Harun Yahya

Sonuç



Kitap boyunca vurguladığımız gibi, eğer gereken önlemler alınmaz ve köklü çözümler uygulamaya geçirilmezse, 21. yüzyılda da aynı 20. yüzyılda olduğu gibi şiddet ve terör devam edecektir. Bunun için terörle fikri mücadelenin çok büyük bir hızla ve çok geniş kitleleri kapsayacak şekilde başlatılması gerekmektedir. Söz konusu bu fikri mücadele, cahillikten ve şiddetten kuvvet bulan teröristlerle, Allah'a iman eden, şefkatli, sevgi dolu, affedici, merhametli ve vicdanlı insanlar arasında gerçekleşecektir.




manzara



Onlar ki,
yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir.
(Hac Suresi, 41)





Rabbimiz Hud Suresi'nin 116. ayetinde "... yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi?" şeklinde buyurmaktadır. İman edenler Allah'ın ayetlerde tarif ettiği, bu fazilet sahibi kimselerdir. Teröristler neticeyi şiddette ararken, onlar gerçek başarının ancak Allah'ın dinine sımsıkı sarılmakla elde edileceğinin bilinciyle hareket edeceklerdir. Müslümanlar, Yahudiler ve Hıristiyanlar birlik olup, bu fikri mücadeleyi her inanca ve her fikre saygılı bir anlayışla yürütecek ve Allah'ın izniyle mutlak bir başarıyla karşılaşacaklardır. Bu, Allah'ın tüm inanç sahibi kullarına olan ve mutlaka gerçekleşecek bir vaadidir.

Bir terörist sahip olduğu ideolojik fikrin tüm temel kaynaklarını ezbere bilebilir. Ancak kendisini hem dünyada hem de ahirette gerçek mutluluğa ve esenliğe kavuşturacak olan apaçık bir gerçekten habersizdir. Çünkü hayatı boyunca dinsiz ideolojilerle, hayatın sadece güçlüler lehinde gelişen bir mücadele meydanı olduğu fikriyle eğitilmiştir. Onun için ayakta kalmak için şiddetten, zorbalıktan başka bir yol yoktur. Bilinmelidir ki, dini, ırkı, milleti ne olursa olsun terörizme başvuran her insan, mutlaka materyalist ve Darwinist düşüncenin etkisiyle hareket etmektedir. Teröre başvuranların habersiz olduğu en önemli gerçek ise, Allah'ın ve ahiret hayatının varlığı, dünya hayatının yalnızca bir denemeden ibaret olduğu ve ancak iman edip salih amellerde bulunanların kurtuluşa erecekleridir. Şiddet bu kimseleri hem dünyada hem de sonsuz ahiret hayatında çok büyük ve geri dönülemez bir yıkıma uğratacaktır.

İşte bu noktada hangi dinden olursa olsun, iman sahibi her insana çok büyük bir sorumluluk düşmektedir. Yahudiler Eski Ahit'te yer alan ve insanlığı barışa ve sevgiye çağıran açıklamaları göz ardı etmemeli, tüm Yahudileri terörün karşısında durmaya davet etmelidirler. Hıristiyanlar da Allah'ın hoşnut olacağı güzel ahlakı kendilerine rehber edinerek, tüm Hıristiyanları terörizmle mücadeleye davet etmelidirler. Kuşkusuz bu mücadele, teröre zemin oluşturan ideolojilerle fikri alanda yapılacak olan bir mücadeledir. Bir yandan bu ideolojilerin çelişkilerini, bir yandan da hiçbir fikrin şiddetle, baskıyla, zulümle hakim olamayacağını, zorbalığın asla bir güzellik oluşturamayacağını anlatmalıdırlar.

Terörist ideoloji çürük temeller üzerine kurulmuştur ve kitap boyunca üzerinde durduğumuz bu dayanakların topyekün bir eğitim seferberliği ile kolaylıkla ortadan kaldırılması mümkündür. Yeryüzünün dört bir yanındaki samimi müminler de çözüm yolları üretmekle, kitaplar ve yazılar yazmakla, çeşitli eğitim teşebbüsleriyle, kültürel bir birikim ortaya sunmakla terörizmin karşısında durabilir, cehaletin önünü kesebilirler. Dünya üzerinde Allah'ın emrettiği merhametin, barışın ve esenliğin hakim olması, terörizmi geri dönmeyecek şekilde tarihin sayfalarına gömecektir.

 


Dediler ki: "Sen Yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olansın."
(Bakara Suresi, 32)


 

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü