Harun Yahya

Sayın Adnan Oktar'ın demokrası ve fikir özgürlüğünü savunduğunu anlatan açıklamaları


 



Sayın Adnan Oktar'ın Kuşadası TV'deki 14 Temmuz 2008 tarihli canlı sohbetinden

ADNAN OKTAR: Bir kere özgürlük çok güzel bir şey. DEMOKRASİ ÇOK GÜZEL BİR ŞEY. TÜRKİYE’DE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ OLSUN. BU İNSANLARI RUHEN DE, BEDENEN DE ÇOK GÜÇLENDİRİR, EKONOMİYİ DE GÜÇLENDİRİR. İNSANLARIN HÜRRİYET DUYGUSU, İNSANLARDA MUTLULUK, NEŞE MEYDANA GETİRİR. İnsanların yüzündeki o asıklık, donukluk hürriyetin sınırlanmasından olur. HER TÜRLÜ PARTİ OLSUN. KOMÜNİST PARTİDE OLSUN, AKP de olsun, MHP de olsun, başka partiler de olsun. Parti kapatmayla bir yere gidilmesin. Fakat şöyle olması güzel olur, terör amaçlıysa bir parti, bölücüyse, Türk devletini yıkmayı amaçlıyorsa ve bu yönde şiddet kullanma eğilimindeyse, şiddet amacı varsa tabii ki.. Ama fikir bazında isteyen istediğini düşünsün. İsterse masonlarda bir parti kursunlar. Masonluğu alenen savunabilirler. Komünistler komünist parti kurar, alenen komünistliği savunabilirler. Bu bir fikir zenginliğidir. Bunda bir şey yok. Ama yarın bir gün bir komünist ortaya çıkar “ben şiddet uygulamaya kalkacağım, devleti şiddet kullanarak yıkacağım” diyorsa bu olmaz. O yüzden partileri kapatarak değil, kontrol ederek, şiddet unsuru taşıyıp taşımadığına bakarak hareket edilmesi taraftarıyım. Ona göre bir tedbir alınması taraftarıyım.

 

Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki 8 Kasım 2011 tarihli sohbetinden 

ADNAN OKTAR: BEN FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE İNANAN, SAYGILI, NEZAKETLİ, BÜTÜN KOMÜNİSTLERİ SEVERİM. Benim çok komünist arkadaşım vardı akademide. Değer veririm. Hürmet ederim. Çünkü fikren konuşabiliyorsun… Fikir özgürlüğüne sonuna kadar taraftarım ben. İstediği gibi fikirlerini savunabilir.

 

Sayın Adnan Oktar'ın 27 Ocak 2012 tarihinde Hıristiyan Müslüman Forumu Direktörü Julian Bond ile A9 TV'de yaptığı canlı sohbetten 

ADNAN OKTAR: Her zaman için müşrikler de vardır, ateistler de vardır, ehli kitap vardır, Müslümanlar vardır, ateşe tapanlar vardır, Mecusiler vardır. Bu çok makul, olabilir. Allah onları yaratır, biz de onlara İslam’ı anlatırız. İnanan inanır, inanmayan da Allah’ın bir kuludur. Takdir Allah’ın, yani FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE SINIR YOK. FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE BASKI YAPILMASI ZULÜMDÜR. İSTEYEN DİNSİZ OLUR, İSTEYEN MÜSLÜMAN OLUR, YAHUT MÜSLÜMANKEN DİNSİZ OLABİLİR, İSTERSE ÇIKAR. DİNSİZKEN MÜSLÜMANLIĞA GEÇEBİLİR. Hıristiyan iken Müslüman olabilir, Müslümanken değil mi Hıristiyan oluyorsa olur, kimse karışamaz. Hıristiyanken adam “ben Müslüman olacağım der” ona da saygı duyarız o da çok güzel olur.

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Eylül 2008 tarihli İftar Yemeği konuşmasından 

ADNAN OKTAR: Dawkins dahil bütün bilim adamlarının hür ve özgür olmasını, istedikleri gibi fikirlerini beyan etmelerini ben eskiden beri savunuyorum. Ben fikir özgürlüğüne karşı değilim. Hatta Dawkins’le biz bir tartışma olabilir mi, karşılıklı bir sohbet programı olabilir mi diye kendisine haber göndermiştik. İster kendisi buraya gelsin, ister biz gidelim demiştik. Kendisinin bu konuda yemini olduğunu ve böyle bir şeye yanaşmayacağını belirtti. Ama burada vurgulanan şu. BEN FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE TAM ANLAMIYLA TARAFTARIM. ÇÜNKÜ ONUN DÜŞÜNCELERİNİ ÖĞRENMEK İSTİYORUM, DÜŞÜNCELERİNİ ANLATMASINI İSTİYORUM. ONA KARŞI DA KENDİ FİKİRLERİMİ ANLATMAK İSTİYORUM. Dawkins’in sitesinin kapatılmasının sebebi şahsıma yönelik çok ağır hakaretler bulunması ve iftiralar bulunmasıdır. Hangi vatandaş olursa olsun böyle bir durumda kanuni haklarını kullanır ve kendisini savunur. Ben de herhangi bir vatandaş gibi kendi hakkımı savundum. Ve kanunlar da gereğini yaptı.

 

Sayın Adnan Oktar'ın Kocaeli TV'deki 21 Mayıs 2010 tarihli canlı sohbetinden 

ADNAN OKTAR: Ama her solcu, her ateist, her Marksist kötü ahlaklıdır, zalim adamdır fikri doğru değil. Ben görüyorum mesela birçok solcu çok insancıllar. Demokrasiyi istiyor, özgürlük istiyor iyi yönleri var. Tamam yanlış yönleri vardır tabii ki biz onu kabul ediyoruz, ama ONLARIN DA İYİ YÖNLERİNİ ORTAYA ÇIKARMAK LAZIM. Mesela zulme karşı, bu çok şahane bir şey, zalimliğe karşı. Sosyal adaleti istiyor, ne şahane bir şey, güzel. Mesela yalancılığa, sahtekarlığı karşı tavırları var bir çoğunun, mesela bu çok güzel. Ne bileyim ben merhametin, şefkatin üzerinde duruyorlar. Anarşi ve teröre karşı tavır gösteriyorlar. Zulme ve diktaya, baskıya karşı direniyorlar, baskıdan hoşlanmıyorlar. Yani herkes hoşlanmaz ama onlar bunu ortaya koyuyorlar. Bunlar çok güzel, bu yönlerinin iyi değerlendirilmesi hayati bir konu. Mesela bazı solcu yazarları okuyorum da oradan aklıma geldi, daha önce de düşünüyordum, zaten çizgimiz de o yönde. Hakikaten çok insancıl olanları var aralarında, ama bir kısmı da çok kavgacı, ters. Yani sürekli böyle kavga isteyen bir ruh hali içerisindeler, bu çirkin tabii, çok kötü.

 

Sayın Adnan Oktar'ın Kocaeli TV'deki 19 Ocak 2010 tarihli canlı sohbetinden 

ADNAN OKTAR: Tabi, ALLAH'A İNANMAYANLARA DÜŞMAN OLACAK DEĞİLİZ. ONLAR DA ALLAH'IN KULLARIDIR. ONLARIN DA İYİ OLMASI İÇİN GAYRET EDERİZ, AMA DEMOKRATİK USULLERLE, SEVGİYLE VE ŞEFKATLE, SERTLİKLE VE ŞİDDETLE DEĞİL. VE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTEREREK, DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTEREREK.

Her din kendisini hak din olduğuna inanır. Bu son derece normaldir. Yani Ehli Kitap dediğimiz vakit, Hıristiyanlar ve Museviler akla gelir. Ve Müslümanlar vardır ayrıca. Müslümanlar tabi ki kendilerinin hak yolda olduğuna inanırlar, yoksa öbür türlü Müslüman olamazlar. Ama bir Hıristiyan da kendisinin hak yolda olduğuna inanır ve cennete gideceğine inanır, aksi durumda Hıristiyan olamaz. Bir Musevi de yine kendisinin hak yolda olduğuna inanır, kendilerinin cennete gideceğine inanır ve başka türlü zaten Musevi olamaz. O zaman bütün dinlerin birbirlerine saygı duyması, şefkat duyması, Allah'ın kulları olarak birbirlerini koruyup kollamaları gerektiğini buradan anlıyoruz. Her dinin kendisini hak görmesi de son derece makul ve normaldir. Ama YETER Kİ KAVGA OLMASIN, GÜRÜLTÜ OLMASIN, SAVAŞLAR OLMASIN, FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE BASKI OLMASIN, BUNLAR OLDUKTAN SONRA ZATEN ALLAH DİYOR AYETTE "SİZİ ÇEŞİTLİ ÜMMETLER OLARAK YARATTIM" DİYOR, CENABI ALLAH. O YÜZDEN BUNUN MAKULLÜĞÜNÜ VE NORMAL OLDUĞUNU ZATEN KURAN BİZE BİLDİRİYOR.

 

Sayın Adnan Oktar'ın 21 Mayıs 2010 tarihli ABC Televizyonu (Avusturya) sohbetinden 

ADNAN OKTAR: Ben demokrasiyi, fikir özgürlüğünü sonuna kadar savunan bir insanım. Yani Marksistler olmasa, Darwinistler, materyalistler olmasa ben bu kitapları yazamazdım. Ben sonuna kadar fikir özgürlüğüne taraftarım. Ama hakaret veya saldırı veya küfür bunlar çok çirkin insanlık suçlarıdır. Yani aklı başında, kaliteli bir insanın yapacağı bir şey değildir. Öyle insanlara karşı bütün ülkeler, vatandaşlarını koruyacak kanunlar yapmıştır, yani ona göredir kanunlar.

 

Sayın Adnan Oktar'ın Harun Yahya TV'deki 22 Mayıs 2010 tarihli canlı sohbetinden 

ADNAN OKTAR: İstanbul’da da Musevisi var, Hıristiyanı var, Müslüman var. Hepsi var. Ama hepsi tek bir Allah’a inanıyorlar. Tek bir güç sahibi olan, sonsuz kudret sahibi olan Allah’a iman ediyorlar. Ama teslis inancı veyahut Allah’a şirk koşulması yanlış olanlar bunlar. Yani tek bir Allah’a inanılması çok hayati, çok önemlidir.

Ama tabii fikirlere de saygı duymak lazım yani inanmayan insana da saygı duymak lazım, inanana da saygı duymak lazım. Her görüşe her düşünceye karşı demokratik yaklaşım önemli. 

 

Sayın Adnan Oktar'ın Harun Yahya TV'deki 3 Ağustos 2010 tarihli canlı sohbetinden 

ADNAN OKTAR: Halbuki Müslüman insan aklının alabileceği en yüksek kalitede, en yüksek akılda, en yüksek sanat düzeyinde, en yüksek bilim düzeyinde, en derin düşünen, en merhametli, en şefkatli, en isabetli tavırlar gösteren, nezih, kibar, tertemiz, oturmasını kalkmasını bilen, adabı edebi bilen, her konuşması iç açıcı olan, sevecen olan, demokrat olan, fikir özgürlüğünü savunan, bütün milleti bağrına basan; Alevi’siyle, Sünni’siyle, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, hepsini bir bütün olarak gören, Allah’a kendini tam teslim etmiş, dünyanın en kaliteli, en klas adamına Müslüman denir. En yüksek kalitedeki insandır.

 

Sayın Adnan Oktar'ın Çay TV ve Olay TV'deki 3 Ağustos 2010 tarihli canlı sohbetinden 

ADNAN OKTAR: Tam bir özgürlük, tam bir demokrasi, tam bir aydınlanma, tam bir barış, sevgi, muhabbet, kardeşlik, teknoloji, bilim ve sanatta en yüksek nokta; yani hiçbir dönemde böyle görülmemiştir. Her fikir özgür olacak. Her düşünce özgür olacak… Çok eskidir demokrasi ta Nuh devrine dayanır. Ta eski peygamberlerden gelen bir ahlak anlayışıdır. Allah’ın emrettiği bir ahlak anlayışı. Yani HER FİKRE ÖZGÜRLÜK TANINMASI. MESELA CENAB-I ALLAH NE DİYOR? ŞEYTAN'DAN ALLAH'A SIĞINIRIM; SİZİN DİNİNİZ SİZE, BENİM DİNİM BANA DEĞİL Mİ? KUL YA EYYUHEL KAFİRUN DİYOR İNŞAALLAH. BİRÇOK YERDE DE YİNE. ALLAH DİYOR Kİ; DİNDE ZORLAMA YOKTUR. YANİ ZORLA NE NAMAZ KILDIRABİLİRSİN. YOK İŞTE NE BAŞINI ÖRT DİYEBİLİRSİN. HİÇBİR ŞEYİNE KARIŞAMAZSIN İNSANIN. SADECE DİN BİR TEKLİFTİR. ANLATIRSIN O KADAR. AŞKLA YAPILIR DİN.

 

Sayın Adnan Oktar'ın 14 Kasım 2008 tarihli IANS (Indo Asian) Haber Servisi röportajından

ADNAN OKTAR: BEN FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE TARAFTARIM, HAKARET ÖZGÜRLÜĞÜNE TARAFTAR DEĞİLİM. Hakaret özgürlüğünde, tabi ki mahkemeler devreye girecektir ve gereği yapılacaktır. Dünyada hakaret özgürlüğü diye bir şey olamaz, yani “ben istediğim gibi hakaret ederim, özgürlük var” diyen de  anormal düşünüyordur bence, böyle bir özgürlük yok dünyada, yani bir başkasına saldırma, insanlara zulmetme, insanların haysiyetine, onuruna yönelik hakarette bulunma özgürlüğü yok. Böyle bir şey olduğunda mahkemeler devreye girer, hatta tazminat davaları açılır, ceza davaları açılır, hukuki birçok önlem alınır. Bunu herkes bu şekilde bilecek, bunun bu şekilde uygulanması bütün dünyada yapılıyor zaten, yani dünyada hiç kimse buna karşı değil. BÜTÜN DEVLETLERİN KANUNLARINDA HAKARET, SALDIRI YASAKTIR VE CEZASI VARDIR. BUNDA ŞAŞACAK BİR ŞEY GÖREMİYORUM BEN, AMA FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE SONUNA KADAR TARAFTARIM, İNSANLAR FİKİRLERİNİ ALABİLDİĞİNE ANLATABİLİRLER, İSTEDİKLERİ GİBİ YAYABİLİRLER, DERNEK KURABİLİRLER, PARTİ KURABİLİRLER. BEN BUNLARA SONUNA KADAR TARAFTARIM.

Masaüstü Görünümü