Harun Yahya

Giriş



Manzara

Kuran-ı Kerim, bir insanın ömrü boyunca ihtiyaç duyabileceği tüm konulara cevap veren, yaşamının her alanına çözüm getiren, her probleme en mükemmel ve en akılcı çözümleri sunan İlahi bir kitaptır. Bakara Suresi'nin 2. ayetinde haber verildiği gibi, "Kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir kitaptır". Rabbimizin Kuran'da her konuya açıklama getirdiği ise, bazı ayetlerde şöyle belirtilmektedir:


... (Bu Kuran) düzüp uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, herşeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111)

... Biz Kitabı sana, herşeyin açıklayıcısı, Müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)


İman eden bir insan tüm yaşamını Kuran ayetlerine göre düzenler. Düzenli olarak okuduğu ve düşündüğü ayetleri günlük hayatında titizlikle uygulamaya gayret eder. Sabah uyandığı andan gece tekrar uykuya daldığı ana kadar yaptığı her işte Kuran ahlakına göre düşünmeye, konuşmaya ve hareket etmeye özen gösterir. Bu üstün ahlakın müminin tüm hayatına olan hakimiyetini Allah Kuran'da şöyle bildirir:


De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162)


Ancak kimi insanlar dinin, sadece belirli vakitler ve ibadetlerle sınırlı olduğunu zanneder; hayatı "ibadet zamanları ve diğer zamanlar" şeklinde iki bölüme ayırırlar. Allah'ı ve ahireti, sadece namaz kılacakları, oruç tutacakları, sadaka verecekleri ya da hacca gidecekleri zaman hatırlarlar. Günün ve yılın diğer zamanlarında ise dünya işlerinin karmaşasına kapılıp giderler. Dünya hayatı onlar için "dertlerle dolu bir koşuşturmaca"dır. Böyle insanların Kuran ahlakından tamamen uzak, kendilerine özgü hayat amaçları, ahlak anlayışları, dünya görüşleri ve değer yargıları vardır. Kuran ahlakının gerçekte ne anlama geldiğinden haberleri bile yoktur.

Çocuklar

Kuran ahlakını kendisine ilke edinen bir kişi ise, elbette bu anlayış içindeki insanlardan çok farklı bir hayat sürdürür. Allah'ın yarattığı kadere tabi olduğunu unutmadan, O'na teslim olup güvenerek yaşar. Hiçbir zaman sıkıntı, huzursuzluk, korku, endişe, ümitsizlik, karamsarlık hissetmez, bir zorluk karşısında paniğe kapılmaz. Karşılaştığı her olaya mutlaka Allah'ın tavsiye ettiği ve beğendiği şekilde karşılık verir. Her sözü, her kararı, her tavrı Kuran ahlakını yaşadığının bir göstergesidir. Sokakta yürürken, yemek yerken, okula giderken, ders çalışırken, iş yerinde çalışırken, spor yaparken, sohbet ederken, ticari bir işi takip ederken, televizyon seyrederken, müzik dinlerken de Kuran ahlakını yaşamakla sorumlu olduğunun bilincindedir. Yapmakla yükümlü olduğu işlerle en dikkatli ve en titiz şekilde ilgilenirken, aynı zamanda Allah'ın razı olacağı şekilde hareket etmeye gayret eder, asla Kuran ahlakına uygun olmayan bir davranışta bulunmaz.

Din ahlakının yaşanması, Kuran'da bildirilen öğüt ve hükümlerin hayatın her alanında uygulanmasıyla mümkün olur. İnsanı dünyada ve ahirette en güzel ve en hayırlı sonuca ulaştıracak tek yol da budur. Kuran ahlakına sarıldığı takdirde insanın en güzel yaşam biçimini elde edeceğini Rabbimiz bir ayette şöyle haber vermiştir:


Erkek olsun, kadın olsun, bir mümin olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)


Kuran ahlakını yaşamak Allah'ın dilemesiyle insana, geniş bir bakış açısı, üstün bir akıl, doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği ve olayları derinlemesine düşünebilme gücü kazandırır. Bu özelliklere sahip olmak ise, hayatın her anında kişiye önemli bir üstünlük ve kolaylık sağlar.



Allah'a teslim olan ve din ahlakını yaşayan bir insanın tüm tavırları, hareketleri, oturması, kalkması, yürümesi, olaylara bakış açısı, açıklamaları, yorumları ve zorluklar karşısında ürettiği çözümler diğer insanlarınkinden tamamen farklı olur.

Bu kitapta, insanların hemen her gün yaptıkları ve karşılaştıkları olaylar, Kuran ahlakına uygun bir yaşam süren Müslümanların bakış açısıyla incelenecektir. Müminlerin çeşitli günlük olaylar ve durumlarda nasıl davranmaları gerektiği ele alınacaktır. Amaç, inananların Kuran ahlakı sayesinde yaşadıkları güzel hayatı gözler önüne sermek; tüm insanları, üstün bir hayat sunan Kuran ahlakına davet etmektir. Hiç kuşkusuz, dünyada sıkıntı, endişe, üzüntü ve kuruntulardan uzak, cennet benzeri, huzur dolu ortamlarda yaşamak, sadece Kuran ahlakını günün her saatinde, hayatın her anında yaşamakla mümkün olur.

Akilli Tasarim yani Yaratiliş



Kitapta zaman zaman karşınıza Allah'ın yaratmasındaki mükemmelliği vurgulamak için kullandığımız "tasarım" kelimesi çıkacak. Bu kelimenin hangi maksatla kullanıldığının doğru anlaşılması çok önemli. Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmış olması, Rabbimiz’in önce plan yaptığı daha sonra yarattığı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki, göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’ın yaratmak için herhangi bir 'tasarım' yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı anda olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir şeyin ya da bir işin olmasını dilediğinde, onun olması için yalnızca "Ol!" demesi yeterlidir.

Ayetlerde şöyle buyurulmaktadır:


Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen oluverir. (Yasin Suresi, 82)

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü