Harun Yahya

Mesih Deccal nerede saklanıyor?


 



 

Ahir zamanın anlatıldığı hadislerde, yeryüzünde kötülüğü organize edecek, insanları din ahlakından uzaklaştıracak, kargaşa ve bozgunculuğa neden olacak Deccal’in çıkışı, kıyametin büyük alametlerineden biri olarak haber verilmektedir.

 

Son zamanlarda yeryüzünde artan şiddet, işkence,anarşi, kargaşa, katliam, savaş, çatışma, zulüm, devlet ve örgüt terörleri Deccal’in çıktığını ve bunları yönettiğini gösteriyor. (Allah-u Alem, En Doğrusunu Allah Bilir)

 

 





Peygamberimiz (sav)’in hadislerine göre Deccal'in kayalık bir mevkide saklanacağı anlaşılmaktadır. Nitekim Kudüs'teki Harem-i Şerif bölgesinin altı kayalık bir yapıdadır. Peygamberimiz (sav)'in üzerine basarak miraca yükseldiği, sonradan üzerine Kubbet-üs Sahra'nın inşa edildiği kutsal kaya Hacer-i Muallak da burada bulunmaktadır. Hadiste bildirilen kayalık bölgenin, Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Harem-i Şerif olması ve Deccal'in burada saklanıyor olması muhtemeldir.




 

Hadislerde yer alan bilgilere göre, Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne gelmesi, Hz. Mehdi'nin zuhuru, Deccal'in ortaya çıkması aynı dönem içinde olacaktır. Hz. İsa ile Hz. Mehdi'nin beraber namaz kılacakları Peygamberimiz (sav) tarafından haber verilmiştir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:


İMAMLARI salih bir insan olan HZ. MEHDİ OLDUĞU halde, BEYTÜ'L MAKDİS'E SIĞINIRLAR. Orada imamları kendilerine sabah namazını kıldırmak için öne geçtiği bir sırada, bir de bakarlar ki, MERYEM OĞLU İSA SABAH VAKTİNDE İNMİŞTİRHz. Mehdi, Hz. İsa'yı öne geçirmek için arkaya çekilir. HZ. İSA ONUN OMUZLARINA ELİNİ KOYAR ve ona der ki, "Geç öne namazı kıldır. Zira kamet senin için getirilmiştir... Namazı bitirip dönünce Hz. İsa, "Mescid'in kapısını açınız" der. Kapı açılınca, arkasında hepsi taylasanlı yetmişbin kişiyle birlikte DECCAL'İN BEKLEMEKTE OLDUĞU GÖRÜLÜR...1


Deccal, Yüzyılın Başında Çıkacaktır

 

Hadislerde Hz. İsa ve Hz. Mehdi'nin, Mesih Deccal'in fitnesine karşı birlikte bir fikri mücadele yürütecekleri de haber verilmiştir. Bu mücadelenin hangi dönemde gerçekleşeceğine dair de hadislerde işaretler vardır. Peygamberimiz (sav), bir hadis-i şerifinde Deccal'in yüzyılın başında çıkacağını bildirmiştir:


Dünya kurulduğundan beri her yüzün başında önemli bir olay olmuştur. BİR YÜZÜN BAŞLARINDA DA DECCAL ÇIKAR ve Meryem oğlu İsa nüzul ederek (yeryüzüne inerek) onu yok eder.2


Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde ise şöyle bildirmektedir:


Bu ümmetin ömrü BİN SENEYİ GEÇECEK, fakat BİN BEŞ YÜZ SENEYİ aşmayacaktır...3


Peygamber Efendimiz (sav), ümmetin ömrünün 1500 seneyi geçmeyeceğini bildirdiğine göre, bu büyük olayların meydana gelişinin 2000'li yıllara işaret ediyor olması muhtemeldir.

 

Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, hicri 1327'de Şam'daki Emevi Camii'nde ünlü hutbesinde, 1371'den sonraki İslam aleminin geleceğine yönelik izahlar yaparken, Hz. Mehdi'nin büyük fikri mücadelesinin 2000'li yıllarda gerçekleşeceğine dikkat çekmiştir:


Evet şimdi olmasa da 30-40 SENE SONRA fen ve hakiki marifet (hüner, sanat, ilim ve fenlerle öğrenilen bilgi) ve medeniyetin mehasini (iyi ve faydalı yönlerini) o üç kuvveti tam teçhiz edip (o üç kuvvetle donatıp), cihazatını verip (gerekli ihtiyacını karşılayıp) o dokuz manileri mağlup edip (o dokuz engelleri yenip) dağıtmak için taharri-i hakikat meyelanını (gerçekleri araştırma eğilimi) ve insaf ve muhabbet-i insaniyeyi (insan sevgisini) o dokuz düşman taifesinin (sınıfının) cephesine göndermiş, inşaAllah YARIM ASIR SONRA onları darmadağın edecek.4


Said Nursi, sözünün son kısmında yer alan "yarım asır sonra" ifadesiyle hicri 1421 yani 2001 yılında Hz. Mehdi'nin vesilesiyle, materyalist, Darwinist ve ateist felsefelerin insanlar üzerindeki etkisinin yok olacağına işaret etmiştir.

 

Bediüzzaman, Hz. Mehdi’nin çıkış tarihi hakkında başka bir izahında ise, Hz. Mehdi’nin kendisinden sonra geleceğini bildirmiş ve "İstikbal-i dünyeviyede (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK bir hakikati asırlarında karib (yakın) zannetmişler." (Sözler, 318) ifadesiyle çıkış tarihine bir defa daha işaret etmiştir. Bediüzzaman başka bir izahında ise "acib şahıs" olarak nitelediği Hz. Mehdi’ye ortam hazırlamakta olduğunu haber vermiştir:


"O ileride gelecek ACİB ŞAHSIN (şaşılan ve hayret uyandıran şahsın) bir hizmetkarı ve ona yer hazır edecek bir dümdarı (önceden gelen takipçisi) ve o büyük kumandanın pişdar bir neferi (öncü bir askeri) olduğumu zannediyorum." (Barla Lahikası, 162)


Deccal, Anarşi ve Terörü Teşvik Eder

 

Hadislerde Deccal'in tüm yeryüzünde fitne ve karışıklığa neden olacağı bildirilmiştir. Son zamanlarda yeryüzünde artan şiddet, işkence, anarşi, kargaşa, katliam, savaş, çatışma, zulüm, devlet ve örgüt terörleri Deccal’in çıktığını ve bunları yönettiğini gösteriyor. Bir hadiste bu durum şöyle haber verilmiştir:


... (O sırada) FİTNELER, KARIŞIKLIKLAR, İHTİLALLER çok olur da insanlar BİRBİRLERİNİ ÖLDÜRÜRLER. İnsanlar kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar. İşte öyle sıkıntılı bir zamanda ... MEL'UN (lanetlenmiş) DECCAL ... çıkar..5


Kuran'da da Allah, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp düzeni bozan, kötülüğü örgütleyip düzenleyen, sürekli savaş çıkarmak isteyen insanların varlığını bildirmiştir. Bir ayette şöyle buyrulur:

 

... Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise bozguncuları sevmez. (Maide Suresi, 64)

 

Deccal, bu ahlakın önde gelen temsilcisidir. Daha çok kan dökmek için şiddeti, terörü ve anarşiyi birer zulüm silahı olarak kullanır. Diğer hadislerde de, ahir zamanda öldürmelerin artacağı, Deccal'in yönlendirmesiyle çıkan savaşların her yeri tahrip edeceği şu şekilde bildirilmiştir:


"Zaman (kıyamet) yakınlaşır, amel eksilir, insanlara aşırı cimrilik ve hırs atılır, herc çok olur" buyurdu.
Sahabiler: Herc nedir? diye sordular.
Rasulullah: "ÖLDÜRMEK, ÖLDÜRMEK!" buyurdu.6
Hiçbir belde yoktur ki onu DECCAL ORDULARI ÇİĞNEMEYECEK OLSUN.7


Günümüzde ülkeler arasında hiçbir haklı gerekçesi olmadan yaşanan savaşlar, bir toplum içerisinde suni nedenlerle meydana gelen iç çatışmalar, masum ve sivil insanları hedef alan terörist saldırılar, Deccal'in sebep olduğu bozgunculuğun örnekleridir.

 

Deccal'in Anarşi ve Terörü Yaygınlaştırmak İçin Uyguladığı Taktikler

 

Bediüzzaman Said Nursi de eserlerinde Deccal'in yeryüzünde neden olacağı kargaşa ve bozulmaya dikkat çekmiştir. Üstad, Deccal'in anarşi ve terörü yaygınlaştırmak ve bu yolla Yecüc ve Mecüc'e (Yecüc ve Mecüc, ahir zamanda ortaya çıkacağı bildirilen kıyamet alametlerindendir.) zemin hazırlamak için başvuracağı taktikleri de açıklamıştır. Bediüzzaman'ın konuyla ilgili sözü şu şekildedir:


... Büyük Deccal, şeytanın iğvası (telkinleri) ve hükmüyle şeriat-ı İseviyenin ahkamını (İseviliğin hükümlerini) kaldırıp Hıristiyanların hayat-ı içtimaiyelerini (sosyal hayatlarını) idare eden RABITALARI (birleştiren unsurları) BOZARAK ANARŞİSTLİĞE ve YECÜC MECÜC'E ZEMİN HAZIR EDER... Şeriat-ı Muhammediye'nin (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in getirdiği Kuran ahlakının gereklerini) ebedi bir kısım ahkamını (hükümlerini) nefis ve şeytanın desiseleriyle (aldatmacalarıyla) kaldırmaya çalışarak hayat-ı beşeriyenin (insan yaşamının) maddi ve manevi rabıtalarını (birleştiren unsurlar) bozarak, serkeş (inatçı) ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; hevesat-ı müteaffine (nefsi tutkular) bataklığında birbirine saldırmak için cebri (zorla) bir serbestiyet (özgürlük) ve ayn-ı istibdat (baskı) bir hürriyet vermek ile DEHŞETLİ BİR ANARŞİSTLİĞE MEYDAN AÇAR...8


Deccal'in bu hedefine nasıl ulaştığını ise Bediüzzaman şu şekilde anlatmaktadır:

 

1. İnsanların nefislerine uymalarını sağlayarak


.. Şeriat-ı Muhammediye'nin (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in getirdiği Kuran ahlakının gereklerini) ebedi bir kısım ahkamını (hükümlerini) NEFİS VE ŞEYTANIN DESİSELERİYLE (aldatmacalarıyla) KALDIRMAYA ÇALIŞARAK...


Üstad'ın da işaret ettiği gibi Deccal, insanları din ahlakını uygulamaktan uzaklaştıracaktır. İnsanlara vicdanlarına değil nefislerine uymayı telkin edecektir.

 

2. İnsanların arasındaki hürmet ve merhameti kaldırarak


... hayat-ı beşeriyenin (insan yaşamının) maddi ve manevi rabıtalarını (birleştiren unsurlar) bozarak, serkeş (inatçı) ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak HÜRMET VE MERHAMET GİBİ NURANİ ZİNCİRLERİ ÇÖZER...


Allah'ın insanlara emrettiği ahlakın gereği olan fedakarlık, yardımseverlik, şefkat, merhamet, sevgi, tevazu; insanları maddi ve manevi olarak güçlendiren, birarada tutan, toplum içinde düzeni ve dirliği sağlayan unsurlardır. Deccal, bu unsurları ortadan kaldıran telkinler vererek düzeni bozar. Üstad da bu gerçeğe işaret etmiştir.

 

3. İnsanları baskı altında tutarak


... hevesat-ı müteaffine (nefsi tutkular) bataklığında birbirine saldırmak için cebri (zorla) bir serbestiyet (özgürlük) ve ayn-ı istibdat (baskı) bir hürriyet vermek ile DEHŞETLİ BİR ANARŞİSTLİĞE MEYDAN AÇAR...


Üstad bu sözleriyle, Deccal'in oluşturduğu nefsani ortamda insanların sözde kendilerini özgür sandıklarına, oysa aslında büyük bir baskı ve kontrol altında tutulduklarına dikkat çekmiştir. Deccal'in telkinini yaptığı sistemde, insanların çoğunluğu nefislerine uyarak kendilerinin sözde modern ve özgür bir hayat yaşadıklarını sanırlar. Zevkleri, eğlenceleri, sohbetleri, hatta giyimleri ve yemekleri dahi yönlendirildikleri yaşam modeline uygun olarak aynı anlayışı temsil eder. Deccal'in amacı, bu yolla kitleleri cahil bırakmak; düşünmekten, kavramaktan, değerlendirmekten yoksun hale getirmektir. Çünkü cahil kitleleri yönetmek son derece kolaydır. Bununla birlikte, nefse dayalı bu sistemde insanları akıl ve vicdanları değil hırsları ve tutkuları yönlendirir, bu nedenle de büyük bir karmaşa ortaya çıkar.

 

Deccal'in hedefine ulaşmak için başvurduğu başka yöntemler de vardır. Hadislerde işaret edildiği gibi, bunlardan biri de Deccal'in peygamberliğini ve sözde ilahlığını (Allah'ı tenzih ederiz) ilan ederek kitleleri etki altına almaya çalışmasıdır.

 

Deccal, Önce Peygamberliğini Sonra Sözde İlahlığını İlan Edecektir

 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:


(Deccal) Çıktığı zaman ... herkes ONU SAHİCİ BİR MÜRŞİT SANIP peşine takılacak, sonra Küfe’ye gelince aynı şekilde çalışmalarını sürdürecek, DERKEN PEYGAMBERLİK İDDİA EDECEK... Bunu gören akıl sahibi kişiler ondan ayrılacaklar... Daha sonra ULUHİYET (ilahlık) DAVASINDA bulunacak... Haşa “Ben Allah’ım” diyecek.... (Taberani bunu Sahabi olan b. Mu’temer’den böyle rivayet etmiştir.)9


Deccal'in hadislerde bildirilen özelliklerinden biri de kendini bir mürşit gibi hatta bir peygamber gibi tanıtmasıdır. Bu da Deccal'in kötülüğü organize ederken insanları sözde Allah adına, sanki dini bir amaç güdüyormuş gibi görünerek yönlendireceğine işaret etmektedir. Deccal en sonunda da sözde ilahlığını ilan edecektir. (Allah'ı tenzih ederiz.)


Bir başka hadiste ise, Deccal'in bu sapkınlığı şöyle haber verilir:

O (Deccal) önce: "BEN BİR PEYGAMBERİM", diyecektir. Halbuki benden sonra hiçbir peygamber yoktur. Sonra ikinci bir iddiada bulunarak: "BEN RABBİNİZİM", diyecektir. Halbuki siz ölünceye kadar Rabbiniz’i göremezsiniz...10


Hadislerde verilen bilgilerden de açıkça anlaşıldığı gibi Deccal kendisini safha safha gösterecektir. Asıl düşüncesi kendisinin sözde ilah olduğudur. Ancak bunu ilk planda açıkça ifade etmesi durumunda planlarının zarar görebileceğini düşündüğünden, yavaş yavaş telkinde bulunur. Bu nedenle önce yol gösterici olduğunu iddia eder, sonra peygamber olduğunu, sonraysa sözde ilah olduğunu söyler.

 

Deccal şeytanın telkinleriyle hareket eder. Deccal'in yardımcısı ve dostu şeytandır. Peygamber Efendimiz (sav), Deccal'in, şeytandan ve dostlarından yardım alacağını bildirmiştir. Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği gibi, Deccal, şeytanın da yardımı ve desteğiyle kendisinin sözde ilah olduğu yalanını insanlar arasında yayar:


... ŞEYTANLAR ONA: "NE İSTERSEN SÖYLE, YAPALIM!" diyecekler. O da: “Haydi gidin, insanlara benim onların Rabbi olduğumu söyleyin!” deyip her birini bir tarafa salacak...11 (Allah'ı tenzih ederiz.)


Kuran'da ise şeytanın hakimiyeti altına girmiş insanların durumu şöyle haber verilir:

 

Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, Biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız', artık bu, onun bir yakın dostudur. (Zuhruf Suresi, 36)

 

Deccal imansızlığının bir göstergesi olarak, Allah’tan korkacağına şiddetle şeytandan korkarak, onun emirlerini yerine getirir. Ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, şiddeti ve terörü teşvik etmek, insanların kanını dökmek, insanları kötülüğe yönlendirmek için ondan emir almaktadır.

 

Hadislerden anlaşıldığına göre, Deccal'in gizlice faaliyet gösterdiği içinde bulunduğumuz bu dönem, kendisinin mürşit olduğunu öne sürdüğü dönemdir. () Deccal'in mürşitlik iddiasında olması bazı imanı ve aklı zayıf kişileri etkileyebilir. Oysa Deccal sözde İlahlık iddiasında olduğu için, Rabbimiz'e, peygamberlere, din ahlakına düşman bir kişidir. (Allah'ı tenzih ederiz)

 

Hz. Muhammed (sav)’e, Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya, Hz. Davud'a, Hz. Süleyman'a ve diğer tüm mübarek peygamberlere karşıdır. Bediüzzaman da Deccal'in kutsal değerlere olan düşmanlığını bir hikmetli sözünde şöyle belirtmiştir:


Büyük Deccal'in ispirtizma nevinden teshir edici (hipnoz edici) özellikleri bulunur... Sadece dünyayı maksad edinen bu münkir (inkarcı), mutlak inançsızlıktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata (kutsal değerlere) hücum eder.12


Deccal’in açıkça sözde ilahlığını iddia ettiği döneme gelindiğindeyse, Hz. İsa, Allah'ın izniyle onu ve tüm hilelerini yerle bir edecektir.

 

Yalancı Mucizeleriyle Çoğu İnsanı Aldatabilir

 

Hadislerde Deccal'in sözde ilahlığını iddia ederken bazı aldatıcı yöntemler kullanarak, şeytanın da yardımıyla yalancı mucizeler (istidrac) gerçekleştireceği bildirilmektedir:


Fitnesinden birisi de şudur: O, bir bedeviye: "Söyle bakayım! Eğer ben SENİN İÇİN ANANI VE BABANI DİRİLTİRSEM benim senin Rabbin olduğuma şehadet eder misin?" diyecek. Bedevi de: "Evet," diyecek. Bunun üzerine İKİ ŞEYTAN ONUN BABASI VE ANASI SURETLERİNDE ONA GÖRÜNECEKLER...13
Bunun üzerine Deccal, başındaki şekavet (haydutluk, bedbahtlık) ehline:
"Şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem, benim uluhiyet (ilahlık) iddiası işinde şüphe eder misiniz?" diye sorar.14
Onun bir fitnesi de şudur: O, tek bir kişiye musallat kılınarak O KİŞİYİ ÖLDÜRÜP TESTEREYLE BİÇECEK. Hatta o kişinin cesedi iki parçaya bölünmüş olarak (ayrı ayrı yerlere) atılacaktır. Sonra Deccal (orada bulunanlara): "Şu (öldürdüğüm) kuluma bakınız. ŞİMDİ BEN ONU DİRİLTECEĞİM..." diyecektir.15


Hadislerde verilen bilgilerde görüldüğü gibi, Deccal yalancı mucizelerini, sözde ilahlık iddiasını insanlara kabul ettirebilmek için kullanacaktır. Zayıf akıllı insanlar bunları adeta birer "mucize" zannedebilirler. Oysa mucize, Allah'ın veli kullarına lutfettiği bir nimettir. Deccal'in gösterdiği olağanüstü olaylar ise birer istidrac, yani Allah'ın insanları denemek için yarattığı ve kafirlerde görülen yalancı mucizelerdir.

 

İslam alimleri Deccal'in bu yalancı mucizeleri gerçekleştirirken, büyü, hipnotizma gibi yöntemler kullanabileceğine işaret etmişlerdir. Bediüzzaman Said Nursi, Deccal'in bu yönünü şöyle açıklamıştır:


Ve onların başına geçen en büyükleri, İSPİRTİZMA VE MANYETİZMANIN HADİSATI NEV'İNDEN (hipnotizma ve cinlerle bağlantı şeklinde olaylarla) MÜTHİŞ HARİKALARA MAZHAR (sahip) OLAN DECCAL ise, daha ileri gidip, cebbarane (zorla) suri (hakiki, ciddi ve samimi olmayan) hükumetini bir nevi rububiyet (Rablik, sahiplik) tasavvur edip Uluhiyetini (İlahlığını –Allah'ı tenzih ederiz-) ilan eder...16


Üstad'ın da sözünde belirttiği gibi, Deccal hipnotizma ve büyü gösterileri gibi aldatmacalarla yeterince bilgi sahibi olmayan veya imanen zayıf olan pek çok kişiyi kandırabilir. Özellikle de bütün Hıristiyan dünyasının Hz. İsa'yı ve Yahudilerin de Mesihi bekledikleri bir dönemde, Deccal'in gösterdiği yalancı mucizeler ve hileleri, pek çok kişinin Deccal'e aldanmasına neden olabilir.

 

Deccal, Müslümanların, Ehl-i Kitabın (Yahudi ve Hıristiyanların) En Büyük Düşmanı Olacaktır

 

Peygamberimiz (sav) hadislerinde, Deccal'in insanları belaya sürüklerken, iyilik yapıyormuş gibi görünebileceğine dikkat çekmiştir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:


Deccal çıktığı vakit, beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ATEŞ OLARAK GÖRDÜĞÜ TATLI SUDUR; halkın SU OLARAK GÖRDÜĞÜ İSE YAKICI ATEŞTİR. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düşmeyi kabul etsin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur.17


Hadiste yer alan bilgilere göre, Deccal'in insanları iyi birşey yapıyorlarmış gibi telkinde bulunarak, "ateşe" yani kavga etmeye, çatışmaya, savaşmaya, kan dökmeye yönlendirmesi muhtemeldir. () Bunu yaparken de, daha önceki hadislerde görüldüğü gibi, kendisini bir mürşit hatta bir peygamber gibi göstererek insanları etkisi altına alacaktır. Hadislerin işaretlerine göre, bir kısım Yahudi ve Hıristiyan da Deccal'in etkisi altına girecektir. Deccal Yahudilere, Yahudi toplumuna fayda sağlayacakmış gibi görünerek, Hıristiyanlara da kendilerine fayda sağlayacakmış gibi görünerek onları yönlendirecektir. Bu taktikle her iki tarafı da perişan etmeyi, her iki tarafı da büyük musibetlere uğratmayı hedeflemektedir. Dolayısıyla Deccal, Yahudilerin ve Hıristiyanların da en büyük düşmanıdır.

 

Hadis-i şerifte bir kısım insanların da, Deccal'in inkarcı olduğunu bildikleri halde sunacağı dünyevi menfaatlere aldanarak onun etkisi altında kalacağı bildirilmiştir:


Bir kısım insanlar Deccal'le sohbet edecekler. Ve diyecekler ki, "Biz onun KAFİR OLDUĞUNU BİLİYORUZ; yemeğinden yemek, ağacından FAYDALANMAK İÇİN ONUNLA ARKADAŞLIK YAPIYORUZ." Allah'ın gazabı gelince, Deccal'le birlikte hepsine gelecektir.18


Kuran ahlakına ve Peygamberimiz (sav)'in sünnete uyan salih müminler ise, Deccal'in tüm bu oyunlarına karşı bilinçlidirler ve imanlarının nuruyla Deccal'in hilelerini fark eder, bunlara aldanmazlar. Mesih Deccal'in şiddetine ve kanlı terörüne karşı tüm insanları uyarmak ve bilinçlendirmek vicdan sahipleri için bir görevdir.

 

Deccal'in Gizli Ordusu: Masonluk

 





Mason toplantılarının yapıldığı mason mabedi.




 

Peygamberimiz (sav), Deccal'in gizlilik içinde hareket edeceğine işaret etmiştir:


Deccal yola çıkıp ilk defa Dımışk şehrinin doğuya bakan kapısının yanına gelecek... ARANACAK, FAKAT YAKALANMAYACAK... Sonra Kisve nehrinin sularının yanında görülecek... ARANACAK, NE TARAFA GİTTİĞİ BİLİNMEYECEK...19


Hadis-i şerifte, "Deccal'in aranacağının, ancak bulunamayacağının" bildirilmiş olması, gizli olarak hareket edeceğine işaret etmektedir. Deccal, açık olarak ortaya çıkacağı dönem gelinceye kadar fazla dikkat çekmeden, insanları ajite etmeden, yavaş ve derinden faaliyet gösterecektir. Bu dönem boyunca, Deccal ve taraftarları için gizlilik esas olacak, bu amaçla gizli teşkilatların desteğini alacaktır. Bu gizliliğin bir gereği olarak Deccal, derin devletler oluşturup onların başına geçecek, adeta "görünmez bir güç" gibi hareket edecektir. Bu sayede sinsi bir şekilde bozgunculuğu organize edecektir. () Bediüzzaman Said Nursi de Deccal'in masonluk gibi gizli teşkilatların desteğini alacağına dikkat çekmiştir:


... DECCAL... MASONLARIN KOMİTELERİNİ ALDATIP MÜZAHERETLERİNİ (korumasını, desteğini) kazandıklarından dehşetli bir iktidar zannedilir...20


Üstad'ın da belirttiği gibi Deccal, dünya masonluğunu bir nevi gizli ordusu olarak kullanacaktır. Bu gizli teşkilatın toplantılarında, Deccal'in önderliğinde Müslümanların aleyhinde gizli kararlar alınıp, uygulamaya konulacaktır. Nitekim, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanları hedef alan baskının, zorun ve saldırıların birbiriyle benzerliği herkes tarafından kabul edilmektedir. Bu, söz konusu eylemlerin tek merkezden yönlendirildiğinin önemli bir delilidir.

 






Masonik tören yürüyüşü





 

Bediüzzaman Said Nursi, Deccal'in İslam dünyasını baskı altına alacağını, salih Müslümanlara zor ve çetin günler yaşatacağını sözlerinde bildirmiştir:


... DECCAL GİBİ nifak (ikiyüzlülük) ve zındıka (küfür) başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları (zarar veren müthiş şahısları) ... beşerin hırs ve şikakından (iki yüzlülüğünden) istifade ederek az bir kuvvetle nev-i beşeri (insanları) herc-ü merc (darmadağın) eder ve koca ALEM-İ İSLAMI ESARET ALTINA ALIR.21


Üstad'ın açıklamalarından anlaşıldığı üzere, Deccal, iman etmeyenleri ve münafıkları Müslümanların aleyhinde birleştirecek ve onların önderliğini yapacaktır. İnsanları haktan uzaklaştırmak için de, bu tür insanların hırslarından ve iki yüzlülüklerinden faydalanacaktır. Bu yolla kargaşa ve fitnelere neden olacaktır.

 

Mucizatlı Bir Peygamber Olan Hz. İsa, Tüm Ahir Zaman Fitnelerini Yok Edecektir

 

Peygamber Efendimiz (sav), başta Mesih Deccal'in fitnesi olmak üzere, tüm ahir zaman fitnelerinin Hz. İsa vesilesiyle yok edileceğini müjdelemiştir.


Hadislerde haber verildiği gibi, Hz. İsa yeniden yeryüzüne dönecek, Beytü'l Makdis'te Deccal'le karşılacak ve Deccal, Hz. İsa'yı görünce "tuzun suda erimesi gibi" yok olacaktır. Hz. İsa'nın "nefesi dahi" Deccal'in fitnesinin yok edilmesine yetecektir:

İşte o sırada Allah'ın düşmanı olan DECCAL MESİH, HZ. İSA'YI GÖRÜNCE TUZUN SUDA ERİMESİ GİBİ ERİR GİDER..22

... DECCAL ORTALIĞA FİTNE SAÇARKEN Cenabı Hak, MESİH MERYEM OĞLU İSA'YI gönderir... NEFESİNİ İDRAK EDEN her kafir mutlaka yok olur. İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (Beytül Makdis'e (Mescid-i Aksa) yakın bir belde) karşılaşır ve ONU YOK EDER.23


Bediüzzaman ise Deccal'in hile ve aldatmacalarının, insanları etkisi altına alan yalanlarının, Hz. İsa vesilesiyle nasıl ortadan kaldırılacağını şöyle açıklamaktadır:


Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi istidraci (yalancı mucize) harikalarıyla kendini muhafaza eden (koruyan) ve herkesi teshir eden (büyüleyip etkisi altına alan) o dehşetli Deccal'i yok edebilecek, mesleğini değiştirecek; ancak HARİKA VE MUCİZATLI VE UMUMUN MAKBULÜ (kabul ettiği) Bir ZAT OLABİLİR Kİ, o zat, en ziyade alakadar ve ekser (tüm) insanların peygamberi olan Hz. İsa Aleyhisselam'dır.24


Üstad'ın da belirttiği gibi, Deccal birtakım yalan mucizelerle insanları kandırdığı, şeytanların desteğiyle hareket ettiği ve bazı olağanüstü işler yaptığı için, Deccal'in yenilmesi ancak Rabbimiz'in çeşitli mucizeler bahşettiği kutlu peygamberi Hz. İsa vesilesiyle olacaktır. Hz. İsa'nın Deccal'in fitnesini yok etmesi, Allah'ın izniyle, çok hızlı ve kolay olacaktır.

 

Hz. İsa vesilesiyle, Mesih Deccal'in ve tüm ahir zaman fitnelerinin tam anlamıyla ortadan kaldırılmasıyla yeryüzü barış, adalet, huzur ve güvenle dolacaktır. Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelmeyeceği yanılgısına kapılmış olanlar da hiç şüphesiz bu durum karşısında büyük bir mahcubiyet yaşayacaklardır. Bu kimseler, Hz. İsa'nın gelişinin ne kadar hikmetli olduğunu ve kilitlenmiş konuların bu vesileyle ne kadar kolay çözüldüğünü görerek hem sevinecek hem de geçmişte söyledikleri nedeniyle pişmanlık duyacaklardır.

 

Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)

 

KAYNAKLAR:

1. Ebu Rafi'den rivayet edilmiştir; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 495-496
2. Suyuti, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, s. 90
3. el Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299
4. Hutbe-i Şamiye, s. 25
5. İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s. 482
6. Buhari, Cilt 13 s. 6023
7. Sahih-i Müslim, Cilt 8, s. 500
8. Şualar, s. 592
9. Medineli Allame Muhammed B. Resul El- Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 212
10. Sünen-i İbni Mace, 4077
11. Medineli Allame Muhammed B. Resul El- Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 212-213
12Hz. Mehdi ve Deccal, Şaban Döğen, s. 74-75
13. Sünen-i İbni Mace, 4077
14. Sahih-i Buhari, Cilt 15, s. 6981
15. Sünen-i İbni Mace, 4077
16. Mektubat, s. 55
17. Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebû Dâvud, Melâhim 14, (4315)
18. Nuaym b. Hammad; el Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 231
19. Sahabi b. Mutemer'den rivayet edilmiştir; el Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 213
20. Şualar, s. 469
21. Hizmet Rehberi, s.86
22. Sahih-i Müslim, c. 4/2221; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, s.444
23. Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör, s. 104
24. Şualar, s. 592

 

 





BU BÖLGENİN ALTI DECCAL İÇİN Mİ HAZIRLANIYOR?



Hadislerde Hz. İsa'nın, Deccal'i Beytü'l Makdis yakınlarında yok edeceği haber verilmektedir:


... Müteakiben Hz. İsa, DECCAL'İ ARAR ve nihayet BEYTÜ'L MAKDİS'E (MESCİD-İ AKSA) YAKIN BİR YER olan Bab-ü Lüdd (Lüdd Kapısı) denilen mevkide yetişerek, ONU YOK EDER.1
İsa (a.s) Deccal ile Lüdd kapısında (BEYTÜ'L MAKDİS'E YAKIN BİR BELDE) karşılaşır ve onu yok eder.2






Mescid-i Aksa’nın çeşitli yöntemler kullanılarak yıkılmaya çalışılması ve bu doğrultuda yapılan kazı faaliyetleri birçok gazetede yer aldı.





Bu hadislerde haber verildiği gibi, Hz. İsa'nın Deccal'i araması, Deccal'in saklanacağının açık göstergesidir. () Yine bu hadislere göre, Deccal Beytü'l Makdis yakınlarında bulunacaktır. Beytü'l Makdis, şu anki Mescid-i Aksa'nın da içinde olduğu Harem-i Şerif'in bulunduğu kutsal alana verilen addır. Bu da Deccal'in faaliyet merkezinin Mescid-i Aksa ve çevresinde olacağına işaret etmektedir.

Bir başka hadise göre Deccal, “kayalık bir mevkiden” çıkacaktır. 3

Nitekim Kudüs'teki Harem-i Şerif bölgesinin altı kayalık bir yapıdadır. Peygamberimiz (sav)'in üzerine basarak miraca yükseldiği, sonradan üzerine Kubbet-üs Sahra'nın inşa edildiği kutsal kaya Hacer-i Muallak da burada bulunmaktadır. Hadiste bildirilen kayalık bölgenin, Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa'nın bulunduğu Harem-i Şerif olması ve Deccal'in burada saklanıyor olması muhtemeldir.

Arazinin kayalık olması, Mescid-i Aksa'nın altında istenilen şekilde alanlar oluşturulmasını sağlamaktadır. Bilindiği gibi, Mescid-i Aksa'nın altında 1990'ların ortasından itibaren sürekli kazı çalışmaları yapılmaktadır. Mescid-i Aksa'nın bulunduğu alan, Yahudilerin de geçmişte Hz. Süleyman'ın mabedinin bulunduğunu öne sürdükleri yerdir. Yahudilerin inancına göre, Hz. Süleyman'ın mabedi kıyametten önce Mesih geldiğinde yeniden inşa edilecektir. Deccal'in, bazı Yahudilerin inançlarını suistimal edip Hz. Süleyman'ın mabedini yeniden inşa edeceğini söyleyerek burada gizli bir mabed kurmuş olması kuvvetle muhtemeldir. Ancak bu geçici bir durumdur.
Asıl hedefiyse, Mescid-i Aksa'yı yıkıp, sonra da sözde kendi İlahlığını (Allah'ı tenzih ederiz) ilan etmektir. ()

Kaynaklar
1. Sahih-i Müslim, c. 4/2251-2255; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, sf. 491
2. Sahih-i Müslim; Büyük Fitne Mesih-i Deccal, Saim Güngör,
Pamuk Yayınları, İstanbul, s. 104
3. Sünen-i İbni Mace; İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, Bedir Yayınevi, sf. 493-494





 

 

 


DECCAL’DEN KORUNMA YÖNTEMLERİ

 

İnsanları büyük bir fitneye sürükleyeceği bildirilen Mesih Deccal’den korunmak, elbette ancak halis iman sahiplerine nasip olacaktır. Her dönemde olması gerektiği gibi bu dönemde de, Allah’a gönülden bağlı Müslümanların birlik içinde olmaları ve Allah’ın emri olan güzel ahlakı eksiksiz yaşamaları gerekmektedir. Yüce Allah bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirmektedir:

 

Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz. (Hucurat Suresi, 10)

 

Yukarıdaki ayette de belirtildiği gibi müminler kardeştirler. Ancak müminlerin kardeşliği, beraberinde son derece özverili bir ruh halini gerektiren bir kardeşliktir. Bu nedenle Müminler, birbirlerine son derece düşkün, kardeşinin nefsini her an ve her koşulda kendi nefsinin önünde tutan bir yapıda olmalıdırlar.

 

Müminler birbirlerini Allah rızası için sevmeli, birbirlerini koruyup gözetmelidirler. Elbette karşılarında Deccal gibi büyük bir fitne varken de, müminlerin, birbirlerinin eksik yönlerini araştırmayıp, küçük ayrıntılar için muhalefet etmemeleri gerekir. Kuran ahlakına uygun olan, birbirlerini kucaklamalarıdır. Müminlerin arasında kırgınlık olmaması, eğer varsa tüm ayrılıkların giderilmesi ve bunların yerine sıcak ve candan bir ortamın oluşturulması en güzel tavır olacaktır. Ayrıca diyaloglarda karşılıklı hüsn-ü zan ve yardımlaşma olmalı, rekabetin ve üstünlük iddialarının doğuracağı ayrılıklar ve her türlü olumsuzluk yok edilmelidir. Müminler birbirlerine alabildiğine sevgi göstermeli, muhalefeti bir kenara bırakıp gerçek kardeşliğe ulaşmaya gayret etmelidirler. Ayrıca iman edenler kimseyi dışlamadan, her insana onu kazanmak, iyiye, doğruya yöneltmek için yaklaşmalı; devletine, ordusuna ve tüm milletine sahip çıkmalıdırlar. Müminler bu sayede, Deccal fitnesine karşı dimdik ayakta durabilecek bir yapı sergileyebilirler.

 

Müslümanlar, Yüce Rabbimiz’in emri olan güçlü bir dayanışmayı gerçekleştirdiklerinde, dünyada meydana gelebilecek fitne ve bozgunculuğu da engellemiş olacaklardır. Allah bu durumu Kuran’da şöyle bildirmektedir:

 

İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)

 

Önemli başka bir nokta ise; -içinde bulunduğumuz devir olan- ahir zamanda, insanların Kuran ahlakını eksiksiz yaşamaları ve inançlarının kuvvetlendirilmesidir. Kuran’ın mucizeleri ve iman hakikatlerinden mahrum olmuş bir birey veya toplum cahil olarak adledilir. Allah’ın gücünü gerektiği gibi tanıyıp takdir edemeyen bir insanda bu bilgilere sahip olmamanın önemli bir etkisi vardır. Dolayısıyla Kuran mucizeleri ve iman hakikatlerine dair kitapların okunması, internet sitelerinin takip edilmesi ve filmlerin seyredilmesi, bu cehaletin önünü kesecek, insanların güçlü bir imana kavuşmasına vesile olacaktır. Allah, Kendisinden ancak alim olanların yani Kuran ahlakını yaşayan ve Allah’ın yaratış delillerini bilenlerin gerektiği gibi korkacağını Kuran’da şöyle bildirmiştir:

 

Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır. (Fatır Suresi, 28)

 

Müminler bunları titizlikle uyguladıklarında ve insanları da Kuran ahlakını yaşamaya teşvik ettiklerinde, Deccal’in tüm dünyayı saracak fitnesine karşı en güvenli kalkan –Allah’ın izniyle- oluşturulmuş olacaktır. Kuran’da şu şekilde buyrulmaktadır:

 

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi, 104)

Masaüstü Görünümü