Harun Yahya


Mahfi Eğilmez'in Yanıltıcı Evrim Propagandası



Mahfi Eğilmez, 24 Mart 2002 tarihli Radikal gazetesinde yer alan "Homo economicus"başlıklı yazısında, Washburn ve Moore isimli iki evrimcinin Ape into man: A Study of Human Evolution (Maymundan İnsana: İnsanın Evriminin Bir İncelemesi) isimli kitaplarında yer alan bir örneği aktarmakta ve bu örneğin son derece çarpıcı olduğunu belirtmektedir. Örnekte özetle şöyle denmektedir:

757 milyon yıl önce dünyanın uzaydan her yıl bir fotoğrafı çekilse ve bu fotoğraflar dizisi bir film haline getirilse ve izlense, filmin başında yeryüzünde hiçbir canlı yokken, ortaya önce tek hücreliler, sonra çok hücreliler çıkacak. Daha sonra ilk deniz omurgalıları, amfibiler, sürüngenler, dinozorlar, memeliler, insanlar sırasıyla görünmeye başlayacak. Ve filmin sonunda ise insanın aya ayak basışı görülecek.

Sayın Eğilmez yazısında, insanın sözde evriminin izlenebileceği bu hayali film üzerine bazı yorumlarda bulunmuştur. Sayın Eğilmez'in yazısında yer verdiği bu örnek, evrim teorisinin nasıl hayal gücüne dayalı açıklamalarla ayakta tutulmaya çalışıldığının açık bir örneğidir. Evrim teorisi, tek bir bilimsel delili olmayan, tamamen materyalist önyargılarla savunulan bir dogmadır. Evrimciler, tüm canlılığın ve insanın kökenini bilimsel deliller ile açıklayamazken, bu konular üzerinde spekülasyonlar yapar, senaryolar üretir ve bolca hayal ürünü hikayeler anlatırlar. Hayali çizim ve maketlerle süsledikleri bu hikayeleri ile, konu hakkında çok fazla bilgisi olmayan insanlara da evrim teorisini bilimsel bir gerçekmiş gibi empoze etmeye çalışırlar.

Her ne kadar bu yazıda geçen örnekte, canlıların tek bir hücreden insana doğru yavaş yavaş evrimleştiği öne sürülse de, bilimsel deliller gerçeğin böyle olmadığını göstermektedir. Fosil kayıtlarına göre, canlı türleri birbirinden bağımsız olarak, aralarında hiçbir ata-torun ilişkisi olmadan yeryüzünde birden bire ortaya çıkmışlardır. Dolayısıyla eğer böyle bir film çekme imkanı olsaydı, bu filmdeki görüntüler çok daha farklı olacak, canlı türlerinin nasıl birden bire, hiçbir evrimsel ataya sahip olmadan yeryüzünde belirdiklerine şahit olacaktık. Her ne kadar böyle bir film olmasa da, canlılığın bu ani gelişimini fosil kayıtlarından izlemek mümkündür. Amerikalı paleontolog R. Wesson, 1991'de yayınlanan Beyond Natural Selection (Doğal Seleksiyonun Ötesinde) adlı kitabında fosil kayıtlarının canlılığın oluşumu hakkında verdiği bilgiyi şöyle aktarır:

Ne var ki, fosil kayıtlarındaki boşluklar gerçektir. Herhangi bir (evrimsel) soy oluşumunu gösterecek kayıtların yokluğu, son derece olgusaldır. Türler genellikle çok uzun zaman dilimleri boyunca sabit kalırlar. Türler ve özellikle cinsler hiçbir zaman yeni bir türe ya da cinse doğru evrim göstermezler. Bunun yerine, bir tür ya da cinsin bir diğeriyle yer değiştirdiği gözlenir. Değişim ise çoğunlukla anidir.1

Kısacası, tek hücreliden insana doğru uzanan evrim ağacı sadece bir hayaldir ve sadece evrimcilerin hayallerinde, kurguladıkları senaryolarında vardır. Nature dergisinin bilim yazarı Henry Gee, hiçbir kanıt olmamasına rağmen ortada dolaşan evrim iddialarının tamamen "önyargılara" dayalı olduğunu şöyle belirtir:

Ata-torun ilişkilerine dayalı insan evrimi şeması, tamamen gerçeklerin sonrasında oluşturulmuş bir insan icadıdır ve insanların önyargılarına göre şekillenmiştir... Bir grup fosili almak ve bunların bir akrabalık zincirini yansıttıklarını söylemek, test edilebilir bir bilimsel hipotez değil, ama geceyarısı masallarıyla aynı değeri taşıyan bir iddiadır -eğlendirici ve hatta belki yönlendiricidir, ama bilimsel değildir.2

Canlılığın ve insanın kökeni hakkındaki evrim teorileri, bu teorileri üretenlerin önyargılarını ve felsefi inançlarını yansıtmaktan başka bir işlev görmemektedir. Söz konusu örnek ve benzerleri ise bilimsel delilden yoksun evrim teorisini ayakta tutmak için başvurulan propaganda yöntemlerinden biridir.

Yale ve California Berkeley üniversitelerinde yüksek lisans ve doktora yapmış Amerikalı bir biyolog Jonathan Wells, Icons of Evolution: Science or Myth, Why Much of What We Teach About Evolution is Wrong? (Evrimin İkonaları: Bilim mi Efsane mi, Evrim Hakkında Öğrettiğimiz Pek Çok Şey Neden Yanlış?) adlı 2000 yılı basımı kitabında evrimcilerin propaganda mekanizmasını şöyle özetler:

Toplumun geneli, insanın kökeni hakkındaki derin belirsizliğe dair bilimsel uzmanların yaptıkları açıklamalardan çok nadiren haberdar edilir. Bunun yerine, şu veya bu kimsenin en son teorisi ile besleniriz ve bize bizzat paleoantropologların üzerinde anlaşamadıkları gerçekler aktarılmaz. Ve tipik olarak, teori mağara adamlarının veya "bol makyajlı" insan atalarının hayali resimleri ile süslenir... Görünen odur ki, bilimin hiçbir alanında bu kadar az bir malzeme üzerine bu kadar fazla bir kurgu yapılmamıştır.3


Sonuç



Hem Evrensel hem de Radikal gazetesinde yer alan yazılar evrim teorisinin yüzeysel bir propagandası niteliğindedir. Konu hakkında fazla bilgisi olmayan kişilerin dahi kolaylıkla mantıksızlıklarını tespit edebileceği bu tür yazılar, artık evrim teorisini ayakta tutmak için yeterli değildir. Çünkü, insanlar artık evrim teorisinin çıkmazlarını, teorinin bilimsel delillerden yoksun olduğunu çok iyi bilmektedirler.


DİPNOTLAR



1. R. Wesson, Beyond Natural Selection, MIT Press, Cambridge, MA, 1991, s. 45.

2. Henry Gee, In Search of Deep Time, New York, The Free Press, 1999, ss. 116-117.

3. Jonathan Wells, Icons of Evolution: Science or Myth, Why Much of What We Teach About Evolution is Wrong, Regnery Publishing, Washington DC, 2000, s. 225.

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü