Harun Yahya

Termit Kolonisinde Haberleşme



Termit kolonilerinde kusursuz bir sosyal yaşam vardır. Aynı anda tek bir vücut gibi hareket eden termitler, kolonideki her türlü işi ortaklaşa çalışarak yapar. Kimi zaman termitlerin 1 milyon tanesinin birarada yaşadığı düşünülecek olursa aralarındaki haberleşme sisteminin önemi daha iyi anlaşılır. İş bölümünün sağlanması, saldırılara karşı anında örgütlenilmesi ve harekete geçilmesi, kolonideki diğer ihtiyaçların aksama olmadan halledilmesi kusursuz bir haberleşme sistemi sayesinde gerçekleşir. Termit bireyleri arasındaki haberleşme, kimyasal sinyallerin ya koklama ya da tad alma yoluyla alınıp verilmesi üzerine kurulmuştur.

1 milyon nüfusa sahip termit topluluğundaki işlerin aynı sayıda insan tarafından yapılmaya çalışıldığını varsayarak bir karşılaştırma yapalım.

Termitlerin yaptıkları gibi, 1 milyona yakın insanın tek bir mekanda yaşadıklarını ve çeşitli işleri hep birlikte yaptıklarını düşünelim. Mesela bulundukları ortamı temizlediklerini, havalandırdıklarını, ısısını sabit tuttuklarını, beslenme ihtiyaçlarını kendi kendilerine karşıladıklarını...

Bu gibi işlemlerin gerçekleşebilmesi için gerekli olan donanım elbette ki çok detaylıdır. Bu kadar çok sayıda kişinin örgütlenmesi çok fazla emek, zaman ve harcama gerektirir. Kargaşa çıkmaması ve işlerde aksama olmaması için iyi bir plan ve organizasyon yapılması şarttır. Çok iyi bir iletişim ağı kurulmalı ve mutlaka görev dağılımı olmalıdır. 1 milyon insanın tek bir vücut gibi hareket etmesi son derece zordur. Hatta 30-40 kişilik grupların birarada yaşayabilmesini sağlamak için bile çeşitli problemlerle karşılaşılacaktır. En azından böyle bir organizasyonun kurulması, bir düzenin sağlanması belli bir zaman dilimi içinde gerçekleşecektir.




termitlerin organizasyonu



30-40 kişilik bir grubun birarada yaşamasını sağlamak için bile çok fazla zahmet ve emek gerekir. İyi bir organizasyonun kurulması şarttır. Oysa yüzbinlercesi birarada yaşayan termitler milyonlarca yıldır hiç sorun yaşamadan, kargaşa çıkmadan birarada yaşamaktadırlar.





İnsan, yeryüzünde akıl sahibi yegane canlıdır. Muhakeme yeteneği vardır, teknik beceri geliştirebilir, plan yapabilir. Termitlerse 1-2 cm'lik böcektir. Böyle bir karşılaştırmanın yapılmasındaki amaç, termitlerin koloni halinde yaşamayı becermelerinin ne kadar önemli olduğunun daha net ortaya çıkmasını sağlamaktır. Termitlerin düzenli yaşamalarını, ileride detaylarına değineceğimiz gibi gökdelenler inşa etmelerini, klima sistemleri kurmalarını sağlayan aklın termitlere ait olması kesinlikle mümkün değildir.

Yaklaşık 1 milyon termit hatta bazen daha da fazlası, bu saydığımız işlerin hepsini hiçbir problem çıkmadan yerine getirir. Bu da termitlerin birarada yaşama konusunda çok iyi organize olduklarını ve aralarında çok iyi bir iletişim ağının bulunduğunu gösterir. 1 milyon bireyi tek bir vücut gibi hareket ettirebilen bu haberleşme sistemi akla bazı soruları getirecektir. Kör olan termitler nasıl anlaşırlar? Aralarındaki iş bölümü nasıl gerçekleşir? Hiçbir kargaşa çıkarmadan muhteşem gökdelenleri nasıl inşa ederler? Kör olmalarına rağmen düşmanlarını nasıl tanırlar? Nasıl birlikte savaşa giderler? Bu soruların cevapları çok önemli bir gerçeğe açılacak birer anahtar niteliğindedir.

Haberleşme Sisteminin Kaynağı






termite colony



Her termit kolonisinin kendine özgü kimyasal bir salgısı vardır. Bu salgıya sahip olmayanlar koloniye alınmazlar. Koloni girişindeki termitler bu ayrımı koku alıcı hücreler ile donatılmış olan duyarlı antenlerini kullanarak yaparlar. Ancak yanda görülen böceğin kimyasal madde analizi yaparak kendi kolonisindekileri tanıyabilmesi üzerinde durup düşünülmesi gereken bir konudur.





Düzenli bir toplum yapısı oluşturan termitlerin karşılıklı haber alışverişine dayalı bir hayatları vardır ve termitler bu alışverişi sağlamada hiçbir zorluk çekmez. İnşaat yapma, yiyecek arama, yuva arkadaşını tanıma, iz sürme, vücut gelişimi, düşmana karşı alarm hali ve savunmaya geçiş gibi bütün hayati faaliyetleri, kimyasal sinyaller aracılığıyla sağlanır. İletişimleri de, diğer böceklerde olduğu gibi, kimyasal sinyallerle olur.

İletişimlerinde, diğer böceklerde olduğu gibi, feromen denen bir kimyasal salgı kullanırlar. Her koloni kendi karakteristik kokusuna sahiptir. Örneğin koloniye bir saldırı gerçekleştiğinde kraliçe, işçilerden gelen yiyeceklerin üstüne sürünmüş salgılardan haber alır ve kendi ürettiği bir alarm salgısı ile asker termitlere saldırı konumuna geçme emrini verir. Bundan başka işçi termitler de yeni bir besin kaynağı bulduklarında diğer üyelerin kendilerini kolaylıkla izlemelerini sağlayan gizli bir kimyasal iz (koku) bırakır. Bu koku diğer termitlerin hedefe ulaşmalarını sağlayacaktır.

Koloniye ait tüm kastların sayıları ve oranları da, daha önce belirttiğimiz gibi, yine kimyasal salgılar aracılığı ile düzenlenir. Henüz olgunlaşmamış larvaların askerlere mi, işçilere mi yoksa aday kral ve kraliçelere mi dönüşeceği koloninin ihtiyacına göre kraliçe tarafından belirlenir ve kraliçe buna göre larvaların hangi sınıfa ait olması gerektiğini salgıladığı sıvıyla işçilere bildirir.27

Termitlerin, kimyasal salgıları üretme sistemlerinin yanısıra bunları algılayabilecek çok duyarlı antenleri de vardır. Termitlerin antenlerinde birbiri ardınca sıralanmış koku alıcı hücreler bulunur. Bu hücreler, termitlerin birbirlerini tanımalarını sağladıkları gibi farklı türden bir başka böceğin kokusunu almalarını da sağlar.

Termitlere Özel Barkodlar



Böceklerde "kitin tabakası" denilen koruyucu bir yapı vardır. Bu tabakadan dışarıya özel kokulu hidrokarbon molekülleri yayılır. Bu kokuyu böceğin kitin tabakası içindeki bezler salgılamaktadır. İşte termitler de bu kokuları ayırt eder ve bu sayede yuvaya girmeye çalışan yabancıları tanırlar. Peki termitler koku ayırt etme işlemini nasıl yapar? Bu sorunun cevabını barkodları (özel güvenlik şifrelerini) tanıyan bilgisayarlar ile termitleri karşılaştırarak verebiliriz.

Şirketlerdeki güvenlik sistemlerinde kullanılan bilgisayarlar, güvenlik kartlarının üstündeki şifreyi nasıl tanırsa bir termit de düşmanları olan karıncalarla hemcinslerinin kokusunu bu tarz bir sistemle ayırt eder. Antenleri o kadar hassastır ki kokladıkları herhangi bir termitin kendi kolonilerinden olup olmadığını dahi rahatlıkla anlar. Üstelik her termit türünün hatta aynı tür içindeki her termit yuvasının kendine özgü bir kokusu vardır. Bu kokuların termitler tarafından ayırt edilmesi, bu canlıların adeta birer "koku uzmanı" olduğunu gösterir. Ayrıca termitlerin antenleri, yuvanın güvenlik sisteminde kullanılan en etkili kontrol mekanizmasını oluşturur.

Termitlerin kör olmalarına rağmen nasıl olup da yuvaya girmeye çalışan başka canlıları ve kendi kolonilerinden olmayan termitleri tanıdıkları sorusunun cevabını araştıran bilim adamları, kimyasal yöntemler (spektrometri ve gaz kromatografisi) ile termitlerin yaydığı kokuları analiz etmişlerdir. Kimyasal analizler, farklı iki termit türünün (örneğin, Reticulitermes santonensis ile reticulitermes lacifugus grassei) farklı koku saçtığını kesin olarak ortaya koymuştur.28

Bundan başka, araştırmacılar, A yuvasından bir termitin derisini B yuvasından bir termitin derisi üzerine nakletmişler ve şunu görmüşlerdir: B yuvasının termitleri, bu A yuvası termiti kokusu taşıyan yabancıyı her gelişinde kapı dışarı etmiştir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, koku uzmanı olma özelliğinin termitler tarafından sonradan kazanılmış bir özellik olamayacağıdır. Her termitin bu sistemle birlikte ortaya çıkması zorunludur. Çünkü kör olan termitlerin antenlerinin olmaması durumunda yaşaması mümkün değildir. Yönlerini bulmaları, kendi savunmalarının yanısıra koloninin savunmasını da yapabilmeleri, kraliçeden gelen sinyalleri algılayabilmeleri hep antenlerin varlığına bağlıdır. Bu da bize termitlerin antenleri, gerekli salgı bezleri ve diğer tüm sistemleri ile tek bir anda yaratıldıklarını gösterir.




termitlerin kimyasal analizleri



Yuvasına yaprak taşıyan bir termit görülmektedir. Bu termit yolunu daha önce göğüs bezlerinden bıraktığı salgıların kokusunu izleyerek bulmaktadır.





Güvenlik Sistemini Delebilen Bir Canlı



Termitlerin güvenlik önlemleri son derece etkilidir. Ancak bu, düşmanların termit yuvalarına hiçbir şekilde giremedikleri anlamına gelmez. Bir karınca türü, tüm güvenlik önlemlerine rağmen koloniye girmeyi başarır. Bunu nasıl başardıkları sorusunun cevabı, insanı hayrete düşürür. Ponerin türü bu karıncalar, karınca kokusu yerine termit kokusu salgılayarak termitlerin güvenlik sistemlerini deler ve yuvanın her köşesinde diledikleri gibi gezerler. Termitler de kör oldukları için kokuya aldanıp karıncaları "aileden bir fert" zannederler.

Karıncanın termitleri kandırması son derece etkileyici ve kusursuz bir yaratılış örneğidir. Karıncanın bu başarısı elbette ki üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Öncelikle karıncanın, termitin özel kokusunu nasıl keşfettiği sorusunun cevabı verilmedir. Bir canlının başka bir canlının vücudundaki kimyasal maddelerin ne olduğunu bilmesi mümkün müdür? Karınca, termitlerin güvenlik sistemlerinden nasıl haberdar olmuştur? Bu kokuyu salgıladığında, termitlerin arasında rahat rahat gezebileceğini nereden bilmektedir? Bütün bunlar bir yana karınca, termitlerde bulunan kimyasal maddenin bir benzerini kendi vücudunda üretebilmeyi sağlayacak donanıma nasıl sahip olmuştur?

Bütün bu soruların ortak bir cevabı vardır. Bir güç, karıncayı termitlerin güvenlik sisteminden haberdar etmektedir. Hem termitlerin hem de karıncaların yapısından haberdar olan bu güç, karıncanın vücut sisteminde gerekli olan tasarımı da yaratan güçtür. Her iki canlıyı da yaratmış olan bu benzeri olmayan güç, Allah'a aittir. Allah her şeyden haberdar olan, her türlü yaratmayı bilendir.

Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na 'gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar. Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur; bu O'na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce misal O'nundur. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.(Rum Suresi, 26-27)

Başka Bir Haberleşme Yöntemi: Ses



Ses, termitlerin kullandıkları diğer bir haberleşme aracıdır. Asker ve işçi termitler, kafalarını tünellerin yüzeyine vurarak oluşturdukları titreşimlerle diğer termitlerin yuvanın içinde toplanmasını sağlar. Oluşturulan titreşimler, diğer termitlerin bacaklarındaki yüksek derecede hassaslaştırılmış dokunma duyuları ile algılanır.

Görüldüğü gibi termitler, başlarını tünel yüzeyine vurunca bir "titreşim" yayacaklarını ve bu titreşimlerin verdiği mesajların diğer termitler tarafından anlaşılacağını çok iyi bilirler. Termitlerin bu haberleşme yöntemi Mors alfabesinin kullanımına benzetilebilir.29 Elbette ki Mors alfabesini kullanabilmek için özel bir eğitim almak gerekir. Bir kişinin tesadüfen bu alfabeyi öğrenmesi ve birdenbire vuruşların ne anlama geldiğini anlaması elbette ki mümkün değildir. Hem alfabeyle mesaj gönderen hem de mesajı alan kişilerin bu konuda bilgi sahibi olmaları şarttır. Yoksa gönderilen mesaj ne kadar önemli olursa olsun hiçbir anlam ifade etmez.

Nasıl ki Mors alfabesi kendiliğinden öğrenilmiyorsa termitlerin de kendi aralarındaki bu şifreli anlaşma sistemini tesadüfen keşfetmiş olmaları mümkün değildir. Termitler doğdukları andan itibaren bu haberleşme şeklini bilmek zorundadır. Bu nedenle termitlerin özelliklerini kendi iradeleriyle ya da tesadüfen kazandıklarını iddia etmek; akla, mantığa ve bilime uymayan bir iddia olur.

Tesadüfler, bir canlının vücudunda alıcılar oluşturamaz. Bu alıcının yaydığı sinyalleri diğer bir canlının anlamasını sağlayamaz. Kısacası tesadüfler bir canlıya hiçbir özellik kazandırmaz.

Bu haberleşme sistemi termitlere öğretilmekte daha doğrusu ilham edilmektedir. Allah Kuran'da balarılarını örnek verir ve bu canlıların Kendi vahyi ile hareket ettiklerini bildirir:

Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır.(Nahl Suresi, 68-69)

İşte, balarıları gibi yeryüzündeki bütün varlıklar da Allah'ın vahyi ile hareket etmekte ve O'na kayıtsız şartsız boyun eğmektedir.

 


Dipnotlar



27. http://ianrwww.unl.edu/ianr/pubs/extnpubs/insects/g1062.HTM#biology

28."Körler ama her şeyi koku sayesinde biliyorlar", Cumhuriyet Bilim Teknik, sayı 419,s.16

29.Karl Von Frish, Animal Architecture, Harcourt Brace, New York, s. 148

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü