Cumhuriyet Bilim Teknik Dergisinin
''Uzaydan Gelen Yaşam'' Yanılgısı
C

Laboratuvarda oluşturulan aminoasitler, yaşamın tesadüfen meydana geldiği tezini desteklemez. Evrimci bilim adamları, yıllardır canlılığın tesadüfen oluştuğunu kanıtlama çabası içindedirler. Bunun içinse canlıları oluşturan hücrelerin bazı parçalarını, hem de en küçük yapı taşlarını laboratuvarlarda sentezlemekte, sonra da "canlılığın nasıl oluştuğunu bulduk" mesajı veren başlıklarla bu deneyleri haber yapmaktadırlar.
Nature dergisinin 28 Mart 2002 tarihli sayısında yer alan araştırma sonuçları kaynak alınarak hazırlanan Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinin haberi de benzer niteliktedir. Söz konusu deneyde, birkaç aminoasit sentezlenmiştir ve bunlardan sadece bazıları insan vücudunda bulunmaktadır. Aminoasitler, proteinlerin yapıtaşlarıdır. Ancak, bu küçük parçaların tamamı laboratuvarda sentezlense dahi, bu canlıları oluşturan hücrenin nasıl oluştuğunu, yani canlılığın tesadüfler sonucunda nasıl meydana geldiğini açıklamaz. Çünkü önemli olan bu küçük parçaların kendi aralarındaki kusursuz organizasyonudur.

Sonuç olarak, laboratuvarda ilkel dünya koşulları veya 4,6 milyar yıl önceki Güneş Sistemi'nin koşulları oluşturularak elde edilen bir kaç aminoasit canlılığın kökenine ışık tutmaktan çok uzaktır. Nitekim, Nature dergisinde 28 Mart 2002 tarihinde yayınlanan iki araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Washington Üniversitesi'nden Everett L. Shock, "Astrobiology: Seeds of Life?" (Astrobiyoloji: Hayatın Tohumları mı?) başlıklı makalesine şu sözlerle başlamaktadır:
Hayatın temel taşı olan aminoasitler, yıldızlar arasında bulunan toz zerreciklerinde oluşabilmekte. Ancak bu Yeryüzünde hayatın kökeni hakkında bize ne kadar bilgi veriyor?
Everett L. Shock, deneyleri ve elde edilen sonuçları özetledikten sonra, canlılığı oluşturan malzemelerin bir yerlerde bulunduğunu öne sürmenin, canlılığın kökenini açıklamadığını belirterek makalesini şöyle bitirmektedir:
Bu bize hayatın kökeni hakkında hiç bilgi veriyor mu? Hayatınızı kazanmak için jeoloji okuyabilirsiniz. Ancak, farklı kayaların nasıl oluştuğunu bilmek size hangi kaya kümesinin Teotihuacán, Tac Mahal veya Tony'nin Yeri olacağını göstermez. Hayatın kimyasal temel taşlarını araştırmak, bunların her yerde olduğunu ve hayat olmadan da var olabildiklerini gösterebilir… Bu gerçeği kabul ederek, hayatın ortaya çıkışı ile ilgili araştırmalar başka şekilde yönlendirilmeli. Hayatın kökeni ile ilgili materyaller gözönünde bulundurulmalı, ancak bunlara direkt olarak bağlı kalınmamalı. İnanıyorum ki, bu acemi astrobiyoloji için büyük bir meydan okumadır.1
Sonuç
Canlılığın temel taşı olan yapıların laboratuvarlarda oluşturulması, evrim teorisine hiçbir delil oluşturmamaktadır. Daha önce de belirtildiği gibi, önemli olan bu parçaların organizasyonu ve yapısıdır. Bu parçalar ancak üstün bir akıl ve ilim ile işe yarar parçaları meydana getirebilirler. Bu gerçek, sonsuz bir Akıl ve Güç sahibi Yaratıcımız olan Allah'ın varlığını göstermektedir.
DİPNOTLAR
1. Everett L. Shock, "Astrobiology: Seeds of Life?", Nature, 28 Mart 2002, no. 416, ss. 380–381.
