Harun Yahya


Giriş




Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) "Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru."
(Al-i İmran Suresi, 191)


Tüm alemlerin Hakim'i olan Allah, iman eden kullarına, yarattıkları üzerinde düşünmelerini öğütler. Bunun en önemli nedenlerinden biri, yerde, gökte, Allah'ın yarattıklarının tümünde, Allah'ın varlığına ve üstün yaratışına dair deliller bulunması ve tüm bunları görmenin, iman eden bir insanı Allah'a daha fazla yaklaştırmasıdır. Yüce Allah'a iman eden bir insan, gördüğü bir çiçek tomurcuğunda, mikroskop altında incelediği tek bir hücrede, dallarını göğe uzatmış muhteşem görünümlü bir ağaçta, kabuğunun içinde paketlenmiş meyvelerde, birbirinden güzel hayvanlarda ve tek bir tohum tanesinde Rabbimiz'in gücünü ve büyüklüğünü görecektir. İşte bu nedenle, Allah'ın varlığına inanan bir insanın, karşılaştığı güzellikler hakkında düşündükçe inancı pekişecek, imanı güçlenecektir. Çünkü tüm varlıkları, alemlerin Rabbi olan Allah yaratmıştır ve yeryüzünün her yerinde O'nun kudreti hakimdir.








 




Birçok insanın, gördüğü varlıklar, incelediği detaylar, öğrendiği bilgiler üzerinde düşünmemesinin, daha doğrusu düşünmekten kaçınmasının ise genellikle nedeni şudur: Allah'ın varlığını görmek istememek! Bu kişilerden kimi genetikçidir, bilim adamıdır; kimi DNA'yı keşfetmiş bu nedenle Nobel ödülüne layık görülmüştür; kimi gezegenlerin yörüngelerini keşfetmiş, bunun üzerine sayısız hesaplama ve çalışma yapmıştır. Kimi ise atomun derinliklerine inmiş, gözle görülmeyen atomaltı parçacıklarını tespit etmiştir; kimi botanikçidir, tek bir polenin kilometrelerce yol katederek aynı bitki türünü döllediğini çok iyi bilir; kimileri de insanın sahip olduğu tek bir beyin hücresinin büyük bir mucize olduğunun farkındadır; kendi bedenindeki, hayvanlardaki, bitkilerdeki, çevresinde bulunan tüm varlıklardaki mükemmellik onun sürekli olarak karşısındadır.

Bu insanların bazılarının önemli bir ortak özelliği vardır: Gördükleri, çok iyi tanıdıkları ve inceledikleri şeyler üzerine düşünmezler. Çünkü bu kişiler; kompleks sistemler, birbirinden hayranlık uyandırıcı yapılar üzerinde düşündükleri takdirde Allah'ın varlığını ve yüceliğini de görmüş olacaklardır. Bunu yaparak, Allah'ın üstün sanatını ve yarattıklarındaki muhteşem eserleri takdir etmiş olacaklardır. Hayatlarını son derece basit ve sıradan amaçlar için yaşarken, Allah için yaşamanın gerekliliğini fark etmiş olacaklardır. Her yerde yalnızca Allah'ın mutlak varlığı ve hakimiyeti olduğunu görecek ve -isteseler de istemeseler de- Allah'ın yarattığı kadere tabi olarak yaşamakta olduklarını kabullenmiş olacaklardır. İşte bu nedenle, kendi varlığını üstün görerek büyüklenen, canlıların yaratılmadıklarını savunarak Allah için yaşamaktan kaçan, ahirete inanmak ve onun için çabalamak yerine dünya hayatı ile tatmin olmayı isteyen insanlar, düşünmemeyi tercih ederler. Onlar için, düşündükçe karşılaşacakları gerçeklerden uzaklaşabilmenin tek yolu, düşünmemektir! Dünya tarihinin en büyük kitle aldatmacasının sahibi olan Darwinistler, bunun en başta gelen örneğidir.

Bu kitabın konusu, Yaratılış gerçeğine karşı savaş açmış bulunan, evrenin her noktasında tüm ihtişamı ile sergilenen kompleksliğe ve güzelliğe "tesadüf" yakıştırması yapan ve sırf Allah'ın varlığını reddedebilmek için bilinçsizliğin, şuursuzluğun, rastgeleliğin; şuur, akıl, nizam, düzen, anlayış ve güzellik meydana getirdiğini savunmaktan çekinmeyen Darwinistlerin "düşünmediklerini" gözler önüne sermektir. Onların düşünmeyerek üstünden geçtikleri, evrim teorisi tarafından açıklanmış gibi gösterdikleri ama asla detayına girmedikleri konuları ortaya koyup, gerçekte teorinin tüm konularda delilsiz, çaresiz ve aciz kaldığını gösterebilmektir. Darwinizm aldatmacası, Darwinistlerin, insanları da kendileri gibi düşünmemeye yöneltmeleri ve dünyadaki yaşamın çok basit bir açıklaması varmış telkinini yoğun olarak yapmalarından kaynaklanmaktadır. Ama artık birçok insan, Allah'ın varlığının delillerini gösteren kitaplar, konferanslar, video filmler vesilesiyle Darwinizm aldatmacasının farkına varmış bulunmaktadır. Bu kişiler içbir şeyin, "tesadüf" şeklinde basit bir açıklamasının olamayacağının bilincindedirler. Tüm evrendeki olağanüstü gerçekler üzerinde düşünmeye, bunların varlık, mükemmellik ve komplekslik sebeplerini araştırmaya başlamışlardır. Yaşadıkları hayatın, Darwinistlerin telkin ettikleri şekilde "basit" olmadığını fark etmişlerdir. Düşünmeyenler, artık yalnızca Darwinistlerdir.

Allah'ın varlığının sayısız delillerinden sadece birkaç tanesini ön plana çıkarmak ve bunlardan herhangi birinin bile Darwinistler tarafından açıklanamadığını gösterip sergilemek, Darwinizm'in artık etkisini kaybettiği şu dönemde oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Darwinistlerin neleri düşünmediklerini incelerken, geçtiğimiz yüzyıl boyunca tüm dünyayı aldatmayı başarmış Darwinist bilim adamlarının ve tüm diğer evrim teorisyenlerinin gözlerini, kulaklarını, akıllarını nelere kapattıklarını görmüş olacaksınız. Bu gerçek onların, bilimsel delillerle değil, yalnızca uydurma bilgilerle ve aldatmaca ile hareket ettiklerini, insanlarla bir buçuk yüzyıldır alay ettiklerini, feodal, bağnaz bir inançla hareket ettiklerini kesin olarak kanıtlamaktadır.









İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin.
O, herşeyin üstünde bir vekildir.
(Enam Suresi, 102)





Düşünen bir insanın karşılaşacağı gerçek şudur: Her şeyin sahibi olan Allah, gökte ve yerde olanların tümünü, tek bir emir ile, bir kerede yaratmıştır. Darwinistler ise, yaratılmış tek bir taneye, tek bir hücreye, tek bir kuş tüyüne açıklama getirebilmiş değillerdir; gözlerini gerçeklere kapatıp düşünmedikleri sürece de, Allah'ın dilemesi dışında, açıklama getirebilmeleri imkansızdır. Allah'ın muhteşem eserleri, Yaratılış gerçeğini her geçen gün çok daha güçlü şekilde kanıtlamaya devam edecektir. Üstün ve Güç sahibi olan Allah, tüm varlıkların Sahibi ve kusursuzca Yaratanıdır.

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Şüphesiz Allah, Gani (hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan)dır, Hamid (hamd da yalnızca O'na ait)tir. Eğer yeryüzündeki ağaçların tümü kalem ve deniz de -onun ardından yedi deniz daha eklenerek- (mürekkep) olsa, yine de Allah'ın kelimeleri (yazmakla) tükenmez. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.(Lokman Suresi, 26-27)

Bediüzzaman Said Nursi de Allah'ın muhteşem yaratmasıyla ilgili olarak bir sözünde şöyle demektedir:

Şu mucize-i kudrete hangi sebep gösterilebilir? Hadsiz derecedeki acip (şaşılan, hayret uyandıran, benzeri görülmeyen) şu sanatları neye isnad edebilirsin? (Sözler, 33. Söz)

 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü