Harun Yahya

Hadislerde kıyamet alametleri - 5


DÜNYA ÜZERİNDE YAŞANACAK YAKIN GÜZELLİK ALTINÇAĞ

Hz. Muhammed'in tüm detaylarıyla tasvir ettiği Altınçağ ve bu dönemin özellikleri de kıyametin önemli alametleri arasındadır. İslam alimleri bu döneme cennet benzeri özellikleri nedeniyle Altınçağ ismini vermişlerdir. Hadislerden anlaşıldığına göre, Altınçağ Ahir Zaman'ın ikinci döneminde yaşanacaktır.

Bu müjdelenmiş haberin gerçekleşeceği dönemin önemli özelliklerinden birisi bolluk ve zenginliktir. Sözü edilen bolluğun tarihte bir eşinin olmadığı da hadislerde bilhassa vurgulanmıştır:



Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne dek onun benzerini kesinlikle bulmamıştır…
Sünen-i İbn-i Mace, 10/347

O zaman ümmetim iyisi, kötüsü, hepsi de benzerini görmedikleri nimetlerle nimetlenir.
Kitabül Burhan Fi Alametil Hz. Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 16


Adı geçen dönemdeki zenginlik, başka bir hadiste de şöyle tasvir edilmiştir:



Onun zamanında yeryüzü içindeki hazineleri dışarıya fırlatacaktır.
El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Hz. Mehdiyyil Muntazar, s. 43


Bu konudaki diğer hadislerde de sıkıntı ve darlık yıllarının biteceği, ihtiyaç içinde olan kimsenin kalmayacağı, hatta insanların sadaka verecek fakir bulamayacakları belirtilmiştir:



Öyle bir zaman gelecek ki kişi (ayırdığı) altın sadakasıyla (taraf taraf) dolaşacak da sonra elinden sadakasını alacak hiçbir (fakir) kimse bulamayacak.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 462

Muhakkak o zamanda mal çoğalıp su gibi akacak da onu hiçbir kimse (tenezzül edip) kabul etmeyecektir.
Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 464


Altınçağ'ın dikkat çeken bir niteliği de doğruluk ve adaletin yerleşmesi olacaktır. Sıkıntı, haksızlık ve zorluklar yerini adalet ve hukukun geçerli olacağı günlere bırakacaktır. Hadislerdeki ifadeyle, "Yeryüzü zulüm ve işkence yerine adaletle dolacaktır." (Ramuz-El Ehadis,7/7) Silahların susması, düşmanlığın, kavgaların, sosyal çöküşün son bulması, insanlar arasında dostluk ve sevgi bağının kurulması da bu devrin belli başlı özellikleri arasındadır. Savaş endüstrisine harcanan olağanüstü meblağlardaki para, gıda, sağlık, imar, kültür gereksinimlerine ve bütün insanların mutluluğunu sağlamaya yönelik yatırımlara kayacaktır.

Bu müjdelenmiş dönemin karakteristik özelliklerinden biri de dinin özüne dönülmesi, Peygamberimiz zamanındaki şekliyle yaşanması olacaktır. İslam dininde aslında olmayan, sonradan uydurulmuş adetler, hükümler, hurafeler ortadan kaldırılacaktır. Gerçek dinin uygulanmasıyla Müslümanlar arasındaki ayrılıklar son bulacaktır.

Kısacası Altınçağ, bolluk, huzur, barış, mutluluk, zenginlik ve rahatlık ortamının hakim olacağı, sanat, tıp, haberleşme, üretim, ulaşım ve bunun gibi hayatın tüm alanlarında dünya tarihinde yaşanmamış gelişmelerin görüleceği, Kuran ahlakının yaşanacağı bir çağ olacaktır. (Konuyla ilgili detaylı çalışma "Altınçağ, Harun Yahya" isimli kitapta yer almaktadır.)

Altınçağ Sonrası Dünya

Kuran'daki kıssaları okuduğumuzda önemli bir İlahi kuralın her dönemde geçerli olduğunu görürüz. Allah'ın gönderdiği elçiyi yalanlayan ve ona karşı savaş açan toplumlar helak edilmiş, elçiye tabi olan insanlar ise hak dinin getirdiği maddi bolluk ve manevi huzuru yaşamışlardır. Elçinin ardından gelen dönemde ise bazı toplumlar kendilerine açıkça tebliğ edilmiş olan hak dini hemen terk ederek şirke ve inkara sapmışlar, fitne ve fesat çıkararak adeta kendi elleriyle kendi sonlarını hazırlamışlardır.

Söz konusu kural elbette Ahir Zaman için de geçerli olacaktır. Peygamberimiz, Hz. İsa'nın ölümü ve Altınçağ'ın ardından kıyamet saatinin geleceğini şöyle belirtmiştir:



Ondan (Hz. İsa'dan) sonra kıyametin kopması an meselesi olacaktır.
Ramuz-El Ehadis, 1/1336

Ondan (Hz. İsa'dan) sonra kıyamet kopacak.
Ramuz-El Ehadis, 28/5948


Şüphesiz Ahir Zaman ve Altınçağ insanlığa son uyarının tam anlamıyla yapılacağı dönemdir. Bazı hadislerde bu dönemden sonra artık "dünyada hayırlı bir şey" kalmayacağı vurgulanır. Öyle anlaşılmaktadır ki, Hz. İsa'nın ölümünden çok kısa bir süre sonra, tüm dünya halkları Altınçağ'ın getirmiş olduğu maddi refah ortamında şımarıp azgınlaşacak, hak dini tamamen terk edeceklerdir. Kıyamet saatinin de işte böyle bir ortamda, ansızın gelmesi söz konusu olabilir. Elbette, en doğrusunu Allah bilir.

SONUÇ

Şüphesiz Allah zamandan ve mekandan münezzehtir. İnsan ise zamana ve mekana tabidir. Bu apaçık gerçek şu anlama gelir ki, bizim için geçmiş, şu an ve gelecek olan Allah katında sadece bir andır; herşey O'nun katında tek bir anda olup bitmiştir. Dünyanın yaratılışından kıyamete kadar herşeyi Allah en ince ayrıntısına kadar düzenlemiş, en küçüğünden en büyüğüne her olay "Levh-i Mahfuz" isimli kitapta kaydedilmiştir.

Allah'ın yarattığı kader içerisinde her olayın tüm detaylarıyla yeri ve zamanı belirlenmiştir. Ayette bu gerçek "Her bir haber için kararlaştırılmış bir zaman (müstakar) vardır. Siz de bileceksiniz." (Enam Suresi, 67) şeklinde ifade edilir. Bu süre öylesine kesin ölçülerle belirlenmiştir ki, "ne bir an ertelenebilir, ne de bir an öne alınabilir."

Elbette kıyamet alametleri ve Ahir Zaman ile ilgili olayların gerçekleşeceği zamanlar da saniyesi saniyesine Allah katında tespit edilmiştir. Allah'a samimiyetle iman eden müminler kaderi izlediklerinin bilincinde olarak asırlar boyunca kıyamet alametlerinin çıkışını büyük bir merak ve heyecanla gözlemişlerdir. Ayet ve hadislerdeki işaretler üzerine derin derin düşünmüşler, Ahir Zaman'ın ilk dönemindeki fitne ve belalara karşı hazırlıklı olmaya gayret göstermişler, bununla birlikte müjdelendikleri Altınçağ'da yaşamayı da yürekten arzu etmişlerdir.

Yazı dizisi boyunca incelediğimiz ayet ve hadisler de sözü edilen İlahi vaatler ile ilgili bazı gerçekleri açıkça ortaya koymaktadır. İçinde bulunduğumuz çağ kıyamet alametlerinin büyük bir kısmının tam anlamıyla meydana geldiği bir dönemdir. Günümüz dünyası söz konusu İlahi işaretlerin art arda ve tam tasvir edildiği şekilde ortaya çıkmaya başladığına, dünya tarihinde benzeri görülmeyen gelişmelerin ilk defa yaşandığına şahit olmaktadır. Hiç şüphesiz bunlar Peygamberimizin döneminden sonra yaşanan en önemli gelişmelerdir. Bu İlahi işaretlerin ön yargıyla değerlendirilmesi, görmezlikten gelinmesi veya yalanlanması ise böyle düşünenler için büyük bir kayıptır.

Öyle anlaşılmaktadır ki, 21. yüzyıl dünya tarihinde yepyeni bir dönemin başlangıcı olmaktadır.

Allah'ın vaadi kesin bir gerçektir. O'nun vaatlerini değiştirebilecek veya engelleyebilecek hiçbir kimse yoktur.

Her konuda olduğu gibi, bu noktada da en hikmetli ve en güzel son söz Kuran'da şöyle ifade edilir:



"Ve de ki: "Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız..." (Neml Suresi, 93)

Masaüstü Görünümü