010 tarihli HarunYahya.TV röportajından
 


 

Kendi düşük aklınca müminlere akıl vererek, sözde yol göstererek, onları da mücadeleden alıkoymak ister. Bazısı ayette haber verildiği gibi, "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" (Tevbe Suresi, 81) der. Bazısı kendince sanki mücadele etmek istiyormuş da imkanları yokmuş takliti yaparak, "Biz cehd etmeyi bilseydik elbette sizi izlerdik" (Al-i İmran Suresi, 167) derler. Bir kısmı da "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye bahaneler öne sürerek ilmi mücadeleden geri kalmak istediklerini ifade eder. Oysa Allah onların gerçek niyetlerini haber vermiştir. Onlar sadece kaçmak isterler:

"... oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı." (Ahzap Suresi, 13)

Ama münafığın bunu yaparken unuttuğu, belki de hiç düşünmediği bir sır vardır. O istese de istemese de Allah dinini muhakkak hakim kılacak, Müslümanlara olan vaadini mutlaka yerine getirecektir. İslam ahlakının hakim olması, Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru, Hz. İsa (as)'ın gelişi, Türk İslam Birliği'nin kurulması Allah'ın vaadidir ve muhakkak gerçekleşecektir. Münafığın aksi yönde, kendi aklınca müminleri engellemek, pasifleştirmek, geri tutmak amacıyla yaptığı her girişim ise, Müslümanların ilmi mücadele azmini bir kez daha pekiştirecek, heyecanlarını ve şevklerini artıracak, Allah'ın izniyle, Allah yolundaki çalışmalarına kat be kat güç kazanmalarına vesile olacaktır.
 

Ahir zamanda münafıklar 

Adnan Oktar'ın 29 Kasım 2009 tarihli Tv Kayseri ve Kanal 35 Röportajından
 


 

Masaüstü Görünümü