Harun Yahya


15. Pisi Balıklarının Göçü

 

pisi balığı Pisi balıkları, yeterli miktarda yiyecek buldukları kumlu deniz tabanlarında yaşayan yassı balıklardır. Ancak yetişkin pisi balıkları yumurtalarını bu bölgede bırakacak olurlarsa, akıntılar savunmasız yumurtaları güvenli yerlerinden uzağa taşıyacaktır. Bu nedenle pisi balıkları akıntıya karşı yüzerek, suyun daha derin olduğu başka bir yere doğru göç ederler. Bu göç sırasında 60 milyon pisi balığının yumurtlamak üzere toplandığı tahmin edilmektedir. Güvenlikli sularda yumurtadan çıkan yavru yassı balıklar deniz yüzeyinde kalarak bir ay kadar beslenirler ve gelişirler. Bir ayın sonunda akıntıyla beraber sürüklenerek beslenme bölgesine geri gelirler. Bu süre içinde yavru pisi balıkları ebeveynlerine benzeyen balıklar haline gelmişlerdir. Onlar da büyük balıklar gibi su dibine inerler ve orada yaşamlarını sürdürürler.

Gelişim Hayvanlar Ansiklopedisi, 21 Aralık 1981, Cilt:4


 

16. Deniz Kuşları Petreller

 

petrel Deniz kuşları çok küçük canlılar olmalarına rağmen Allah'ın onlara verdiği özellikler sayesinde uzun bir yolculuğu büyük bir kolaylık içinde yaparlar. Uzun kanatlı bir çeşit deniz kuşu olan fırtına petrelleri her sene Antarktika Okyanusu'nun çorak uzak adalarında yavruladıktan sonra ekvatorun kuzeyine doğru uçarak, Gulf Stream akıntısının başladığı bölgeye ulaşırlar. Nisan ayının ortalarına gelindiğinde Kuzey Atlantik'teki en uzak kıyıya ulaşırlar. Bu sırada sular da ısınmıştır. Böylece petreller bir yandan Antarktika'nın çetin kışından kaçarken bir yandan da hem Kuzey hem Güney yarım kürelerde yılın en sıcak zamanlarından faydalanmış olurlar. Bu, fırtına petrellerinin, senede iki kez 16.000 km kadar uçmaları demektedir. Bunun yanı sıra yolculuklarının büyük bir kısmında karayı görmezler. Fırtına petrelleri okyanus yüzeyini hem dinlenme alanı hem de besin kaynağı olarak kullandıkları için yavrulama zamanı haricinde karaya hemen hemen hiç inmezler. Okyanuslarda bulunan bu tür küçük kuşlar, küçük fakat kuvvetli olan ayaklarını kanat ve kürek gibi kullanarak rüzgara ve suya karşı koyarlar.

N.J.Berril, The Life of the Ocean, s.10-11


 

17. Erkek Ördeklerin Parlak Tüyleri

 

ördek Erkek ördekler her zaman dişi ördeklerden daha parlak tüylere sahiptirler. Yuvasında kuluçkaya yatmış dişiler için bu önemli bir korumadır. Çünkü soluk renkleri sayesinde düşmanları onları göremediği için dişiler yuvalarında daha güvenlikte olurlar. Dişilerdeki ortama uygun soluk renkler ve kamuflaj şekilleri onları yakın mesafede bile görebilmeyi oldukça zorlaştırır. Erkek ördekler de yuva yapan dişilerini korumak için parlak renkli tüylerini kullanarak düşmanların dikkatini üzerlerine çekerler. Bir düşman yuvanın yakınına geldiğinde erkek hemen havalanarak, çok fazla gürültü yapar ve düşmanı yuvadan uzaklaştırabilmek için elinden gelen tüm çabayı sarfeder.

Zoobooks, Ağustos 1998, s.5


 

18. Becerikli Yavrular

 

dağ keçisi Dağ keçilerinin yavruları doğduklarında hem görebilir hem de işitebilirler. Ayrıca tüyleri de uzundur. Bunlar, doğar doğmaz annesi ile hareket etmeye başlayan dağ keçisi yavruları için önemli özelliklerdir. Çünkü keçiler doğumlarından birkaç saat sonra, annelerini takip ederek dik yamaçlardan inmek zorundadırlar.

National Geographic Society, How Animals Care for Their Babies, s.8


 

19. Çekirge Kuşları

 

çekirge kuşuAfrika'da yaşayan çekirge kuşu (sığırcık) türlerinden biri olan bu kuşun yuvası top şeklindedir. Yuvasını genellikle dikenli dalların arasına yapar. Düşmanlarını uzak tutmak için de yuvasının dışına dikenler yerleştirir. Dikenleri yuvasına yerleştirmeyi akleden elbette ki kuşun kendisi değildir. Allah, diğer bütün canlılarda olduğu gibi çekirge kuşuna da kendisini koruyabileceği yuvalar yapmayı ilham etmektedir.

Ranger Rick, Aralık 1993, s.21


 

20. Göç Eden Kuşların Kullandıkları Teknikler

 

göç eden kuşlar Pek çok kuş türü her yıl iyi besin kaynaklarına, yumurtlayacak ve yavrularını büyütebilecek uygun bölgelere ulaşabilmek için binlerce kilometre yolculuk eder. Uzun mesafe uçuşlarını, birçok su kuşu başarıyla gerçekleştirir. Uçarken aynı zamanda öterek ve farklı sesler çıkararak birbirleriyle konuşurlar. Bu, ne kadar kalabalık olursa olsun, gecenin karanlığında bile, sürünün bütün üyelerini birlikte tutabilmeyi sağlamaktadır. Sürünün her üyesi diğerlerinin bulunduğu yerleri bilirler. Su kuşlarının, nerede olduklarını anlamak için gökyüzündeki güneşi kullandıkları tahmin edilmektedir. Gidecekleri yere yaklaştıklarında kullandıkları işaretler değişir ve son kilometrelerde kendileri için tespit ettikleri bazı işaretleri kullanabilirler. Bu sizin evinizin yolunu bulmak için caddeleri ve binaları kullanmanıza benzer. Bu işlem için su kuşları nehirleri, dağları ve diğer doğal işaretleri kullanırlar. Bazı su kuşları göç süresince gece-gündüz hiç durmadan uçabilirler.

Zoobooks, Ağustos 1998, s.5


 

21. Kuşların Göç Yolları

 

göç yolu Su kuşları göç ederken özel rotalar kullanırlar. Ki bunlar uçuş yolları adı verilen gökyüzündeki ana yollardır. Alttaki resimde de görüldüğü gibi, sadece Kuzey Amerika'da kuşların kullandıkları başlıca 4 tane uçuş yolu vardır. Her su kuşunun kendine ait bir rotası vardır. Farklı su kuşu grupları farklı rotaları kullanarak göç ederler. Bu kuşlar her sene ilkbaharda kuzeye, sonbaharda ise güneye uçmak için aynı yolları izlemektedirler. Burada şaşırtıcı olan bu yolların hiçbir zaman değişmemesidir. Öyle ki uçuş yollarının bir kısmı hayret verecek şekilde çok uzun zamandır -1 milyondan fazla yıldır- su kuşları tarafından kullanılmaktadır. Sadece kuşların göç yollarında görüldüğü gibi bütün örnekler bizi kuşların Allah'ın ilhamıyla hareket ettikleri gerçeğine götürür.

Zoobooks, Ağustos 1998, s.5



Doğrusu biz dağlara boyun eğdirdik, akşam ve sabah kendisiyle birlikte (Allah'ı) tesbih ederlerdi. Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi onunla (Allah'ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip-dönmekte olanlar idi. (Sad Suresi, 18-19)


22. Dalgıç Booby Kuşları

 

Deniz kuşu türlerinden biri olan yüksekten-dalan boobylerin geniş ve perdeli ayakları denizin yüzeyinde veya altında yüzmek için özel olarak Allah tarafından yaratılmıştır. Boobyler aynı zamanda da çok iyi birer dalgıçtırlar. Gagalarıyla balık yakalamak için denize dalarlar ve çoğunlukla belli bir süre ortaya çıkmadan denizin altında kalarak çok uzun bir mesafe yüzerler.

N.J.Berril, The Life of the Ocean, s.16-17


 

23. Panda ve Slothlar

Bitkilerin, kendilerine saldıran hayvanlara karşı çok değişik savunma yöntemleri vardır. Örneğin bazı bitkiler, tembel hayvan (sloth) ve pandalar gibi yapraklarını yiyen hayvanlara bir tepki olarak çeşitli kimyasal maddeler üretirler. Kimyasal madde üreten bitkilerde özellikle yeni çıkan yaprakların tadı çok kötü olur. Taze sürgünler hayvanlar için çok cazip birer yiyecektirler. Ama bu cazibeye kapılıp da yeni çıkmış yaprakları yemeye çalışan hayvanlar için bu kötü tad oldukça caydırıcıdır Bir bitki kendi kendine hayvanların hoşuna gitmeyecek, onları caydıracak bir zehir üretebilir mi? Elbette ki üretemez, bitkilere bu özellik Allah tarafından verilmiştir.

Robert. R. Halpern, Green Planet Rescue, s.13




panda ve sloth





 

24. Sekreter Kuşları

 

sekreter kuşu Sekreter kuşları sadece Afrika'da yaşarlar. Ağaçlarda ve çok yükseklerde yaptıkları yuvalarını yaprak, ot ve tüylerle döşerler ve bu malzemeleri her yıl yenilerler. Sekreter kuşları daha çok yılanla beslenirler ve çok ilgi çekici bir yöntemle yılan avlarlar. Bir yılanla karşılaşan sekreter kuşu gagasını kullanmadan pençeleriyle saldırır ve avını pençe vuruşlarıyla öldürmeye çalışır. Karşılaştığı yılan zehirli bir tür ise, sekreter kuşu, kanatları aracığılıyla onu kendisinden uzak tutar ve yılanın zehirini boşaltması için birkaç tüyünü yılana yutturmaya çalışır. Bunu başarırsa, yılan zehirini kuşu etkilemeyecek bir yere boşaltmış olur. Sekreter kuşu, zehirinin büyük bölümünü boşalttığı için artık eskisi kadar tehlikeli olmayan yılana pençeleriyle saldırır. Sekreter kuşunun pençelerinin yüzeyi çok az damarlı olduğu için yılan ısırsa bile, kuş zarar görmez. Son derece ilginç bir beslenme şekline sahip olan ve çok isabetli bir yöntemle yılanı alt eden sekreter kuşlarına bütün bunlar Allah tarafından ilham edilmektedir.

Gelişim Hayvanlar Ansiklopedisi, 21 Aralık 1981, Cilt:4, s.901


 

25. Okaliptüs Ağaçları ve Koalalar

 

koala Bir koalanın vücudu, okaliptüs ağaçlarına tırmanabileceği ve okaliptus yapraklarını yiyebileceği şekilde yaratılmıştır. Gerçekten de, koalalar yaşamak için ihtiyaçları olan hemen hemen her şeyi okaliptüs yapraklarından alırlar, çünkü vücutları bu ağaçlar ile tam bir uyum içindedir. Örneğin okaliptüs yaprakları birçok memeli için zehirlidir, fakat koalalar onları rahatlıkla yiyebilirler. Çünkü yapraklardaki zehirli yağları parçalayabilecek yapıya sahip özel bir mideleri vardır. Bu yüzden bir koala her gün yaklaşık olarak 1 kg zehirli yaprağı hiçbir problem yaşamadan yiyebilir. Ayrıca koalalar ihtiyaçları olan suyun büyük bir kısmını da okaliptus yapraklarını yiyerek alırlar. Yılın belli zamanlarında okaliptüs yapraklarının üçte ikisi su taşır. Bu yüzden bir koala sadece yaprakları yiyerek, aylarca sıvı almadan yaşayabilir. Okaliptüs ağaçlarının tepeleri oldukça rüzgarlıdır. Bu yüzden koalaların sıcak kalabilmeleri için sırtlarında çok kalın bir kürkleri vardır. Zehirli bir bitki ile bir hayvan arasındaki bu uyum bize koalaların ve okaliptüslerin aynı yaratıcı tarafından yaratıldıklarını gösterir. Yarattığı her şeyi kusursuz yapan bu yaratıcı hiç kuşkusuz ki tüm alemlerin Rabbi olan Allah'tır.

Zoobooks, Temmuz 1998, s.5


 

26. Timsahların Yuvaları

timsah yuvası Sürüngenlerin sadece yumurtalarını bir yere bıraktığı ve yavruların kendi kendilerine kuluçkadan çıktıkları zannedilebilir. Oysa bu doğru değildir. Örneğin anne timsahlar, yumurtalarından çıkmadan önceki ve daha sonraki birkaç aylık süre boyunca yavrularına çok fazla koruma sağlarlar. Bütün timsahlar farklı türlerde yuvalar yaparlar, fakat amaçları aynıdır; yavrularını yumurtadan çıkana kadar güvenlikli bir yerde tutabilmek… Timsahlar genellikle yerde derin bir oyuk açarak yuva yaparlar. Yaklaşık 50 yumurtayı dikkatli bir şekilde iki ya da üç tabakanın üzerine yerleştirirler. Daha sonra yumurtaları sıcak tutabilmek için üzerlerini kumla örterler. Yer, çok ısınmaya başladığında dişi timsah yuvaya su sıçratmaya ya da serinliği sağlayabilmek için yuvanın üstüne çimen yerleştirmeye başlar. Ayrıca anne timsah gerektiğinde yavruların yumurtaların kabuğunu kırabilmelerine yardımcı olabilmek için dişlerini kullanır.

Zoobooks, Eylül 1995, s.12


 

27. Yavru Timsahlar

 

yavru timsah Bazı timsah türleri yuvalarını toprağın üzerine yaparlar. Bu yuvalarda malzeme olarak kimi zaman yaprakları kimi zaman dalları, kimi zamansa çamuru kullanırlar. Bu malzemeleri topladıktan sonra anne timsah yaklaşık 2 m. genişliğinde, 1 m. yüksekliğinde bir yığının içerisine yumurtalarını yerleştirir, sonra da üzerlerini kapatır. Yapraklar ve dallar çürüdükçe yumurtaları sıcak tutabilmek için onlara yeterli ısıyı sağlar. Anne timsahlar genellikle yumurtaları koruyabilmek için yuvanın yakınında kalırlar. Annelerinin koruması altında olan yavru timsahların, burunlarının ucunda yumurtalarının kabuklarını kırabilmelerine yardımcı olacak sivri uçlu dişleri vardır. Yumurtadan çıkar çıkmaz, bu diş hemen dökülür.

Zoobooks, Eylül 1995, s.13


 

28. Uzun Kuyruklu Koatiler

 

koati Allah hem bildiğimiz hem de bilmediğimiz canlılara verdiği özelliklerle bizlere Kendisini tanıtır. Alışık olmadığımız canlılardan olan ‘koati'ler, uzun kuyrukları olan rakun benzeri canlılardır. Bu akıllı hayvanlar Amerika'nın güneybatısında, Meksika'da, Orta ve Güney Amerika'da yaşamaktadırlar. Koatiler zamanlarını genellikle ağaçlarda geçirirler. Dişilerden oluşan koati grupları ağaçlarda yaptıkları yuvalarda birlikte yaşarlar ve yavrularını yetiştirebilmek için birbirlerine yardım ederler. Koatiler'de erkekler yalnız yaşarlar. İlginç bir vücut yapıları olan koatiler tırmanırken dengelerini sağlamalarına yarayan ve çubuğa benzeyen uzun kuyruklara sahiptirler. Bundan başka orman içinde hareket ederlerken birbirleriyle iletişimlerini sağlayacak yüksek perdeli sesler çıkarırlar.

Christopher O'Toole&John Stidworthy, Mammals, The Hunters, s.42-43


 

29. Böceklerin Güçlü Kanatları

böcek kanatları Bütün böceklerin kanatlarında damarları vardır. Bir böcek yetişkinliğe ulaştığında kan taşımaya başlar. Fakat daha sonra damarlar sertleşir ve bu damarlar böceğin kanatlarını da bir uçurtmanın çerçevesi gibi sertleştirir. Pek çok böcek kanatlarını inanılmayacak kadar hızlı çırpar. İnsan gözünün böcek kanatlarındaki hareketin hızını takip etmesi imkansızdır. Örneğin yabanarıları, balarıları ve sinekler kanatlarını bir göz açıp kapama kadar kısa bir süre olan "bir saniye"de yaklaşık olarak 200 kere çırparlar. Sivrisineklerse bir saniyede 1000 kere kanat çırparlar. Eğer kanatlardaki bu damarlar olmasaydı böceklerin kanatları parçalara ayrılarak kopabilirdi. Görüldüğü gibi böcek kanatlarında son derece özel ve benzersiz bir tasarım ve akıl vardır. Bu aklın sahibi de hiç kuşkusuz her şeyi en ince detayına kadar planlayan Allah'tır .

Ranger Rick, Eylül 1997, s.8

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü