Harun Yahya



Böcek Fosillerinden Örnekler




Amber Fosillerinin Oluşumu


Fosillerin oluştuğu ortamlardan biri de amberlerdir. Amber içindeki fosiller, ağaçlardan salgılanan reçinenin canlının üzerinde donması ve canlının o anki haliyle muhafaza edilmesiyle meydana gelir. Reçine, kimyasal olarak farklı organik maddelerden meydana gelir. Suda çözülmez, havayla temas ettiğinde ise çok kısa sürede donar. Daha sonra polimerizasyon (monomer moleküllerin üç boyutlu zincirler meydana getirmek için kimyasal reaksiyona girmeleri) süreci başlar ve reçine milyonlarca yıl boyunca katılaşmaya devam eder. Reçinenin üzerine döküldüğü canlı da o anki haliyle milyonlarca yıl boyunca kalır.







Şu an dünyada 100'den fazla amber yatağı olduğu bilinmektedir. Lübnan'da elde edilen bilinen en eski amber örnekleri Lübnan dağlarında bulunan, Kretase dönemine ait 130 - 120 milyon yıllık amberlerdir. Son dönemlerde yapılan araştırmalar Mezozoik zamana ait bazı yeni amber yataklarını ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları, yaklaşık 120 milyon yaşındaki Ürdün amberleri, yaklaşık 80 milyon yaşındaki New Jersey amberleri, 80 – 75 milyon yıllık Cedar gölü amberleri, 70 milyon yıllık Fransız amberleri ve 100 milyon yıllık Pirene amberleridir. Diğer pek çok amber yatağında elde edilen fosil örnekleri ise çoğunlukla Eosen – Miosen dönemlerine (54 – 5 milyon yıl) aittir.








Dominik Cumhuriyeti'nde elde edilen amber fosiller ise çoğunlukla, Eosen – Miosen dönemlerine aittir. Dominik'te iki önemli amber yatağı bulunmaktadır. Bunlardan biri Santiago şehrinin kuzeyinde bulunan dağlık bölgedir. Diğeri de, Santo Domingo şehrinin kuzeydoğusunda yer alan El Valle kasabası yakınlarındaki madenlerdir. Dominik amberlerinin, Hymenaea cinsi ağaçların reçinelerinden meydana geldiği bilinmektedir. Dominik amberlerinin en önemli özelliklerinden biri, fosilleşmiş canlı türlerinin çeşitliliğidir. Çok sayıda böcek türünün yanı sıra, amber içinde fosilleşmiş kurbağa, kertenkele, akrep örnekleri de vardır.
Dominik Cumhuriyeti'nde bulunan on binlerce amber fosili, bulunan tüm diğer fosiller gibi, çok önemli bir gerçeği göstermektedir: Canlılar milyonlarca yıldır hiçbir değişime uğramamış, yani asla evrim geçirmemişlerdir. Sivrisinekler hep sivrisinek, karıncalar hep karınca, arılar hep arı, yusufçuklar hep yusufçuk, örümcekler hep örümcek olarak var olmuşlardır. Kısacası, tüm canlılar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren hep aynı özelliklerle, aynı şekilde varlıklarını devam ettirmişlerdir. Milyonlarca yıl önce yaşamış ve amber içinde muhafaza edilmiş canlılarla, günümüzdeki örnekleri tıpatıp aynıdır. Bu gerçek evrim teorisine büyük bir darbe vurmakta, Yaratılış gerçeğini gözler önüne sermektedir.





Kanatlı Karınca


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Kanatlı karınca türünün 5 - 8 mm uzunluğunda iki uzun kanadı vardır. Yuvalarını su ve yiyecek kaynaklarına yakın yaparlar. Bu karıncalar milyonlarca yıldır hiçbir değişikliğe uğramamışlardır.
25 milyon yıllık amber içindeki kanatlı karınca fosili, söz konusu canlıların milyonlarca yıldır aynı olduklarını, yani evrim geçirmediklerini göstermektedir.


 




Scelionid Yaban Arısı


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Scelionid arıları genelde dökülmüş yapraklar altında yaşarlar. Bu arıların çok fazla böcek türüne, özellikle bunların yumurtalarına zarar verdikleri bilinmektedir. Resimdeki scelionid arısı uçarken fosilleşmiştir. Günümüzdeki örneklerinden hiçbir farkı yoktur.
25 milyon yıllık scelionid arısı amberi, diğer tüm canlılar gibi, yaban arılarının da evrimleşmediğini göstermektedir.


 





Kanatlı Karınca


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
25 milyon yıllık kanatlı karıncalarla, günümüzdeki örnekleri arasında hiçbir fark yoktur. Aradan geçen milyonlarca yıla rağmen aynı kalan kanatlı karıncalar evrim olmadığının delillerindendir.


 





Örümcek


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Günümüzde yaşayan örümceklerin sahip oldukları tüm özelliklere milyonlarca yıl önce yaşayan örümcekler de sahiptir. 25 milyon yıllık amber içindeki örümcek fosili bu gerçeğin ispatlarındandır.


 





Kara Kanatlı Mantar Sivrisineği


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Amber içinde fosilleşmiş kara kanatlı mantar sivrisineği görülmektedir. 25 milyon yıldır aynı olan bu canlılar, evrimcilerin iddialarına meydan okumaktadır.


 





Çekirge


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Fosil kayıtlarında yer alan tüm çekirge örnekleri, günümüzde yaşayanlarla aynıdır. Bundan 25 milyon yıl önceki çekirgelerle günümüzdekilerin birbirlerinden farksız olması, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığını göstermektedir.


 





Sinek


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Sinekler hep sinek olarak var olmuşlar, herhangi bir canlıdan türememiş, herhangi bir ara aşamadan geçmemişlerdir. Bu gerçeğin delillerinden biri de, resimde görülen 25 milyon yaşındaki amber içinde sinek fosilidir.


 





Yaykuyruk Böceği


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
25 milyon yıl önce yaşamış olan yaykuyruk böceklerinin günümüzdeki örneklerinden hiçbir farkı yoktur.


 





Kanatlı Termit


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Termitler karıncalara benzer canlılar olsa da, aslında onlardan çok farklı özelliklere ve yeteneklere sahiptirler. Termitler milyonlarca yıldır koloni hayatı yaşayan, yapılarında hiçbir değişiklik olmadan günümüze kadar gelmiş canlılardır. 25 milyon yıllık termit fosilleri bunun kanıtlarından biridir. Bu milyonlarca yıllık süre boyunca yaşamış olan bütün termitler bugünkülerle aynı özelliklere sahiptir. 25 milyon yıl önceki işçi termitler de bugünküler gibi fedakarlıklar yapmakta, larvaları, askerleri, kraliçeleri beslemekte, gözleri görmediği halde metrelerce uzunlukta yuvalar inşa etmektedirler. Bugünkü termitlerin özellikleri milyonlarca yıldır yaşayan istisnasız her termit için geçerlidir.
Resimde görülen amber içindeki termit fosili ise, 25 milyon yaşındadır.


 





Kulağa Kaçan Böceği


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Milyonlarca fosil Darwinizm'i tam anlamıyla susturmaktadır. Darwinistleri aciz bırakan bu fosillerden biri, resimde görülen 25 milyon yıllık amber içinde kulağakaçan fosilidir. Diğer tüm fosil bulguları gibi, bu fosil de evrimin geçersizliğini göstermektedir.


 





Kimyasal Böcek


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Cantharidae familyasına dahil olan resimdeki böcek, bundan 100 milyon yıl önce de canlıların kimyasal savunma mekanizmaları kullandığını göstermesi açısından çok önemli bir örnektir. Oregon Üniversitesi'nden amber uzmanı George Poinar'ın yayınladığı bilimsel makalelere göre, daha önce de fosil kayıtlarında kimyasal savunma mekanizması kullanan canlı örnekleri bulunmuştu. Örneğin, Jura dönemine ait bazı mürekkep balığı fosillerinin zehir keseleri, Dominik amberleri içinde asker termitlerin savunma salgıları, yine Dominik amberleri içinde bu mekanizmayı kullanan bazı solucan türleri elde edilmişti. Ancak bu kadar eski tarihli bir kimyasal böcek türünün, sahip olduğu bu mekanizmayı kullanırken fosilleşmiş haline daha önce hiç rastlanmamıştı.
Eğer bir canlı, evrimcilerin sözde ilkel bir yaşam olduğunu öne sürdükleri 100 milyon yıl önce son derece kompleks olan bir savunma mekanizmasına sahipse ve bunu tam olarak kullanıyorsa, bu durumda elbette evrimden söz etmek mümkün değildir.


 





Taş Böceği


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Bir canlının sözde evrimsel gelişmesini tamamlaması için 100 milyon yıl oldukça uzun bir süredir. Eğer evrimciler doğru söylüyor olsaydı, aradan geçen 100 milyon yıl içinde taş böcekleri değişe değişe çok farklı bir canlıya dönüşmeli, bugünkü taş böcekleriyle aralarında neredeyse hiçbir benzerlik olmamalıydı. Ancak 100 milyon yıl geçmesine rağmen, diğer tüm canlılar gibi, taş böcekleri en küçük bir değişiklik dahi geçirmemişlerdir. 100 milyon yıl önceki taş böcekleri neyse, günümüzde yaşamakta olanlar da odur. Bu durumda evrimden söz etmek mümkün değildir.


 





Buğday Biti


Dönem: Eosen
Yaş: 54 – 37 milyon yıl
Bölge: ABD
Curculionoidea üst familyasına dahil olan buğday bitlerinin farklı familyalar altında toplanmış 60 binden fazla türü bulunmaktadır. Fosil kayıtlarına bakıldığında buğday bitlerinin hep buğday biti olarak var oldukları, başka bir canlıdan türemedikleri, on milyonlarca yıl boyunca hiç değişmedikleri ve başka bir canlıya da dönüşmedikleri görülür. Bu gerçeği ispatlayan delillerden biri de resimde görülen ve günümüzde yaşayan buğday bitlerinden hiçbir farkı olmayan 54 – 37 milyon yaşındaki buğday biti fosilidir.


 





Tüylü Sivrisinek


Dönem: Eosen
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Kanada
Tüylü sivrisinek, on milyonlarca yıldır değişmeyen yapısı ve görünümüyle evrimcilerin iddialarına meydan okuyan sayısız canlıdan biridir. Ortalama 3 – 12 mm boyutunda olan bu sinekler, ilkbaharda ortaya çıkarlar. Toprak yüzeyine yakın yaşayan türleri, bitkilere zarar verirler. Bu familyaya dahil olan canlılar bilinen en eski sinek türlerindendir.


 





Phasmatidae (Cadı Çekirgesi)


Dönem: Eosen
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Phasmatidae familyasına dahil olan bu canlıların önemli özelliklerinden biri renk değiştirebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Işığın, sıcaklığın, nemin hatta besinin durumuna göre renklerini değiştirebilir. Bu değişim, pigment yoğunluğunun yer değiştirmesi ya da pigmentlerin yeniden oluşumuyla meydana gelir.* Resimde görülen 50 milyon yaşındaki Phasmatidae tıpkı bugün yaşayan örnekleri gibi rengini değiştirebiliyordu. Günümüzde yaşayan Phasmatidae hangi özelliklere sahipse, 50 milyon yıl önce yaşayanlar da aynı özelliklere sahipti. Bu gerçek karşısında, evrimcilerin sözde ilkelden gelişmişe doğru ilerleme, aşama aşama gelişme gibi iddialarının bir anlamı kalmamaktadır.
* Ali Demirsoy, Yaşamın Temel Kuramları, Cilt II, Kısım II, s. 406


 





Parlak Kınkanatlı (Nitidulidae)


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Nitidulidae (parlak kınkantlılar) familyasına dahil olan böceklerin sadece çiçekler üzerinde yaşayan türleri zararlı olarak kabul edilir. Türlerin büyük çoğunluğu polenler ve bitki öz sularıyla beslenir. Bugün yaşayan parlak kınkanatlıların sahip olduğu tüm özelliklere bundan milyonlarca yıl önce yaşamış olanları da sahiptiler. Fosil bulgularıyla da ispatlanmış olan bu gerçek, söz konusu böceklerin aşama aşama oluşmadıklarının yani evrim geçirmediklerinin göstergesidir.


 





Örümcek


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Evrim teorisi, her türlü bilimsel kriterden yoksun, hiçbir geçerli delile dayandırılamamış, tamamen spekülatif bir iddiadır. Daha da ötesi, bütün iddiasını, var olan her canlının, gerçekleşmesi ihtimal dışı sayısız tesadüflerin ardı ardına gelmeleri sonucunda oluştuğu gibi akıl ve bilim dışı bir temel üzerine kurmuştur. Bilimsel araştırma ve incelemeler de bu durumu teyit eder. Örneğin fosil kayıtları incelendiğinde, evrimcilerin iddia ettiği gibi bir sürecin hiç yaşanmadığı görülür. Canlıların art arda gelen değişikliklerle gelişmedikleri, sahip oldukları tüm özelliklerle bir anda ortaya çıktıkları anlaşılır. Bu da canlıların evrim geçirmedikleri, yaratıldıkları anlamına gelir.


 





Bitki Böceği


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Yeryüzünde tanımlanmış yaklaşık 1 milyon yaşayan böcek türü, 15 bin de fosil türü bilinmektedir. Her yıl yeni birkaç bin böcek türü daha keşfedilmektedir. Bu böcek türlerinin her biri farklı sistemlere, metabolizmalara, yaşam ortamlarına sahiptir. Evrimciler tüm bu türlerin, ufak değişimlerle kademeli olarak birbirlerinden meydana geldiğini iddia ederler. Ancak böceklerin ilk sözde ilkel atasının ne olduğunu da, türler arasındaki hayali akrabalık ilişkisini de gösteremezler. Bunu gösterebilecekleri fosilleri umutsuzca ararlar. Ancak elde edilen her fosil, tüm böcek türlerinin kendilerine has özelliklerle yoktan var olduklarını, yani yaratıldıklarını; on milyonlarca hatta yüz milyonlarca yıl boyunca da hiç değişmediklerini, yani evrim geçirmediklerini gözler önüne serer. Bu durumun ispatlarından biri de resimdeki 125 milyon yaşındaki bitki böceği fosilidir. Günümüzdeki bitki böceklerinin birebir aynısı olan bu fosil, evrimi yalanlamaktadır.


 





Yusufçuk


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Yusufçukların kanat yapısı ve uçma mekanizmasının üstünlüğü günümüz teknolojisiyle dahi tam olarak taklit edilememektedir. Yusufçuklar bundan 125 milyon yıl önce de, bugün sahip oldukları sistemlerin aynısını kullanarak, aynı mükemmelikte uçmakta ve manevralar yapmaktaydı. Bu gerçeğin ispatı olan resimdeki fosil, Darwinistleri yalanlarken, tüm canlıların Allah'ın eseri olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koymaktadır.


 





Cırcır Böceği


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Eğer cırcır böcekleri, evrimcilerin iddia ettiği gibi, başka böceklerden meydana gelmişlerse, bu durumda cırcır böceğine yeni yeni dönüşmeye başlamış, "yarı cırcır böceklerinin"nin birçok fosil örneğinin bulunması gerekirdi. Oysa şimdiye kadar bulunan tüm cırcır böceği fosilleri tam ve eksiksiz yapılarıyla, günümüzde yaşayan örneklerinin aynısıdır. Canlıların ortak bir atadan türediği tezi ise bir hayal olarak kalmıştır. Paleontoloji profesörü Steven Stanley bu durumu şöyle dile getirir:
"Bir zamanlar, diğer canlılara dönüştüğüne inanılan türlerin zaman içinde hayali atalarla örtüştüğü anlaşıldı. Gerçekte ise, fosil kayıtları canlıların birbirlerine dönüştüklerini gösteren inandırıcı tek bir örnek dahi gösterememişlerdir." (Stanley, S.M., The New Evolutionary Timetable: Fossils, Genes, and the Origin of Species, 1981, s. 95)


 





Mantis


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Mantodea alt takımında yer alan bu böceklerin bilinen 2.340 türü bulunmaktadır. Çoğu tropikal ve subtropikal bölgelerde yaşayan bu canlılar türlerine göre kamuflaj olarak yeşil ya da kurumuş bir yaprağa, parlak renkli bir çiçeğe ya da karıncaya, ince bir dala veya bir likene benzer görünüme bürünebilirler. Mantisler, böcekler arasında boyunlarını iki yana hareket ettirebilen tek böcek türüdür. En üstteki resimde amber içinde görülen 100 milyon yıllık mantis fosili, mantislerin tüm özellikleri ile birlikte yaratıldıklarını gösteren bir delildir.


 





Yaban Arısı


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Genel Paleontoloji kitabının yazarı A. Brouwer, Darwinizm'in fosiller karşısında uğradığı hezimeti şöyle özetler:
"Geçtiğimiz yüzyılın en olumsuz paleontolojik sonuçlarından biri ara formların neredeyse hiç görülmemesidir. Darwin'in döneminde, bu durumun paleontolojik kayıtların yetersizliği ve bilgi eksikliğinden kaynaklandığı düşünülebilirdi. Ama o günden bu yana sayısız fosil türü elde edilmiştir. Ara formların yokluğu için bugün artık başka bir bahane bulunmalıdır." (Brouwer, A., "General Paleontology," [1959], Transl. Kaye R.H., Oliver & Boyd: Edinburgh & London, 1967, s. 162-163)
Evrimcilerin yapması gereken Brouwer'in ifade ettiği gibi "bahane bulmak" değil, gerçekleri görmek olmalıdır. Resimdeki 125 milyon yıllık yaban arısı fosili gibi sayısız fosil, evrimin yaşanmadığını, canlıların yaratıldığını göstermektedir.


 





Dantel Kanatlı


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Dantel kanatlı, Neuroptera takımının Chrysopidae ailesine aittir. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaygın olarak görülen bu canlı, en az yüz milyon yıldır hiç değişmeden günümüze kadar gelmiştir. Evrimciler canlıların zaman içinde kademeli değişimlerle sözde farklı türlere dönüştüklerini iddia ederler. Fakat bu örnekten de görüldüğü gibi, canlılar yaratıldıkları ilk andan itibaren hiç bir değişim geçirmemişlerdir.


 





Evcikli Böcek


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Evcikli böcekler Trichoptera takımına dahil canlılardır ve larvaları sıklıkla balıkçılıkta yem olarak kullanılır. Bu canlı 100 milyon yıldır hiç bir değişikliğe uğramamıştır. Darwinistlerin gözardı etmeye çalıştıkları fosil kayıtlarındaki durağanlık, bu fosille bir kez daha kanıtlanmaktadır. 100 milyon yıllık bu evcikli böcek, hiç bir değişim geçirmemiştir. 100 milyon yıl önce bugünkü özelliklerine sahip olarak bir anda var olmuş yani yaratılmıştır.


 





Yaban Arısı (Scelionidae)


Dönem: Eosen
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Küçük veya büyük olsunlar canlıların tümü, oldukça üstün donanımlara ve son derece kapsamlı davranış şekillerine sahiptirler. Bu gerçek, canlıların tesadüfen meydana gelemeyeceğini, bunların, kendilerine ilham edileni yapan, özel olarak yaratılmış varlıklar olduklarını açıkça gösterir. Onların hücrelerinin her birinde ayrı ayrı işleyen sistemler var eden ve onlara kendilerine has ama aynı zamanda üstün bir akla dayanan davranış şekilleri ilham eden, herşeyi yoktan yaratmış olan Allah'tır. Bu özellikler 50 milyon yıl önce yaratılan yaban arılarının genlerinde kodlanmıştır, bu yüzden bu canlı da tıpkı diğer milyonlarca canlı gibi hiçbir değişikliğe uğramamış ve evrim geçirmemiştir.


 




Yaban Arısı (Mymaridae)


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
100 milyon yıllık bu yaban arısının o zamanki anatomik yapısı nasılsa, şu an yaşayan yaban arılarının da anatomik yapıları aynıdır. Allah bu canlıları kusursuz şekilde yaratmıştır ve hiç bir canlı evrim sürecinden geçmemiş ve hiç bir değişime uğramamıştır.


 




Boncuk Böceği (İsopod)


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Dokunulduğunda kıvrılarak top şeklini aldığı için boncuk böceği olarak adlandırılan bu canlılara dünyanın birçok yerinde sıklıkla rastlanır. Yan sayfadaki resimde görülen 25 milyon yıllık amber içinde fosilleşmiş boncuk böceği günümüzde yaşayan boncuk böcekleri ile tamamen aynı özellikleri taşımaktadır. Canlılar hiçbir değişim geçirmemişlerdir, onları herşeyi bilen Yüce Allah yaratmıştır.


 




Coleoptera Takımından Bir Böcek


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Coleopteralar yani kınkanatlılar, böceklerin en büyük takımını oluştururlar. Şimdiye kadar gözlemlenmiş tüm Coleoptera fosilleri, günümüzde yaşayan cinslerle tıpatıp aynıdır. Tarihte yaşamış hiç bir canlı türünün değişime uğramaması gibi, Coleopteralar da aynen yaratıldıkları şekilde bugün varlıklarını sürdürmektedirler.


 




Örümcek


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Polonya
Hayvanlar aleminin en kalabalık canlı gruplarından olan örümceklerin pek çok mucizevi özelliği vardır. Bunlardan bir tanesi de Allah'ın onlara ilham ettiği geometri bilgisi ve bu bilgiyle tasarlayıp kurdukları mimari harikası ağlarıdır. 25 milyon yıllık bu örümcek fosilinin, günümüzde yaşayanlarla aynı olması, bu canlının sahip olduğu tüm özelliklerle bir anda yaratıldığını ve hiç bir değişim göstermediğini kanıtlar.


 




Deve Sineği


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
150 türü olduğu tahmin edilen deve sinekleri, tüm canlı türlerinin aniden ortaya çıktıklarını ve hiç değişmeden günümüze geldiklerini kanıtlayan örneklerden biridir. 125 milyon yıllık bu deve sineği fosili, halihazırda yaşayan deve sinekleri ile tamamen aynı görünüme, aynı muhteşem özelliklere sahiptir.


 




Kamçılı Akrep


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Kamçılı akrepler zehirli değildirler. Sadece bir tehlike hissettiklerinde, karınlarının arka kısmındaki bezlerden asetik asit ve oktanoik asit karışımı bir maddeyi 80 cm'i aşan bir mesafeye kadar püskürtebilirler. Bu madde düşmanlarını caydıracak tarzda etkili bir silah vazifesi görür. 125 milyon yıl önce de aynen şu anda sahip oldukları özelliklere sahip olan kamçılı akrepler evrime darbe vuran delillerden biridir.


 




Su Böceği


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Gyrinidae familyaısna ait olan bu böceklerin büyük çoğunluğu, tatlı sularda yaşarlar. Rahatsız edilmedikleri sürece su üzerinde kalabalık gruplar halinde dolaşan bu böcekler saldırıya uğradıklarında hızla suya dalarak suyun altında yüzebilirler. Bu canlılar da diğer tüm canlı türleri gibi kendine özgü özellikleri ile beraber yaratılmıştır. Resimdeki 125 milyon yıllık su böceği fosilinin, günümüzde yaşayan örnekleriyle hiçbir farkı yoktur. Tüm canlıları yaratan Allah'tır.


 




Suda Koşan


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Evrimcilerin iddia ettiği değişimler tarih boyunca asla gerçekleşmemiştir ve canlıların tümü eksiksiz olarak bir anda yaratılmışlardır. Suda koşmak gibi bir yeteneğe sahip bu böcek de bundan 125 milyon yıl önce aynen şu anki sistemlerine sahip olarak var olmuştur.


 




Uzun Bacaklı Çayır Sineği


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Sık rastlanan bir sinek türü olan uzun bacaklı çayır sivrisineklerinin, günümüze kadar ulaşan bir çok fosil örneği vardır. Fosiller bize bu canlıların bundan 125 milyon yıl önce de tıpkı şu anki anatomik yapıya sahip olduklarını göstermektedir. Canlılar evrimleşmemiş, tümünü Yüce Allah yaratmıştır.


 




Dantel Kanat


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Zarif görünüşü ile hemen göze çarpan bu canlı, Neuroptera takımının Chrysopidae ailesine mensuptur. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaygın olarak bulunan bu canlılar, yarasaların ultrason seslerini duyabilme yeteneğine sahiptirler. Bir yarasanın kendilerini uçarken tespit edebileceğini anlamalarını sağlayan ultrason sesiyle karşılaştıklarında kanatlarını kapatıp yere düşerler ve yarasadan kurtulurlar. Bu olağanüstü özelliğe sahip canlılar, milyonlarca yıl önce aynen bugün sahip oldukları özellikleri ile yaratılmışlardır.


 




Çayır Çekirgesi


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
Tettigoniidae familyasına dahil olan çayır çekirgelerinin büyük çoğunluğu tropik bölgelerde yaşarlar. Sadece Kuzey Amerika'da yaşayan 225'ten fazla türü vardır. Çayır çekirgeleri milyonlarca yıldır değişmeden, aynı kalmışlardır. Resimde fosili görülen 125 milyon yaşındaki çayır çekirgesi de bu gerçeğin önemli delillerindendir.


 




Kara Böcekgillerden


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Fosil kayıtları diğer canlılar gibi yaprak böceklerinin de herhangi bir evrim sürecinden geçmediklerini ispatlamıştır. Resimde görülen fosilden de anlaşıldığı gibi 100 milyon yıllık bu kara böcek, gerek görünüm gerekse yapı olarak bugünkü yaprak böceklerinin tamamen aynısıdır. Tüm canlıları sahip oldukları bütün özelliklerle, eksiksiz ve kusursuz olarak Yüce Allah yaratmıştır, fosil bulguları da bu gerçeği desteklemektedir.


 




Örümcek Akarı


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Resimde 100 milyon yıllık fosili görülen örümcek akarları çıplak gözle zor görülecek kadar küçük canlılardır. Boyları toplu iğne başından ufaktır. Bu canlıların fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkmaları, hiçbir sözde evrimsel ataya sahip olmamaları, son derece kompleks organlara sahip olmaları ve en önemlisi de bu kadar fazla çeşitlilik göstermeleri, evrim teorisi için cevaplanması imkansız soruların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Evrimciler mikrobiyoloji ve entomolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan bu detaylar karşısında çaresizliklerini gizleyememektedirler. Tüm canlılar hiçbir değişim geçirmeden, bir anda fosil kayıtlarında belirmişlerdir. Bu ise canlıları Allah'ın yarattığının bir delilidir.


 




Yalancı Akrep


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Bu böcekler kıskaçlarının akreplere olan benzerliği nedeniyle yalancı akrep olarak adlandırılır. Küçük boyutlarına rağmen bazen çıplak gözle de görülebilirler.
Allah bu küçük canlıda pek çok detay ve özellik yaratmıştır. Yeryüzündeki hiçbir canlıda eksiklik, patalojik veya anormal yapı olmadığı gibi, bu 100 milyon yıllık yalancı akrepte de hiç bir eksiklik, anormal yapı veya patoloji görülmemektedir. Böceğin her organı muazzam orantılı ve simetriktir. Tesadüfler sonucunda böylesine bir simetri ve mükemmellik oluşamaz. Tüm canlılarda görülen muhteşem simetri ve oran Yüce Allah'ın yaratmasıdır.


 




Cephalotes Karıncası


Dönem: Miosen
Yaş: 20 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Doğa tarihini incelediğimizde karşımıza, "farklı anatomik yapılara evrimleşen" değil, yüz milyonlarca yıl boyunca hiç değişmeden kalan canlılar çıkmaktadır. Fosil kayıtlarındaki bu "değişmezlik", bilim adamları tarafından "stasis" (durağanlık) olarak tanımlanmıştır. Yaşayan fosiller ve günümüzde varlığını korumayan ama dünya tarihinin birbirinden farklı dönemlerinde fosil bırakmış olan canlılar, fosil kayıtlarındaki durağanlığın somut delilleridirler. Ve fosil kayıtlarındaki söz konusu durağanlık, aşamalı bir evrim sürecinin yaşanmadığını bize gösterir.
Nitekim fosilde görülen ve adeta zırhlı bir donanıma sahip bu karınca da, 20 milyon yıl önce yaşayan örnekleriyle tıpatıp aynıdır. Fiziksel yapısında hiçbir değişiklik olmamış canlı evrim geçirmemiştir.


 




Anobium (Tahta Böceği)


Dönem: Eosen
Yaş: 50 milyon yıl
Bölge: Polonya
Anobiidae familyasından, zararlı bir kınkanatlı böcek türü olan Anobiumlar, beslenmeden bir yıl yaşayabilirler. Bu dayanıklı böcekler, dünyanın pek çok bölgesinde bulunurlar. Resimdeki Anobium, 50 milyon yıl önce Polonya'da bir amberin içinde hapsolmuş ve günümüze kadar fosilleşerek gelmiştir. Bu örnekte de görülmektedir ki, canlılar hiç bir zaman değişmemiş, evrimleşmemişlerdir. Fosiller canlıların Allah'ın yaratmasındaki üstün akıl, sanat ve kudreti bize göstermekte ve evrim taraftarlarının nasıl büyük bir çıkmaza düştüklerini kanıtlamaktadır.


 




Suikastçı Böcek


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Elde edilen 350 milyonu aşkın fosil, canlıların aşamalarla birbirlerinden türemediklerini, hiçbir şekilde evrimleşmediklerini gözler önüne sermiştir. Yukarıda gördüğünüz 100 milyon yıllık suikastçı böcek fosili hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir. Darwinistlerin hiç değişmemiş milyonlarca fosili görmelerine rağmen hala evrimin yaşandığını iddia etmeleri, bir dogmaya büyülenmiş şekilde inandıklarını göstermektedir. Evrimcilerin çabaları hiçbir fayda vermemiş, 21. yüzyıl fosil bilimi ile evrim teorisi tam anlamıyla çökmüştür.


 




Kara Sinek (Scatopsidae)


Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
25 milyon yıllık kara sineğin muhteşem petek göz yapısının amberin içinde hiç bozulmadan kalmış olması tam anlamıyla bir mucizedir. Gözlerinde binlerce mercek bulunup, gördüklerini anlamlandıracak bir beyin sistemine sahip olması sinekteki mükemmel yaratılışı gösterir. Muhteşem düzgünlükteki mühendislik harikası gözlere sahip bu canlılar yaklaşık 390 milyon yıldır yaşamaktadırlar. Kompleks bileşik göz yapısı, 530 milyon yıl önce Kambriyen döneminde yaşamış olan trilobitlerde de görülmektedir. Son derece kompleks bir organ olan göz, evrimcilerin üzerinde konuşmaktan en çok kaçındıkları, teorilerini yerle bir eden konulardan da biridir.
Bütün bu merceklerin görüntüyü birleştirip tek bir görüntüye dönüştürmesi Allah'ın yaratma sanatının üstünlüğünü gösterir. Milyonlarca yıl önce yaşayan kara sineğin böyle kompleks bir organa sahip olması evrim geçirmediğini, Allah'ın onu muhteşem bir sanatla yarattığını gösterir.


 




Mantar Sivrisineği


Dönem: Kretase
Yaş: 100 milyon yıl
Bölge: Myanmar
Fosil bulgularının en önemli özelliklerinden biri, canlıların fosil kayıtlarında gözlemlendikleri jeolojik dönemler boyunca değişime uğramamalarıdır. Yani, bir canlı türü fosil kayıtlarında ilk olarak nasıl belirdiyse, bu tür yok olana kadar veya günümüze gelene kadar on milyonlarca, hatta yüz milyonlarca yıl boyunca hiçbir değişim göstermemekte, aynı yapıyı korumaktadır. Bunun anlamı açıktır: Evrim yoktur.
Milyonlarca yıl boyunca değişmeden varlığını devam ettiren canlılardan biri de mantar sivrisinekleridir. Resimde, 100 milyon yaşındaki mantar sivrisineği görülmektedir.


 




Mayıs Sineği


Dönem: Eosen
Yaş: 45 milyon yıl
Bölge: Rusya
Bugüne kadar elde edilen tüm fosil örneklerinde, resimdeki 45 milyon yıllık fosilde de olduğu gibi, mayıs sinekleri şu anda sahip oldukları tüm özelliklerle birlikte görülmektedir. Bu da, evrim iddialarını tamamıyla anlamsız kılan bir durumdur. Somut bilimsel bulguların ortaya koyduğu gerçek, evrimin hiçbir zaman yaşanmadığı, tüm canlıları yarattığı her canlıyı bilen Allah'ın yarattığıdır.


 




Ateş Böceği


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Ateş böcekleri kendi bedenlerinde soğuk ışık üretebilen mucize canlılardır. Işık insan hayatı için vazgeçilmez bir gerekliliktir. İnsanlar çağlar boyu ışık elde etmek için pek çok farklı yöntem denemişler, çeşitli araç gereçler kullanmışlardır. Ateş böceği ise kendi bedeninde dışarıdan hiçbir kimyasal madde kullanmadan, hiçbir bilgi ve tecrübeye sahip olmadan maksimum randımanla bu soğuk ışığı üretebilmektedir.
Bilim adamları yıllardır sürdürdükleri araştırmalar ve çalışmalarla ateş böceklerinin ürettikleri kadar verimli bir ışık üretmeye çalışmaktadırlar. Işıktan maksimum verim elde eden ve neredeyse hiç enerji kaybetmeyen ateş böcekleri, bu özellikleri nedeniyle yıllardır araştırma konusu olmuştur.
Allah canlılarda böyle mükemmel özellikler yaratmış ve insanlar için de onları örnekler kılmıştır. Yüce Allah'ın detaylar yaratmasının hikmetlerinden biri de, insanları düşündürmektir.


 




Mantar Sivrisineği


Dönem: Oligosen
Yaş: 25 milyon yıl
Bölge: Dominik Cumhuriyeti
Bu 25 milyonluk mantar sivrisineği fosilindeki detayların tüm özelliklerinin korunmuş olması insanı hayrete düşürecek boyuttadır.
Bu fosilde görebileceğiniz gibi sinek mükemmel bir petek göz sistemine sahiptir. Petek gözleri olan canlılar "ommatid" adı verilen küçük gözleri sayesinde 360 derecelik bir açıyla dünyayı görürler. Çünkü her ommatid farklı bir yöne bakar. Örneğin karasinekte 4.000 küçük göz bulunur; ateş böceklerinin dişilerinde 300; mayıs böceklerinde 5.100; bazı böceklerde bu sayı 10.000-28.000 hatta 56.000 göze kadar yükselmektedir. Her ommatide 8 duyu hücresi bağlıdır ve petek göz saniyede yaklaşık 100 görüntü alabilmektedir.


 




Akrep


Dönem: Kretase
Yaş: 125 milyon yıl
Bölge: Brezilya
1.300 türü bulunan bu canlı, 400 milyon yıldır dünya üzerinde aynı anatomik özelliklere saip olarak vardır. 2 gün su altında yaşamlarını sürdürübilen bu canlılar, gece avlanırlar. Resimdeki fosilde görülen 125 milyon yıllık akrep, günümüzde yaşayan akreplerle aynı özelliklere sahiptir. Akrepler hiç bir zaman evrim geçirmemiştir, onları da Allah yaratmıştır.


 




Kalkık Kuyruk Böceği




Dönem
:
Oligosen

Yaş:
25 milyon yıl

Bölge
:
Dominik Cumhuriyeti


Eğer bir canlı, milyonlarca yıl önceki tüm özellikleri ile günümüzde kusursuz şekilde varlığını sürdürüyorsa ve hiçbir değişim geçirmediyse, bu durum aşamalı evrim modelini tamamen ortadan kaldıracak kadar güçlü bir kanıttır. Öyle ki, yeryüzünde bunu kanıtlayacak tek bir örnek değil, milyonlarca örnek bulunmaktadır. Canlılar, milyonlarca yıl hatta kimi zaman yüz milyonlarca yıl önce var oldukları hallerinden hiçbir farklılık göstermemektedirler. Bu durum, Niles Eldredge'in açıkça ifade ettiği gibi, paleontologların, hala savunulmakta olan evrim fikrinden artık "kaçınmalarına" sebep olmaktadır:
"Paleontologların evrimden bu kadar uzun süre kaçınmış olmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Evrim asla gerçekleşmemiş gibi görünmektedir..." (http://members.iinet.net.au/~sejones/fsslrc02.html)
Fosil kayıtlarındaki durağanlık, gerçekten de evrim savunucuları için en büyük problemi teşkil eder. Çünkü evrimciler, hayali evrim süreci için gereken kanıtları fosil kayıtlarında ararlar. Ancak fosil kayıtları, beklenen ara geçiş formları örneklerini vermemekte, dahası, yüz milyonlarca yıl içinde değişim geçirdiği iddia edilen bir canlının aslında hiçbir evrim geçirmediğini gözler önüne sermektedir.


 




Hortumlu Böcek


Dönem: Eosen
Yaş: 54 - 37 milyon yıl
Bölge: ABD
Günümüzde tarım zararlılarından biri olarak tanınan hortumlu böcekler, evrimi yalanlayan delillerden biridir. Bu canlılar dünya üzerinde var oldukları günden beri hiçbir değişim geçirmemişlerdir. Diğer tüm canlıları olduğu gibi, hortumlu böcekleri de Allah, tüm özellikleri ile birlikte bir anda yaratmıştır. Allah üstün güç sahibidir.



 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü