Bilim ve Ütopya Dergisinin
Fosil Proteinler Çıkmazı
B

Herşeyden önce şunu belirtmek gerekir ki, canlı türlerinin birbirlerinden evrimleşerek türedikleri bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçek değildir. Aksine, kanıtlar bunun mümkün olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla, evrimcilerin senaryoları, sadece teorilerine olan dogmatik bağlılıklarından kaynaklanmaktadır: Önce bir varsayımda bulunmakta, sonra da bu varsayım kesin bir gerçekmiş gibi yeni buluşları bu varsayıma uydurmaya çalışmaktadırlar.
Darwinizm'in bu çarpık mantık örgüsü bazen öyle işletilmektedir ki, evrimin aleyhindeki bir bilgi bile bazen teorinin kanıtı gibi sunulabilmektedir. Bilim ve Ütopya'nın yazısı bunun açık bir örneğini içermektedir: Yazıda, araştırmacıların yaklaşık 55 bin yıl öncesine ait bizonların atalarına ait kemiklerden osteokalsin adlı proteini aldıkları ve bu proteninin aminoasit dizilimini saptadıkları belirtilmektedir. Pekiyi sonuç nedir?
Bu dizilimin günümüz bizonlarınki ile tamamen uyumlu olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu bilgiyi öğrenen önyargısız bir kişi, "demek ki bizonlarda hiçbir evrim yaşanmamış, 55 bin yıl önce nasıllarsa, günümüzde de aynı şekildedirler, bu çalışmanın evrimi gösteren bir yönü yoktur" diyecektir. Ancak evrimciler bunu diyemedikleri için, "Osteokalsinin farklılaşması yavaş..." demektedirler. Bu evrimci önyargının etkisinin çarpıcı bir göstergesidir. Ortada hiçbir değişim olmadığı halde hala farklılaşmadan söz edebilmek, bu yorumu yapanın ne kadar bağnaz olduğunu ortaya koymaktadır.
Evrimciler, ellerinde evrimi kanıtlayan bir delil olmadığı için, kelime oyunlarını teorilerini ayakta tutabilmek için en etkin yöntem olarak görmektedirler.
Evrimcilerin bir diğer yöntemi ise, yine bu yazıda görülen taraftarlarına vaadde bulunma, ümit verme yöntemidir. Yazıda, fosillerden elde edilen proteinlerin, canlılar arasındaki evrimsel ilişkiyi ortaya çıkaracağı vaat edilmektedir. Ancak ortada bu yönde elde edilmiş tek bir bilimsel sonuç bulunmamaktadır.
Evrimcilere tavsiyemiz, evrimi körü körüne savunmak için türlü yöntem ve taktikler geliştirmek yerine, konuya objektif bir gözle yaklaşmaları ve bilimsel delillerle yüzleşmeleridir. Bu durumda Darwinizm'e inanmakla büyük bir aldanış içinde olduklarını kendileri de göreceklerdir.
O'nun dışında, hiçbir şeyi yaratmayan, üstelik kendileri yaratılmış olan, kendi nefislerine bile ne zarar, ne yarar sağlayamayan, öldürmeye yaşatmaya ve yeniden diriltip-yaymaya güçleri yetmeyen birtakım ilahlar edindiler. (Furkan Suresi, 3)