Harun Yahya

Kuran'da ve Diğer İslami Kaynaklarda
Hz. Mehdi (as)'a İşaretler



Peygamberimiz (sav) bundan yaklaşık 1400 sene önce, çeşitli alametlerle günümüze işaret ederek, insanların Kuran ahlakından uzaklaşacakları bir dönem olacağını; dünya çapında büyük bir bozulma, fitne, kargaşa ve dejenerasyon yaşanacağını haber vermiştir. Bunun ardından ise Allah'ın "Mehdi" sıfatıyla mübarek bir kulunu vesile ederek, tüm dünyada İslam ahlakını hakim kılacağını; yaşanan manevi yozlaşmanın yerini güzel ahlaka, huzur, barış, mutluluk ve refaha bırakacağını bildirmiştir. Peygamberimiz (sav) bu dönemde, daha önce Allah Katına alınmış olan Hz. İsa (as)'ın da ikinci kez yeryüzüne geleceğini ve Hz. Mehdi (as) ile birlikte, deccale ve onun fikir sistemine karşı mücadele vereceğini anlatmıştır. Allah'ın izniyle deccaliyet, bu kutlu dönemde Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) vesilesiyle manen son bulacak ve fikren etkisiz hale getirilecektir.




fiyord




Bu kitapta yer verdiğimiz, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın geleceği dönemin alametlerinin çok büyük çoğunluğu gerçekleşmiştir. Allah'ın izniyle, içerisinde bulunduğumuz bu dönem, deccaliyetin mağlup olduğu, inananların ve din ahlakının dünya çapında hakim olacağı esenlik dolu bir dönem olacaktır. İmanın ışığı ile, Yüce Rabbimiz gerçek din ahlakını hakim kılacağını şöyle bildirmektedir:

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. Müşrikler istemese de, O, dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)

Allah'ın bu vaadi Allah'ın belirlediği kader içinde mutlaka gerçekleşecektir. Hz. Mehdi (as), Sevgili Peygamberimiz (sav)'in vaat ettiği tüm hizmetlerini yerine getirecek ve Allah'ın izniyle Kuran ahlakını tüm dünyaya hakim kılacaktır. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla her Müslümanın ulaşmak isteyeceği bu dönem, iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükafattır.

Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının bir müjde olduğunu, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) "Hz. Mehdi (as) ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytim'den bir kişidir." (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Ahir Zaman, sf. 13) sözü ile bildirmiştir. Peygamberimiz (sav) Allah'ın bir lütuf olarak göndereceği bu kıymetli şahsa uyulmasını ise, bir ifadesinde şöyle belirtmiştir:

... O (Hz. Mehdi (as)) arza sahib olur ve kendisinden önce baskı ve zulümle dolu olan arzı adaletle doldurur. Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa gelsin, ona katılsın. Zira o Mehdi (as)'dır.
(Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Celalettin Suyuti, sf. 14)




çocuklar, dua




Kuran'da Hz. Mehdi (as)'ın Gelişine ve İslam Ahlakının Hakimiyetine İşaretler



Kuran'da Hz. Mehdi (as)'ın Gelişine İşaretler



Hz. Mehdi (as), Peygamberimiz (sav)'in çok sayıdaki hadisinde, ismiyle, vasıflarıyla, yardımcılarıyla, devrinin özellikleriyle ve yapacağı icraatlarla ayrıntılı olarak tarif edilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in Hz. Mehdi (as) hakkındaki tarifleri o kadar detaylı ve açıktır ki, Hz. Mehdi (as) ortaya çıktığında, kendisini görenler bu açıklamalardan hemen kendisini tanıyacaklardır.

Bir ayette, Kitap Ehli'nin Peygamber Efendimiz (sav)'i "çocuklarını tanır gibi tanıyacakları" bildirilmektedir:

Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (Peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler. (Bakara Suresi, 146)

Bu ayet işari manada, Hz. Mehdi (as)'ın tanınmasına da işaret etmektedir. Hz. Mehdi (as)'da ortaya çıktığında insanlar, Peygamberimiz (sav)'in tarifleri ışığında, onu çocuklarını tanır gibi tanıyacaklardır. (Doğrusunu Allah bilir.)

Kuran'da Hz. Mehdi (as)'ın gelişine işaret eden ayetlerden birinde, "Hz. Muhammed (sav)'den sonra gelecek bir elçi"den bahsedilmektedir.

Allah bu ayet ile, kendilerinden sonra gelecek olan bir elçiye iman etmeleri ve ona yardımda bulunmaları konusunda Peygamberlerden kesin bir söz aldığını bildirmiştir:

Hani Allah Peygamberlerden 'kesin bir söz (misak)' almıştı: "Andolsun size kitap ve hikmetten verip sonra size beraberinizdekini doğrulayan bir elçi geldiğinde, ona kesin olarak iman edecek ve ona yardımda bulunacaksınız." Demişti ki: "Bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?" Onlar: "İkrar ettik" demişlerdi de "Öyleyse şahid olun, Ben de sizinle birlikte şahid olanlardanım," demişti. (Al-i İmran Suresi, 81)

Bu ayette bahsi geçen, kendilerinden söz alındığı bildirilen Peygamberlerin isimleri ise, bir başka ayette şöyle açıklanmıştır:

Hani Biz Peygamberlerden kesin sözlerini almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan. Biz onlardan sapasağlam bir söz almıştık. (Ahzab Suresi, 7)

Ayette "Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsa'dan" ve "senden" ifadesiyle de "Hz. Muhammed (sav)'den" söz alındığı bildirilmektedir.

Ayetin bu açıklaması, "geleceği bildirilen bu elçinin Hz. Muhammed (sav) olmadığını ve bu kişinin Peygamberimiz (sav)'den sonra gelecek bir elçi olduğunu" göstermektedir (Doğrusunu Allah bilir). Allah'ın Hz. Muhammed (sav)'den sonra geleceğini haber verdiği bu elçi, Peygamberimiz (sav)'in de hadislerinde gelişini müjdelediği "Hz. Mehdi (as)" olabilir (Doğrusunu Allah bilir).

Yukarıda açıklanan Ahzab Suresi'nin 7. ayetinde, Hz. İsa (as)'dan da, geleceği müjdelenen elçiye yardım edeceği konusunda söz alındığının bildirilmiş olması, bu elçinin Hz. Mehdi (as) olabileceği konusundaki kanaati güçlendirmektedir. Çünkü bilindiği gibi Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, ahir zamanda yeryüzüne tekrar gelecek olan Hz. İsa (as)'ın , Hz. Mehdi (as)'a tabi olacağı ve ona destek olacağı bildirilmektedir.

Hani Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi "Ahmed" olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim" demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: "Bu, açıkça bir büyüdür" dediler. (Saff Suresi, 6)

Hz. İsa (as), kendisinden sonra gelecek olan bu elçinin adının "Ahmed" olacağını müjdelemiştir. Kuran'ın geneline bakıldığında, ayetlerde Peygamberimiz (sav)'den bahsedilen ayetlerde "Muhammed" isminin ya da sadece "Peygamber" ifadesinin kullanıldığı görülmektedir. Kuran'ın hiçbir yerinde Peygamberimiz (sav) için "Ahmed" ismi kullanılmamıştır. Bu isim Kuran'da yalnızca tek bir yerde ve gelecek bir elçinin müjdelendiği bir ayette geçmektedir. Bu durum, ayette geçen "Ahmed" isminin, Peygamberimiz (sav)'in yanı sıra, ahir zamanda gelecek olan Hz. Mehdi (as)'a da işaret ettiği kanaatini desteklemektedir (Doğrusunu Allah bilir). Ayrıca önceki ayette olduğu gibi, bu elçinin ismine dair müjdeyi yine Hz. İsa (as)'ın veriyor olması, bu yöndeki işari manayı kuvvetlendiren bir başka delili oluşturmaktadır.

Peygamberimiz (sav) de hadislerinde, Hz. Mehdi (as)'ın ismi hakkında şu bilgileri vermiştir:

... Size... ismi AHMED, babasının ismi Abdullah olan Hz. Mehdi (as)'ı reis kılmıştır. Ona katılınız.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 31)

... Ona katılın, o Hz. Mehdi (as)'dır. İsmi de AHMED B. Abdullah'dır...
(Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul El-Hüseyin El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, 8. baskı, sf. 165)

Ebu Davud ile Tırmızi'nin İbni Mesut (ra)'dan nakil ettiklerine göre, Allah'ın Resulü (sav) şöyle buyurmuştur: "Onun ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık (uygun) olacaktır..."
(Kıyamet Alametleri, genişletilmiş 9. baskı, sf. 159-160)

Hz. Mehdi (as)'ın Gelişine ve İslam Ahlakının Dünya Hakimiyetine İşaret Eden Bazı Ayetler



Ve seveceğiniz bir başka (nimet) daha var: Allah'tan 'yardım ve zafer (nusret)' ve yakın bir fetih. Mü'minleri müjdele. (Saff Suresi, 13)

Andolsun, Biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "Şüphesiz Arz'a salih kullarım varisçi olacaktır" diye yazdık. (Enbiya Suresi, 105)

Allah içinizden iman edenlere ve salih amelde bulunanlara vaadetmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir... (Nur Suresi, 55)

Andolsun, gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir: Gerçekten onlar, muhakkak nusret (yardım ve zafer) bulacaklardır. Ve hiç şüphesiz; Bizim ordularımız, üstün gelecek olanlar onlardır. (Saffat Suresi, 171-173)

Allah, yazmıştır: "Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır. (Mücadele Suresi, 21)

Allah'ı, sakın elçilerine verdiği sözden dönen sanma. Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir. (İbrahim Suresi, 47)

Elçilerini hidayet ve hak din üzere gönderen O'dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam'ı) bütün dinlere karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 9)

Ki O, elçilerini hidayetle ve hak din ile, diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Şahid olarak Allah yeter. (Fetih Suresi, 28)

Müşrikler istemese de O dini (İslam'ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 33)

Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır). Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15)

Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)

Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik. Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin. Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin. (Fetih Suresi, 1-3)

... Fakat Allah, sizin bilmediğinizi bildi, böylece bundan önce size yakın bir fetih (nasib) kıldı. (Fetih Suresi, 27)

... Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir. (Rad Suresi, 42)

Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah'ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra zafer kazananlar başka. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir. (Şuara Suresi, 227)

Sonra Biz, elçilerimizi ve iman edenleri böyle kurtarırız; mü'minleri kurtarmamız Bizim üzerimize bir haktır. (Yunus Suresi, 103)

"De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)

Kendisine bereketler kıldığımız yerin doğusuna da, batısına da o hor kılınıp-zayıf bırakılanları (müstaz'afları) mirasçılar kıldık... (Araf Suresi, 137)

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. (Tevbe Suresi, 32)

... Onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık. (Yunus Suresi, 14)

Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş görmese bile. (Saff Suresi, 8)

Ve sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve daha ayak basmadığınız bir yere mirasçı kıldı. Allah, her şeye güç yetirendir. (Ahzab Suresi, 27)

De ki: "Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz." (Taha Suresi, 135)

Allah, takva sahiplerini (inanarak ve inançlarını uygulayarak) zafere ulaşmaları dolayısıyla kurtarır. Onlara kötülük dokunmaz ve onlar hüzne kapılmayacaklardır. (Zümer Suresi, 61)

"Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah'a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size." (Enbiya Suresi, 18)

Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı (hak olarak) Kendi kelimeleriyle gerçekleştirecektir. (Yunus Suresi, 82)

Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41)

Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz. (Al-i İmran Suresi, 139)

Hz. Muhammed (sav)'in Hadislerinde Hz. Mehdi (as)'ın Çıkışı ve Hakimiyet Dönemi






pembe çiçekler




Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde kıyamete yakın bir zamanda yaşanacak ahir zaman hakkında çok detaylı bilgiler ve işaretler yer almaktadır. Bu bilgilere göre, ahir zaman iki dönemden oluşmaktadır. Bu kutlu zamanın ilk dönemi bozulmaların, dejenerasyonun, felaketlerin, çatışmaların, savaşların, yoklukların yaşanacağı bir dönemdir. Ahir zamanın ikinci dönemi ise, Hz. İsa (as)'ın tekrar yeryüzüne gelişi ve Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışıyla birlikte, yeryüzüne barışın, huzurun, özgürlüğün hakim olduğu, bolluğun ve bereketin yaşandığı, insanların her açıdan memnun oldukları güzelliklerle dolu bir dönemdir.

Hadis-i şeriflerde ahir zamanın ne zaman ve ne şekilde başlayacağını ortaya koyan yüzlerce alamet haber verilmektedir. İçinde bulunduğumuz dönemde, Peygamberimiz (sav)'in 14 yüzyıl önce haber verdiği alametlerin birbiri ardına gerçekleşmesi, ahir zamanın ilk döneminin yaşanmaya başlandığını açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu alametlerin ardı sıra gerçekleşmesi ile İslam alemi ümit ve sevinç dolu bir bekleyiş içine girmiştir: Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişi ve Hz. Mehdi (as) ile birlikte deccal'in fitnesini ortadan kaldırıp İslam ahlakını tüm dünya üzerinde hakim kılmaları.

Peygamber Efendimiz (sav)'in tevatür (kuvvetli haber) derecesindeki hadisleri doğrultusunda, Hz. Mehdi (as)'ın gelişi, bu mübarek şahsın özellikleri, fiziksel görünümü, ahlakı ve ilminin üstünlüğü, fikri mücadelesi ve tüm dünyada vesile olacağı güven ve huzur dolu dönem çeşitli kitaplarımızda detaylı olarak anlatılmıştır. (Detaylı bilgi için bkz. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) Bu Yüzyılda Gelecek, Hz. Mehdi (as)'ın Çıkış Alametleri ve Özellikleri, Hz. Mehdi (as) ve Altınçağ, Peygamberimiz (sav)'in Dilinden Hz. Mehdi (as), Altınçağ, Harun Yahya) Bu nedenle bu kitapta, Hz. Mehdi (as)'ın zuhur ettiğini gözler önüne seren ve yüzlerce hadis-i şerifte yer alan alametlerden sadece belli başlılarına yer verdik. Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde yer alan ve İslam alimlerince aktarılan ahir zaman alametlerinden bir kısmı şöyledir:

1. Hz. Mehdi (as)'ın Çıkış Alametlerinin Arka Arkaya Meydana Gelmesi:



... Bu iş (Hz. Mehdi (as)'ın zuhur alametleri) tesbih taneleri gibi arka arkaya meydana gelir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)

Kıyamet alametleri birbirini takiben meydana gelir. Bir dizideki boncukların ardı ardına kopması gibi. (Ramuz-El Ehadis, 277/6; Camiü's-Sagir, 3/167)

Hadislerde bildirilen ahir zaman alametleri hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık ve nettir. Ancak en önemlisi bu haberlerin tamamının günümüzde birbiri ardı sıra gerçekleşmiş ve halen de gerçekleşiyor olmasıdır. Elbette bu işaretlerin bir kısmı 1400 yıllık İslam tarihinin herhangi bir döneminde, dünyanın belirli bir bölgesinde, belirli bir oranda görülmüş olabilir. Böyle bir durum o dönemin ahir zaman olduğunu göstermez. Zira bir devrin Allah'ın müjdelediği ahir zaman olarak nitelendirilmesi için, ilerleyen sayfalarda detaylı olarak anlatacağımız alametlerin tümünün aynı çağda, birbirlerini izleyerek gerçekleşmesi gerekmektedir.

2. İran-Irak Savaşı'nın Olması:



Şevval ayında ayaklanma, Zilkade'de harp konuşmaları, Zilhicce'de ise harp vaki olacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 166)

Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak Savaşı'nın gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir:

"Şevval ayında ayaklanma..."

İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma bilindiği gibi hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur.

"Zilkade'de harp konuşmaları ve Zilhicce'de ise harp vaki olacak..."

Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştı.

Bir başka hadiste de bu savaşın ayrıntıları şöyle tarif edilir:

"Faris (İran) yönünden gelecek olan* bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: "Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır... Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin ve karşılıklı sözler tutulsun..." Onlar Mutık'a** çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı Yazı'ya*** inecekler... Müşrikler öbür yandaki (Rakabe****) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarına duracaklar... Aralarında savaş olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak... (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 179)

* Faris yönünden gelecek olan: İran tarafından gelecek olan
** Mutık: Yöredeki bir dağın adı.
*** Yazı'ya inecekler: Ovalık- Irak Ovası
**** Rakabe: Petrol kuyularının çok olduğu bölge.

"Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır..."

Hadisin bu bölümünde iki taraf arasında, aşırı milliyetçilikten kaynaklanan bir anlaşmazlığın olacağına dikkat çekiliyor. Bu anlaşmazlık sebebiyle, "Yazı"ya inilecek ve savaş başlayacak. (Yazı: Irak Ovası)




Son havadis gazetesi



-1- Son Havadis, 24 Eylül 1980
-2- Yeni Asya, 21 Eylül 1980
-3- Türkiye, 3 Ağustos 1988





"Allah, her iki ordudan zaferi kaldıracak..."

Bu hadisin de işaret ettiği gibi, İran-Irak Savaşı 8 yıl sürmüş ve binlerce kayıp verilmesine rağmen bir netice alınamamıştır. İki taraf da kesin bir üstünlük sağlayamamıştır.

3. Fırat ile Dicle Arasındaki Büyük Savaş



Fırat ile Dicle arasında Zevra (Bağdat) denen bir şehir olacak. Orada büyük bir savaş olacak. Kadınlar esir edilecek, erkekler ise koyun kesilir gibi boğazlanacak. (Kenzul Ummal, Kitab-ul Kıyame Kısm-ul Efal, c. 5, sf. 38, El Muttaki)

Hadiste geçen "Fırat ve Dicle arasında yaşanacak bu büyük savaşla" da yakın geçmişte yaşanan İran-Irak Savaşı'na dikkat çekiliyor olması muhtemeldir. Önceki sayfalarda da gördüğümüz gibi, iki Müslüman ülke arasında yaşanan bu büyük savaşta, hadiste dikkat çekilen topraklarda büyük çatışmalar yaşanmış, köyler, kasabalar, şehirler ağır bombardıman altında yerle bir olmuştur. Kadın, çocuk, yaşlı ayrımı yapılmadan pek çok insan savaşta hayatını kaybetmiştir. İlerleyen tarihlerde ortaya çıkan toplu mezarlar, savaş sırasında hayatını kaybeden insan sayısının tahmin edilenden fazla olduğunu göstermektedir. Bu bölgede halen çatışmaların, kargaşanın ve anarşinin devam etmesi de hadisle mutabık bir durumdur.

4. Fırat'ın Suyunun Kesilmesi:



Hz. Mehdi (as)'ın alametlerindendir: Fırat Nehri'nin durdurulması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 39)

Fırat (Nehri'nin suyu çekilerek) kıymetli altın hazinesini açıklaması zamanı yaklaşıyor. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey almaya uğraşmasın. (Çünkü ihtiyar dünyanın ömrü sona ermiş bulunacaktır.) (Sahih-i Buhari, 12/305)

Resulullah: "Fırat Nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun için harb edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek, onlardan her adam, 'kurtulan ben olsaydım' diyecektir" buyurmuşlar. (Sahih-i Müslim, 11/320)

(Resulullah:) "Fırat Nehri bir altın dağını açığa çıkarır" dedi. (Sünen-i Ebu Davud, 5/116)




Keban, fırat nehri



-1- Keban Barajı'nın inşa edilmesiyle Fırat Nehri'nin suyu durdurulmuştur.
-2- Milliyet, 5 Kasım 1973
-3- Hürriyet, 4 Kasım 1973





(1) Fırat Nehri'nin suyunun çekilip...



Suyuti Hazretleri'nin kitabında bu hadis "suyun durdurulması" olarak geçmektedir. Gerçekten de Keban Barajı, Fırat Nehri'nin suyunu durdurmuş, kesmiştir.

(2) "Altın"dan bir dağ meydana çıkmadıkça...



Yapılan baraj sayesinde; elektriğin üretilmesi, toplanan suyun arazide kullanılarak toprağın veriminin artması ve ulaşım kolaylığının sağlanması gibi sebeplerle, buradaki topraklar "altın" gibi kıymetli hale gelmiştir.
Keban Barajı betondan dev bir dağı andırmaktadır. Bu barajdan (hadis-i şerifteki benzetmeye göre dağdan) altın değerinde servet dökülmektedir. Dolayısıyla baraj "altın bir dağ" hususiyetini kazanmaktadır. (Doğrusunu Allah bilir.)

(3) Bu hazine üzerinde kıtal* vukua gelir



* Kıtal: Birçok kişinin ölümüne sebep olan kavga
Bölgede halen devam eden yaygın anarşi ve kıtal sebebi ile oradan toprak alan, o bölgedeki anarşinin zararına uğrayabilir. Hadisteki ifadeyle ya ölür ya da öldürülür.

5. Ramazan Ayında Ay ve Güneş Tutulmaları:



Hz. Mehdi (as) için 2 alamet vardır ki, bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın, ikincisi de ortasında Güneş'in tutulmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 49)

Ramazan'ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci sf. 199)

Onun saltanatı zamanında, Ramazan ayının on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak... (Mektubat-ı Rabbani, 2/1163)

... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 38)

Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan ayının ortasında, hem Güneş tutulmasının gerçekleşmesi hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasıdır.

Bu hadislerde bildirilen Ay ve Güneş tutulmaları Hicri 1400'ün başlarında gerçekleşmiştir. 1981 yılında (Hicri 1401'de) Ramazan ayının 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine ikinci olarak, 1982 yılında (Hicri 1402'de) Ramazan ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

Bu olayların Hz. Mehdi (as)'ın diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.

Üstelik hayret uyandıracak şekilde benzer bir tutulma olayı 2002 ve 2003 senelerinde de gerçekleşmiştir.




güneş tutulması, 1981, 1982



31 Temmuz 1981 tarihinde gerçekleşen Güneş tutulmasının resmi. Takvim yapraklarında 1981 ve 1982 yıllarında gerçekleşen Ay ve Güneş tutulmalarının tarihleri görülüyor.




-1- 17 Temmuz 1981
-2- 31 Temmuz 1981


-3- 6 Temmuz 1982
-4- 20 Temmuz 1982





Gerçekleşen Tutulma Tarihleri



Ay Tutulması
Hicri 1423 'te Ramazan'ın ortasında 20 Kasım 2002

15 gün sonra
Güneş Tutulması
Hicri 1423'te Ramazan'ın sonunda 4 Aralık 2002

Ay Tutulması
Hicri 1424'te Ramazan'ın ortasında 9 Kasım 2003

15 gün sonra
Güneş Tutulması
Hicri 1424'te Ramazan'ın sonunda 23 Kasım 2003




ay tutulması, 4 Aralık 2002



Vatan, 08 Kasım 2003





6. Afganistan'ın İşgali:



Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdisi'nin yardımcılarıdır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 59)

Hadiste Afganistan'ın Hz. Mehdi (as) zamanında işgal edileceğine işaret ediliyor olabilir. Gerçekten de Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Bilindiği gibi hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın yüzyıl başında çıkacağı haber verilmiştir. Hz. Mehdi (as) ile ilgili diğer pek çok alametin de Hicri 1400 ve Hicri 14. yüzyıl başlarına denk gelmesi, bu tarihlerin Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı hakkında önemli bir işaret taşıdığını göstermektedir.




yeraltı zenginlikleri



Sovyet ordusu 1979 yılında Afganistan'ı işgal etti. Yaklaşık 9 yıl süren bu işgal 1988'de son buldu.

Yeni Şafak, 2 Aralık 2001








Hürriyet gazetesi, 1979



-1- Türkiye, 28 Aralık 1979
-2- Tercüman, 29 Aralık 1979
-3- Hürriyet, 29 Aralık 1979


-4- Yeni Asya, 4 Aralık 1979
-5- Akşam, 29 Aralık 1979








nehir manzarası



(Onlar mı) Yoksa, gökleri ve yeri yaratan ve size gökten su indiren mi?
Ki onunla (o suyla) gönül alıcı bahçeler bitirdik, sizin içinse bir ağaçını bitirmek (bile) mümkün değildir. Allah ile beraber başka bir İlah mı?
Hayır, onlar sapıklıkta devam eden bir kavimdir.
(Neml Suresi, 60)





7. Doğu Tarafından Bir Ateşin Görünmesi:



... Doğuda, semada üç gece görünen büyük bir ateşin çıkması. Mutad (alışılmış) şafak kızıllığı gibi olmayan bir kırmızılığın semada görülüp ufukta yayılması. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 32)

... Siz üç veya yedi gün, doğudan bir ateşi gördüğünüz zaman Al-i Muhammed'in çıkmasını bekleyiniz, inşaAllah-ü Teala, bir münadi Hz. Mehdi (as)'ın ismi ile semadan nida edecek ki, doğuda batıda olan herkes bu sesi işitecek. Öyle ki korkudan uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise ayağa fırlayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 32)

Yemin ederim ki bir ateş sizi saracaktır. O ateş bugün Berehut denilen vadide sönük vaziyettedir. O ateş içinde müthiş azap olduğu halde insanları kaplar. O ateş insanları, malları yakıp bitirir. Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyanın her tarafına yayılır. Geceki sıcağı gündüzki hararetinden daha şiddetlidir. O ateş insanların başının üzerinden arşın altına kadar yaklaşarak yeryüzü ile gökyüzü arasında gök gürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur, buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 461)

Bazı kişiler bu ateşi, sebepsiz yere birdenbire ortaya çıkan, sönme nedir bilmeyen, hatta herkesin bulunduğu yerden mutlaka göreceği tarzda bir alamet olarak beklemektedir. Halbuki kıyamet alametlerinin meydana gelişi sırasında dünyadaki imtihan devam ettiğinden, onların anlaşılması, herkesin mecburen kabul edeceği bir açıklıkta olmaz. Bu nedenle insanlar akıllarını, vicdanlarını, iradelerini kullanarak karar verirler. Ateş alametini de bu şekilde değerlendirmek gerekmektedir. Bir ateş sebepsiz yere çıkmaz, ya bir kaza ya da bir patlama gibi kasıt veya ihmal neticesinde çıkar. Bir ateşin Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alameti olarak söylenmesi, onun çok garip ve olağanüstü bir alamet şeklinde çıkmasını gerektirmez. Önemli olan bu ateşin, hadiste tarif edilen özelliklere uygun olarak çıkmasıdır.

Bir önceki sayfada yer verdiğimiz hadis-i şeriflerde, ateş için "sönük bir vaziyettedir" denmektedir. Ateş, yanıcı bir maddenin yanmasıyla meydana geldiğine göre, burada sönük vaziyette bekleyen ateşin kendisi değil, ateşin yakacağı hammaddedir. O halde burada toprak altından çıkarılan petrole işaret ediliyor olabilir. Nitekim hadisteki Berehut denilen yer, bir kuyunun adıdır. Bu kuyu petrol kuyusu olarak düşünülebilir. Zamanı gelince bu kuyulardan çıkarılan petrol, yanmaya hazır bir ateş haline gelmektedir.

"O ateş müthiş azap olduğu halde insanları kaplar."

O ateş, sadece yanan bir ateş değil, aynı zamanda insanları canından, malından ederek azap içinde, elem-üzüntü içinde bırakacak ve bütün doğayı kirletecek olan bir ateştir.

"O ateş insanları, malları yakar bitirir."

O ateş bir kısım insanların ölümüne sebep olmaktadır. Bunun yanında malları yakarak, maddi zarara sebebiyet verdiği gibi, tüm çevreyi ve doğayı kirleterek de insanların geçim kaynaklarını yok etmektedir.

"Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyanın her tarafına yayılır."




doğu, ateş



1991 yılının Temmuz ayında Irak'ın, Kuveyt'i işgal etmesi ve Kuveyt'e ait petrol kuyularını ateşe vermesi sonucunda, Kuveyt ve Basra Körfezi'ni çok büyük bir ateş sarmıştır.





O ateşin, "rüzgar ile bulut gibi uçan" kendisi değil dumanıdır. Burada benzetme yapılarak dumanın bulutlara kadar yükseleceği de anlatılmıştır. Bu duman rüzgarın etkisiyle her yöne doğru yayılmaktadır.

"Geceki sıcağı, gündüzki hararetinden daha şiddetlidir."

O ateşin hem gündüz, hem gece devamlı yandığı anlaşılmaktadır.

"O ateş insanların başının üzerinden arşın altına kadar yaklaşarak, yeryüzü ile gökyüzü arasında gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur."

O ateşin çok yükseklere kadar tırmandığına ve bu ateşten gökgürültüsü gibi pek şiddetli bir gürültü ile patlamalar meydana geldiğine işaret edilmektedir.
"Gökte alışılmış olan kırmızılığın aksine bambaşka bir kızıllık yayılacak."

Hadisin bu kısmında, olayın gece vakitlerinde meydana geleceğine işaret edilmiştir. Gece vakti meydana gelen büyük infilakın alevleri çok şiddetli bir aydınlanma yapar. Bu alevlerin meydana getirdiği kızıl aydınlanma, halkın alışık olduğu kırmızı "tan" aydınlanmasından çok ayrıdır. Çünkü gece vakti böyle gündüz gibi aydınlanma olağandışı bir olaydır.

Bilindiği gibi Temmuz 1991 yılında Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında, Kuveyt'e ait petrol kuyularını ateşe vermesinin ardından Kuveyt ve Basra Körfezi'ni çok büyük bir ateş sarmıştır. Bu konu basında şu şekilde yer almıştır:




doğu, ateş



Saddam'ın emriyle askerler Kuveyt'teki petrol kuyularını ateşe verdi.





Kuveyt'te yanan petrol, insan ve hayvanlar arasında ölüme sebep olmaktadır. Uzmanlara göre günde yarım milyon ton petrol, duman olarak atmosfere karışmaktadır. Her gün 10 bin tondan fazla, kükürt, karbondioksit ve büyük miktarda kanser yapıcı özelliği olan hidrokarbonlar bulut gibi körfez üzerinde asılı durmaktadırlar... Yalnız Körfez değil, onun şahsında Dünya yanmaktadır.1

Ateşe verilen iki kuyu, Türkiye'nin bir günde çıkarabildiği kadar petrol veriyor ve dumanlar 55 km uzaklıktaki Suudi Arabistan'dan bile görülebiliyor.2

Körfezde sönmeyen felaket haberleri: Kuveyt'te ateşe verilen yüzlerce petrol kuyusu alev alev yanıyor. Uzmanların "söndürmek son derece zor" dedikleri petrol kuyularındaki yangının Türkiye'den Hindistan'a kadar olan geniş bir bölgeyi en az 10 yıl süreyle etkileyeceği bildiriliyor.3

8. Kuyruklu Yıldızın Geçmesi:



Hz. Mehdi (as)'ın çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, Berzenci sf. 200)

O (Hz. Mehdi (as)) gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 53)

O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 32)

Tarih boyunca bu kuyruklu yıldızın geçtiği zamanlarda Müslümanlar açısından çok önemli hatta dönüm noktası sayılabilecek hadiseler meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı Peygamberimiz (sav)'den aktarılan rivayetlerde de bildirilmiştir. Bu rivayetlere göre söz konusu yıldız göründüğünde;

◉ Hz. Nuh kavmi helak olmuştur.

◉ Hz. İbrahim ateşe atılmıştır.

◉ Firavun ve kavmi yok edilmiştir.

◉ Hz. Yahya öldürülmüştür.

◉ Hz. İsa (as) doğmuştur.

◉ Resulullah Efendimiz (sav)'e ilk vahiy gelmeye başlamıştır.

◉ Osmanlı Devleti tarih sahnesinde yer almaya başlamıştır.

◉ İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir.




Hürriyet gazetesi, 1979



-1- Cronicle, 20 Mart 1986, sf. 1278 (Uzay gemisi kuyruklu yıldıza ait fotoğraflar gönderdi.)
-2- Cumhuriyet, 15 Mart 1986
-3- Cumhuriyet, 18 Mart 1986





Halley Kuyruklu Yıldızı Hakkında Bazı İlginç Rakamlar



Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bazı sayıların "19" sayısının tam katları olması oldukça dikkat çekicidir:

Halley Kuyruklu Yıldızı 76 yılda bir geçiyor.
76 = 19 x 4

Bu yıldız en son Hicri 1406'da görüldü.
1406 = 19 x 74

Bu konuyla ilgili bir diğer dikkat çekici durum da şudur: Yukarıda da hesapladığımız gibi Halley yıldızının geçmiş olduğu Hicri 1406 yılı 19'un tam 74 katıdır. "74" sayısı ise aynı zamanda Kuran-ı Kerim'de 19 mucizesine işaret edilen MÜDDESSİR Suresi'nin sıra numarasıdır.

Bilindiği gibi Kuran'ın Müddessir Suresi'nin (74. sure) 30. ayetinde "19" sayısının müminler için bir rahmet, inkar edenler için ise bir fitne vesilesi olduğu bildirilmektedir.

Halley kuyruklu yıldızının 19 ile olan bu mucizevi bağlantısı da, kafirler için bir fitneyi, müminler için ise bir rahmeti müjdelediğine işaret ediyor olabilir.

Müddessir Suresi'nin 1. ve 2. ayetlerinde Hz. Muhammed (sav)'e "EY ÖRTÜNEN! KALK ve KORKUT" buyurulmaktadır. Bu, ayetlerin açık anlamıdır. Fakat bu ayetlerin ahir zamana yönelik ikinci bir örtülü, gizli işaretleri de bulunabilir. Belki de "EY GİZLENEN" denilerek Resulullah Efendimiz (sav)'in soyundan gelecek ve Hicri 1406'da çıkış alametlerinden biri (Kuyruklu yıldızın doğuşu hadisesi) belirecek olan Hz. Mehdi (as)'a işaret ediliyor olabilir.

74- Müddessir Suresi


1. Ey örtüsüne bürünen
2. Kalk ve korkut (uyar)
(Müddessir, örtünen-bürünen-gizlenen demektir.)


Bir başka büyük mucize ve işaret ise Halley yıldızının 1986 (Hicri 1406)' daki geçişinin, Hz. Muhammed (sav)'in Peygamberlikle vazifelendirildiği MS 607'den bu yana 19. geçişi olmasıdır.

9. Kabe Baskını ve Kabe'de Kan Akıtılması:



Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) çıkacağı yıl insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler. Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, Berzenci, sf. 169)

İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 35)

... Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 3)

Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi ile, Hz. Mehdi (as)'ın çıkış tarihinde hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Bu kanlı Kabe baskını da ahir zamanın başlangıcının ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında, yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.

Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olaylarına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suudi askerleri ile militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi bu rivayetin ikinci kısmını da doğrular.

1979 (Hicri 1400)'de gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir. Bu olayda caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır. Beyt-ül Muazzama'nın yanında, Müslümanların (Suudi Arabistan askerleri ile İranlı Hacıların) birbirlerini öldürmeleri ile hadiste haber verildiği gibi "büyük günahlar işlenmiştir". Bu kanlı olaylar ilgili hadislerde tarif edilen ortamla çok büyük benzerlikler taşımaktadır:

Şevval'de savaş naraları, Zilhicce'de harb ve kıtal (muharebe, kavga) olur, yine Zilhicce'de Hacı talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez ve haramlar çiğnenir. Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 37)

"... Beyt-ül Muazzama'nın yanında büyük günahlar işlenir."

Yukarıdaki hadiste, Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) içinde değil, yanında çıkacak olaylara dikkat çekilmektedir. 1407 yılının Zilhicce Ayı'nda (Hac mevsiminde) meydana gelen olaylar da ilkinden farklı olarak Kabe'nin içinde değil yanında gerçekleşmiştir. En başta anlattığımız olay ise 1 Muharrem 1400'de Beyt-ül Muazzama'nın (Kabe'nin) bizzat içerisinde olmuştur. Her iki olay da rivayetlerin işaretine uygun bir şekilde gerçekleşmiştir.

Kabe'de kan akıtılması, hacıların katledilmesi gibi, hadislerde haber verilen böyle önemli iki büyük hadisenin Hz. Mehdi (as) hakkında bildirilen tüm alametlerin çıktığı dönemde birbiri ardına gerçekleşmesi çok dikkat çekicidir.




Hürriyet gazetesi, 1979



-1- Türkiye, 21 Kasım 1979
-2- Son Havadis, 22 Kasım 1979
-3- Türkiye Gazetesi, 2 Ağustos 1987





"... Zilhicce'de harb ve kıtal (muharebe, kavga) olur..."

Hadislerde, bu savaş ve çatışmalardan, hacıların öldürülmesi konusu ile birlikte bahsedilmesi söz konusu olayların aynı zaman diliminde meydana geleceklerini göstermektedir. Aynı dönem, İran-Irak Savaşı'nın çıktığı, Ortadoğu ülkelerinde çatışma ve karışıklıkların en yoğun yaşandığı bir dönemdir.

10. Güneş'ten Bir Alametin Belirmesi:



Hz. Mehdi (as), Güneş'ten bir alamet belirinceye kadar gelmeyecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 49)

Kıyametin alametlerinden biri de Güneş'te meydana gelecek olağanüstülüklerdir. 20. yüzyılda Güneş'te büyük bir patlama yaşanmış ve Dünya bu patlamadan çok etkilenmiştir. Hadiste yer alan Güneş'te belirecek söz konusu alamet, 20. yüzyılda görülen bu büyük patlama olabilir.

11. Güneş Tutulması Olması:



Güneş alamet olarak doğmadıkça Hz. Mehdi (as) çıkmayacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 33)

Güneş'te oluşacak alamet, 20. yüzyılda yaşanan patlamanın yanısıra, geçtiğimiz yıllarda yaşanan büyük Güneş tutulmasına da işaret ediyor olabilir. 11 Ağustos 1999 tarihinde gerçekleşen Güneş tutulması 20. yüzyılın son tam Güneş tutulmasıdır. İlk kez bu kadar çok insan Güneş tutulmasını, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmiş, inceleme fırsatı elde etmiştir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin de bu tam tutulmanın en iyi izlendiği ülkelerden birisi olmasıdır. Bartın'dan Silopi'ye kadar, yaklaşık olarak 12 şehir ve 100 ilçede bu tutulma gözlemlenmiştir.




kozmik şov



Türkiye Gazetesi, 12 Ağustos 1999





12. Tozlu Dumanlı Bir Fitne Görülmesi:



Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 26)

Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir.4 Hadiste bu fitnenin, ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir.

Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna da işaret olabilir.

Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen ve dünya tarihinin en büyük terör olaylarından biri olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır. Bu olay, hem dünya tarihinin en büyük terör saldırılarından biri olması hem diğer alametlerle yakın dönemlerde vuku bulması ve ayrıca hadiste yapılan tarife benzer özellikler taşıması sebebiyle son derece önemlidir. Dolayısıyla binlerce masum insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olan, insanlık tarihinin bu en elim terör olaylarından biri, hadiste haber verilen ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.)




11 eylül




13. Sistemlerin Değişmesi:



Zamanın inkitaa uğradığı (zamanın kesildiği) bir dönemde Hz. Mehdi (as) denen bir şahıs gelecek... (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14)

Bu hadiste Peygamber Efendimiz (sav), Hz. Mehdi (as)'ın "zamanın kesildiği" yani birçok İslam aliminin de ifade ettiği gibi "zamanın farklılaştığı", "sistemlerin değiştiği" bir dönemde geleceğini bildirmiştir. Bu hadiste işaret edilen "sistem değişikliği"nin, 20. yüzyılda dünyanın dört bir yanında hakim olan komünist rejimlerin yüzyılın sonlarına doğru yıkılması olması muhtemeldir.




komünizm



Komünist, faşist ideolojilerin liderlerine ait devasa heykellerin yıkılıp, halk tarafından parçalara ayrılması, hadiste belirtilen sistem değişikliğinin en açık delillerinden biridir.





14. Şam ve Mısır Meliklerinin Öldürülmesi:



Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden birisi de, Haşimiler'den üst düzey birinin öldürülmesidir. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, sf. 12)

Mısır'ın yakın tarihi incelendiğinde hadiste de belirtildiği gibi bir "meliğin" öldürüldüğü görülmektedir: 1970 yılında Mısır'ın başına geçen ve 11 yıl iktidarda kalan Enver Sedat. Mısır tarihinde öldürülen yöneticilerden diğerleri de, 1910 yılında suikaste uğrayan Başbakan Butros Gali, 1945 yılında öldürülen Mısır Başbakanı Ahmed Maher Paşa ve 1948'de yine bir suikast sonucu öldürülen Mısır Başbakanı Mahmoud Nukrashy Paşa'dır.

Şam kelimesi ise, yalnızca Suriye'deki Şam şehri için kullanılmaz. Şam, Arapça'da kelime anlamı olarak "sol" anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder.5 Şam bölgesi yöneticilerinden de suikaste uğrayan çok sayıda kişi olmuştur. Bunlardan birkaç örnek şöyledir;

1920'de öldürülen Suriye'nin eski Cumhurbaşkanı Salah Al-Deen Beetar,
1921'de öldürülen Suriye Başbakanı Droubi Paşa,
1949'da suikaste uğrayan Suriye Başbakanı Muhsin al-Barazi,
1951'de öldürülen Ürdün Kralı Abdullah,6
1982'de Lübnan'da bombalı suikaste uğrayan Falanjist Lideri Beşir Cemayel...




Hürriyet gazetesi, 1979



-1- NewYork Times, 15 Eylül 1982 (Lübnan'ın Cemayeli, Parti Binasındaki Bomba Patlamasında Öldürüldü)
-2- Türkiye Gazetesi, 7 Ekim 1981





15. Eski Ürdün Kralı Abdullah'ın Öldürülmesi:



Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden birisi de, Haşimiler'den üst düzey birinin öldürülmesidir. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, sf. 12)

Bilindiği gibi Ürdün, Haşimi Krallığı olarak anılmaktadır. Ürdün, Osmanlı'dan ayrıldıktan sonra bir dönem İngiltere'nin kontrolü altında idi. İngiltere 1946 Londra Anlaşması gereğince Ürdün'ün bağımsızlığını tanıdı. Ve Ürdün emirliğinin başındaki Abdullah'a da Ürdün Krallığı payesi verildi. Kral Abdullah, daha sonra, 1951'de öldürüldü. Hadiste dikkat çekilen olay da böylece gerçekleşmiş oldu.




Ürdün kralı Abdullah



Ürdün Kralı Camiye Giderken Vuruldu - Ürdün Kralı Abdullah 1951'de Mescid-i Aksa'da ibadet ederken suikaste uğramıştı.





16. Bir Ordunun Kaybolması:



Hz. Mehdi (as)'ın beş alameti bulunur... Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir. (Nuaym Bin Hammad)

Ancak bu ordu çöle girdiğinde, Zulhüleyfe denilen yerde öylesine toprağa gömülecektir ki, onların üstte olanları alttakileri, altta olanları üsttekileri kıyamete kadar göremeyeceklerdir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 21)

(Hz. Mehdi (as)'ın) çıkış alametlerinden birisi de, daha önce zikredildiği gibi, çölde bir ordunun yere batmasıdır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)

2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmının neredeyse birdenbire ortadan yok olması savaşın en dikkat çekici olaylarından biriydi. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı. Yukarıdaki hadislerde bu konuya dikkat çekilmesi, Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biri olan "Bir ordunun batması" olayının gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. (Doğrusunu Allah bilir.) Nitekim ilerleyen günlerde de savaş uçaklarının bir kısmının çöl kumları altına gömülmüş olarak bulunması, hadiste bahsedilen çölde bir ordunun batması olayının Irak ordusu ile ilgili olma ihtimalini güçlendirmektedir.




Saddam, ordu



-1- Yeni Şafak Gazetesi, 11 Nisan 2003
-2- Hürriyet Gazetesi, 11 Nisan 2003





17. Iraklıların Parasının Kalmaması:



Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alışveriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak. (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c. 5, sf. 45 El Muttaki)

Bu hadis iki ayrı duruma işaret ediyor olabilir. Bunlardan birincisi, İran-Irak ve Körfez Savaşı sonrasında Irak'ta yaşanılan ekonomik çöküntüdür. Savaş dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi, savaş sonrası devam eden ambargolar nedeniyle bir türlü düzelmemiştir. Halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir.

Hadisin işaret ettiği bir diğer durum da, Irak Savaşı sonrasında Irak dinarının tedavülden kaldırılmasının söz konusu olmasıdır. Son savaşla birlikte Irak dinarının hızla değer kaybetmesi ve tedavülden kalkması ihtimali, 2003 tarihli gazete haberlerinde geniş yer almıştır.




Irak, dinar



-1- Hürriyet Gazetesi, 16 Nisan 2003
-2- Vatan Gazetesi, 10 Nisan 2003





18. Bağdat'ın Yanarak Tahrip Olması:



Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir... (Risaletül Huruc ül Mehdi, cilt 3, sf. 177, Kayıt 854)

2003 Irak Savaşı'nda, savaşın ilk gününden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen olayla tam olarak mutabıktır.




Bağdat alev alev



Sabah Gazetesi, 22 Mart 2003





19. Irak ve Şam'a Ambargo Uygulanması:



... "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (kile), bir dirhem sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur?" Dedi ki: "Acemler (Arap olmayanlar) bunu men ederler (yasaklar.)" Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile) sevk olunmayacak." "Bu kimden dolayı olur?" dedik. "Rumlar'dan dolayı" dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni)

Irak'a, hadiste haber verildiği gibi, on yılı aşkın bir süredir ambargo uygulanıyor olması dikkat çekicidir. Bununla birlikte, Suriye'ye de ambargo uygulanması ihtimali sıkça gündeme gelmektedir.




Ambargo



Zaman, 2 Haziran 2001





20. Irak'ın Yeniden Yapılanması:



... Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır. (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c. 5 sf. 254, El Muttaki)

Hadiste Irak'ın yeniden inşa edileceğine dikkat çekilmektedir. Önce İran-Irak Savaşı, daha sonra Körfez Savaşı, son olarak da 2003'teki Irak Savaşı'nın ardından, Irak'ta pek çok şehir yerle bir olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağma olaylarının da etkisiyle büyük bir harabeye dönen Irak'ın yeniden inşa edilmesi mecburi hale gelmiştir. Bu durum gazete haberlerinde de çok geniş olarak yer almıştır.




Irak, onarım, yeniden inşa



-1- Öncevatan, 18 Nisan 2003
-2- Ortadoğu, 19 Mart 2003





21. Irak Halkının Şam'a Kaçması:



... (İşte o zaman) Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, sf. 210)

... Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar... (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal. c. 5 sf. 254, El Muttaki)

2003 senesinde Irak Savaşı başlamadan hemen önce onbinlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etme çabaları bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu konuyla ilgili de çeşitli haber ve resimlere medyada yer verilmiştir.




Göç, Erbil



-1- Milli Gazete, 19 Mart 2003
-2- Vatan, 18 Mart 2003





22. Şam'da Fitneler Olması:



Şam'da fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir. Gökten çağırıcı bir Melek "Hz. Mehdi (as) emirinizdir. Hz. Mehdi (as) Halifenizdir" demedikçe de fitneler bitmez. (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, sf. 63)

Bu hadiste de Suriye'de meydana gelen karışıklıklara dikkat çekiliyor olması muhtemeldir. Ancak bilindiği gibi Şam bölgesi sadece Suriye'nin başkenti olan Şam şehri ile sınırlı değildir. Daha önce de söz edildiği gibi, Şam, Arapça'da kelime manası olarak "sol" anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder.




Hama, Şam



-1- Hürriyet, 12 Şubat 1982
-2- Akşam, 22 Ocak 2002


-3- Tercüman, 13 Ekim 1973
-4- Akşam, 30 Mart 2001





Geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren bu bölgede sık sık iç savaşlar, ihtilaller, çatışmalar ve büyük savaşlar yaşanmıştır. Bu kargaşaların biri diğerini tetiklemiş, bu topraklarda yaşayan hemen hemen tüm insanlar bu durumdan etkilenmişlerdir. Hadiste bildirilen "Fitneler bir taraftan sakinleştikçe, diğer bir taraftan alevlenir" ifadesi de bu açıdan dikkat çekicidir.Yaklaşık elli yıl içinde, bu bölgede yaşanan belli başlı büyük olayları şöyle sıralayabiliriz:


Süveyş Savaşı
Altı Gün Savaşları
Yom Kippur Savaşı
Lübnan İç Savaşı
Filistin topraklarında halen devam eden çatışma ve gerginlikler...


23. Şam, Irak ve Arap Yarımadası'nda Karışıklık Olması:



... Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir mekan bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak, Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır... Hiçbir kimse, onların haline acıyıp; "Vah! vah!" bile demeyecek. Onlar belayı bir taraftan defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır. (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame, kısm-ul efal, c. 5, sf. 38-39 El Muttaki)

Hadiste bildirilen "Musibetlerin Şam'ın etrafında dolaşıp, Irak'ın üzerine çökecek olması", son dönemde yaşanan Irak Savaşı'na işaret ediyor olabilir. Bu savaş öncesinde ve savaş sırasında, savaşın Suriye'ye sıçraması ihtimali gündemde olmuş, ancak savaş Irak ile sınırlı kalmıştır.




Göç, Erbil



-1- Habertürk, 10 Nisan 2003
-2- Star, 29 Nisan 2003





24. Irak'ın Üçe Bölünmesi:



Resulullah (sav)'in bildirdiğine göre, Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın. (Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)

Hadiste haber verildiğine göre, halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Savaş sonrasında otorite boşluğu oluşması sebebiyle, Irak'ta büyük yağmalama olayları yaşanmıştır. Gerçekten de halkın bir kısmı, hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır.

Hadiste bir kısım halkın ise, bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Gazetelerde bu yönde yer alan haberler dikkat çekicidir. Halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak Savaşı sırasında da, bir kısım insanlar çeşitli bölgelerde yaşanan çatışmalara katılmış ve hayatlarını kaybetmişlerdir.

Ayrıca hadisin ilk bölümünde dikkat çekilen, "Irak'ın üçe ayrılması" konusu fiziki anlamda da gerçekleşmiştir. Körfez Savaşı sonrasında, Irak coğrafi olarak üç bölgeye ayrılmıştır. 32. ve 36. paralelin arası, 32. paralelin güneyi ve 36. paralelin kuzeyi olarak belirlenen bu üç bölgenin oluşturulması, hadisin işaret ettiği gelişmelerden biri olabilir.




Göç, Erbil



-1- Milliyet, 04 Mayıs 2003
-2- Yeni Şafak, 04 Kasım 2003





25. Savaş ve Çatışmaların Mahalle Aralarına Kadar Girmesi:



Fırat Nehri ile Dicle Nehri arasında bir şehir kurulacak da orada Abbas oğullarının saltanatları kurulacaktır. Orası Zavra (yani Bağdat şehridir) diye isimlendirilmiştir... Ey müminlerin emiri, Resul-i Ekrem orasını niçin Zavra isimlendirmiştir? Çünkü harp her tarafını sardığı ve ta kenar bucaklara kadar ulaştığı için Zavra diye isimlendirilir. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 426, no. 776)

Benim görmekte olduğum helak yerlerini sizler de görebiliyor musunuz? Ben evlerinizin aralarında fitne ve felaket mahallelerini, şiddetli yağmur sellerinin açtığı yarlar gibi görüyorum buyurdu. (Sahih-i Müslim, 4/2221; Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 368, no. 671)

Gerilla savaşı yöntemi, 20. yüzyılda yaygınlaşmış olan bir savaş yöntemidir. Bu yöntemin kullanıldığı çatışmalar hep mahalle aralarında devam eder. Geçtiğimiz yüzyıl bu savaş yönteminin örnekleriyle doludur. Ancak bu yöntemin yaşandığı en yakın örneklerden biri 2003 ABD-Irak savaşıdır. Nitekim yukarıdaki hadiste de Bağdat şehrinin kenar bucaklarına kadar ulaşan bir savaştan söz edilmiştir.




Göç, Erbil



-1- Milliyet, 12 Nisan 2003
-2- Milliyet, 25 Mart 2003





26. Büyük Olayların ve Hayret Verici Şeylerin Meydana Gelmesi:



Onun (Hz. Mehdi (as)) zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)

Onun (Hz. Mehdi (as)) zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimiz (sav)'in irhasatına* benzer. (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)

* İrhasat: Hz. Muhammed (sav)'in Peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki, bunlar Peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.

Hz. Muhammed (sav)'in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti. Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan İran padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu...




Göç, Erbil



-1- Radikal, 4 Ocak 2009
-2- Türkiye, 4 Eylül 2008





Yukarıdaki rivayetlerde işaret edildiği gibi, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışı da, Peygamber Efendimiz (sav)'inkine benzeyecektir. Onun çıkışı döneminde de büyük ve harika olaylar olacaktır. Son 100 yıldır dünya üzerinde meydana gelen büyük olayların bazıları şöyledir:

◉ Kabe basıldı ve çok sayıda Müslümanın kanı akıtıldı.

◉ 2500 yıllık İran şahlığı yıkıldı.

◉ Hindistan'ın Bombay kentinde bir fabrikadan sızan gaz 20.000 kişinin ölümüne yol açtı.

◉ İki Müslüman ülke olan İran ve Irak arasında 8 yıl sürecek bir savaş başladı.

◉ Ruslar, Afganistan'ı işgal etti.

◉ Mexico City şiddetli bir depremle yerle bir oldu.

◉ Kuzey Kolombiya'daki Nevado Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü.

◉ Bangladeş'teki sel 25.000 kişinin ölümüne sebep oldu.

◉ Hıristiyanlığın merkezi Roma'yı sular bastı.

◉ 1986'da Çin'de tarihinin en büyük orman yangını oldu.

◉ Hindistan Başkanı Gandi, Mısır Devlet başkanı Enver Sedat, İsveç Başbakanı Olof Palme öldürüldü.

◉ Papa II. Jean Paul vuruldu.

◉ 1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar 25 milyondan fazla kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.7

◉ 1986'da uzay mekiği Challenger fırlatılışından sonra infilak etti.

◉ 26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santrali'nde şimdiye kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.




sahte peygamber



-1- Uzay mekiği Challenger 1986 yılında fırlatılışından hemen sonra infilak etmişti.
-2- Borsa Dibe Vurdu
-3- Hürriyet, 13 Kasım 2003
-4- 1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. 25 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.
-5- Bir suikast sonucu öldürülen liderlerden biri ise Hindistan Eski Başkanı Gandi idi.
-6- 20. yüzyılın ortalarından itibaren meydana gelen büyük olaylar arasında Papa II. Jean Paul'ün vurulması da vardı.





◉ Ozon tabakasının delinmesi Dünya iklimi üzerinde çok olumsuz etkiler bıraktı.

◉ Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı.

◉ Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra yıllarca sürecek olan Körfez Savaşı başladı.

◉ Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüştü. 500.000 kişi evini terk ederken, ölü sayısı 40.000'i aştı.

◉ 1989 yılında Çin'de komünist bölükler tanklarla öğrencilerin üzerine yürüdü, Tiananmen meydanında 2.000 öğrenci öldü.




Ambargo



1985'te Kolombiya'nın Nevado del Ruiz Volkanı'nın patlaması, 20.000 kişinin ölümüne yol açan büyük bir felaketti. 29-30 Nisan 1991'de Bangladeş'te meydana gelen sel felaketinde, 139.000 insan ölmüştü. Yaklaşık yarım milyon hayvan da telef olmuştu. 1997'de Kuzey Dakota Grand Forks'ta nehrin taşması ile 1.8 milyon hektar tarım alanı sular altında kalmıştı. 1 milyar dolardan fazla zarara yol açan olay, gazetelerde "Büyük Çamur: fiehir Kayboldu" başlığı ile yer almıştı.





◉ Soğuk Savaş'ın sembolü olan Berlin duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.

◉ 1990 yılında Kabe'deki tüneldeki izdihamda 1.400'den fazla hacı hayatını yitirdi.

◉ 1991 yılında Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında yaklaşık 139.000 kişi öldü, on milyonlarca kişi evsiz kaldı.

◉ Son 20 yıldır Amerika'da fırtınalar, kasırgalar, hortumlar ve seller durmak bilmedi. Binlerce insan öldü, milyonlarcası evini terk etti ve zarar her seferinde milyar dolarlarla ölçüldü.

◉ Bosna ve Kosova'daki katliamlarda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüz binlercesi yurtlarından çıkarıldı.

◉ Ebola virüsü on binlerce kişinin ölümüne sebep oldu.

◉ El Nino olarak anılan iklimsel değişim, atmosfer ve okyanuslarda dengenin bozulmasına sebep olarak, tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.

◉ 19 Ekim 1987'de Londra Borsası çöktü. Yaşanan büyük panik sonucunda 50 milyar sterlinlik değer kaybı yaşandı.

◉ 19 Nisan 1995'te ABD'nin Oklahoma kentindeki Federal Bina'ya yapılan bombalı saldırıda 168 kişi öldü.

◉ 22 Mart 1997'de Hale-Bopp kuyruklu yıldızı, saatte 160 km hızla Dünya'nın 195 milyon km yakınından geçti. Çıplak gözle izlenebilen Hale-Bopp'un geçişi, tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı.

◉ 4 Şubat 1998'de Afganistan'daki 6,1 şiddetindeki depremde 5.000 kişi hayatını kaybetti.

◉ 11 Eylül 2001'de ABD'ye, tarihin en büyük terörist saldırısı düzenlendi: İki yolcu uçağı, sabah mesaisinin başladığı saatlerde 18 dakika arayla New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu iki gökdeleni vurdu. Ardından bir başka uçak Pentagon'a düştü. Saldırıda 5.000'nin üzerinde insan öldü.

◉ Hindistan'da büyüklüğü 7,9 olan bir deprem meydana geldi ve binlerce kişi yaşamını yitirdi.




Hama, Şam



-1- Tercüman, 27 Aralık 2003
-2- ABD'nin Oklahoma kentinde Federal Bina'ya yapılan bombalı saldırının ardından...
-3- Hale-Bopp kuyruklu yıldızı, 22 Mart 1997 tarihinde saatte 160 km hızla Dünya'nın 195 milyon km yakınından geçti.


-4- Chronicle, 2 Nisan 1995
-5- Gözcü, 18 Temmuz 2006





◉ 2003'te Fransa, İtalya gibi pek çok Avrupa ülkesini etkisi altına alan sıcak hava dalgası, 50.000 kişinin ölümüne sebep oldu.

◉ İnsan Genomu Projesi olarak bilinen 13 senelik bir çalışmanın sonucunda, insan DNA'sının dizilimi, 2003 Nisanı'nda tamamlandı. Böylece insan DNA'sındaki yaklaşık 30.000 gen belirlenerek, insanın gen haritası çıkarıldı.

◉ 60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni Dünya'ya en yakın konuma geldi.

◉ 2003'te SARS adlı ölümcül bir virüs yayıldı, 775 kişi yaşamını yitirdi.

◉ Kasım 2003'te dünyanın en kurak bölgelerinden olan Mekke'de meydana gelen sel felaketinde 12 kişi yaşamını yitirdi.

◉ 27 Aralık 2003'teki İran depreminde 86.000 kişi hayatını yitirdi ve Bam şehrinin neredeyse tamamı yıkıma uğradı.

◉ İlk kez 2003 yılında Asya'da kanatlı hayvanlarda görülen kuş gribi nedeniyle, dünya genelinde toplam 263 kişi hayatını kaybetti.

◉ Hint Okyanusu'nda 26 Aralık 2004'teki 9,1-9,3 şiddetindeki deprem ve ardından meydana gelen 30 metrelik tsunami dalgaları, başta Endonezya olmak üzere, 11 ülkede yaklaşık 300.000 kişinin ölümü, onbinlerce kişinin kaybolması ve 1 milyondan fazla kişinin evsiz kalmasıyla sonuçlandı. Şimdiye kadar ölçülen en yüksek ikinci büyük şiddetteki bu deprem, "tarihin en ölümcül felaketi" olarak anılmaktadır.

◉ 23 Ağustos 2005'teki Katrina Kasırgası, tarihin en ölümcül kasırgalarından biri olarak, yaklaşık 2.000 kişinin ölümüne ve gelmiş geçmiş en yüksek maliyette -yaklaşık 100 milyar dolarlık- tahribata sebep oldu. Başta New Orleans olmak üzere birçok yerleşim bölgesinin boşaltılması ile sonuçlandı.

◉ 8 Ekim 2005'teki Keşmir depreminde 75.000 kişi hayatını kaybederken, 100 binden fazla kişi de yaralandı.

◉ 5 Ocak 2006 tarihinde, Mekke'de bir otelin çökmesi nedeniyle, Hac ibadetini yerine getirmek için orada bulunan 76 Hacı vefat etti. Bundan bir hafta sonra ise, Mina'da Hac ibadetinin son gününde şeytan taşlama sırasında çıkan karışıklıkta 362 Hacı vefat etti.

◉ 27 Mayıs 2006 tarihinde, Endonezya'nın Java Eyaletinde meydana gelen 6,3 şiddetindeki depremde, 6.000'den fazla kişi öldü, 36.000 kişi yaralandı ve 1,5 milyon kişi evsiz kaldı.

◉ Ağustos 2007'de Amerika Birleşik Devletleri'nde mali piyasalarda çöküş başladı ve ekonomik kriz gittikçe şiddetlenerek tüm dünyaya yayılmaya başladı.

◉ 16 Kasım 2007 tarihinde, Bangladeş'te meydana gelen Sidr Kasırgası nedeniyle 3.000'den fazla kişi öldü. Bangladeş Kızılayı, 7 milyon kişinin yardıma ihtiyacı olduğunu açıkladı.

◉ 19 Mart 2008 tarihinde ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) "Swift (Hızlı)" X ışını teleskopu, evrende 7,5 milyar yıl önce çökerek kara deliğe dönüşen yıldızın patlamasını kaydetti.

◉ 3 Mayıs 2008 tarihinde Burma (Myanmar)'da meydana gelen Nergis Kasırgası'nda 133.000'den fazla kişi öldü.

◉ 12 Mayıs 2008 tarihinde Çin'de gerçekleşen 7,9 şiddetindeki depremde 70.000'den fazla kişi öldü ve milyonlarca kişi evsiz kaldı.

◉ 26 Ocak 2009 tarihnde İzlanda hükümeti ve bankacılık sistemi tümüyle iflas etti ve ülke çöktü.

◉ 11 Haziran 2009 tarihi itibariyle patlak veren H1N1 grip salgını, domuz gribi olarak tanımlanarak, tüm dünyayı tehdit eden bir salgın olarak kabul edildi.

◉ 24 Şubat 2009 tarihinde Lulin kuyruklu yıldızı Dünya'ya en yakın noktadan geçti. Çok parlak ve yeşil renkte ışık yayan bu yıldız, çift uçlu olması ve diğerlerinin tersine doğudan batıya seyretmesi gibi yönleriyle başka hiçbir gök cisminde görülmeyen özelliklere sahip.

◉ 12 Ocak 2010 tarihinde Haiti'de gerçekleşen 7,0 şiddetindeki depremle, yaklaşık 100.000 kişi yaşamını yitirdi ve 3 milyondan fazla kişi etkilendi.

27. Hz. Mehdi (as)'ın Çıkışından Ümit Kesilmesi:



İnsanların ümitsiz olduğu ve "Hiç Mehdi falan yokmuş" dediği bir sırada Allah Hz. Mehdi (as)'ı gönderir... (Kitab-ul Burhan fi-Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 55)

Yukarıdaki hadiste ahir zaman alametlerinden birinin, insanların "Hz. Mehdi (as)'ın gelmeyeceği yönünde" bir ümitsizliğe kapılmaları olduğu bildirilir. Nitekim günümüzde de bu ruh halinin örnekleri sık sık görülmektedir. Peygamber Efendimiz (sav)'in, Hz. Mehdi (as)'ın gelişi, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne yeniden dönüşüyle birlikte yaşanacak olan güzelliklerle ilgili çok sayıda hadisi olmasına rağmen birçok kişi böyle bir dönemin yaşanmayacağını zannetmektedir. İşte bu yanlış zan da ahir zaman alametlerinden biridir. Gerçek din ahlakının hakimiyeti, bu ümitsizlik halinin insanlar arasında yaygınlaştığı bir zamanda, Allah'ın insanlara olan rahmeti sayesinde gerçekleşecektir.

28. Fitnelerin Çoğalması:



Yaşam şartlarının güçleştiği, Allah'ın ve hak dinin çeşitli şekillerde yalanlanarak insanların imanlarının zayıflatılmaya, yok edilmeye çalışıldığı şiddetli imtihan ortamları İslami kaynaklarda "fitne" ortamı olarak tanımlanır.

Peygamberimiz (sav)'in bir hadisinde ahir zamanda bazı müminlerin imanlarının zayıflayacağı ve buna sebep olacak gelişmeler haber verilmektedir:

Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması, bid'atlerin ortaya çıkması, emri bil maruf ve nehyi anıl münker (iyiliği emredip kötülükten menetme) imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman, benim evlatlarımdan Hz. Mehdi (as) ile Cenab-ı Hak, sünnetleri ihya eder. Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem (Arap olmayan) ve Arap milletleri arasında ülfet (kaynaşma, dostluk) ve muhabbet yerleşir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 66)

Eğer kısaca özetleyecek olursak, hadiste yer alan bilgilere göre, Hz. Mehdi (as) gelmeden önce şu olaylar gerçekleşecektir:


Ölüm: Anarşi ve yaygın katliamlar neticesinde halkın can güvenliğinin kalmaması ve bunun meydana getirdiği tedirginlik ortamı.
Açlık: Hayat pahalılığı sebebiyle meydana gelen geçim sıkıntısı. Felaketler ve doğal afetler sonucunda kıtlıkların, açlığın artması.
Fitneler: Haramların küçük-büyük herkesin arasında, alabildiğince yaygınlaşması ve teşvik görmesi. Her türlü ahlaksızlığın insanların gözleri önünde yapılması.
Bidatlerin ortaya çıkması: İslam dininde olmadığı halde sonradan ortaya çıkarılan adetlerin dinin esaslarıymış gibi kabul edilmesi.
Din ahlakını anlatma imkanlarının kaybolması: İyiliğin emredilmesi ve kötülüğün engellenmesi, kısacası tebliğ imkanının kaybolması ile meydana gelen manevi boşluk.


Fitne ortamları sağlam imana sahip müminler için imanlarının güçlenmesine, sabırlarının ve ahiretteki derecelerinin artmasına vesile olurken, zayıf ve yüzeysel imana sahip kimselerin imanlarını kaybetmelerine ya da imanlarının daha da zayıflamasına yol açar. Hz. Mehdi (as) bu tür bir fitne ortamının en yoğun ve şiddetli olarak yaşandığı bir dönemde ortaya çıkacaktır.




fitne




Başka hadislerde ve İslam alimlerinin açıklamalarında da ahir zamanda Hz. Mehdi (as)'ın, her yere erişmiş çok yaygın bir fitne varken ortaya çıkacağı bildirilmektedir:

Hz. Mehdi (as), fitnelerin zuhur ettiği bir zaman aralığında gelecek. (Mektubat-ı Rabbani, 2-258)

Mağrib'de (Batı'da) karışıklıklar, fitneler ve korku olacak... Fitneler çoğalacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, sf. 440)

Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı (korunamayacağı) bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin (halka duyrulacak şeyi yüksek sesle haber veren kişi) semadan seslenerek: "Ey insanlar, emiriniz artık Hz. Mehdi (as)'dır" demesine kadar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)

Bir fitne görülür, bunu diğer fitneler takip eder... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 26)

Çok yaygın ve sona ermesi mümkün görülmeyen bir fitne çıkacak... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 55)




fitne




29. Yaygın Katliamlar Meydana Gelmesi:



Hz. Mehdi (as)'dan önce, yaygın katliamların vuku bulacağı (gerçekleşeceği) büyük bir fitne görülecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır... Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek... (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)

... Katliamlara yerde ve göktekiler, artık tahammül edemez bir hale geldiğinde (Hz. Mehdi (as)) zuhur edecektir... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)

... Kan akıtmayı helal kılarak, Al-i Muhammed'e düşman kesilir... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)

... Kan dökülmesi... kıyamet alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, sf. 142)

Bu hadislerde katliamların yaygın olacağına, yani tüm dünya çapında yaşanacağına dikkat çekilmektedir.

Geçtiğimiz yüzyılda iki büyük Dünya Savaşı yaşanmış ve sırf bu savaşlarda yaklaşık 150 milyon insan hayatını kaybetmiştir. 20. yüzyıl boyunca siyasi nedenlerle katledilen sivillerin sayısının 200 milyonu aştığı tahmin edilmektedir. Bu, daha önceki yüzyıllarla kıyaslandığında olağanüstü derecede yüksek bir rakamdır. Bugün 21. yüzyılda hala dünyanın dört bir yanında kanlı savaşlar ve çatışmalar devam etmektedir. Bu savaşların ortak özelliği ise, yukarıdaki hadiste de belirtildiği gibi toplu katliamların yaşandığı savaşlar olmasıdır.




dağ manzarası



O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bunula sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse (bütün bunları) bile bile Allah'a eşler koşmayın.
(Bakara Suresi, 22)

Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip (istiva edip) de onları yedi gök olarak düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir.
(Bakara Suresi, 29)





30. Dünyanın Her Yerini Karışıklık Ve Kargaşaların Kaplaması:



... Herc-ü merc* çoğalarak devam eder. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)

* Herc-ü merc: İnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak bullak ortam.

Dünya herc-ü merc içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet (sapkın inanç) kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini (Hz. Mehdi (as)'ı) gönderecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)




Hama, Şam



-1- Yeni Şafak, 29 Aralık 1999
-2- Yeni Şafak, 29 Aralık 1999
-3- Yeni Şafak, 27 Ocak 2005


-4- Posta, 19 Nisan 2007
-5- Yeni Çağ, 24 Şubat 2006





Hadislerde görüldüğü gibi, belirli bir yer bildirilmeyip, karışıklığın dünyanın her tarafında yayılacağına işaretler bulunmaktadır. Gerçekten de hadislerde tarif edildiği şekilde, bugün dünyanın beş kıtasında büyük kargaşa, çatışmalar, katliamlar ve terör olayları devam etmektedir. Her gün yüzlerce insan sebepsiz yere öldürülmekte, yurtlarından çıkarılmaktadır.

31. Anarşi ve Tüm Dünyada İhtilallerin Olması:



Kıyametin hemen yakınında anarşi ve kargaşa günleri vardır. (Suyuti, Cami'üs Sagir, 3/211)

... (O sırada) fitneler, karışıklıklar, ihtilaller çok olur da insanlar birbirlerini öldürürler... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 482, no. 901; Kitabü'n-Nihaye, İbn-i Kesir, 1/131)

Şu muhakkak ki, yakın gelecekte fitne, tefrika (sürekli anlaşmazlık) ve ihtilaflar (ayrılıklar) çıkaran birtakım insanlar olacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 376, no. 685)

Anarşi ve çatışma, geride bıraktığımız yüzyılın en belirgin özelliklerinden biridir. İç savaşlar, ihtilal ve ayaklanmalar binlerce insanın hayatına mal olmuş, güvenlik ve huzur insanların en büyük özlemlerinden biri haline gelmiştir. Kimi Afrika ülkelerinde bir türlü son bulmayan iç savaşlar, başta Güney Amerika olmak üzere bazı ülkelerde yaşanan ihtilal ve ayaklanmalar, Güney Asya'da yaşanan çatışma ve savaşlar, Ortadoğu'da yaşanan gerginlikler bu kargaşanın sadece bilinen belli başlı örnekleridir.




Anarşizm



Vatan, 17 Ocak 2003





32. Kadın, Çocuk ve Masum İnsanların Katledilmesi:



Bu vakada bir kadının öldürülmesi, bir kırbacın sallanması kadar kolaydır. Bu olay Medine'den yirmi dört mil kadar yayılır. Sonra Hz. Mehdi (as)'a biat edilir. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 34)

Günahsız insanlar öldürülmeden Hz. Mehdi (as) çıkmaz... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)

Bu fitnelerin en sonuncusu günahsız insanların öldürülmesidir ki, artık o zaman kendisinden herkesin razı olacağı bir gidişatta olan Hz. Mehdi (as) çıkar. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 38)

Masum insanlar katloluncaya kadar Hz. Mehdi (as) çıkmayacak... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 37)




Çocuk mayın kurbanı



-1- Yeni Şafak, 5 Nisan 2006
-2- Birgün, 15 Şubat 2008
-3- HO Tercüman, 4 Haziran 2005





Hz. Mehdi (as)'ın çıkışı ile ilgili hadislerde katliamların yaygınlaşmasından bahsedilirken, bu katliamların masum insanları hedef alacağına özellikle dikkat çekilmiştir. Savaşlar veya çeşitli çatışmalar sırasında gerçekleştirilen katliamların yanı sıra özellikle son yıllardaki terörist eylemler de halkın toplu olarak imha edilmesi ile neticelenmektedir. Terörizmin amacı halk arasında korku ve dehşet yaymak olduğundan, bu tür saldırıların asıl yöneldiği kesim çoğunlukla sivil halktır.

Alışveriş merkezleri, restoranlar, kafeteryalar, okullar gibi savunmasız kadınların, gençlerin ve çocukların bulunduğu yerleri hedef alan bu eylemler nedeniyle dünyanın farklı ülkelerinde pek çok insan hayatını kaybetmektedir.




Çocuk mayın kurbanı



Hürriyet, 03 Nisan 2003





33. Mısırlıların Esir Alınması:



Şam ehli, Mısırlı kabileleri esir alacaklardır. (El Kavl-ul Muhtasar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 49)

Daha önce de belirttiğimiz gibi, Şam bölgesi, Hicaz (Mekke-Medine'nin olduğu bölge)'ın sol tarafında kalan bölgedir. Bugün sözkonusu bölgede yer alan devletler arasında İsrail de bulunmaktadır. Dolayısıyla bu hadisle İsrail Devleti'nin Mısır ile olan savaşlarına ve Mısır topraklarını işgaline işaret ediliyor olabilir. 26 Ekim 1956 tarihinde İsrail Mısır'a saldırdı ve Sina Yarımadası'nı işgal etmeye başladı. Birleşmiş Milletler'in araya girmesiyle sıcak çatışmalar bir süre sonra sona erdi ve İsrail sınırına BM Barış Gücü yerleşti. 1967 yılındaki 6 Gün Savaşı ise İsrail-Mısır arasındaki başka bir savaştı. Bu savaşlar sırasında oldukça fazla sayıda Mısırlı, İsrail askerleri tarafından esir alındı. Pek çok Mısırlı da hayatını kaybetti.




Mısır, tutsak




34. Şehirlerin Yok Olması:



Büyük şehirler dün sanki yokmuş gibi helak olur. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, sf. 38)

Mamur beldeler harab edilince... kıyametle senin aranda şu iki parmak arası kadar bir mesafe kalmış demektir. (Kıyamet Alametleri, sf. 143)

Hadislerde belirtilen büyük şehirlerin, mamur beldelerin helak oluşu ve harab edilmesi, savaşlar ve çeşitli doğal afetler sonucunda meydana gelen yıkımları akla getirmektedir. Bunların yanı sıra yakın geçmişte geliştirilen nükleer silahlar, uçaklar, bombalar, füzeler ve benzeri silahların savaşlarda kullanılması da büyük tahribata neden olmuştur. Bu tahrip gücü yüksek silahlar tarihteki benzerleriyle kıyaslanmayacak düzeyde yıkımlara yol açmıştır. Elbette hedef konumundaki "büyük şehirler" de bu yıkımlardan birinci derecede etkilenen yerler olmuştur.

35. Harap Olmuş Yerlerin İmarı:



Dünyanın harap olmuş yerlerinin imarı, imar edilmiş yerlerinin tahribi kıyametin şart ve alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, sf. 138)

Savaşlarla geçen 20. yüzyılda pek çok şehir yerle bir olmuş ve yeniden inşa edilmiştir. Berlin, Leningrad (St. Petersburg), Dresden gibi II. Dünya Savaşı sırasında tanınmayacak hale gelen büyük Avrupa şehirleri, savaş sonrasında yeniden inşa edilmiş ve bugünkü görünümlerini almışlardır.

Benzer bir örnek olarak Japonya'nın Kobe şehri 1995 yılının Ocak ayında büyük bir deprem sonucu harap olmuştur. Depremin gerçekleştiği Kobe ve Osaka kentlerinin bulunduğu bölge, Japonya'nın önde gelen sanayi ve ticaret merkezlerindendi. Bu yüzden deprem sonrasındaki maddi zarar milyarlarca dolar oldu. Japonlar bir süre sonra Kobe şehrini tekrar inşa ettiler.




Hiroşima, atom bombası



1945 yılında Amerika'nın Hiroşima'ya attığı atom bombasının patlama anında ve hemen sonrasında yaklaşık 100.000 kişi ölmüştür. Hiroşima felaketinden 3 gün sonra yine Amerika'nın Nagasaki'ye attığı bir diğer atom bombası yüzünden, patlama anında yaklaşık 40.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bombalar bir yandan insanların ölümüne sebep olurken; diğer yandan çok büyük bir yerleşim alanı harap olmuş; hayatta kalan bölge halkında ise, radyasyon nedeniyle nesiller boyu düzeltilemeyecek genetik ve fizyolojik bozulmalar meydana gelmiştir.





36. Her Yere Ulaşan Bir Fitne:



Hiçbir tarafın ondan mahfuz kalmayacağı bir fitne zuhur edecek, bu fitne kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum bir münadinin semadan seslenerek: "Ey insanlar, emiriniz artık Hz. Mehdi (as)'dır" demesine kadar devam edecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)

Hadiste herkese ulaşacak, hızla yayılacak bir fitneden bahsedilmektedir. Yani herkesin haberdar olacağı, din ahlakına ve Allah'a karşı ortaya sürülen bir fitne insanların imanlarını hedef alacaktır. Günümüzde, Allah'ın varlığına ve din ahlakının yaşanmasına karşı öne sürülen en geniş çaplı fikri akım materyalist felsefedir. Bu felsefenin kendisine dayanak aldığı sözde bilimsel temel ise "evrim teorisi"dir. Hiçbir bilimsel ve mantıksal delile dayanmadığı, tamamen akıl ve bilim dışı olduğu halde, yoğun propaganda, aldatmaca ve göz boyama yöntemleriyle bu safsata dünya çapında belirli materyalist odaklar tarafından kitlelere empoze edilmeye çalışılmaktadır.




evrim, darwin




Bugün evrim teorisinin gerek basın gerekse televizyon yoluyla hemen hemen girmediği hiçbir ev, bu teoriyi duymayan hiç kimse yok gibidir. Dikkat çekici bir nokta daha vardır: Peygamberimiz (sav)'in hadisinde belirttiği gibi bir fitnenin dünyanın her yerine nüfuz etmesi ve hızla yayılması, ancak günümüzdeki teknolojik imkanlarla (basın, yayın, internet, uydu iletişimi...) gerçekleşebilir. Geçmişteki şartlarda, bir fitnenin dünya çapında kısa zamanda bu kadar geniş alana yayılması mümkün değildir. Nitekim bugüne kadar Allah'ın varlığına, yaratılışa ve din ahlakına karşı savaş açmış, dünya çapında yaygın bir başka fitne daha görülmemiştir. Hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın çıkışıyla ve Hz. İsa (as)'ın gelişiyle bu fitnenin sona ereceği de müjdelenmektedir.

37. Haramların Helal Sayılması:



... Bütün haramların helal sayılacağı bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün en hayırlısı olan Hz. Mehdi (as)'a evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 26)

Hz. Mehdi (as), bütün haramların helal sayıldığı büyük bir fitneden sonra çıkacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)

Günümüzde fuhuş, kumar, içki, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen dünyanın pek çok ülkesinde giderek artan bir oranda işlenmektedir. Kimi Batılı gazete ve televizyonlarda bu haramları işleyenler sıkça övülmekte ve teşvik edilmekte, hatta işlemeyenler yerilmektedirler. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir.




Çocuk mayın kurbanı



-1- Milliyet, 3 Nisan 2008
-2- Cumhuriyet, 27 Kasım 2006
-3- Radikal, 5 Temmuz 2009





38. Allah'ın Açıkça İnkar Edilmesi (Allah'ı Tenzih Ederiz):



Alenen ve apaçık Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi (as) gelmez. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 27)

Allah'ı inkar etme sapkınlığı olan ateizm, 19. yüzyılın sonundan itibaren yaygınlaşmıştır. Materyalizm ve Darwinizm'in yaygınlaşmasıyla kendilerine felsefi ve sözde bilimsel dayanak buldukları yanılgısına kapılan ateistlerin sayısı 20. yüzyılda artmıştır. Ateistler bu dönemde sapkın görüşlerinin propagandasını yapma imkanı bulmuşlardır. Ateizm, samimi olarak iman edenlerin yürüteceği fikri mücadelenin vesile olmasıyla Allah'ın izniyle yok olmaya mahkumdur.

39. Materyalist Felsefenin Yaygınlaşması:



Bismillah harflerinin değeri kaybettirildiği zaman Hz. Mehdi (as) zuhur eder. (Risalet-ül huruc-ül Mehdi, sf. 29)

Hadiste geçen "besmele"den kasıt, insanların din ahlakına bakış açısı ve imani durumları olabilir. Nitekim insanların imanlarının zaafa uğradığı bir dönemde Hz. Mehdi (as) zuhur edecek ve bu akımları fikren ortadan kaldıracaktır. Bu açıdan düşünüldüğünde, hadiste geçen ifade, materyalist ve Darwinist felsefenin insanlar üzerindeki etkisinin çok olacağına işaret ediyor.

Küfür her yanı istila edip hükmü cemiyet içinde aşikare işlenmedikçe Hz. Mehdi (as) zuhur etmez. Bu vakitte vaki olan ise... küfrün istilasıdır. Onun kuvvetidir. (Mektubat-ı Rabbani, 2-259)

40. Din Ahlakından Uzaklaştıran Fitnelerin Olması:



Kıyamete yakın karanlık gecelerin parçaları gibi karışıklıklar olacaktır. Bu karışıklıklar içinde kişi mümin olarak sabahlayıp kafir olarak akşamlayacak, mümin olarak akşamlayıp kafir olarak sabahlayacaktır. (Kur'an ve Sünnette Kıyamet ve Ahiret, sf. 155)

Enam Suresi'nin 26. ayetinde insanları "Kuran'dan ve din ahlakından alıkoyanlara" dikkat çekilmektedir:

"Onlar, hem ondan alıkoyarlar, hem kendileri kaçarlar. Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar, ama şuurunda değildirler." (En'am Suresi, 26)

Hadislerden de sapkın fikir akımlarının, hak ve hakikatten uzak sistemlerin kıyamet öncesinde, insanları Allah'ın yolundan saptıracak büyük fitneler meydana getireceği anlaşılmaktadır.




satanizm




Bu fitnelerin çeşitli propaganda ve telkin yöntemleriyle yaygınlaşacağı ise başka hadislerde şöyle bildirilmektedir:

... "O devirde halkı Cehennem kapılarına çağıracak olan birtakım davetçiler (propagandacı çığırtkanlar) olacaktır. Her kim o çığırtkanların davetine icabet ederse onu Cehenneme atacaklar." "Ya Resulullah, o davetçiler zümresinin vasıflarını bize beyan etseniz?" "Peki edeyim, onlar bizim milletimizden olup bizim dilimizle konuşan bir zümredir" buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 382, no. 698)

Yakın gelecekte kör, sağır ve dilsiz (yani insanları kör) edip doğruyu göstermeyen, sağır edip hak olanı duyurmayan ve dilsiz (edip) hak sözleri konuşturmayan birtakım korkunç fitneler olacaktır... Fitne hengamesinde dilin fitneye karışması ve propaganda yapması kılıç darbesi gibi onun yayılmasını sağlar. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 390, no. 720)

Bahsedilen fitnenin sağır edip duyurmaması ve konuşturmaması pek çok ülkede iktidarda olan baskıcı rejimleri de akla getirmektedir. Bu rejimler fikir ve düşünce özgürlüğünü baskı altına almakta, insanların düşüncelerini, inançlarını diledikleri gibi ifade etmelerini engellemektedirler. Özellikle bazı Arap ve Afrika ülkelerinde, Müslümanların düşüncelerini özgürce ifade edememeleri, inançlı oldukları için baskı altına alınmaları bu durumun örneklerindendir.

41. Mescit ve Camilerin Yıkılması:



Süfyani kuru bir vadiden çıkar... O, medrese ve mescidleri yıkar, rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 35)




Çocuk mayın kurbanı



-1- bbc.co.uk/Turkish 31 Temmuz 2009
-2- Yeni Çağ, 8 Nisan 2006








orman manzarası



Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artık onu kısıp-tutacak yoktur; her neyi kısar-tutarsa, artık onu da ondan sonra salıverecek yoktur.
O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Fatır Suresi, 2)




Ey insanlar, Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah'ın dışında bir başka Yaratıcı var mı? O'ndan başka İlah yoktur.
Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?
(Fatır Suresi, 3)





42. Sahte Peygamberlerin Çoğalması:



Her biri Allah'ın Resulü olduğunu iddia eden otuza yakın yalancı gönderilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. (Tirmizi, Fiten 43; Ebu Davud, Melahim 16)

Her birisi kendisinin Tek Mabud olan Allah'tan resul olarak gönderildiğini iddia eden altmış yalancının çıkması. (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 36)

43. Dinin Bazı İnsanlar Tarafından Şahsi Çıkarlar İçin Kullanılması:



Alimler ilmi sırf para kazanmak için öğrendiğinde... dini dünyalık karşılığında sattıklarında... hükmü sattıklarında... kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, sf. 480)

Ahir zamanda öyle adamlar çıkacak ki, dinlerini dünya menfaatleri karşılığında satacaklardır. (Tirmizi, Zühd, 60)

Kim Kuran okursa (mükafatını) Allah'tan istesin. Zira son zamanlarda Kuran okuyup (mükafatını) insanlardan isteyen birtakım insanlar türeyecektir. (Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 9)

44. Salih Müminlerin Sayıca Çok Az Olması:



İnsanlara bir zaman gelir ki camilerinde toplanıp namaz kılarlar. Fakat aralarında mümin bulunmaz. (Hakim; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 19)

İnsanların... bidatçıların (dinden olmayan şeyleri dindenmiş gibi gösterip kabul ettirmeye çalışanlar) görüşlerini benimseyip farkında olmadan şirk koştukları, ilmi geçim için tahsil ettikleri, dinlerini dünyalıklarına alet ettikleri bir zaman gelecektir. (Deylemi; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 68)




Time Dergisi



-1- Time, 03 Mayıs 1993 - Waco'da Trajedi
-2- "Aman Allah'ım, Kendilerini Öldürüyorlar!"




Son 30-40 yıl içinde sahte Peygamberlere pek çok örnek görülmüştür. 1993 yılında 80 taraftarını ölüme sürükleyen David Koresh.




-3- Takvim, 06 Nisan 2002
-4- Milliyet, 27 Temmuz 2009




-5- Hürriyet, 8 Haziran 2008




70'lerin sonunda en fazla sayıda insanın toplu olarak intihar ettiği sapkın tarikat olarak tarihe geçen The People's Temple tarikatını kuran Jim Jones bu örneklerden başlıcalarıdır. 900 taraftarı ile birlikte kendini zehirleyen Jim Jones. (Aşağıda solda)





45. Müslümanlara Baskının Artması:



Yemin ederim ki bu ümmete öyle (şiddetli) belalar gelecek de, kişi zulümden, gaddarlıktan kurtulmak için sığınacak bir yer bulamayacaktır. Öyle sıkıntılı bir sırada Allah Teala akrabamdan, benim hanedanımdan bir kimseyi (Hz. Mehdi (as)'ı) gönderecek. (Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 437)

Rüku ve secdeye giden herkesi cezalandırır... Al-i Muhammed'e düşman kesilir... (Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)

Burada Müslümanların üçte biri öldürülür... (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 73)

Hadislerde bildirilen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biri de, Müslümanların bu dönemde büyük baskı altında ve sıkıntı içinde bulunacak olmalarıdır. Günümüz İslam dünyasına bakıldığında görülen durum, bu alametin gerçekleştiğinin delilidir. Endonezya'dan Filistin'e; Çad'dan Doğu Türkistan'a kadar Müslümanlar, türlü eziyet ve zorluklarla karşı karşıyadırlar. Hadislerde bu zorlukların detaylarıyla ilgili de bilgiler verilmiştir:

- Zalim Yöneticilerin Olması:



Vay bu ümmete, o öldüren zalim meliklerden dolayı. Bu zalimler kendilerine itaat edenler hariç, sessiz kalanları dahi korkuturlar... (Ebu Nuaym'dan; Suyuti, c. 2, sf. 64)

Liderlerin zulmetmesi, kıyamet alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, sf. 143)

Bu hadisler, Hz. Mehdi (as) gelmeden önce bazı Müslüman ülkelerde, din ahlakından uzak, zalim ve acımasız karakterli kişilerin iktidarda olacaklarına işaret etmektedir.

- Dinsiz İdeolojilerin Yaygınlaşması:



(Kıyametin bir alameti) mescitler içerisinde günahkarların seslerinin yükselmesi ve günahkarların dinin emrettiklerini yerine getiren samimi müminler üzerine galip gelip onlara tahakküm etmeleridir. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 450)

- Müminlerin İnançlarını Gizlemek Zorunda Kalmaları:



Peygamberimiz (sav) bir başka hadisinde de ahir zamanda samimi müminlerin tüm bu baskılar nedeniyle inançlarını saklamak ve ibadetlerini gizli sürdürmek zorunda kalabileceklerini şöyle haber vermiştir:

Bugün sizin aranızda münafıkların gizli yaşadıkları gibi bir zaman gelir ki mümin olanlar da diğerlerinin arasında gizli olarak dini hayatlarını sürdürmeye çalışırlar. (İbni Sünni; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 12)




Çocuk mayın kurbanı



-1- Aksiyon Dergisi, 14 Nisan 2003
-2- Aksiyon Dergisi, 14 Nisan 2003
-3- Der Spiegel, 16 Ocak 2003 - Cinayet Klanı

Saddam'ın halkına uyguladığı zulüm pek çok kez haber oldu. (Sol üstte)
Almanya'nın ünlü Der Spiegel dergisi 16 Haziran 2003 tarihli sayısında Saddam ve ailesini Cinayet Klanı olarak isimlendirmişti. (Üst sağda)
Newsweek dergisi ise 17 Şubat 2003 tarihli sayısında, Saddam'ın işlediği suçları haber yapmıştı.

-4- Newsweek, 17 Şubat 2003: Saddam'ın Suçları: Dayak, kırbaç, elektro-şok, asit banyosu: Diktatör ve taraftarları hiç yargılanacaklar mı?
-5- Kanun Dışı Rejim: Iraklı mahkumların ateş mangasında vurulmuş fotoğrafları





46. Siyaset Adamlarında Dejenerasyon:



Ahir zamanın önemli özelliklerinden biri acımasız, zalim ve halkını felaketlere sürükleyen liderlerin yönetime gelmesidir. 20. yüzyıl bu tarz lider ve yöneticilerin örnekleri ile doludur. Din ahlakına uygun olmayan ideolojileri benimseyen bu kimseler, hem kendi halklarına yaptıkları zulüm hem de neden oldukları savaş ve çatışmalar nedeniyle diğer toplumlara getirdikleri belalar ile ünlenmişlerdir. Hadiste de bu duruma dikkat çekilmektedir. Çin'in komünist diktatörü Mao, yalnızca kendisine muhalif oldukları için binlerce vatandaşını katletmiş, yönetimi boyunca milyonlarca insanın ölümüne neden olmuştur. Mussolini, faşist ideolojisinin etkisiyle ülkesini II. Dünya Savaşı'nın içine sürükleyerek halkına büyük felaketler yaşatmıştır. Mobutu, tarihe Afrika kıtasının en acımasız diktatörlerinden biri olarak geçmiştir.




Çin, Mao, Çin zulmü




Haberiniz olsun, şu muhakkak ki başlarınıza birtakım amirler ve devlet başkanları gelecek de onlar, (devlet hazinesinden yardıma ihtiyacı olan) sizlere vermedikleri (hakları olmadığı halde) kendilerine verilmesini hükme bağlayacaklardır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 380, no. 697)

Yakında başınıza bazı emirler gelecek. Rızıklarınıza el koyacak, sizi yalanlarla avutacaklar. İş yapacaklar. Lakin yaptıkları fena olacak. En fena tarafları da kötülüklerini siz güzel görmedikçe ve yalanlarını tasdik etmedikçe sizden razı olmayacaklar... (Bagavi, Tabarani; Geleceğin Tarihi 1, sf. 43)

İslam'ın usulleri teker teker bozulacak ve halkı delalete düşürücü hükümet adamları çıkacak... (Hakim; Geleceğin Tarihi 1, sf. 57)

47. Güzel ve Kötü Ahlak Kavramlarının Yer Değiştirmesi:



Kötülerin çoğaldıkça çoğalması, yalancıların doğru kabul edilmesi kıyamet alametlerindendir. (Beyhaki, İbn-i Neccar; Son Zamanlarla İlgili Hadisler, sf. 107)

Yalancının doğrulanması, doğrunun yalanlanması kıyamet alametlerindendir. (Kıyamet Alametleri, sf. 137)

Yalancı, doğru kabul edilecek ve doğru söyleyen ise tekzib edilecektir. Haine güvenilecek ve güvenilir olana ise hain muamelesi yapılacaktır... İşte o zaman yalan yaygınlaşacak... (Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar; Beklenen Mehdi, 3. baskı, sf. 146-147)

48. Müslümanların Birbirleri ile Savaşmaları:



... Fikirler ayrılmadıkça, öz kardeşler dinde ihtilafa düşmedikçe kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, sf. 142-143)

Hz. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Müslümanlardan iki grup aralarında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir." (Buhari, Fiten: 24, Menakıb: 25, İstitabe: 8; Müslim, İman: 248, Fiten: 17)

Peygamberimiz (sav) 1400 sene önce bildirdiği bu hadislerinde günümüzde yaşanacak olan bazı olaylara dikkat çekmiştir. Nitekim hadislerde haber verildiği gibi Hicri 1400 yıllarının başından itibaren bazı Müslüman ülkeler arasında savaş ve çatışmalar yaşanmıştır. İran-Irak Savaşı, Irak'ın 1990 yılında Kuveyt'i işgali bunlara örnektir.




İran Irak savaşı alevlendi



-1- Türkiye, 19 Şubat 1981
-2- Müslüman dünyası, İran-Irak Savaşı'nın patlak vermesiyle parçalandı





49. Ticaret ve Yolların Kesilmesi:



Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39-40)

Hz. Mehdi (as) çıkmadan önce, milletler arasında ticaret ve yollar kesilecek, insanlar arasında fitneler çoğalacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 39)

Günümüzde ülkeler arasında yapılan ticari ve ekonomik iş birliği anlaşmalarına rağmen, güvenlik endişesi kimi zaman ticari faaliyetlere engel olmaktadır. Örneğin, Hazar bölgesindeki yeraltı zenginliklerinin diğer bölgelere taşınması konusunda yaşanılan sorunların önemli bir kısmı güvenlik kaynaklıdır. Bu konuda daha pek çok örnek vardır. Dünyanın farklı köşelerinde de çatışmalar ve gerginlikler ekonomik iş birliklerini engellemekte, toplumlar arası ticari faaliyetler çok sınırlı miktarda gerçekleşebilmektedir.

50. Depremlerin Çoğalması:



... Depremler çoğalmadıkça... kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, sf. 109)

Ümmetimde zelzeleler olur. Öyle ki, bu zelzelelerde on bin, yirmi bin, otuz bin kişi ölür. (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf. 81)

Barınacak evler, sizi taşıyacak hayvanlar bulamayacağınız zaman yaklaşmıştır. Çünkü evlerinizi depremler yıkacak, hayvanlarınızı yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir. (Nuaym bin Hammad, Geleceğin Tarihi 1, sf. 82)

... Bil ki, artık zelzeleler, kederler, büyük hadiseler yakındır. O gün kıyamet insanlara şu elimin başına olan yakınlığından daha yakındır. (Ebu Davud, Cihad 37, sf. 2535, Kütüb-i Sitte, cilt 14, sf. 339)

ABD Jeolojik Araştırma Kurumu (USGS)'nin raporlarına göre 1556-1975 arasındaki yaklaşık 400 yılda meydana gelen 5.0 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı sadece 110'dur. Aynı kurumun açıklamasına göre, 1980-2009 yılları arasında sadece 29 sene içinde meydana gelen 6.0 ve daha büyük şiddetteki depremlerin sayısı ise 4.176'dır.8 Kuşkusuz bu rakamlar Hicri 1400 yılının başından itibaren depremlerin sayısındaki artışı çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.




Hama, Şam



-1- Radikal, 30 Eylül 2009
-2- Sabah, 27 Temmuz 2001
-3- Radikal, 28 Ocak 2001
-4- Newsweek, 02 Temmuz 1990 - Deprem: İran'ın yardım için umutsuz yalvarışı
-5- Tercüman, 24 Mayıs 2003


-6- Ortadoğu, 07 Ocak 2000
-7- Sabah, 21 Eylül 1999
-8-Sabah, 17 Ekim 1999
-9-Bugün, 2 Ekim 2009-10- Güneş, 03 Kasım 2002






51. Kuraklığın Olması:



Deccal'ın çıkmasından önce gökyüzü üç sene yağmurunu tutar. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda gökyüzü normal yağmurunun üçte ikisini yağdırmaz. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise gökyüzü yağmurunun tamamını keser, yeryüzü de bitkisinden hiçbirini bitirmez. (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, sf. 241)

Ahir zamanda belli bir dönem yaşanacak olan kuraklık da, Hz. İsa (as)'ın nüzulünden, Hz. Mehdi (as)'ın zuhurundan hemen önce gerçekleşecek olan çok önemli bir alamettir.




Hama, Şam



-1- Evrensel, 21 Ağustos 2008
-2- Cumhuriyet. 23 Ağustos 2008
-3- Radikal, 25 Nisan 2007
-4- Hurriyet, 23 Mart 2002


-5- Cumhuriyet, 12 Ağustos 2008
-6- Yeni Asya, 27 Haziran 2008
-7- Önce Vatan, 27 Haziran 2008
-8- Güneş, 21 Ağustos 2008





52. Kasırgaların Artması:



Kıyametten önce on alamet görmeden o kopmayacaktır. Onuncusu, insanları denize atacak olan kasırga... (Kıyamet Alametleri, sf. 288)

Geçtiğimiz yüzyılın son yıllarında meydana gelen en önemli hava olaylarından birkaçı şöyledir:

1987 yılının Ekim ayında güneydoğu İngiltere 1703 yılından beri meydana gelen en büyük fırtına ile sarsıldı. Fırtına nedeniyle yaklaşık 15 milyon ağaç devrildi ve ormanların büyük bir kısmı yok oldu. 16 kişinin öldüğü fırtınada binalar büyük hasar gördü, gemiler sahile sürüklendi.

20 Mart 1998'de Georgia'da meydana gelen tornado sebebiyle 12 kişi ölmüştür.

27 Mayıs 1997'de Teksas'ta meydana gelen tornado nedeniyle ölen kişi sayısı ise 27'dir.

13 Mayıs 1996'da Bangladeş'in batısında meydana gelen fırtınalarda tahminen 500 ile 1000 kişi arasında ölüm meydana gelmiştir. Aynı fırtınalar 30.000 kişinin yaralanmasına ve 100.000 kişinin evsiz kalmasına neden olmuştur.

1992'de Andrew Kasırgasının neden olduğu hasar yalnızca Meksika Körfezi'nde yaklaşık olarak 0.50 milyar dolardır. Andrew Kasırgası, Bahamalar'da ise yaklaşık 0.25 milyar dolar hasara neden olmuştur. ABD'nin doğusunda 2 milyona yakın insan kasırga nedeniyle evlerinden tahliye edilmiştir.

Ağustos 2002'de Avrupa'nın orta ve doğu bölgelerinde etkili olan sellerde ölenlerin sayısı 114'ü bulmuştur. 21 Eylül 2003'te Güney Kore'de, son 40 yılda meydana gelen en şiddetli kasırgada ise 2 günde yaklaşık 200 kişi ölmüştür.

Ağustos 2005'te meydana gelen Katrina kasırgası, Mississippi'nin 8 şehrini harap etmiş, New Orleans'ın %80'i yerle bir olmuş, yaklaşık 2000 kişinin ölümüne neden olmuştur. Amerikan tarihinin ikinci en büyük kasırgası olarak kabul edilmektedir. Verdiği zarar, 81.2 milyar dolardır. Bu kasırganın dikkat çekici bir özelliği ise, şehri selden koruması için yapılan setin yıkılmasıyla New Orleans'ın neredeyse tamamının sulara gömülmesidir. Hadiste bildirilen, "İnsanları denize atacak kasırga" tarifinin bir tecellisi de bu olabilir.

Kasım 2007'de Bangladeş'i etkisi altına alan ve 250 km hızla esen Sidr Kasırgası ise, 3200 kişinin ölümü ve büyük bir yıkım ile sonuçlanmıştır. Kasırganın etkisiyle 6 metreyi bulan dalgalar, binlerce evi yerle bir ederken, bine yakın insanın da kaybolmasına sebep olmuştur. Beş milyon kişiyi etkileyen bu kasırga, yüzyılın en büyük felaketleri arasında sayılmaktadır.




Hama, Şam



-1- Yeni Çağ, 2 Nisan 2009
-2- Vatan, 1 Eylül 2008
-3- Evet, 28 Ağustos 2006


-4- Turkiye, 20 Eylül 2003
-5- Posta, 14 Eylül 2008





53. Şiddetli Yağmurların Olması:



Ev ve kulübe bırakmayan şiddetli bir yağmur yağıncaya kadar kıyamet kopmaz. (Kıyamet Alametleri, sf. 253)

Yağmurun çoğalması, otların azalması... kıyametin yaklaşmasındandır. (Kıyamet Alametleri, sf. 137)

Gökten şiddetli yağmur yağıp taş binalar hariç bütün kerpiç evler yıkılmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned 13/291, hadis no. 7554)

Özellikle son dönemlerde sel baskınları, dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli oranda can ve mal kaybına neden olmuştur. Geçtiğimiz yıllarda Avrupa'da meydana gelen sel baskınları bunun bir örneğidir. Neredeyse tüm Avrupa'yı etkisi altına alan şiddetli yağmurlar, nehirlerin taşmasına neden olmuş, büyük Avrupa şehirlerinde dahi pek çok bölge sular altında kalmıştır.

2002 senesinde Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te iki ay etkisini sürdüren mevsimsel muson yağmurlarının yol açtığı felaketlerde ölenlerin sayısı ise yaklaşık 900 olmuştur. Çin'de ise Ağustos 2002'de şiddetli yaz yağmurlarının yol açtığı sel ve toprak kaymalarında ölenlerin sayısı 1.000'e ulaşmıştır. 2002'de Avrupa'da yaşanan sel baskınlarının ardından, 2006 yılında da seller, sadece Macaristan'da 32.000 kişi olmak üzere Romanya, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya gibi birçok Avrupa ülkesini etkisi altına almıştır. Endonezya'nın başkenti Jakarta'da, 2007 yılındaki seller binlerce kişiyi evsiz bırakırken; İngiltere'de Temmuz 2007'deki yağışlar, 1 milyon kişinin etkilendiği bir sel felaketine dönüşmüştür.




Hama, Şam



-1- Vatan, 6 Temmuz 2009


-2- Akşam, 12 Ağustos 2009





54. Yıldırımların Çoğalması:



Kıyametin yaklaştığı sırada yıldırımlar o kadar çoğalacak ki, insanlar (birbirlerine şöyle) diyecekler: "Dün kime yıldırım isabet etti?" Onlar da (şöyle) cevap verecekler: "Dün falan ve filan (kimseleri) yıldırım çarptı." (El-Hakim, Müstedrek, 4/444)

... Hayvanlarınızı yıldırımlar yakıp kömüre çevirecektir. (Naim bin Hammad; Geleceğin Tarihi 4, sf. 69)

Tam da hadiste belirtildiği gibi, yıldırım düşmesi nedeniyle can ve mal kaybının artması son yıllarda sıkça rastlanılan bir durum olmuştur. Bu kayıplar çoğu zaman haberlerde yer almaktadır. 1998 yılında Kongo'da futbol sahasına düşen yıldırım neticesinde, sahada maç yapan 11 futbolcunun ölümü bu örneklerden biridir. Benzer bir şekilde 2001 yılında Meksika'da futbol sahasına düşen yıldırım nedeniyle de 6 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunlar dışında da yıldırım düşmeleri pek çok insanın hayatını kaybetmesine ve hayvanların telef olmasına neden olmaktadır.

Çin'deki veriler ise, yıldırımların her sene belirgin bir oranla arttığını göstermektedir. Bu rakamlar, 2003'te 7.625, 2004'te 8.892, 2005'te 11.026 iken, 2006'da 19.982'ye yükselmiş ve Çin'de sadece 2006 yılında 717 kişi yıldırım çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir.




Yıldırım



Türkiye, 20 Ocak 2003





55. Yer Çökmelerinin Olması:



(Kıyamet) alametlerinin ilki yer çökmeleridir... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 518)




deprem




56. Evlerin Mezar Olması:



"İnsanlara ölüm gelip evler mezar olduğu zaman halin nice olur" buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 392, no. 726)




Hindistan, deprem, en şiddetli deprem



Radikal, 28 Ocak 2001





57. Salgın Hastalıkların Artması:



Veba gibi salgın hastalıklar, yani koyun (davar) kıran denilen hayvan hastalığı ki, o sizi yakalayacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir ZamanAlametleri, sf. 417, no. 761)

"... Kıyamet öncesi altı (alamet) sayayım mı?" Dedim ki: "Onlar nelerdir ya Resulullah?" O da şöyle buyurdu: "... Sizin aranızda kolera ve şarbon gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır." (Sahih-i Buhari; Beklenen Mehdi, 3. baskı, sf. 147)




domuz gribi, sars, aids



-1- Tercüman, 12 Nisan 2003
-2- Evrensel, 1 Aralık 2006


-3- Habertürk, 27 Nisan 2009





Günümüzde sık sık yeni ve bilinmeyen salgın hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Son 20-30 yıl içinde en çok duyulan salgın hastalıklardan birkaçı AIDS, Sars, Ebola, Deli dana, kuş ve domuz gribi gibi hastalıklardır. Bunların insanlar için ne kadar büyük tehlike oluşturdukları çok iyi bilinmektedir.

58. İnsanların Birbirinden Kaçması:



"Ey Allah'ın Resulü, Ahlas fitnesi nedir?" "Kaçışmak -yani insanlar arasındaki aşırı düşmanlıklardan dolayı birbirlerine güvenemedikleri için birbirlerinden kaçışmaları- ve insanların mallarının yağma edilmesidir," buyurdu. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 386, no. 714)

Hadiste, insanların güvensizlik ve korku nedeniyle birbirlerinden kaçmalarına dikkat çekilmektedir. Bununla, yurtlarından göç etmek zorunda bırakılan insanlara işaret ediliyor olması muhtemeldir. Gerçekten de çatışmalar nedeniyle evlerini terk eden, savaşlar yüzünden topraklarından sürülen insanların sayısı 20. yüzyılın başlarından itibaren büyük artış göstermiştir.




mülteci, 600 bin kişilik göç



-1- Cumhuriyet, 6 fiubat 2003
-2- Yeni Şafak, 1 Temmuz 2007





Özellikle son 20-30 yılda bu artış dikkat çekici bir rakama ulaşmıştır. 2001 yılı itibariyle yaklaşık 23 milyon olan dünyadaki mülteci sayısı, 2002 yılında neredeyse 30 milyona yaklaşmıştır.

59. "İyiliği Emredip, Kötülükten Men Etme" İbadetinin Terk Edilmesi:



İyilik terk edilip emredilmediğinde, kötülük işlenip alıkonulmadığında, kıyamet yaklaşmış olacaktır. (Ölüm Kıyamet ve Diriliş, sf. 480)

Kıyamet yaklaşır, hayırlı işler azalır. (Kıyamet Alametleri, sf. 264)




göl manzarası



Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor.
Sonra kurumaya başlar, böylece onu sararmış görürsün.
Sonra da onu kurumuş kırıntılar kılıyor. Şüphesiz bunda, temiz akıl sahipleri için gerçekten öğüt alınacak bir ders (zikr) vardır.
(Zümer Suresi, 21)




Allah, kimin göğsünü İslam'a açmışsa, artık o, Rabbinden bir nur üzerinedir,
(öyle) değil mi? Fakat Allah'ın zikrinden (yana) kalpleri katılaşmış olanların vay haline.
İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.
(Zümer Suresi, 22)





60. Açlık ve Fakirliğin Artması:



Açlık ve hayat pahalılığı alabildiğine yayılacak... (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, İmam Şarani, sf. 440)

Fakirler çoğalacak. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 455)

Deccal'in zuhurundan üç yıl önce, son derece buhranlı günler olacak, açlık hüküm sürecektir. (Kıyamet Alametleri, sf. 220)

Bugün dünyanın dört bir yanında yiyecekten ve içecekten mahrum, sağlıksız koşullar altında yaşayan, barınacak bir yer bulamayan insanlar bulunmaktadır. Bu durum Afrika, Asya, Güney Amerika başta olmak üzere Amerika ve Avrupa ülkelerinde de yoğun olarak sürmektedir. İnsanların küçük bir bölümü çok büyük bir refah içinde yaşarken, 2 milyara yakın insan açlık sınırında yaşamaktadır. Birleşmiş Milletler kaynakları göstermektedir ki 1960 yılında dünya nüfusunun en fakir %20'si ile en zengin %20'si arasındaki gelir oranı 1'e 30 iken, 1995'te 1'e 82 olmuştur.9 Sosyal adaletteki çöküşe bir örnek de dünyanın en zengin 225 şahsının servetinin dünya nüfusunun %47'sinin senelik gelirine eşit hale gelmesidir.10




domuz gribi, sars, aids



-1- Time, 01 Ağustos 1994 - "Bu ahir zamanın başlangıcı. Bu kıyamet."
-2- Milli Gazete, 9 Mayıs 2009


-3- Ortadoğu, 20 Haziran 2009
-4- Time, 14 Aralık 1992 - Somali: Yardım Misyonu mu, Bataklık mı?





61. Zekatın Terk Edilmesi:



Zekatı (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman. (Tirmizi, Fiten: 39, 2211)

O zaman zekat, ceza olarak ve harac da, ganimet olarak zorla alınacaktır. (Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar; Beklenen Mehdi, 3. baskı, sf. 146-147)

Fakirlerin ve ihtiyaç içinde olanların korunup kollanması din ahlakının gereklerinden biridir. Allah iman edenlere, ihtiyaç içinde olanlara sadaka vermeyi, onların ihtiyaçlarını karşılayıp gidermeyi ve onları koruyup gözetmeyi emretmiştir. Din ahlakının yaşandığı toplumlarda, bu ahlakın gereği olan sosyal yardımlaşma yaşandığı için fakirlik sorunu doğal olarak ortadan kalkar. Ahir zamanda ise insanların din ahlakından uzaklaşmalarının neticelerinden biri olarak, zekat ve sadaka vermek neredeyse tamamen ortadan kalkar.

62. Cinayetlerin Çoğalması:



... Cinayetler çoğalmadıkça kıyamet kopmaz. (Buhari, İbni Mace, Kıyamet Alametleri, sf. 108)

... İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek. (Müslim, Fiten: 56, (2908))

... Fitneler, korkulu durumlar ve cinayetler görülmesi. (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 39)




katil anne, katil baba



-1- Bugün, 21 Haziran 2009


-2- Sabah, 4 Şubat 2009








who, dünya sağlık örgütü



-1- Time, 3 Mayıs 1999 - Kapı Komşudaki Canavar
-2- Yeni Asya, 20 Nisan 2009
-3- Cumhuriyet, 27 Ocak 2002


-4- Hürriyet, 28 Mayıs 2003
-5- Hürriyet, 28 Mayıs 2003





63. İntihar Vakalarının Artması:



İnsanlar kendi canlarına kıyarlar ve yeryüzünü belalar kaplar. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, sf. 482, no. 901; Kitabü'n-Nihaye, İbn-i Kesir, 1/131)

64. Ahlaki Dejenerasyon Olması:



... Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): "Gençlerinizin fıska düştüğü zaman haliniz ne olur?" diye sormuştu. (Kütüb-ü Sitte, hadis no: 4752; Heysemi, Mecma'u'z-Zevaid'de kaydetmiştir [7, 281])

Fuhuş açık olmadan... kıyamet kopmaz. (Ramuz-El Ehadis, 91/7)

İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki, onların yüzleri insan yüzü, kalpleri şeytan kalbidir. Kan dökücüdürler, çirkin hareketlerden kaçmazlar. Eğer sen onlara tabi olursan seni gözetirler. Eğer onlara güvenirsen, sana ihanet ederler. Onların çocukları ahlaksız, gençleri arsız olur. Yaşlıları ise marufu (iyiliği) emretmez, münkeri (kötülüğü) nehyetmez (sakındırmaz) olur. (Hatib; Geleceğin Tarihi 1, sf. 23)




domuz gribi, sars, aids



-1- Sabah, 10 Haziran 2009
-2- Bugün, 4 Şubat 2009


-3- Ortadoğu, 21 Aralık 2008








domuz gribi, sars, aids



-1- Gözcü, 28 Mart 2006
-2- Hürriyet, 20 Haziran 2006


-3- Bugün, 7 Ocak 2007





65. Zinanın Artması:



Zinanın çoğalması kıyamet alametlerindendir. (Buhari, Tecrid: 1/16)

66. Ekonomide Bozulma ve Sosyal Adaletsizlikler Olması:



İnsanlar 95. seneye kadar malik olacak, yani işleri iyi gidecek, 97 veya 99. senede mülkleri zail olacak... (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 54)

Hadisteki "95. sene" şeklindeki ifade ile 1995 yılına dikkat çekiliyor olması muhtemeldir. 1995 yılı insanların nispeten daha müreffeh bir yaşam sürdükleri, yaşam koşullarının çok zorlaşmadığı bir dönemdir. Nitekim hadiste bu yıl içinde "işlerin iyi gideceği" haber verilmektedir. Yani bu dönemde insanlar yaşamlarını idame ettirebilecek bir gelire sahiptirler ve hala mülk edinebilecek kadar zengindirler. Ancak 1997-1999 yılları ekonominin çok kötüleştiği, fakirliğin ve yokluğun arttığı bir dönemdir. Bu yıllar arasında malın ve mülkün değeri kalmamıştır. Yakın geçmişte Arjantin örneğinde de (2001 yılında Arjantin ekonomisi iflas etmiştir) görüldüğü gibi hadiste bildirilen bu olay gerçekleşmiştir.

Ahir zamandaki ekonomik durumla ilgili verilen haberlerden biri de, kazancın azalacak olmasıdır:

Herkesin az kazançtan yakınması... Paraları için zenginlerin saygı görmesi... (Kıyamet Alametleri, sf. 146)

Piyasanın durgun olması, kazançların azalması... (Kıyamet Alametleri, sf. 148)

Hadislerde bildirildiğine göre, ahir zamanda ekonomik bozulmalarla birlikte sosyal adaletsizlikler de yaşanacak, mili servetler eşit olarak dağıtılmayacaktır:

"... Onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler:) "Ey Allah'ın Resûlü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalâtu vesselâm saydı: "Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden (dolaşan) bir metâ haline gelirse." (Tirmizi, Fiten: 39, (2211))

Peygamberimiz (sav)'in kıyamet alameti olarak haber verdiği bu durum günümüzde dünya genelinde yoğun olarak yaşanmaktadır. Bugün dünyanın en zengin insanları dünyadaki zenginliklerin büyük bir kısmını kontrolleri altında tutarken, milyarlarca insan da fakirlik ve açlık içinde yaşamaktadır. Yalnızca Afrika kıtasındaki milyonlarca insanın yaşadığı açlık ve sefalet tüm dünyanın gözleri önünde sürmektedir.

67. Sosyal Bozulmaların Olması:



"... İnsanların ihtilaf ve içtima-i (sosyal) sarsıntılar içinde bulundukları zaman..." (Ramuz-El Ehadis, 7/7)

Toplumsal yozlaşmanın en çarpıcı göstergelerinden birisi de yasalara aykırı davranışlardaki büyük artıştır. Suç oranlarındaki artış son derece büyük boyutlara ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Uluslararası Suç Önleme Merkezi'nin hazırladığı "Evrensel Suç ve Adalet Raporu" tüm dünya ülkelerini kapsayan şu genellemeleri içermektedir:

Ortalama olarak, suç oranları 1980'lerde olduğu gibi, 1990'larda da yükselmeye devam etmektedir. Dünyanın neresi olursa olsun, beş yıllık bir periyotta, büyük şehirlerin sakinlerinin üçte ikisi en az bir kere suç sayılan fiillerin hedefi olmaktadır.

Evrensel olarak ciddi suçlara hedef olma olasılığı (soygun, cinsel suçlar, saldırı) beşte birdir.

Bölge ayrımı olmaksızın, gençler kategorisindeki mülkiyete yönelik suçlar ve şiddet suçlarının her ikisi de ekonomik problemler ile ilgilidir.

Son yıllarda yasa dışı uyuşturucu madde türleri sayıca artmış ve nitelik olarak da çeşitlenmiştir.11




domuz gribi, sars, aids



-1- Bugün, 9 Nisan 2009"
-2- Akşam, 15 Temmuz 2003


-3- Bugun, 5 Şubat 2009
-4- Yeni Safak, 21 Şubat 2009





68. Ömürlerin Uzaması:



Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) zamanında... ömürler uzayacaktır. (El Kavlul Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyyil Muntazar sf. 43)

Kayıtlar, ortalama yaşam süresinin içinde bulunduğumuz çağda diğer tüm dönemlerden daha fazla olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Hatta 20. yüzyılın başları ile sonları arasında dahi büyük bir fark vardır. Örneğin 1995 yılında doğmuş olan bir çocuğun 1900'lerde doğmuş birisine göre ortalama 35 yıl daha uzun yaşayacağı tahmin edilmektedir.12




domuz gribi, sars, aids



-1- Haberturk, 14 Mayıs 2009"
-2- Cumhuriyet, 24 Kasım 2009


-3- Hürriyet 13 Eylül 2008
-4- Radikal, 9 Temmuz 2009





69. Çöllerin Yeşertilmesi:



Arabistan'da da nehirler ve bahçeler oluşmadıkça kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/22, hadis no: 8819)

Günümüzde suyun verimsiz çöl topraklarına kadar ulaştırılmasıyla, en kurak topraklarda bile üretim yapılabilmektedir. Bunun için üzerinde çalışılan teknolojilerden biri bilgisayar kontrolünde yapılan sulamadır. Bu teknolojiyle su akışı doğrudan bitkilerin kök bölgelerine yönlendirilmekte, tek bir damla suyun bile israf edilmesi engellenmektedir. Her türlü suyun arıtılarak kullanıma geçirilmesi de çöl tarımında çok önemli bir yer tutar. Bunun için sel ve deniz sularının çok hızlı bir şekilde kullanıma geçirilmesi de tarım teknolojisinin temelini oluşturmaktadır. Bu şekilde çok geniş bir su kaynağı sağlanmış olacak ve ülke ekonomilerine büyük bir destek sağlanacaktır.

Peygamber Efendimiz (sav), hadislerinde suyun verimli şekilde kullanılmasına da işaret etmiştir:

... Ümmetin gerek iyileri ve gerekse de kötüleri, misli asla görülmemiş şekilde, pek çok nimetlere sahip olacaktır. Çok yağmur yağmasına rağmen bir damlası bile boşa gitmeyecek, toprak bir tek tohum istemeden verimli ve bereketli olacaktır. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 23)




domuz gribi, sars, aids



-1- Hürriyet, 23 Ağustos 2003"
-2- Vatan, 22 Mart 2009





70. Kişinin Kamçısının Ucuyla ve Kendi Sesiyle Konuşması



Kişiye kamçısının ucu konuşmadıkça... kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, sf. 471)

Kamçı bilindiği gibi, eski çağlarda özellikle at, deve gibi binek hayvanlarını sürerken yaygın olarak kullanılmış bir araçtır. Yukarıdaki hadis incelendiğinde Peygamberimiz (sav)'in bu sözleriyle bir benzetme yaptığı anlaşılmaktadır. Günümüzde "kamçının şekline benzetebileceğimiz ve konuşan nesne nedir?" diye soracak olursak, bu sorunun en mantıklı cevabı, antenleri ile dikkat çeken telsiz, cep telefonu veya benzeri iletişim araçları olacaktır. İleri teknolojinin ürünü olan bu cihazlar sahip oldukları kamçıya benzer antenlerle dikkat çekmektedirler.

Kişiye (kendi) sesi konuşmadıkça... kıyamet kopmaz. (Ölüm, Kıyamet ve Diriliş, sf. 471)




cep telefonu




Şüphesiz insanın kendi sesini işitebilmesi için öncelikle sesini kaydetmesi ve sonra da dinlemesi gerekmektedir. Ses kayıt ve reprodüksiyon teknolojisi de 20. yüzyılın ürünlerindendir. Bu gelişme bilimsel bir dönüm noktası olmuş, haberleşme ve medya sektörlerinin doğmasına yol açmıştır. Ses kaydı özellikle bilgisayar ve lazer teknolojilerindeki son gelişmelerle mükemmele ulaşmış durumdadır.

Kısacası, günümüzün elektronik aletleri, mikrofonları ve hoparlörleri sesin kaydedilmesi ve dinlenmesine imkan sağlamakta ve bizlere yukarıdaki hadisin verdiği haberin tecelli ettiğini göstermektedir.

71. Kuş ve Domuz Gripleri:



Peygamber Efendimiz (sav) bundan 1400 yıl önce, ahir zamanda insanların arasında iki salgın hastalığın yayılacağını bildirmiştir. Ayrıca Peygamberimiz (sav)'in bu hastalıklar hakkında verdiği detay bilgiler, bunları daha kolay tespit edebilmemizi mümkün kılmaktadır. Söz konusu hastalıklar, ahir zaman alametlerinin yoğun olarak yaşandığı son yıllarda birbiri ardınca ortaya çıkan; her ikisi de ölümcül ve salgın hastalıklar olan kuş ve domuz gripleridir. (Doğrusunu Allah bilir.) Bu konudaki bazı hadisler şu şekildedir:

"Altı şey kıyametten önce olur: ... Sonra çok ölen olur. Sizin içinizde koyunların burunlarından akan ve aniden öldüren hastalık gibi ölümcül iki hastalık yaygınlaşacaktır." (Sahih–i Buhari, cizye (2/278 fethul bari))

"İnsanlar, şiddetli bir korku üzerinde olmadıkça, Hz. Mehdi (as) zuhur etmez. Ondan önce zelzeleler, fitneler, insanların başına gelen belalar ve taun (veba) hastalığı zuhur edecektir... İşte o vakit (Hz. Mehdi (as)) zuhur edecektir. Ona yetişene ve onun yardımcılarından olanlara müjdeler olsun. Ona (Hz. Mehdi (as)'a) muhalefet edenlere ve emrine karşı gelenlere yazıklar olsun." (Fera idu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam el-Mehdi el-Muhtazar)

A/H1N1 domuz gribi ile A/H5N1 kuş gribi virüsleri, bu hayvanların solunum yollarındaki hücrelerin alıcılarına yerleşir. Hem kuşlar hem de domuzların milyonlarca yıldır var olan canlılar olmalarına rağmen, Peygamberimiz (sav)'in dikkat çektiği dönemde salgın hastalıklara sebep olmaları, ahir zamanda yaşadığımızın bir başka delilidir. Söz konusu durum, Allah'ın emriyle tam da Hz. Mehdi (as)'ın zuhur edeceği dönemde insanlar arasında yayılmıştır.




domuz gribi, kuş gribi



-1- Vatan, 24 Ocak 2004
-2- Sabah, 27 Nisan 2009
-3- Star, 30 Kasım 2004


-4- Radikal, 27 Nisan 2009
-5- Radikal, 27 Mayıs 2009





72. 2007 Yılında Başlayan Ekonomik Kriz:



Peygamberimiz (sav)'in bildirdiği Hz. Mehdi (as)'ın zuhur alametlerinden biri de, ekonomik sıkıntıların artması ve büyük bir ekonomik durgunluk yaşanmasıdır. Hz. Muhammed (sav), ahir zamanda ticaretin durgunlaşacağını, herkesin az kazançtan şikayet edeceğini, hayat pahalılığının artacağını, kısacası ciddi ekonomik bunalımlar yaşanacağını bildirmiştir. 2007 yılında başlayan, 2008 yılında tüm yönleriyle belirginleşen ve dünya çapında oluşan büyük ekonomik kriz, 1400 yıl önce Peygamberimiz (sav) tarafından hadislerde Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alametlerinden biri olarak bildirilmiştir:

Çarşı ve pazarların tekarubu kıyamet alametlerindendir. Dedim ki "Pazarların tekarubu ne demektir?" Şunlardır: "Herkesin az kazançtan yakınması..." (İbni Merduveyh Ebu Hüreyre (ra)'dan, Kıyamet Alametleri, Pamuk yayınları, sf. 146)

(Hz. Mehdi (as)'ın zuhurundan (ortaya çıkışından) önce) piyasanın durgun olması, kazançların azalması olacaktır. (Kıyamet Alametleri, sf. 148)

Herkesin az kazançtan yakınması, paraları için zenginlerin saygı görmesi olacaktır. (Kıyamet Alametleri, sf. 146)

İşlerin kesad gitmesi olacaktır. Herkes "satamıyorum, alamıyorum, kazanamıyorum!" diye yakınacak. (Kıyamet Alametleri, sf. 152)

Ticaret ve yolların kesildiği ve fitnelerin çoğaldığı zaman (Hz. Mehdi (as)'ın zuhurundan önceki zamandır). (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 52)




domuz gribi, kuş gribi



-1- Ortadoğu, 4 Nisan 2007
-2- Ortadoğu, 4 Nisan 2007
-3- Yeni Şafak, 16 Haziran 2009


-4- Star, 25 Nisan 2009
-5- Tercüman, 3 Haziran 2009





73. 'İki Dişli' Lulin Kuyruklu Yıldızının Ortaya Çıkışı:



İmam Rabbani Hazretleri'nin Hz. Mehdi (as)'ın zuhuruyla ilgili Peygamberimiz (sav)'in hadisine dayanarak verdiği bir bilgi, "iki dişli münevver bir yıldızın" dünyanın yakınından geçmesidir:

Mükerrer olarak, şark canibinden doğan amud-u nuraniden (nurlu sütundan) sormaktasınız. Bilesin ki, ashabın verdiği habere göre, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Vaad edilen Hz. Mehdi (as)'ın zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan'a vardığı zaman, şark tarafında iki dişli (1) münevver (2) bir boynuz (3) çıkar."

Bu rivayetin yapıldığı haşiyede yazıldığına göre, o sütunun iki başı vardı.

Bu sütunun ilk doğuşu, Nuh (as) kavminin helakı zamanında oldu. Aynı şey, İbrahim (as) Peygamberi ateşe attıkları sırada dahi doğdu. Firavun'un ve kavminin zamanında dahi doğdu. Bir de, Yahya (as) Peygamberin katledildiği zaman doğdu.
Her kim onu görür, fitnelerin şerrinden Allah'a sığınsın.

Şark tarafında meydana çıkan o beyazlık; önceleri nurlu bir sütun halinde idi. Sonra, ona bir eğrilik geldi; boynuz şeklini aldı.

İhtimaldir ki, onun için:

- iki başlı, isminin verilmesi, şu itibara göre ola: Her iki tarafında da bir incelik olup dişe benzerler; bunun için, her iki tarafta baş itibar edilmiştir. Nitekim, bir süngünün de her iki tarafı incelik taşısa, onun için de:

- iki başlı, tabirini kullanır.

Kardeşim Şeyh Muhammed Tahir Bedahşi Confor'dan geldi. Şöyle anlatıyor:

- O sütunun üst tarafında da iki başı var; iki dişe benziyor. İkisi arasında da kısa bir ayrılık var.

Bu mânanın teşhisi sahrada hasıl oldu.

Aynı haberi, bir başka topluluk da verdi.

Halbuki bu doğuş, Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru zamanında olacak zuhur değildir. Zira, onun zuhuru, yüz başlarında olacaktır. Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

Hadis-i şerifte, Hz. Mehdi (as)'ın alâmetleri hakkında şöyle anlatılmıştır:

"Şark tarafında bir kuyruklu yıldız doğup aydınlık verecektir."

Bu yıldız dahi doğmuştur. Amma o mudur, yoksa onun bir benzeri midir?

Bu yıldıza:

- Kuyruklu yıldız, adının verilmesi, ihtimal ki, şu anlatmalara dayanıyor:

◉ Sabitlerin seyri, mağribden (batıdan) meşrikadır (doğuyadir) (4)...

Bu yıldızın durumu da, onun seyrine göredir. Yani yüzü meşrik canibine doğru, arkası dahi, mağrib tarafınadır. Bu uzun beyazlık dahi, onun arka tarafındadır. Bu mana icabı olarak, ona:

- Kuyruk... isminin verilmesi yerindedir.

Onun her günkü irtifı (geçiş yönü) ise, meşrikten mağribedir. Ancak o, kısri (kendine has durumunda ağırlık taşıyan) seyri ile felek-i azamın seyrine bağlıdır.

Hakikat-i hali, en iyi bilen Sübhan Allah'tır. (İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, sf. 1184)





domuz gribi, kuş gribi



-1- 9 Sütun, 13 Şubat 2009
-2- 9 Sütun, 13 Şubat 2009





Peygamber Efendimiz (sav)'in hadisinde ahir zamanda gelmesi beklenen Hz. Mehdi (as)'ın çıkış alameti olarak belirttiği ve İmam-ı Rabbani'nin de detaylı olarak tefsir ettiği " iki dişli münevver (aydınlatıcı) bir boynuz çıkar" ifadesi 24 Şubat 2009 yılında Dünya'ya en yakın noktadan geçen Lulin kuyruklu yıldızına işaret etmektedir. Hadisteki ifadelerin hepsinin Lulin kuyruklu yıldızının özellikleriyle birebir uyum içinde olması çok büyük bir mucizedir ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişini bekleyen bütün müminler için de çok büyük bir müjdedir.

(1) ... iki dişli...:



Lulin kuyruklu yıldızının arka kısmındaki kuyruğun çatallı olması, hadisteki iki dişli ifadesiyle birebir bağdaşmaktadır.

(2) ... münevver (aydınlatıcı)...:



Hadiste bahsi geçen münevver (aydınlatıcı) sıfatı, Lulin kuyruklu yıldızının dünyaya yaklaştıkça 6 yıldız parlaklığı kadar artan parlaklığına işaret etmektedir.

(3) ... bir boynuz...:



Lulin kuyruklu yıldızını diğer kuyruklu yıldızlardan ayıran en önemli farklılığı, yıldızının çekirdeğinin arka kısımda yer alan kuyruğunun karşısında, çekirdeğin ön kısmında yani ilerleme yönünde de bir kuyruğunun bulunmasıdır. Lulin kuyruklu yıldızının çekilmiş fotoğraflarına bakıldığında da karşıt yöndeki iki kuyruğun şekil itibariyle bir boynuzu andırdığı ilk bakışta farkedilmektedir.




domuz gribi, kuş gribi



2007'de keşfedilen ve 24 Şubat 2009 tarihinde Dünya'ya en yakın noktadan geçen Lulin Kuyruklu Yıldızı, yaklaşık 1400 sene önce Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının habercisi olarak bildirilmiştir.





(4) Sabitlerin seyri mağripten (batıdan) meşrikadır (doğuyadır)...:



Hadisin devamında yer alan "Sabitlerin seyri, mağribden (batıdan) meşrikadır (doğuyadır)..." ifadesi gökcisimlerinin dönüş yönüne işaret etmektedir, ki bu bilgi 20. yüzyılda elde edilen astronomi bilgileriyle birebir uyuşmaktadır. Nitekim bütün gökcisimleri mağripten (batıdan) meşrika (doğuya) hareket etmektedir.

(5) Onun her günkü irtifi (geçiş yönü) ise, meşrikten (doğudan) mağribedir (batıyadır)...:



Burada ise "Onun her günkü irtifi (geçiş yönü) ise..." denilerek, Lulin kuyruklu yıldızının diğer gökcisimlerinden farklı olarak doğudan batıya doğru hareket ettiği bildirilmiştir.

Başka hiçbir gökcisminde görülmeyen bu özelliğin Lulin kuyruklu yıldızında olması ve bunun yaklaşık 1400 sene önce Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Hz. Mehdi (as)'ın çıkışının habercisi olarak bildirilmiş olması şüphesiz ki çok büyük bir mucizedir.




domuz gribi, kuş gribi



Milliyet, 16 Nisan 2009

Chandra Röntgen Gözlemevi tarafından çekilen bir uzay fotoğrafı. NASA tarafından "Tanrı'nın eli" olarak adlandırılan el şeklindeki bir nötron yıldızları kümesi başka bir yıldız kümesini kavrıyormuş gibi görülmektedir.





74. Uzayda İnsan Eli Biçiminde Bir Görüntü Oluşması:



... Esma binti Umeys dedi ki: O günün (Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunun) alameti semadan uzatılmış ve insanların kendisine bakıp durduğu bir eldir. (Celalettin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali bin Hüsameddin el Muttaki, sf. 69)

Semadan zuhur eden bir el ve "Emiriniz Hz. Mehdi (as)'dır" şeklindeki bir nida duyuluncaya kadar tefrika ve ihtilaflar devam edecektir. O günün alameti: semadan bir el uzanacak ve insanlar ona bakacak ve göreceklerdir. (Ahmed ibn-i Hacer-i Mekki (Heytemi), Beklenen Mehdinin Alametleri, el-Kavlu'l Muhtasar fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 53)

... İşte o zaman (Hz. Mehdi (as)'ın zuhuru zamanında) semadan kendini belli eden bir el görünür... (Celalettin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Ali bin Hüsameddin el Muttaki, sf. 51)

Peygamber Efendimiz (sav)'den rivayet edilen bu hadislerde gökte bir "el"in görüneceği ve bu elin Hz. Mehdi (as)'ın geliş alametlerinden olduğu bildirilmektedir. Bu döneme kadar ihtilafların devam edeceği ve Hz. Mehdi (as)'ın semadan, yani radyo, televizyon ve internet gibi iletişim araçları vesilesiyle, sürekli gündem olacağı hadislerden anlaşılmaktadır.

Amerika Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'ne (NASA'ya) bağlı Chandra Röntgen Gözlemevi tarafından çekilen bir uzay fotoğrafında el şeklindeki bir nötron yıldızları kümesi başka bir yıldız kümesini kavrıyormuş gibi görülmektedir. Hadislerde belirtilen el ifadesi, NASA tarafından "Tanrı'nın eli" olarak adlandırılan ve uzayda vuku bulan bir gök olayının vesile olduğu bu görüntüye işari manada bakıyor olabilir. (Doğrusunu Allah bilir.)

Söz konusu yıldız kümesinin oluşturduğu el şeklinin duruşu hadisteki uzanma tanımına da tam uymaktadır. NASA tarafından çekilen fotoğraftaki el şekli bir yere uzanıyormuş görünümündedir. Ayrıca insanların Hz. Mehdi (as) dönemindeki gelişmiş yüksek uzay ve astronomi teknolojisi sayesinde uzayda meydana gelen bu gök olayını teleskoplar vesilesiyle bakarak görebilmeleri de hadisteki ifadelerle birebir uyum içindedir.

 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü