Harun Yahya

Cem ile Renkli Kelebekler



Cem hafta sonu tatilinde dedesini ziyarete gitmişti. İki gün çok çabuk geçmiş ve babası onu almak için gelmişti. Cem çoktan dedesiyle vedalaşıp, arabanın koltuğunda yerini almıştı. Babasının eşyaları taşımasını beklerken, camdan dışarıyı seyrediyordu. Biraz ilerideki çiçeğin üstünden bir kelebek havalandı ve arabanın camına kondu.

kelebek

Kelebek: Artık evine dönüyorsun demek Cem?

Cem: Sen beni tanıyor musun?

kelebek

Kelebek: Tabii. Dedenin komşularına seni anlattığını duymuştum.

Cem: Neden daha önce gelmedin yanıma.

Kelebek: Gelemedim, çünkü ben bahçedeki ağacın üzerinde bir kozanın içindeydim.

Cem: Koza mı? O da nedir?

Kelebek: Biz kelebekler yumurtadan minik birer tırtıl olarak çıkarız. Yaprakları kemirerek besleniriz. Sonra vücudumuzdan salgılanan bir sıvıyı iplik gibi kullanarak etrafımızı sararız. Ördüğümüz bu pakete “koza” denir. O paketin içinde bir süre büyümek için bekleriz. Uyanıp kozadan çıktığımızda artık renkli kanatlarımız vardır. Hayatımızın bundan sonraki bölümünü uçarak ve çiçek özleriyle beslenerek geçiririz.

kelebek

Cem: Yani bütün o renkli kelebekler küçükken kanadı bile olmayan birer tırtıl mıydı?

Kelebek: Şu dalın üstündeki yeşil tırtılı görüyor musun?

Cem: Evet gördüm, iştahla bir yaprak kemiriyor.

Kelebek: İşte o benim küçük kardeşim. Bir süre sonra o da kozasını örecek ve bir gün benim gibi kelebek olacak.

Cem: Bu değişimi nasıl planlıyorsunuz? Yani yumurtadan ne zaman çıkacağınızı, ne kadar süre tırtıl olarak kalacağınızı, kozayı örmek için ipliği nasıl üreteceginizi?

kelebek

Kelebek: Bunların hiçbirini biz planlamıyoruz. Allah neyi, ne zaman yapmamız gerektiğini bize öğretmiştir. Biz de ancak Rabbimiz’in dilediği şekilde hareket ediyoruz.

Cem: Üstelik desenleriniz çok güzel. Hiçbir kelebeğin deseni, bir başkasına benzemiyor. Rengarenk ve göz alıcı.

Kelebek: Bu da Allah’ın eşsiz sanatının bir delilidir. Her birimizi ayrı ayrı, en güzel şekilde yaratmıştır.

Cem: Allah’ın yarattığı güzellikleri görmemek imkansız. Etrafımız sayısız örnekle dolu.

Kelebek: Haklısın Cem, bunun için Allah’ı çok yüceltmemiz gerekir.

Cem: Babam geliyor, yola çıkacağız. Tanıştığımıza sevindim, haftaya geldiğimde yine konuşalım olur mu?

Kelebek: Tabii olur, iyi yolculuklar.


Göklerde ve yerde olanların tümü Allah'ı tesbih etmiştir... (Hadid Suresi, 1)

Allah’ın gökyüzünden su indirdiğini görmedin mi? Böylece Biz onunla, renkleri değişik olan meyveler çıkardık. Dağlardan da beyaz, kırmızı renkleri değişik ve siyah yollar (kıldık). İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da renkleri böyle değişik olanlar vardır. Kulları içinde ise Allah’tan ancak alim olanlar ‘içleri titreyerek- korkar’. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır. (Fatır Suresi, 27-28)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü