Harun Yahya


Türker Alkan'ın Darwinizm Hakkındaki Yanılgıları



14 Mayıs 2002 tarihli Radikal gazetesinde Sayın Türker Alkan'ın "Biz Kimiz Şimdi" başlıklı yazısında bazı önemli yanılgılar bulunmaktaydı. Aşağıda Sayın Alkan'ın bu yanılgıları hakkında bazı açıklamalar yer almaktadır.


1. Bilim, Dini Gerçekleri Değil, Darwinizm'i Yıkmıştır



Sayın Alkan yazısında bilimin önyargıları yıkıp geldiğini belirtmiş ve buna Marksistlerin ve ırkçıların bilim tarafından yıkılan önyargılarından örnekler vermiştir. Sayın Alkan'ın bu konudaki tespitleri son derece doğrudur. Ancak, Sayın Alkan'ın yanıldığı nokta şu cümlesinde yer almaktadır:

"Bilim yıka yıka geliyor. En büyük darbeyi de Darwin kuramıyla yara alan 'Adem-Havva öyküsü' yedi."

Özellikle tam tersi bir durumun, yani Darwinizm'in bilim tarafından kesin ve açık delillerle yıkıldığının açığa çıktığı bir dönemde böyle bir yorumda bulunmak, son derece yanlıştır.

Çünkü, 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından bu yana, paleontoloji, mikrobiyoloji, genetik, anatomi gibi birçok alanda, Darwinizm'in temel iddiaları bir bir yıkılmıştır. Evrimcilere Net Cevap serilerinde ve diğer evrimle ilgili kitaplarımızda, evrim teorisini yıkan bilimsel gelişmeler detaylarıyla yer almaktadır, bu nedenle bunlara bu yazıda tekrar yer verilmeyecektir. Ancak, evrim teorisinin bilimsel geçerliliği olmamasının nedenleri özetle şöyledir:


Fosil kayıtları evrim teorisine karşıdır. Çünkü bu kayıtlar farklı canlı gruplarının yeryüzünde birbirlerinden bağımsız olarak, aniden ve kompleks yapılarıyla ortaya çıktığını ve yüzmilyonlarca yıl boyunca değişmeden sabit kaldıklarını göstermektedir. Fosil biliminde "sudden appearance" (aniden ortaya çıkış) ve "stasis" (durağanlık) olarak adlandırılan bu iki bilimsel gerçek, evrim teorisini değil, yaratılışı desteklemektedir.

Evrim teorisi, canlıların yaratılmadan, rastlantılar ve doğa kanunlarıyla ortaya çıktığı iddiasındadır. Oysa yapılan gözlemler, deneyler, biyomatematiksel hesaplar, bunun mümkün olmadığını ispatlamıştır. Bir bilgisayarın, metal, plastik, cam gibi malzemelerin "tesadüfen" birleşmeleriyle oluşmasının imkansız olması gibi, canlıların da moleküllerin "tesadüfen" birleşmesiyle oluşması imkansızdır.

Evrimciler tarafından iddia edilen "evrim mekanizmaları", gerçekte hiçbir evrim sağlamamaktadır. Doğal seleksiyon ve mutasyon (yani canlı genlerinde oluşan rastgele değişiklikler) yoluyla, hiçbir canlının avantaj sağladığı, geliştiği gözlemlenmemiştir. Gerçekte mutasyon canlılara her zaman için zarar vermektedir. Yani doğada canlıları basitten komplekse doğru geliştiren "evrim mekanizmaları" yoktur.

Canlıların anatomik ve özellikle de biyokimyasal yapılarının incelenmesi, Darwinizm'in temeli olan "kompleks yapılar, küçük rastlantısal değişikliklerle kademe kademe oluşur" varsayımını çürütmüştür. Çünkü pek çok organik yapınının "indirgenemez kompleks" olduğu, yani daha basit bir formda hiçbir işlev görmeyeceği, dolayısıyla ancak mükemmel formuyla ortaya çıkmış olabileceği anlaşılmıştır.


Kısacası, bilimden gelen en büyük darbeyi Darwinizm almıştır. (Darwinizmin yıkılışının bilimsel delilleri için bkz. Hayatın Gerçek Kökeni, Harun Yahya)


Allah, Canlılığı Evrimle Yaratmamıştır



Sayın Alkan yazısında, hayatın rastlantı sonucu başladığına inanmadığını, bütün yaratılışı yönlendirenin Allah olduğuna inandığını belirtmiştir. Sayın Alkan, her akıl ve vicdan sahibi insanın vardığı sonucu şu cümleleri ile ifade etmiştir:

"Bana soracak olursanız bütün yaratılışı yönlendiren bir Tanrı vardır. Mucizevi yaşam macerasının bir rastlantı olduğuna inanmıyorum."

Ancak, Sayın Alkan, cümlesine şöyle devam etmiştir:

"Ama (Tanrı) iradesini neden din kitaplarında anlatıldığı gibi koysun da, Darwin'in dediği gibi koymasın, bunu anlamak mümkün değil."

Aslında, Sayın Alkan'ın "anlamak mümkün değil" dediği konu son derece açık ve anlaşılırdır. Allah canlılığı evrimle yaratmamıştır ve bu gerçeği görebileceğimiz iki kaynak vardır: Kuran ve bilim. Allah'ın kesin sözü olan ve hiçbir değişikliğe uğramamış olan Kuran'da Allah, canlıları nasıl yarattığını bildirmiştir ve bu yaratılışta evrimleşme yoktur. Allah canlıları "Ol" emri ile, bugünkü şekil ve yapıları ile yaratmıştır. Kuran'ı ve canlıları yaratan Allah'tır ve Allah'ın canlıları nasıl yarattığını öğreneceğimiz kesin kaynak da Kuran'dır.

Ayrıca bilim de bize Allah'ın canlıları evrim ile yaratmadığını göstermektedir. Yukarıda da söz edildiği gibi, canlıların evrim geçirdiklerine dair tek bir bilimsel delil bulunmamaktadır. Bu durumda, evrim teorisini kabul etmenin hiçbir gerekçesinin olmadığı açıktır. (Bu konuda daha detaylı bilgi için bkz. Kuran Darwinizm'i Yalanlıyor, Harun Yahya)


Sonuç



Günümüzde bazı bilim adamlarının hala evrim teorisini kabul ediyor ve savunuyor olması Sayın Alkan'ı yanıltıyor ve kendisinin evrim teorisini bilimsel bir gerçek sanmasına neden oluyor olabilir. Ancak evrim teorisi, tek bir bilimsel delili olmayan ve tamamen ideolojik nedenlerle savunulan bir teoridir. Allah'ın varlığına inanmayan, materyalist ve ateist bir dünya görüşüne sahip kişiler için, evrim teorisi, canlılığın kökenini açıklayan yegane açıklamadır. Bu nedenle, ideolojileri ve önyargıları uğruna, hiçbir bilimsel delili olmayan bir teoriyi savunurlar. Ancak, Sayın Alkan gibi, Allah'ın varlığını kabul eden, yaratılış gerçeğini görebilen kişilerin, evrim teorisini savunmaya hiçbir ihtiyaçları yoktur.

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü