Harun Yahya


İnsanlar Genelde Neler Düşünürler?



Dünyaya gelmeden önce yok olduğunuzu ve yokken bir anda var olduğunuzu hiç düşündünüz mü?
Önceki bölümlerde insanların gereği gibi düşünmediklerinden, düşünme yeteneklerini geliştirmediklerinden söz ettik. Ancak burada yanlış anlaşılmaması gereken bir nokta vardır. Elbette her insan hayatı boyunca her an aklından bir şeyler geçirir. İnsan zihninin bomboş olduğu anlar -uyku hali dışında- pek yok gibidir. Ancak bu düşüncelerin büyük bir kısmı ahireti için fayda vermeyecek, "boş ve gereksiz", insanı hiçbir sonuca vardırmayan, insana hiçbir şey kazandırmayan, yararsız düşüncelerdir.



şelale


İnsan gün içinde neler düşündüğünü hatırlamaya çalışsa ve bunları bir yere not etse, günün sonunda da bunları incelese, birçoğunun ne kadar faydasız olduğunu anlayacaktır. Veya bunların bir kısmını faydalı bile görse, hatalı düşünüyor olabilir. Çünkü genelde insanlara doğru gelen şeyler gerçekte onlara ahirette bir fayda vermeyecek düşünceler olabilir.
İnsanlar günlük yaşamları içinde nasıl boş işlerle uğraşıp boşa vakit harcayabiliyorlarsa, aynı şekilde boş düşüncelere kapılarak da boşa vakit geçirebilirler. Allah Kuran'da, "Onlar, 'tümüyle boş' şeylerden yüz çevirenlerdir" (Müminun Suresi, 3) ayetiyle müminleri övmekte ve bu güzel tavrı örnek göstermektedir. Allah'ın bu emri kuşkusuz insanın düşünceleri için de geçerlidir. Çünkü düşünceler, eğer insan onlara bilinçli bir şekilde hakim olmazsa, insanın zihninden sürekli akıp gider. İnsan bir düşünceden diğerine bilinçsizce geçip durur. Akşam eve giderken yapacağı alışverişi düşünürken, bir anda iki sene önce bir arkadaşının kendisine söylediği sözü düşündüğünü fark eder. Bu başıboş ve yararsız düşünme gün boyunca aralıksız devam edebilir.
Halbuki düşüncelerine hakim olmak insanın kendi elindedir. Her insan bilinçli bir yönlendirme ile, kendini, imanını, aklını, tavrını, çevresini geliştirebilecek şeyler düşünme yeteneğine sahiptir. 
Bu bölümde gaflet içinde olan insanların genellikle ne tür şeyler düşünmeye yöneldiklerinden söz edeceğiz. Bu konuların detaylı olarak anlatılmasının nedeni, bu kitabı okuyan insanların, örneğin ertesi gün işe veya okula gittiklerinde veya herhangi bir iş yaparken, zihinlerinden burada sayılanlara benzer bir şey geçtiğinde, hemen boş bir şey düşündüklerini fark etmeleri ve düşüncelerine hakim olarak kendilerine gerçek anlamda fayda verecek şeyler düşünmelerini sağlamaktır.

Boş Kuruntular


İnsan düşüncelerini hayır getirecek yönde kontrol etmediği zaman sık sık kuruntular içine düşebilir veya olmamış olayları zihninde sanki olmuş gibi kurgulayıp bunlar için üzüntüye, sıkıntıya, endişeye veya korkuya kapılabilir.
Örneğin çocuğu üniversite sınavlarına hazırlanan bir kişi, henüz sınav gerçekleşmeden, çocuğunun sınavı kazanamadığı takdirde neler olabileceğini kurgular: "Oğlu ileride iyi bir iş bulamazsa, yeteri kadar para kazanamazsa, o zaman evlenemez. Evlense bile düğün masraflarını nasıl karşılar? İmtihanı kazanamazsa babasının verdiği kurs paraları boşa gidecek, üstelik çevreye de rezil olacaklardır. Ya en iyi arkadaşının çocuğu kazanır da kendi çocuğu kazanamazsa..."
Bu kuruntular bu şekilde uzayıp gider. Oysa çocuğu daha imtihana bile girmemiştir. Din ahlakından uzak olan her insan yaşamı boyunca bu tür boş kuruntulara kapılmaktan uzak duramaz. Elbette bunun bir sebebi vardır. Kuran'da insanların boş kuruntulardan kurtulamamalarının sebebinin şeytanın telkinlerine kulak vermek olduğu şöyle haber verilmiştir:

Onları -ne olursa olsun- şaşırtıp-saptıracağım, en olmadık kuruntulara düşüreceğim…. (Nisa Suresi, 119)
Yukarıdaki ayette görüldüğü gibi boş kuruntulara kapılan, Allah'ı unutan ve düşünmeyen bir insan aslında daima şeytanın telkinlerine açıktır. Diğer bir deyişle bir insan dünya hayatına kanarak iradesini kullanmaz, vicdanlı davranmaz ve kendini olayların akışına bırakırsa tamamen şeytanın kontrolü altına girer. Şeytanın en belirgin özelliklerinden biri de insanlara vesvese ve kuruntular vermesidir. İşte zihinlerde kurgulanan bu kuruntular, karamsarlık ve "ya şöyle olursa ben ne yaparım?" endişeleri şeytanın telkinleri ile oluşur.
Ama Allah bu durumdan kendilerini kurtarabilmeleri için insanlara yol göstermiştir. Kuran'da şeytandan bir vesvese geldiğinde insanlara Allah'a sığınmaları ve düşünmeleri bildirilmektedir:

(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Şeytanın) Kardeşleri ise, onları sapıklığa sürüklerler, sonra peşlerini bırakmazlar. (Araf Suresi, 201-202)
Ayetlerde de haber verildiği gibi düşünen insan doğru olanı görür, düşünmeyen insan ise şeytan onu nereye sürüklerse oraya gider. 
Önemli olan bu tarz düşüncelerin insana hiçbir fayda sağlamadığını, aksine gerçekleri, önemli olayları düşünmelerini engellediğini bilmek ve zihni bunlardan arındırmaktır. İnsan ancak boş düşüncelerden arınmış bir zihinle  gereği gibi düşünebilir. Bu şekilde Allah'ın Kuran'da emrettiği gibi, "boş şeylerden yüz çevirmiş" olur.


çiçekler

De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten Müslüman olanların ilki olmam emredildi ve: Sakın müşriklerden olma."(denildi.) De ki: "Şüphesiz ben, Rabbime isyan edersem o büyük günün azabından korkarım."
(Enam Suresi, 14-15)






 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü