Harun Yahya

4. Bölüm Karada Göç Eden Hayvanlar



Karada göç eden canlıların en iri cüsselileri fillerdir. Yetişkin bir fil yaklaşık 2 ila 7 ton ağırlığındadır. Karada göç edenlerin en küçüklerinden biri ise henüz daha 2 aylık bir yavru iken göçe başlayan Belding yer sincaplarıdır ve bu canlılar sadece 125 gram ağırlığındadırlar. Birbirinden çok farklı büyüklükteki bu canlı türlerinden kimi yiyecek ve daha uygun yaşam alanları bulmak için göç ederken, kimilerinin göç etmelerinin nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Filler






elephant




Yetişkinlerinin ağırlığı 7 tona kadar ulaşabilen fillerin günlük beslenme gereksinimi de çok yüksektir. Bir fil günde yaklaşık 75-150 kg yemek ve 150-300 litre su tüketir. Bu miktarlar, sürüler halinde gezen fil topluluklarının ihtiyaç duyacakları beslenme alanının çokluğunu ortaya koymaktadır. Filler, tüm yaşamları boyunca devam eden ve yüzlerce kilometre süren seyahatlerini işte bu amaçla gerçekleştirirler: Yeni beslenme alanları bulabilmek.

Filler yapraklarla, ağaç kabuklarıyla, meyvelerle, otlarla ve bitkilerle beslenirler. 24 saatlik bir günün %70-90'ını ya beslenerek veya bir yemek kaynağına doğru hareket ederek geçirirler. Günün geri kalan kısmında ise banyo yaparlar, su içip dinlenirler ve uyurlar. Hareket etmeden önce genellikle bir bölgede birkaç gün kadar kalırlar. Bu sürenin kısa olması önemlidir çünkü eğer hareket etmezlerse bulundukları yerdeki bitki topluluklarını tamamen yok edebilirler.

Günümüzde filler, Doğu Afrika başta olmak üzere diğer Afrika bölgeleri ve Uzakdoğu'da özellikle de Sri Lanka'da yaşarlar. Yeni beslenme alanlarına yaptıkları göçler daha çok kurak havalarda gerçekleşir. Bu yüzden kuru havalarda daha fazla sayıda fil sürüsüne rastlanır. Yağışlı havalar fillerin üremesi için uygun ortamlardır. Çiftleşme ve doğumlar bu sezonda olur. Fillerin gebelik süresi 22 aydır. Bu süreyle karada yaşayan memeli hayvanlar arasında en uzun gebelik süresine sahiptirler. Bu nedenle gebe kalmalarıyla, doğum yapmaları aynı hava koşullarına rastlar. Böylece yavrular yiyeceğin bol olduğu zamanda doğmuş olurlar.50 Doğumlarındaki bu mükemmel zamanlama dikkat çekicidir. Fillerin kendilerine yeni besin alanları bulmak için yağışlı bölgelere göç etmesi de başlı başına bir mucizedir ve birçok sırlar barındırır. Yönlerini nasıl tayin ettikleri, göç zamanını nasıl ve neye göre belirledikleri, bu sırada nasıl haberleştikleri yapılan araştırmalara rağmen hala gizemini koruyan davranışlardandır.




compass, sextant




Bu araştırmalardan yola çıkarak, fillerin Güneş'i, Ay'ı, yıldızları ve dağ ile nehirler gibi işaretleri kullandıkları, günlerin uzunluğu, sıcaklık, rüzgar, nem gibi iklimsel değişimlerden faydalandıkları düşünülür. Ne var ki vücutlarında bunlardan faydalanmalarını sağlayacak herhangi bir organ ya da bir sistem henüz bulunamamış, bu konuda sadece bazı tezler öne sürülmüştür. Fillerin keskin koku alma hissine ve rüzgarın yönünü fark edebilecek kadar hassas bir deriye sahip olmalarının da göç hareketlerinde rol oynuyor olabileceği üzerinde durulmaktadır.

Bütün bu varsayımlar ve çıkarımlarla varılan sonuçlar bir noktada birleşmektedir. Bu canlıların gökyüzü cisimlerinin konumlarını yorumlayarak kendilerine bir yön belirlemeleri, onların bir bilgi birikimine ve yorumlama kabiliyetine sahip olmalarını gerektirir. Profesyonel rotacılar yıllarca matematik ve fizik temelli bilimsel eğitime ihtiyaç duyarlarken bu hayvanlar yaratıldıkları ilk andan itibaren haritaya, kronometreye, manyetik pusulaya, seyir tablolarına veya grafiklere gerek duymadan hareket etmekte ve yollarını da hiç şaşırmadan bulabilmektedirler.

Sadece bu özellik dahi, bu canlıların kendilerine gerekli olan donanımlarla üstün bir Yaratıcı tarafından yaratıldıklarını ispatlamaya yeterlidir. Bu Yaratıcı göklerin yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi olan Allah'tır. Allah'ın gücü sınırsızdır ve benzersizdir. Bu gerçeği anlamak ve gereği gibi takdir ederek Allah'ın istediği gibi bir yaşam sürmek her insanın en önemli sorumluluğudur:

Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbiniz'e kulluk edin ki sakınasınız. O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse (bütün bunları) bile bile Allah'a eşler koşmayın. (Bakara Suresi, 21-22)

Kuzey Amerika Ren Geyiği






space



Geçmişten günümüze insanlar yön tayin etmek için pek çok araç icat edip kullanmışlardır. Oysa göç eden hayvanlar dünyaya geldikten kısa bir süre sonra daha önce hiç bilmedikleri binlerce kilometre uzaklıktaki bir yeri hiçbir araç kullanmaksızın şaşırmadan bulabilirler.

Kuşkusuz, bu canlıların vücutlarındaki kusursuz tasarım ve sahip oldukları yetenekler, onları var eden üstün Yaratıcımız Allah'ın eseridir.





Kuzey Amerika Ren geyikleri karada göç eden hayvanlar arasında en uzun seyahatleri gerçekleştirenlerdir. Yaşadıkları alanlar genel olarak sert kışların yaşandığı bölgeler olmasına rağmen bu canlılar çok iyi birer yürüyüşçüdürler. Uydu yardımıyla izlenmiş olan bir geyik sürüsünden on yetişkin dişinin kışlık alanları olan ormanlardan sahil ovalarına kadar 4.350 kilometre seyahat ettikleri tespit edilmiştir. Hatta bu sürüden bir Ren geyiği, 5.055 kilometre ile kara memelileri arasında şimdiye kadar kaydedilen en uzun yolculuğu gerçekleştirmiştir.51

Ren geyiklerinin göçlerinin amacı mevsimlere göre değişir. İlkbaharda kışlık alanlardan yavrulama alanlarına doğru göç ederler. Hamile olan dişiler henüz zemin karlıyken seyahate başlar ve yavrulama alanının zemini de karlıyken oraya ulaşırlar. Bu alanı onlar için cazip kılan yavruları doğduğunda besin bulabilecek olmalarıdır. Pamuk bitkisi goncaları ve diğer besinlerin bol olduğu yerlerde doğum gerçekleşir ve 7-10 gün kadar beslenme amacıyla buralarda kalırlar.

Göçe başlarken bu canlıları hangi çevresel işaretin harekete geçirdiği tam olarak bilinmemekle birlikte hamile olan dişilerin göç sürelerini mutlaka uygun zamanda uygun yerde olacak şekilde ayarladıkları tespit edilmiştir. Yapılan bir araştırmada, bir grup hamile dişinin derin karlar nedeniyle seyahatlerini erteledikleri fakat göçe başladıklarında günde 40 kilometreden fazla giderek, kendilerinden bir ay önce yola çıkıp günde 6 kilometre yol alan diğer Ren geyikleriyle aynı anda doğum alanlarına ulaştıkları gözlemlenmiştir. Bu elbette ki hayranlık uyandıran bir bilinç göstergesidir. Allah bu canlıların ne şartta olursa olsun, olması gerektiği zamanda, olması gerektikleri yerde olmalarını kendilerine ilham etmiştir. Yoksa bir hayvanın doğum yapacağı alanın kendisinden ne kadar uzaklıkta olduğunu, doğum yapmasına kaç gün kaldığını ve bunun için günde kaç kilometre gitmesi gerektiğini hesaplaması mümkün değildir. Bir Ren geyiğinin böyle bir muhakeme kabiliyeti yoktur.

Göçe başlarken zamanlama olarak en rahat yürüyebilecekleri ortamın oluşmasını beklerler. Onlar için en uygun zaman rüzgara açık bayırlar, donmuş göller ve sığ ya da buz tutmuş karların olduğu zamanlardır. Kar ne kadar derinse harcadıkları enerji o kadar artar. Derin karlarda yürümek zorunda kaldıklarında tek sıra halinde giderler ve en öne genellikle yetişkin bir dişi geçer. Böylece yoldaki karı açarak, arkasından gelenlerin daha az enerji harcayarak ilerlemelerini sağlar. Birkaç yüz metre sonra ise, başka bir Ren geyiği liderliği alır.52 Burada da akılcı bir organizasyon vardır. Bunu Ren geyiklerinin kendi iradeleriyle, fedakarlık maksadıyla yaptıklarını, kendi aralarında bilinçli bir şekilde anlaşıp kararlaştırdıklarını söyleyebilmek mümkün değildir. Bir hayvanın bunları akletmesi ve sonra da diğer hayvanlarla anlaşarak böyle bir metod geliştirmesi mümkün değildir. Ancak bu hayvanlar var oldukları ilk andan itibaren bu şekilde hareket etmektedirler. O halde onlara bu davranışın öğretilmiş olması gerekir ki, kuşkusuz bunu ilk Ren geyiğinden bu yana tüm Ren geyiklerine öğreten onların Yaratıcısı Rabbimiz Allah'tır.

Bitkilerin Besin Değerini Hesaplayan Geyikler



Ren geyiklerinin sürekli hareket halinde canlılar olduklarını daha önce belirtmiştik. Onları bu derece hareketli kılan neden, besin aramalarıdır. Temel besin kaynakları kolay sindirilebilen likenlerdir. Fakat likenler yavaş büyürler. Geyiklerin kışlık alanları genellikle likenlerin çok bol olduğu ve karın az bulunup besine kolay ulaşılan yerlerdir. Kışın bu özellikteki alanlara gidilir. Yazın ise yeni doğmuş yavruların sütle beslenebilmeleri için, Ren geyiğinin protein ve minerallerle beslenip süt üretmesi gerekir. Likenlerde bu protein ve minerallerden çok az miktarda bulunur. Besinlerin özellikleri; bulundukları enleme, yüksekliğe ve toprağın özelliklerine göre değişir. Yüksek enlemdeki bitkiler hem protein ve mineral bakımından zengin hem de kolay sindirilebilir özelliktedir. Ancak bu, her mevsim için geçerli değildir sadece yaz sezonunun başında bitkiler bu özellikleri taşırlar. Bunu biliyormuşçasına Ren geyikleri yazın başlamasıyla beraber bu alanlara giderler.




rhenish




Yaz ilerledikçe bu bitkilerin besin değerleri de gittikçe azalır. Isı düşüp yerler karla kaplanmaya başladığında en uygun besin yine likenlerdir ve bu nedenle kışlık alanlara doğru geri göç başlar. Bu canlıların bir botanikçi, bir coğrafyacı gibi düşünüp, hangi enlemde hangi bitki ne zaman yetişiyor, bu bitkinin içeriğini ne oluşturuyor, kendisinin hangi besin kaynağına ihtiyacı var ve o bölgeye ulaşmak için hangi yöne doğru gitmesi gerekiyor gibi soruların cevaplarını bilmeleri imkansızdır. Fakat bu canlıların tamamı yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli olan davranışları eksiksiz yerine getirmektedirler. Bu durum davranışlarının kendilerine sürekli olarak öğretildiğini açıkça göstermektedir.

Yüce Allah yarattığı varlıkları sonsuz merhametiyle koruyandır. Bedenlerinin eksiksizce yaşam koşullarına uygun yaratılması dışında geyiklerin hareketlerini de Allah kesintisizce an an ilham etmektedir. Bu canlılar Allah'ın ilhamıyla yaşamlarını sürdürürler ve her biri Allah'ın sonsuz kudretinin birer delilidir:

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) Yaratan'dır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)




rhenish




Öküzbaşlı Güney Afrika Antilopları



Antiloplar için yaşamak sürekli bir besin ve su arayışı demektir; bu nedenle göç ederler. Öküzbaşlı Güney Afrika antilopları doğudaki Ngorongoro Krater Dağları'ndan batıdaki Viktorya gölü sahillerine, Kenya'daki Mara şehrine kadar tüm kuzey boyunca giderler. 30.000 kilometrekarelik bu alan Serengeti-Mara Ekosistemi olarak bilinir. Bu geniş alandaki yıllık göçleri 3.000 kilometre olarak gerçekleşir.

Antilopların geçtiği yollar daha önce geçtiklerine benzer yollardır, ama her yıl hareketleri biraz daha değişir. Yağmurların yağma uzunluğu ve yılın hangi döneminde yağdığı, besinin elde edilebilirliğini ve dolayısıyla da hayvanların göçünü etkiler. Eğer yağmurlar yağmurlu sezonun başları olan Kasım ve Aralık ayında yağarsa antiloplar kuzeydeki akasya ormanlarındaki kurak bölgelerinden ve ekosistemlerin batısından Serengeti'nin ağaçsız otluk ovalarına taşınırlar. Öküzbaşlı antilop sürüleri çok büyük bir kütle oluştururlar ve ilerlerken otlarlar. Her bir hayvan her zaman hareket halindedir, sürü bir hafta ya da daha fazla süre belirli bir bölgeyi kaplar. Antiloplar bir alanda uzun süre duramazlar, çünkü yaşadıkları bölgede bu kadar fazla sayıda hayvanı beslemek için yeterince ot yoktur.

Mara Nehrini Geçmek






antelope, serengeti



Serengeti'ye tekrar yağmurların gelmesi ve otların yeşermesiyle birlikte öküzbaşlı antiloplar daha kısa otların olduğu vadilere yani geriye doğru göçe başlarlar. Mayıs ayı gelip de yağmurlu sezon sona erdiğinde, kurak sezon başlamıştır ve vadiler yine yeşil otlarını kaybetmişlerdir. Antiloplar tekrar kuzeye doğru göçe başlamak zorundadırlar.





Bazı yıllarda bir milyondan fazla öküz başlı antilop Kenya'daki Masai Mara bölgesinin diğer yanına geçerler. Mara ve Lamai Wedge olarak bilinen Serengeti'nin kuzey batısındaki bu alanda kurak sezon olmasına rağmen geniş otlaklar vardır. Ama bu zengin otlaklara ulaşmak için antiloplar Mara nehrini geçmelidir. Temmuz ya da Ağustos başında binlerce antilop nehri aşabilmek için kuzey Serengeti'nin yamaçlarından geçerler. Bazen son derece tehlikeli yerlerden geçer, uçurumlara dalar kimi zaman da başa çıkılması imkansız gibi görünen çamur yataklarını aşmak için çabalarlar. Bu sırada boğulanlar olur. Yaşlı, daha deneyimli hayvanlar daha önce geçtikleri yerlere gelirler ve gençler onları izlerler.

Antilopların geçmesini hangi faktör teşvik ederse etsin –bazen yalnızca hayvanların su içmek istemesinin sonucu olarak oluşur- bir kere başladı mı hiç kimse onları durduramaz. Eğer motorlu araçlar ya da avcılar onları engellemek isterse, başka bir yerden geçerler, bazen nehre ulaşmak için ormandan geçtikleri de olur.

Eylül'ün sonunda ve Ekim'de Mara bölgesinde antilop sürüleri Serengeti'ye doğru geri dönmeye başlar. Yağmurlar da başlamıştır ve hayvanlar yağmurları izleyerek güneye doğru ilerler. Yağmurlar durursa antilop sürüleri de ormanın kenarında bekler; yağmur devam ederse antiloplar göç etmeye devam ederler, Aralık'ta kısa otların olduğu yeşil ovalara ulaşırlar.




antelope



Serengeti'de Mayıs yaklaştıkça vadiler kurur, otlar solar ve öküzbaşlı Güney Afrika antilopları Masai-Mara'daki daha fazla besinin olduğu uzun otlu vadilere, kuzeye doğru göçe başlarlar. Bazı yıllarda 1 milyondan fazla antilop Mara Nehrini geçerek Kenya'daki Masai-Mara bölgesinin diğer tarafına ulaşır.





Serengeti'nin toprağı volkaniktir ve bu yüzden besin bakımından zengindir ama yüzeyin biraz altında kalsiyum karbonatla sertleşmiş toprak vardır. Bu sert kayalık katman ağaçların kök salmasına izin vermez ancak yıllık otlar yetişir. Bu otların küçük kısa kökleri ovadaki soğuk geceler sırasında yoğunlaşan her damlayı emerler. Bu sayede en kurak günde bile otlar yaşamlarını sürdürebilir, yağmur düştükten saatler sonra filiz vermeye başlayabilirler.

Öküzbaşlı antilopların sevdiği bu Serengeti otları küçük yaprakları olan kısa gövdelere sahiptirler. Aslında bu özellikleri binlerce aç antiloba karşı alınan bir önlemdir. Otların sürekli olarak yenmesi kısa kalmalarını sağlar, böylece düzenli olarak büyümeleri de muhafaza edilmiş olur. Ayrıca otlandığında bitkideki büyüme hormonları köklerden sürgünlere geçer böylece yeniden büyümeyi destekler. Hayvanların tükürükleri de büyüme uyarıcısı olarak görev yapar.53 Antiloplar zarar verecek kadar uzun zaman aynı çevrede kalmazlar ve bir yerden bir yere giderlerken bıraktıkları gübreleri ile toprağı da zenginleştirirler.

Allah herşeyi eksiksizce yaratan, Rezzak olandır (her canlıya rızkını verendir). Antilopların alışkanlıkları ve yaşadıkları bölgedeki toprağın özel yapısı, burada yetişen otların özellikleri ve daha birçok detaydaki uyum göç olayındaki her aşamanın yaratılmış olduğunun delillerindendir.

Hiç şüphesiz, rızık veren O, metin kuvvet sahibi olan   Allah'tır. (Zariyat Suresi, 58)

125 Gramlık Yer Sincaplarının Göçü






lemming




Yer sincaplarının çoğu gruplar halinde ot ve tohum yedikleri açık otluklarda yaşarlar. Geceleri yer altındaki yuvalarında uyurlar. Bu küçük canlıların göçleri vücut ölçüleri ile kıyaslandığında son derece uzun mesafeleri kapsamaktadır. Belding yer sincapları (spermophilus beldingi) yalnızca 2 aylık olduklarında ve yetişkinlerin yarı büyüklüğüne eriştiklerinde doğmuş oldukları alanı terk ederler ve hiçbir zaman geri dönmezler. Bu aşamada yalnızca 125 gr. ağırlığındadırlar ve yeniden yerleşmeden önce tam 1 km seyahat ederler. Bu 75 kilo ağırlığındaki bir insanın 600 km yürümesine denktir. Başka şekilde ifade edersek, sincaplar kendi ölçülerine göre düşünürsek, güney Serengeti'den Kenya'ya giden ve oradan da geriye dönerek 3.000 km'lik yıllık göç döngüsüne sahip Güney Afrika antilobundan daha fazla yol katederler.54

Kuzeyin Küçük Seyahatçileri: Lemmingler






sincap



Richardson'un yer sincabı kuzey Amerika'nın batı ovalarında yaşar. Evi genellikle bir ana girişi olan ve birkaç acil çıkışı olan labirent çukurlardır. Erkek genç Richardson yer sincabı 72 saatte 9,6 km seyahat eder. Bu mesafe sincapların vücut ölçüleri ile kıyaslandığında son derece fazladır.





Kuzey kutbunda ve Alp dağlarının tundralarında yaşayan Lemmingler otçul kemirgendirler. Kalabalık gruplar halinde yaşayan Lemmingler düzenli yıllık göçlerini toplu olarak yaparlar.

Lemmingler sezonsal göçmenlerdir; her yıl kış alanlarından yaz alanlarına taşınırlar ve tekrar geri dönerler. Kışın kurak yerlerde ya da kalın bir kar tabakasının olduğu kayalık eğimlerde yaşarlar. Eriyen karlar yer altındaki yuvalarını doldurmaya başladığında nehir ya da bataklık yanındaki nemli yazlık otlaklara taşınırlar. Üreme mevsiminin sonunda tekrar kışlık alanlarına dönerler, bu göç Temmuz'da başlar ve birkaç ay devam eder. İlk önce yetişkin erkekler bölgeden ayrılırlar, onları yetişkin dişiler izler ve son olarak da gençler harekete geçerler. Lemminglerin sayısı düşük olduğunda göç de kısa sürer. Ama her üç-dört yılda bir sayıları çok artar bu dönemdeki göçlerinde çok uzak mesafelere gidebilirler.

Lemminglerin vücut yapısı yaşadıkları bölgenin koşullarına ve yaşam şartlarına son derece uygundur. Kutup kışı boyunca donmadan ve ölmeden hayatlarını aktif bir şekilde sürdürürler. Çünkü Lemminglerin kış mevsiminde ortaya çıkan uzun kürkleri ısı kaybını azaltacak, onları soğuktan koruyacak şekilde yaratılmıştır. Ayrıca ön pençeleri kış mevsiminde daha uzar. Pençeleri ile karın altında tüneller kazarak yuva yaparlar. Bu yuvalarında soğuktan ve avcı hayvanlardan korunmuş olurlar.

Tüm alemlerin Rabbi olan Allah, Lemmingleri yaşadıkları ortamın koşullarına uygun özelliklerle birlikte yaratmıştır. Örneğin bir Lemming türünün (collared lemming) yaz mevsiminde kahverengi olan tüyleri kışın beyaza döner. Kış mevsiminde sahip oldukları bu beyaz görünümleri sayesinde yiyecek olarak kendilerine bağımlı olan avcı hayvanların dikkatini kendilerinden uzaklaştırmış olurlar.55

 


Dipnotlar



50- http://elephant.elehost.com/About_Elephants/Life_Cycles/life_cycles.html

51- John Owen, Fantastic Journey, s. 200

52- John Owen, Fantastic Journey, s.201

53- John Owen, Fantastic Journey, s.216

54- John Owen, Fantastic Journey, s.178

55- John Owen, Fantastic Journey, s.183

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü