Harun Yahya

Kuran’da Faydalarına Dikkat Çekilen Hayvanlar



Pek çok ayette hayvanların insanlar için büyük bir nimet olduğu vurgulanmış ve onlardan diledikleri gibi faydalanmaları tavsiye edilmiştir. Bu konudaki ayetlerden biri şöyledir:

Allah, size evlerinizi (içinde) “güvenlik ve huzur bulacağınız yerler” kıldı; ve size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem yerleşme gününde kolaylıkla taşıyabileceğiniz evler; yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir zamana kadar giyimlikler-döşemelikler ve (ticaret için) bir meta kıldı. (Nahl Suresi, 80)

Hayvanlarda insanlar için çok çeşitli yararlar olduğu Kuran’ın daha pek çok ayetinde haber verilir.

Bazı insanlar hayvanlardan elde edilen yararları düşünmeden kullanır ve bunları birer nimet olarak Allah'ın kendisine verdiğini unutur. Bunları zaten hakkı olan, günlük ürünler olarak görür. Oysa Allah insanlara verdiği nimetler karşılığında nankörlük etmemelerini, bu nimetleri sık sık dile getirerek şükredici olmalarını emretmiştir. Bu bölümde, Allah’ın insanlara nimet olarak sunduğu hayvanlardaki çeşitli yararlara yer verilecektir.

İnsanlar İçin Faydalı Hayvansal Besinler



Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar. Biz onlara kendileri için boyun eğdirdik; işte bir kısmı binekleridir, bir kısmını(n da etini) yiyorlar. Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vardır. Yine de şükretmeyecekler mi? (Yasin Suresi, 71-73)

Allah insanları, denemek amacıyla, bu dünyada çeşitli eksikliklere ve acizliklere sahip olarak yaratmıştır. İnsanın hayatının sonuna kadar beslenmek zorunda olması, hayatta kalmasının bu koşula bağlanmış olması da aslında bir eksikliktir. Ancak çoğu insan, belki de beslenme konusunu bir acizlik olarak görmeyi daha önce hiç düşünmemiştir. Bunu, insanın yaratılışı gereği sahip olduğu doğal bir ihtiyaç olarak kabul etmiştir. Ama insanın böyle bir ihtiyacının olması bir eksikliktir ve bu eksikliğin altında gizlenmiş hikmetler vardır. Her insanın bu hikmetleri kavramaya çalışması gerekir. Çünkü ancak bu mantığı kavradığı takdirde, Yaratıcısı’na karşı acizliğini ve O’ndan gelecek her nimete ne kadar muhtaç olduğunu anlayabilir. Oruç tutmanın müminler üzerine farz kılınmasının hikmetlerinden birisi de budur; kısa süreli, geçici bir açlık ve susuzluğun dahi insanın kendi aczini ve zayıflığını hatırlamasına ve hissetmesine, Allah’a ne derece muhtaç olduğunu anlamasına yardımcı olması ve Allah’ın hayatı boyunca kendisine verdiği rızıkları hakkıyla takdir edip bunların şükrünü ve tefekkürünü samimi olarak yapmasına vesile olması…

İnsan Allah’a muhtaçtır ve Allah “rızık veren” sıfatıyla tüm kullarına ihtiyaç duydukları şeyleri vermiştir. Allah’ın insanlara verdiği bu nimetlerden biri de hayvansal besinlerdir. Bu besinler son derece çeşitlidir; et, süt, yumurta, bal başlıcalarıdır. İlerleyen satırlarda Kuran’da dikkat çekilen bu faydalı besinlerden bir kısmının özelliklerinden söz edeceğiz.

Etin İnsan Yaşamına Katkıları



Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol verdik. (Tur Suresi, 22)

İnsan bedeni için hayati önem taşıyan gıdalardan biri, ayette özellikle dikkat çekilen ettir.

İnsan vücudundaki proteinin yapıtaşları amino asitlerdir. Amino asitler, yıpranan ve yok olan dokuların yenilenmesinde kullanılır. Dolayısıyla vücudun gelişmesi ve kendini yenilemesi için yeterli miktarda amino asit, yani protein alınması gereklidir. Yaşamsal faaliyetlerin devamını ve büyüme için gerekli miktarı tam olarak sağlayan amino asitlerin oluşturduğu protein kaynaklarına “tam protein” denir. İşte hayvansal bir besin olan et, tam proteine en yakın olan yiyecektir. Sebze proteinleri genellikle tam protein değildirler ve vücuda gerektiği kadar amino asit sağlayamazlar. Ayrıca sadece sebze ile yapılan, karbonhidrat bakımından zengin fakat protein bakımından yetersiz bir beslenme, vücudun yeterli ölçüde amino asit almasını engeller ve sonuçta ödem denilen, su toplamasına bağlı şişlikler ortaya çıkar. Ödem ise, insanın hayatına son verebilecek derecede ciddi bir rahatsızlıktır.4

Et, yalnızca protein açısından zengin bir besin değildir. İçerisinde aynı zamanda insan için hayati öneme sahip olan demir, çinko, fosfor, potasyum, selenyum gibi minerallerin yanısıra birçok vitamin (en fazla B grubu vitaminleri) de bulunmaktadır. Demir ve çinko bitkisel gıdalarda da vardır ancak, sürekli bitkisel gıdalarla beslenenler, lif içeriği yüksek besinleri yediklerinden, bedenin bunları özümsemesi güç olur.

Kırmızı etteki doymuş yağlar, özellikle erkeklerde felci önleyici bir etki yapmaktadır.5 Felç kanın beyin hücrelerine aniden pompalanması sonucu meydana gelmektedir. Kanın bu ani akışı sonrası birçok beyin hücresi ölür ve kişi felç olur. Ancak son yapılan araştırmalar hayvansal yağların kanın beyne akışını düzenlediğini ortaya çıkarmıştır.

Ayrıca et içermeyen beslenme şekillerinin, kolesterol açısından düşük olduğu sanılmaktadır. Oysa bu yanlış bir mantıktır. Çünkü et haricindeki yiyecek gruplarında mevcut olan gizli yağların oranı oldukça yüksektir. Dolayısıyla vejeteryanlar, bu şekilde beslenmekle, söz konusu gizli yağları da vücutlarına almış olurlar. Diyet uzmanları insanların sağlıklı beslenmeleri için günde 300 mg’dan az kolesterol almalarını tavsiye etmektedirler. İşte etten elde edilen kolesterol tam bu diyete uygun miktardadır.

Etin sindirim süreci uzundur ancak, içindeki proteinlerin %95’i, yağların ise %96’sı kolaylıkla sindirilebilir. Bunun yanında yağlar, diğer besinlerin de sindirilmesine olanak tanır. Böylece uygun oranda yağ içeren et, midede daha uzun süre kalarak acıkmayı geciktirir ve açlığa dayanma gücünü arttırır. Bunun dışında et içerisinde bulunan özler, sindirim sistemindeki tükürük bezlerini harekete geçirerek iştah açar ve sindirimi kolaylaştırır.6

Bilimsel olarak açıklanan tüm bu özelliklerin yanında et, aynı zamanda son derece lezzetli ve sevilen bir besindir. Vücudun böylesine ihtiyaç duyduğu bir besin, eğer bu kadar lezzetli olmasaydı, yalnızca ihtiyaç olduğu için onu yemek insanlara zevk değil aksine sıkıntı verebilirdi. Ancak Allah kullarına lütufta bulunarak, bu ihtiyaçlarını zevkle giderebilecekleri şekilde bir imkan oluşturmuştur. Kuran ayetlerinde etin cennet yiyeceklerinin arasında sayılması ise kıymetini daha da vurgulamaktadır. (Vakıa Suresi, 21)

Hayvanların Mucizevi Üretimi, Süt



Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz. (Nahl Suresi, 66)

Sütün oluşumu, aslında son derece mucizevi bir olaydır. Bir hayvanın vücudundaki kan ve yağın arasından, bunlardan apayrı özellikler taşıyan, kusursuz temizlikte ve lezzette bir içeceğin çıkması mutlaka üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur.

İnsanlara sağladığı faydalar açısından sütün içeriğine bakıldığında, hem çocukların hem de yetişkinlerin beslenmesinde çok önemli bir rol oynadığı görülür. Süte beyaz rengini veren, kazein denilen bir proteindir. Bir süt damlasına mikroskopla bakıldığında ise içinde küçük damlacıklar halinde yüzen yağ tanecikleri görülür. Sütün içinde kazein ve yağdan başka çözünmüş olarak laktoz adı verilen süt şekeri, kemik ve dişlerin oluşumunda rol oynayan kalsiyum ve fosfor gibi mineraller ve ayrıca yaşamsal önem taşıyan pek çok vitamin bulunur.7

Görüldüğü gibi süt, insan bünyesinin ihtiyaç duyduğu birçok maddeyi içeren çok zengin bir besindir. Allah’ın insanlara hem faydalanmaları, hem de düşünüp O’nu takdir edebilmeleri için yarattığı süt, aynı zamanda cennette de yaratılacağı bildirilen bir nimettir:

Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur): İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi olarak kalan ve bağırsaklarını ‘parça parça koparan’ kaynar sudan içirilen kimseler gibi olur mu? (Muhammed Suresi, 15)

Balın Çok Önemli Faydaları



Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)

Bal, gerek içinde barındırdığı vitaminler ve minerallerle, gerekse yapısal özellikleri sebebiyle insanlar için gerçekten de tam bir şifa niteliğindedir. İçinde, kalsiyum, potasyum, magnezyum, sodyum klorür, kükürt, demir ve fosfor gibi mineraller, glukoz, fruktoz gibi şekerler, B1, B2, B3, B5, B6 ve C vitaminleri bulunmaktadır.8 Bunların yanısıra, içinde az miktarlarda, birtakım hormonlar, çinko, bakır ve iyot da vardır. Balın içindeki tüm bu besinler, insan sağlığı açısından son derece önemli ve faydalıdır.

1993 senesinde Dünya Arıcılık Kongresi’nde bilim adamları bal hakkında şu yorumlarda bulunmuşlardır:

Kongre’de, arı ürünleri ile tedavi konusu ağırlık kazandı. Özellikle ABD’li bilim adamları bal, arı sütü, polen ve arı reçinesinin (propolis) birçok hastalığı tedavi ettiğini bildirdiler. Romanyalı bir doktor balı katarakt hastaları üzerinde denediğini ve 2094 hastadan 2002’sinin (%95) bal sayesinde tam olarak iyileştiğini açıkladı. Polonyalı doktorlar ise arı reçinesinin hemoroid, deri hastalıkları, kadın hastalıkları gibi birçok hastalığa iyi geldiğini tespit ettiklerini bildirdiler.9

Balın bir özelliği de, şekere oranla %40 daha az kalori içermesidir. Bu özelliği ile bal, hem yüksek enerji veren, hem de düşük kalorili olan yegane besinlerden biridir.

Düşük kalorili olan bu lezzetli şerbetin bir diğer özelliği de kolay sindirilir olmasıdır. Balın içerdiği, fruktoz, glukoza dönüşebilme özelliğine sahip bir şekerdir. Bu sayede bal, yüksek miktarda asit içermesine karşın, midesi rahatsız olanlar tarafından bile rahatlıkla sindirilebilmektedir.

Balın ayrıca, böbreklerin ve bağırsakların rahat çalışmasını sağlayacak bir yapısı vardır. Aynı durum içerdiği serbest şekerler sebebiyle beynin de çalışmasını kolaylaştırır. Beden için kolaylaştırdığı bir diğer şey ise, kan dolaşımı ve kanın temizlenmesidir. Kanın temizlenip, vücutta dolaşmasına yardımcı olmasının yanısıra, kanın bizzat yapımında da rol oynar. Vücuda sağladığı bol enerji, kan yapımı için gerekli olan enerjinin büyük kısmını karşılayacak niteliktedir.

Tüm bunların yanısıra damar sertliği gibi tehlikeli rahatsızlıklara karşı koruyucu niteliğe sahip olan bal aynı zamanda bakteri öldürücü özelliğe de sahiptir.

Ilık suyla karıştırıldığında 7 dakika gibi kısa bir sürede kana karışan bal, bu özelliği ile bedene şifa dağıtma görevini en iyi ve en hızlı şekilde yerine getirebilmektedir. Ayrıca bal, sulandırıldığında antibakteriyel ama dokulara zarar vermeyen bir antiseptik ortaya çıkmış olur. Bunun dışında balın içinde antibakteriyel özellikleri olan birkaç kimyasal madde de bulunmaktadır.

Arıların, insan sağlığına olan katkıları yalnızca bu kadarla sınırlı değildir. Bir başka ürünleri de arı sütüdür.

Arıların, kraliçe arıyı besleyebilmek için salgıladıkları, pelte kıvamında ve keskin kokulu olan bu madde, insanlar için ayrı bir şifa kaynağı niteliğindedir. Arı sütü denilen bu maddenin içinde fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum gibi mineraller, B2, B3, B6 vitaminleri, protein ve karbonhidrat bulunur.

Arı sütünü insanlar, bedensel yorgunluklarda, zafiyet gibi vücudun kuvvetsiz düştüğü zamanlarda, damar sertliği ve doku yaşlanmalarından ileri gelen rahatsızlıkların iyileştirilmesinde kullanırlar.10

“Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip-tamamlamıştır...” ayetinde ifade edildiği gibi arı da tüm bu şifa verici özellikleriyle birlikte Allah'ın insanoğlunun emrine verdiği bir canlıdır. (Lokman Suresi, 20)

Hayvanların Diğer Faydaları



“Hayvanlardan yük taşıyan ve (yünlerinden, tüylerinden) döşek yapılanları da (yaratan O’dur)...” ayeti hayvanların insana sağladığı diğer yararlara da dikkat çekmektedir. (Enam Suresi, 142) Hayvanlar gerek yünleri, gerek tüyleri, gerekse derileriyle insanlara saymakla bitirilemeyecek kadar çok fayda sağlarlar. Bu malzemeler, insanın günlük hayatında karşısına çıkan eşyaların çoğunun hammaddesini oluşturur.

Üzerimize giydiğimiz kazaklardan battaniyelere, yere serdiğimiz halılara, elbise dikilen kumaşlardan, koltuk döşemelerimizin kaplama malzemelerine kadar her türlü eşyayı bu hayvanlardan sağlarız. Bunun yanında, yine koyundan sığıra, yılandan timsaha kadar çeşitli hayvanlardan sağlanan deri de, giyimden, döşemeye ya da süs eşyalarına kadar her alanda yoğun olarak kullanılır.

Hayvanların bize sağladığı faydalardan biri de, ipek böceğinin ürettiği ipektir. Bu kumaş, Allah’ın insana verdiği güzel bir nimettir. Öyle ki Kuran’da cennetin tasvir edildiği ayetlerde, cennet kıyafetlerinin ipekten yapıldığı anlatılır:

Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir. (İnsan Suresi, 12)

Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. (Bu,) Ne güzel sevap ve ne güzel destek. (Kehf Suresi, 31)

Elbette ki cennet ipeği, dünyadaki ile kıyaslanmayacak güzellikte ve etkileyicilikte olacaktır. Ancak dünyadaki ipek de değerli bir kumaştır. Nitekim ipeğin oluşumundan işlenişine kadar olan zahmetli evreyi incelediğimizde bu değer çok daha açık bir şekilde ortaya çıkar.

Unutmamak gerekir ki, oldukça değerli bir kumaş olan ipeğin üreticisi yüksek akıl sahibi bir insan ya da iyi dizayn edilmiş bir makine değil, tam tersine yaklaşık 5-10 cm büyüklüğünde bir böcektir. Bu kumaşların büyük bir bölümü ipek böceklerinin ördüğü kozalardan çekilen ipeklerle dokunur.

İpek böceği yumurtasından çıkan tırtıllar, belirli bir olgunlaşma sürecini aştıktan sonra dalların üzerine çıkarak kendi kozalarını örmeye başlarlar. İpek, bu canlının vücudundaki bir çift ipek bezinden salgılanır ve tırtılın alt dudağındaki bir delikten dışarı sızar. İpek böceğinin salgıladığı bu yapışkan madde, havayla temas eder etmez sertleşir. Bunun ardından insanlar bu kozaları toplayarak bir dizi işleme tabi tutarlar ve bizim bildiğimiz anlamdaki ipek de bu sürecin sonunda oluşur.11

İpek böceğinin ürettiği bu iplik, tüm dünya çapındaki dokuma sektöründe kullanılıp insanlara çeşitli tekstil ürünleri olarak döndüğü gibi, aynı zamanda tıp alanında da işlevsel bir yere sahiptir. Cerrah ipeği adı verilen ipek türü, cerrahi tekniğinde sağlam bağ ve dikişlerin atılmasında kullanılmakta ve yine insanların karşısına fayda sağlayan bir unsur olarak çıkmaktadır.

Küçük bir böceğin, Allah’ın kendisine ilham etmesi neticesinde, formülü kendi bedeninde gizli olan bir salgı salgılaması ve bunu insanların hizmetine sunması kuşkusuz ki, olağanüstü bir durumdur.

İnsanların hayvanlardan sağladığı menfaatleri birkaç maddeyle sınırlandırmak elbette ki mümkün değildir. Yeryüzü üzerinde binlerce tür hayvanın var olduğu düşünülecek olunursa, onlardan istifade edilen konuları saymak bile sayfalarca yer tutacaktır. Nitekim bu gerçeğe Kuran’da, “eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız…” ayetiyle de dikkat çekilmiştir. (Nahl Suresi, 18)

Allah’ın insanlar için hayvanları bu kadar çok yararla donatması, kullarına olan sevgisinin ve onlar üzerindeki korumasının göstergesidir. Ama bunları Allah'ın verdiğini unutan kimse için, tüm bu nimetler ahirette sorguya çekileceği birer sorumluluk olacaktır. Bu nedenle, Allah’ın davet ettiği şekilde derin derin düşünüp, bunların altında yatan hikmetleri görmek ve şükretmek gerekir.

Denizlerden Elde Edilen Yararlara İşaretler



Allah’ın bizlere sunduğu sayısız nimet içinde denizlerden elde edilenleri de sayabiliriz. Kuran’da bu yararların bir kısmı şöyle bildirilmiştir:

Denizi de sizin emrinize veren O’dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (suları) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O’nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir. (Nahl Suresi, 14)

Denizdeki hayvanlardan sağladığımız yararları genelleme yaparak incelediğimizde sayısız nimetin varlığını görürüz. Her bir deniz, içerisindeki doğal yaşam şartlarına göre, farklı türlerde hayvan çeşitlerini barındırmaktadır. Ve hepsi de insanlar için çok farklı faydalar içermektedir. Nitekim Fatır Suresi’nde de bu konuya şöyle dikkat çekilmiştir:

İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O’nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün. (Fatır Suresi, 12)

İnsan hiçbir çaba harcamadığı halde, denizaltındaki yaşam tam bir düzen içinde, insana fayda sağlayacak şekilde sürüp gider. Çünkü tüm bu düzeni Allah kulları için eksiksiz bir biçimde yaratmıştır. İnsanın yapacağı tek şey bu nimetleri kendisine zahmetsizce sunan Allah’ a karşı şükredici olmaktır.

Denizden Elde Edilen Besinler



İnsanın, bedeni için gerekli olduğunu dahi tam olarak bilmediği birçok besin maddesi, çeşitli yiyeceklerin içerisine paketlenmiş ve hazır bir şekilde kendisine sunulmuştur. Bu besinler arasında denizden elde edilenler de besin yönünden son derece zengindir ve özellikle de insan bünyesinin ihtiyaç duyduğu çeşitli mineral ve vitaminleri karşılayacak şekilde yaratılmıştır. Allah, “deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaşanlara bir yarar olarak helal kılındı” ayetiyle denizden elde edilen besinlerin faydalarına dikkat çekmiştir. (Maide Suresi, 96)

Deniz ürünlerinin içinde en çok bulunan mineraller, krom, kobalt, fosfor, bakır, iyot, flor ve sodyumdur. Sahip oldukları bu mineraller sayesinde deniz ürünleri büyümeye yardımcı olur, kan basıncını dengeler ve şeker hastalığının oluşmasını engellerler. İçerdikleri kobalt ile anemi hastalığının oluşmasını önlerken, bakır ve iyot sayesinde de demir emilimini hızlandırırlar ve dolayısıyla da kişinin kendini enerjik hissetmesini sağlarlar. Bunun yanında, zihinsel faaliyetlerin daha seri olarak gerçekleştirilmesine yardımcı olur, cildin, dişlerin, saçların, tırnakların daha sağlıklı gelişmesini sağlarlar. Ayrıca deniz ürünlerinde bol miktarda bulunan çinko çok önemli bir elementtir. Vücudun büyümesine ve gelişmesine yardımcı olur. Tat ve koku alma duyularını korumayı sağlar, yaraların iyileşmesine yardımcı olur. Gerekli miktarda A vitamininin kanda tutulmasını sağlar. Ek olarak enerji ihtiyacını düzenleyen insülinin bir öğesidir.12 İçerdikleri flor sayesinde kemiklerin güçlenmesine, kasların ve sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardım ederler.13

Ayrıca denizden elde edilen besinlerle ilgili Kuran’da çok önemli bir detaya daha dikkat çekilir. Nahl Suresi 14. ayette Allah denizle ilgili, “… ondan taze et yemektesiniz…” diye haber verir. Burada özellikle belirtilen “taze et” ifadesi son derece dikkat çekicidir. Bilindiği gibi deniz ürünlerinin mutlaka taze olarak tüketilmesi gerekir. Çünkü bu ürünler bayat olduklarında insan bedenine zarar verebilirler. Kuran’da, diğer hayvanlardan değil de yalnızca denizden elde edilen etle ilgili olarak böyle bir ifade kullanılması ise, bu konuya işaret ediyor olabilir.

Kuran’da Dikkat Çekilen Bir Besin: Balık



Kuran’da genel olarak deniz ürünlerine dikkat çekilmesinin yanısıra, balığa yönelik olarak özel bir işaret de vardır. Kehf Suresi’nde Musa peygamber ve genç yardımcısının uzun bir yolculuğa çıktığı ve yanlarına da yiyecek olarak balık aldıkları anlatılır:

(Varmaları gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç-yardımcısına dedi ki: “Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız-yolculuktan gerçekten yorulduk.” (Genç-yardımcısı) Dedi ki: “Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum...” (Kehf Suresi, 62-63)

Ayetlerde dikkat çeken konu, böyle uzun bir yolculuk sırasında yiyecek olarak özellikle balığın seçilmiş olmasıdır. Allah müminlere böyle bir kıssayı bildirerek, balığın faydalarına, besleyici yönüne işaret etmiş olabilir.

Balığın besin olarak özelliklerini araştırdığımızda da çarpıcı bilgilerle karşılaşırız. İçerdiği fosfor, sülfür, vanadyum gibi mineraller sayesinde büyümeyi ve dokuların iyileşmesini sağlar. Eklem ağrılarını azaltır, sağlıklı diş etleri ve diş yapısı oluşmasını sağlar, cilt rengini güzelleştirir, saçların daha sağlıklı olmasını sağlar, bakteriyel enfeksiyonlarla mücadeleye yardımcı olur. Ayrıca kandaki kolesterol oranını düzenleyici etkisiyle kalp krizlerinin önlenmesinde rol oynar. Nişasta ve yağların metabolizmaya katılmalarına yardım ederek daha enerjik ve daha kuvvetli olunmasını sağlar. Öte yandan da zihinsel faaliyetlerin düzenli çalışmasında etkilidir.

Bu özelliklerinin yanısıra, içerdiği D vitamininin ve diğer minerallerin yeterli miktarlarda alınmaması durumunda da, raşitizm, diş eti hastalıkları, guatr, hipertiroid gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.14

Deniz Hayvanlarından Elde Edilen Süs Eşyaları



Deniz hayvanlarından sağlanan ve son derece estetik bir güzelliğe sahip olan süs eşyalarından biri, daha önceki bölümlerde söz ettiğimiz incidir. İncinin oluşumu ise son derece ilginçtir: İstiridye, midye ve salyangoz gibi yumuşakçalar, kabuklarının iç yüzeyini sedef denilen beyazımsı, parlak bir maddeyle kaplarlar. İçlerine giren kum gibi taneciklerin zarar verici etkisinden kurtulmak için de aynı yöntemi kullanır, bunları sedefle örterek incileri oluştururlar. İnsanlar ise denizden topladıkları bu incileri çeşitli şekillerde ziynet ve süs eşyası olarak kullanırlar. Bunun yanında bu yumuşakçaların üretmiş olduğu sedefler de, en az inciler kadar kullanışlı bir süs malzemesidir.

Kuşkusuz böylesine şaşırtıcı bir sistemle son derece estetik görünümlü süs eşyalarının meydana gelmesi Allah’ın üstün sanatının bir göstergesidir. Bu güzelliklerin özel olarak müminler için hazırlanmış bir nimet olduğuna Kuran’da şöyle dikkat çekilmiştir:

Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir engel (berzah) vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İkisinden de inci ve mercan çıkar. (Rahman Suresi, 19-22)

 


Dipnotlar



4 Resimli Sağlık Ansiklopedisi, Bilpa-İnkılap yayınları, cilt 4, s. 476

5 Sabah Gazetesi, 25 Aralık 1997, Harvard Ünv. hazırladığı rapordan

6 Ana Britannica Ansiklopedisi, 8. Cilt, s. 334

7 Temel Brittannica Ansiklopedisi, 16. Cilt, s. 212

8 Bilim ve Teknik Dergisi, Mayıs 1984

9 Hürriyet Gazetesi, 19 Ekim 1993

10 Büyük Laurausse Sözlük ve Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, 2. Cilt, s. 786

11Temel Britannica Ansiklopedisi, 9. Cilt, s.63

12 Th PDR Family Guide To Nutiro and Health, s.596

13 Hürriyet Gazetesi, 6 Mart 1999

14 Bilim ve Teknik Dergisi, Eylül 1998, s.86

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü