Harun Yahya

Bilim Dışı Bir Safsata: Evrim Teorisi



Yüce Allah'ın varlığı ve tüm canlıların O'nun tarafından yaratıldığı gerçeği, 19. yüzyıla kadar insanlığın büyük bir çoğunluğu tarafından kabul ediliyordu. Ancak 19. yüzyılın ortasında Charles Darwin isimli amatör bir doğa araştırmacısı, hayatın tek bir hücrenin tesadüfen oluşmasıyla başladığını ve bu hücrenin zaman içinde tesadüfler sonucu gelişmesiyle bugünkü canlılar aleminin oluştuğunu iddia etti. Bu teori, ortaya atılır atılmaz bazı din dışı ideolojileri savunan çevrelerin ilgi odağı oldu, çünkü bu sapkın fikir ateizme sözde bilimsel bir temel sağlamıştı. Ne var ki Darwin DNA'nın varlığından bile habersizdi. O tarihte genetik, biomatematik, mikrobiyoloji, paleontoloji, biyokimya, biyofizik gibi bilim dalları bilinmiyordu. Dolayısıyla evrim teorisi tam bir cehalet ortamında gelişmişti. Gelişen teknoloji, modern tıp ve biyoloji insan vücudundaki sırları çözdükçe evrim teorisinin tam bir aldatmaca olduğu anlaşıldı. Özellikle de on binlerce farklı canlı türüne ait milyonlarca fosil örneğinin ortaya çıkarılması, bu sahte teoriye en büyük darbeyi vurdu. Dünyanın çeşitli bölgelerinde elde edilmiş yüz milyonlarca fosil, canlılığın aniden, kompleks yapısıyla, eksiksiz olarak var olduğunu ve milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişikliğe uğramadığını gösterdi.



Canlıların aşama aşama oluştuğunu, yani evrim geçirdiğini gösteren tek bir fosil dahi yoktur. 150 yılı aşkın süredir, dünyanın dört bir yanında yapılan kazılarda elde edilen fosil kayıtları, balıkların hep balık, böceklerin hep böcek, kuşların hep kuş, sürüngenlerin hep sürüngen olduğunu ispatlamıştır. Canlı türleri arasında bir geçiş olduğunu, örneğin balıkların sürüngenlere, sürüngenlerin kuşlara dönüştüğünü gösteren tek bir fosil görülmemiştir. Kısacası fosil kayıtları, evrim teorisinin temel iddiası olan, türlerin uzun süreçler içinde değişimlere uğrayarak birbirinden türediği iddiasını kesin olarak çürütmüştür.

Canlılık, hayatın yapıtaşı olan proteinden, onun en üst düzeyi olan insan bedenine kadar, sayısı sonsuza yakın hassas denge üzerine kuruludur. Bir Yaratıcı'nın varlığını kabul etmeyen evrim teorisi ise, tüm bu dengelerin bir bilinç olmadan nasıl kurulduğu ve korunduğu sorusuna, "tesadüf"ten başka bir açıklama getirememektedir. Oysa söz konusu dengeler o denli hassas ve sayı olarak da o kadar çokturlar ki, bunların "tesadüfen" oluştuklarını ileri sürmek, hiçbir şekilde akıl ve sağduyu ile bağdaşmamaktadır. Canlılığı oluşturan milyonlarca faktörden yalnızca birisinin, örneğin canlı hücrelerinin temel malzemesi olan proteinin "tesadüfen" oluşma ihtimali, kesinlikle sıfırdır.

 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü