Harun Yahya


Bölüm 22:
Unutturulan Rohingya Müslümanları Yardım Bekliyor



Bu makale New Straits Times'ta 16 Şubat 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Myanmar'da, Kasım 2015’de gerçekleşen seçimleri muhalif ve demokrasi yanlısı Nobel Barış Ödüllü1 lider Aung San Suu Kyi'nin kazanmasının ardından cuntanın da yer aldığı yeni parlamento ilk oturumunu geçtiğimiz günlerde açtı. Ülkenin tarihinde ilk kez Myanmar parlamentosunda hiç Müslüman milletvekili bulunmamaktadır. 50 yılı aşkın bir sürenin ardından ilk demokratik parlamentonun kurulması umut verici olmakla birlikte, Su Kyi'nin seçim dönemi boyunca Rohinyalardan hiç bahsetmemesi dikkat çekicidir. Ancak hükümet içinde cuntanın hala varlığını sürdürdüğü dikkate alınacak olursa, gösterilen bu tavrın şartları zorlamamak adına gösterildiğini düşünmek yerinde olacaktır.



RG_tr_105_UcaktanAtilanYiyecekler

Aung San Suu Kyi



Bununla birlikte, cunta yönetiminin hala mecliste alınan kararları bloke edebilecek sayıda olması endişe vericidir. Etnik konularla ilgilenen bakanlığın cuntanın elinde olması, Rohingyalar lehine karar alınmasının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Ülkede halen Rohingyalara karşı yapılan ayrımcılık devam etmektedir. Şu anda 140 bin Rohingya halkı toplama kamplarında tutulmakta ve 1.3 milyonunun ise insani yardıma erişmesi engellenmektedir.
Yale Üniversitesi'nin Ekim 2015’te yayınladığı 78 sayfalık rapor, Myanmar hükümetinin radikal Budist grupları kullanarak Rohingya Müslümanlarına karşı soykırım uygulamaya çalıştığını ortaya koymuştur.2 Rohingya Müslümanları etnik kökenleri ve dini görüşleri nedeniyle her gün işkencelerin, keyfi gözaltıların ve tecavüzlerin mağduru olmaktadır.
Fiziki ve psikolojik işkencelerin yanında toplum tarafından dışlanan Rohingya Müslümanları sosyal hayatta yer alamadıkları için ekonomik güçten de mahrumdur. Bu insanlar temel ihtiyaçlarını giderememekte, eğitim ve sağlık hizmetlerinden faydalanamamaktadır.
Acı bir örnek olarak, 14 yaşındaki Muhammed ayağındaki basit bir sıyrık nedeniyle tetanos olarak yaşamını yitirmiştir. Tedavisi ve önlenmesi çok basit bir hastalık olmasına rağmen bulunduğu toplama kampında Muhammed'e, uygun tedavi yapılamamıştır.
20 yaşındaki Begüm normalde hayati risk oluşturmayan Hepatit-A virüsü nedeniyle ölmüştür. Küçük çocukların ve bebeklerin hayatları açlık nedeniyle tehlikededir. 2012 yılından beri toplama kamplarına mahkum edilen aileler banka hesaplarında paraları dahi olsa bu varlıklarına ulaşamamakta ve ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır.3 Toplama kamplarına mahkum edilen ve bu kamplarda en temel ihtiyaçlardan yoksun bir şekilde yaşayan her yaştan Rohingya açıkça ölüme terk edilmiştir.
Askeri Cunta yönetimi yalnızca Rohingyalara değil her türlü farklı etnik gruba ve farklı düşünceye karşı olmuştur. 2011-2014 yılları arasında onlarca kişi yargısız infaz edilmiştir. Devlet Rohingyaları toplama kamplarına göndermek için topraklarına el koymaktadır. Bir başka yöntem olarak aşırı vergilendirme uygulanmakta ve topraklarında yaşamak isteyen insanların direnme gücü kırılmaktadır.4


RG_tr_187_AnneCocuk_Cocuklar


Devletin yan sıra Monkların öncülük ettiği radikal Budist hareketler sık sık Müslümanlara karşı olduklarını ifade eden açıklamalarda bulunmakta ve halkı Müslümanlara karşı boykota çağırmaktadırlar. Ancak bu insanların, son derece barışçıl olan Budizm'in birer temsilcisi olması elbette imkansızdır. Bunu, hayatını Rohingyaların haklarını korumaya adamış ileri gelen Budist aydınlar ve bazı Budist rahipler de açıkça dile getirmektedir. Söz konusu isyancıların, Budizm'le ilgisi olmayan çeşitli çete mensupları olduğu açıktır. Bahsi geçen çeteler halka, ev ve araçlarına yapıştırabilecekleri ‘Müslümanlara Karşıyız' etiketleri dağıtmaktadırlar. Monklar bu kirli faaliyetlerini yürütürken sırtlarını devlete dayamakta ve etnik kökeni korumaya yönelik çıkarılmış yasaları bahane etmektedirler. Myanmar hükümeti ise Müslümanlara karşı yürütülen bu kampanyalara karşı sessiz kalmaktadır.5



RG_tr_105_UcaktanAtilanYiyecekler

Hiro'un annesi, hayatı riski olmadığı halde sırf tıbbi destek alamadığı için Hepatit-A virüsü nedeniyle yaşamını yitirdi.



Myanmar hükümeti adeta Rohingyaları unutturmaya çalışıyor gibi bir görünüm vermektedir. Rohingya adından hiç söz edilmemekte ve bu insanların varlıkları tamamen reddedilmektedir. İnsan hakları örgütlerinin ve basının Rohingyalarla iletişimi olabildiğince engellenmektedir. Rohingyaların varlıkları reddedildiği gibi seslerini duyurabilecekleri bütün imkanlar da ellerinden alınmaktadır. Son olarak, Myanmar'da 25 yıl sonra gerçekleşen ilk özgür seçimlerden önce Rohingyaların geçici vatandaşlık belgeleri iptal edilmiş ve seçimlere katılmaları engellenmiştir.
Bütün bunların yanında, yayınlanan onlarca soykırım raporuna rağmen uluslararası barış ve insani yardım örgütlerinin de somut bir girişimde bulunmadıklarını burada hatırlatalım. Her şey gözler önünde olmasına karşın yardıma muhtaç ve zayıf bırakılmış Rohingyalar adına hiçbir mücadele gerçekleştirilmemektedir. Ne barış ödüllerine layık görülen insanlar ne de insan haklarının koruyuculuğunu üstlenen Avrupa devletleri girişimde bulunmaktadır.
Cunta rejimi ve radikal çeteler Rohingyalara yalnızca Müslüman oldukları için bu eziyetleri yapmaktadır. Müslümanlara karşı yapılan bu zulme karşı çok cılız sesler çıkmakta ancak topyekûn bir karşılık verilmemektedir. Müslüman devletler bir araya gelerek, yapılan bu zulme karşı hep beraber karşı koymalıdırlar.
Müslümanlar arasında gerçekleştirilecek bir dayanışma ve ağız birliği hiç şüphesiz Myanmar hükümeti üzerinde ve uluslararası arenada müthiş bir siyasi baskıya neden olacaktır. Ne var ki Müslüman devletler sevgi ve dayanışma etrafında birleşmek yerine birbirleriyle çekişmeye devam etmekte ve güçlerini yitirmektedirler. Bu çekişmelerin sonucunda bütün dünyada Müslümanlara yönelik zulüm ve baskı devam etmektedir.
Müslüman devletlerin liderleri yaşanan zulme karşı sorumlu olduklarını unutmamalıdırlar. Sevgi ve barış esas alınarak fikri zeminde ortak bir çalışma yürütülmelidir. Ayrıca yeni kurulan hükümetin Obama ile önümüzdeki günlerde görüşecek olması güzel bir gelişmedir ve çok büyük bir önem taşımaktadır. Hem Müslüman liderlerin hem de sivil toplum örgütlerinin, medyanın, İnsan Hakları kuruluşlarının ve akademisyenlerin Obama'nın Aung San Suu Kyi'nin Rohingyalar için bir girişimde bulunması konusunda kamuoyu oluşturması, bu konuda somut adımların atılmasını teşvik etmesi hayatidir. Ancak bu şekilde bütün dünyanın dikkati zulme uğrayan Müslümanların üzerine çekilir ve kalıcı çözümler üretilebilir.



RG_tr_144_MedyaGucu


Monkların öncülük ettiği radikal Budist hareketler Müslümanlara karşı olduklarını sık sık ifade ediyorlar.








"İttihad-ı İslam kurulduğunda Burma'da ve diğer ülkelerdeki zulüm biter."





RG_tr_011_Kugu


Konuşmacı: Birleşmiş Milletler Burma özel raportörü Quintana; "Rohingya Müslümanlarının barındığı kampların hapishaneyi andırdığını" söyledi. Burma'da gerçekleştirdiği beş günlük incelemenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "ülkede halen yasal olmayan tutuklamaların, işkence ve etnik ayrımcılığın sürdüğünü" belirtti. "Yaklaşık 120 bin Müslümanın mülteci kamplarında kötü koşullarda yaşadığına" dikkat çeken Quintana, "Müslümanların tıbbi hizmet alamadıklarını, bunun en önde gelen sebebinin ise bölgedeki Budistlerin sağlık ekiplerini taciz etmeleri olduğunu" söyledi. Ayrıca "Hükümetin mülteci kamplarındaki insan hareket özgürlüğünü kısıtladığını da vurgulayarak, kampların hapishaneye benzediğini" ifade etti.
Adnan Oktar: İşte İttihad-ı İslam olmadığı müddetçe, bu acıların ucu-bucağı gelmez. Bazıları, "Sadece şurayı kurtaralım yeter; Filistin'in kurtuluşu, Suriye'nin kurtuluşuni istiyoruz." diyorlar. Kardeşim, bütün İslam alemi kan ağlıyor. Nasıl anlamazdan gelirsiniz? İttihad-ı İslam net çözümdür. İsrail için de çözümdür, Afganistan, Rusya için de çözümdür. Çünkü burada kardeşlik, barış, sevgi, dostluk, iyilik, güzellik, bilim, sanat, estetik her şey var. Terörün, savaşın, anarşinin durması var. Silahların yeryüzünden kaldırılması var. Böyle bir güzelliği bütün dünya ister, herkes ister. Dolayısıyla bu konuda vakit kaybetmek zulüm olur, çok büyük hata olur. (18 Şubat 2013, A9 TV)


 

Dipnotlar


1. http://www.nobelprize.org/nobel_prizes/peace/laureates/1991/kyi-facts.html
2. http://www.mcclatchydc.com/news/nation-world/world/article41822457.html
3. http://www.nytimes.com/2016/01/10/opinion/sunday/myanmars-peace-prize-winner-and-crimes-against-humanity.html?_r=1
4. Network for Human Rights Documentation (2015) "To Recognize and Repair, Unofficial Truth Projects and the Need for Justice in Burma"
5. United States Holocaust Memorial Musem, "They Want Us All to Go Away"



Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü