Harun Yahya

RAMAZAN 2009 - 7.Gün








Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır. (Hucurat Suresi, 13)





Benim Katımda en sevimliniz, ahlakça en güzel olanınız ve etrafındakilerle hoş geçineninizdir ki, onlar herkesi sever ve herkes de onları sever. Benim Katımda en sevimsiziniz dedikodu yapan, dostların arasını açan ve tertemiz kimselerde kusur arayanlardır. (Bezzar)







Japonya'da İslam Dinini Tanımak İsteyenlerin Sayısı Artıyor / Akşam Gazetesi / 24.12.2008

Tokyo Camii’nde görev yapan imam Ensari Yentürk, her ay 3 Japon’un camide Müslüman olduğunu ve her Cuma günü camide 400 kadar kişilik bir cemaat oluştuğunu belirtti. Yentürk, Japonların İslam dinine karşı önyargılı olmadıklarını ve İslam’ı terör ile ilişkilendirmediklerini belirtti.

Yentürk, Japonlardan İslamiyet’i daha yakından tanımak için İslam ülkelerine gidenler olduğunu ve Japonların İslam dinine karşı çok saygılı olduklarını şöyle anlattı:

“Bir ilaç firması yetkilisi, prospektüsteki hilal resminin Müslümanlar için bir sakınca oluşturup oluşturmadığını sorduğunda epey şaşırmıştım. Bu kadar saygılılar.”

Müslümanlar tüm insanlara, Allah’ın yarattığı ve Allah’ın tecellisi olan varlıklar olduklarını düşünerek değer verirler. Kuran ahlakı, iman edenlerin diğer insanların inançlarına saygı göstermelerini, onların düşüncelerine hoşgörüyle yaklaşmalarını ve toleranslı davranmayı gerekli kılar. Samimi Müslümanların Kuran’da bildirilen bu ahlak ile hareket etmeleri, çevrelerindeki henüz Müslüman olmamış kişilere, Allah'ın izniyle çok olumlu bir örnek teşkil ederek insanların kalplerinin İslam dinine ısınmasına vesile olabilir.






Yuvasını Özenle Dekore Eden Çardak Kuşu

Hemen hemen güvercin büyüklüğünde bir kuş olan çardak kuşları, yaygın olarak Avustralya’da yaşarlar. Nadir bulunmaları nedeniyle araştırma yapmanın son derece zor olduğu bu kuşların kuşkusuz en dikkat çekici özellikleri, erkek kuşların, inşa ettiği ve özenle dekorasyonunu yaptıkları yuvalarıdır. Bu küçük kuşun sahip olduğu zevk ve dekore ettikleri dikkat çekici yuvalar, hiç şüphesiz, Yüce Allah’ın üstün aklının eserlerinden biridir.

Yuvalardaki Mükemmel Estetik Anlayışı

Erkek çardak kuşları, yetişkinliğe adım atar atmaz ilk iş olarak kendilerine bir yuva inşa ederler. Bu yuvayı inşa etmeden önce kendilerine en uygun yeri bulmak için uzun süre araştırma yaparlar. Bu süreç şöyle gerçekleşir:

- Küçük kuş, hoşuna giden tüm objeleri toplar. Bu kuşların yuvalarında kuş tüyleri, çakıl taşları, rengârenk çiçekler, yemişler, değişik formlu yapraklar, kimi zaman etraftan topladıkları bozuk paralar, metal parçalar, alüminyum folyo parçaları, gözlük camları, ipler, kaşıklar ve hatta araba anahtarları bile bulunabilir.

- Bulduğu objeleri yuvasına toplayan çardak kuşu daha sonra saatler süren bir dekorasyon sürecine girer. Sürekli eşyaların yerlerini değiştirerek en dikkat çekici ve en güzel düzeni oluşturmaya çabalar.

- Koleksiyonuna yeni objeler eklediğinde, daha az beğendikleriyle bunları değiştirir.

- Sadece dekorasyonla sınırlı kalmayan çardak kuşu bir de üstüne üstlük duvarlarına boya ve sıva yapar. Hatta malzemelerini dahi kendi üretir. Boyayı, saten çardak kuşları çilek ve kömür tozlarını ağızlarında karıştırarak sağlarlar. Ağızlarında çiğnedikleri bir parça ağaç kabuğu ile de dalların oluşturduğu duvarlarına sıva yaparlar.

- Eşyalarının yerlerini ezberleyen çardak kuşu, o yuvada yokken herhangi bir eşyasının yerinin değişmesi durumunda bunu hemen fark eder ve eşyayı eski yerine yerleştirir.

- Dikkat çekici olan başka bir nokta da bu kuşların yuvalarının hiçbirinin birbirine benzememesidir. Her kuş, yuvasını adeta zevkine göre inşa eder.

Peki, bu küçücük kuş böyle bir yuva yapmayı nereden öğrenmiştir? Çevreden objeler toplayıp bunları bir araya getirip bir bütünlük sağlamayı nasıl bilebilir? Şüphe yoktur ki bir kuş bu kadar çok detayı ve özeni kendi başına düşünemez. Bu özenli yuvayı ona ilham eden, Alemlerin Rabbi Allah’tır. (www.kuslar.net)

Kuşların Süslü Yuvalarını Hazırlamalarının Amacı Nedir?

Çardak kuşları diğer kuşların aksine yuvalarını yaşamak yerine, karşı cinsin ilgisini çekebilmek için inşa ederler. Yuvasına yaklaşan dişi kuşu fark eden erkek kuş yuvasında dolaşır ve dişi kuşu etkilemek için şarkı söyler. Aynı zamanda çok iyi birer taklitçi olan bu kuşlar, şelale ve insan seslerini birebir taklit edebilir ve bu sayede de dişi kuşun ilgisini çekmeye çabalarlar. (www.kusfosilleri.com)     

Bu yuvaların hazırlanış teknikleri, bilinci ve zekası olmayan bir canlıdan beklenmeyecek kadar mükemmeldir. Elbette bu küçücük kuşların yuvalarını, kendi zekalarıyla tasarlayamayacakları çok açıktır. Bu kuşlara sahip oldukları bu yetenekleri Yüce Allah ilham eder. Çardak kuşları Yüce  Allah'ın sanatının, gücünün, ilminin, yaratmadaki üstünlüğünün canlı birer delilidir. Yüce Allah bu gerçeği kullarına şöyle haber verir:

 “Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün ardarda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır.” (Al-i İmran Suresi, 190 )






Bir Bitkinin Doğuşu

Yeryüzündeki pek çok bitki, türünün devamlılığını polenlerini rüzgar vasıtasıyla dağıtarak sağlar. Birçok açık tohumlu bitki, çam ağaçları, palmiye ve benzeri ağaçlar ve ayrıca çiçek veren tüm tohumlu bitkiler ile çimensi otların tamamı rüzgarlarla döllenir. Rüzgar, çiçek tozlarını bitkilerden alıp, aynı türden diğer bitkilere taşıyarak döllenmeyi gerçekleştirir.

Ancak bu noktada akla bazı sorular gelmektedir:

- Rüzgarla taşınan binlerce polen çeşidinden her biri, kendi türüne ait olan bitkinin çiçeğini nasıl tanımaktadır?

- Bitkiden fırlatılan polenler hiçbir yere takılmadan nasıl olup da bu bitkinin üreme organlarına ulaşırlar?

- Bu yöntemle üreme ihtimali oldukça düşük olmasına rağmen nasıl olup da binlerce bitki, üstelik de milyonlarca yıldır bu yolla üremektedir?

Bu soruların cevabını Cornell Üniversitesi'nden Karl J. Niklas ve ekibi vermiştir. Araştırmacıların buldukları sonuçlar son derece ilginçtir. Niklas ve ekibi rüzgarla döllenen bitkilerin havadan bol miktarda polen yakalayabilmelerini sağlayan, aerodinamik çiçek yapıları olduğunu keşfetmişlerdir.







Aerodinamik Yapı Nedir?

Havada hareket eden cisimlere hava akımlarından kaynaklanan bazı kuvvetler etki eder. Aerodinamik kuvvetler olarak adlandırılan bu kuvvetler sayesinde, hareket etmeyi başarabilen cisimler de “aerodinamik yapıya sahip cisimler” olarak adlandırılırlar. Rüzgarla polenleşme sistemini kullanan bazı bitkiler işte bu aerodinamik yapıyı çok etkili bir biçimde kullanırlar. Bu konudaki en güzel örnek çam kozalaklarının yapısında görülür.

Polenler Hedefe Kilitleniyor

Rüzgâr yoluyla döllenen bitkilerin mucizevi özelliklerini daha iyi anlayabilmek için, şöyle bir örnekle kıyaslama yapabiliriz: Roketlerin hedeflerine varabilmeleri için belirli bir rotayı izlemeleri gerekir. Bu yüzden de roketin her türlü tasarımı, hedefe ulaşmasını sağlayacak şekilde titiz hesaplamalarla yapılmalıdır. İşte aerodinamik yapıya sahip çam kozalaklarındaki kusursuz üreme sistemlerinde de, roketlerin hedefe kilitlenmelerine benzer biçimde, her şey çok ince planlamış, son derece hassas ayarlamalar yapılmıştır. Hava akımının yönü, kozalakların yoğunluk farkları, yaprakların biçimi gibi pek çok detay, özel olarak yaratılmış ve bitkilerin üreme planı bu bilgilere göre kurulmuştur. Örneğin çam kozalağının etrafındaki yapraklar, hava akımının hızını azaltarak kozalak üzerine daha fazla polen düşmesine yardım ederler. Kozalak etrafındaki yaprakların simetrik dizilişi de, herhangi bir yönden gelen polenlerin kolaylıkla tutulmasına yardımcı olur.

Elbette, bir kozalağın böylesine detaylı bilgilerle dolu bir sistemi kullanarak üremesi ancak sonsuz bilgi ve kudret sahibi olan Yüce Allah'ın üstün ve benzersiz yaratışı ile gerçekleşmektedir. Yüce Rabbimiz bu gerçeğe bir Kuran ayetinde şöyle dikkat çeker:

"(Onlar mı) Yoksa, gökleri ve yeri yaratan ve size gökten su indiren mi? Ki onunla (o suyla) gönül alıcı bahçeler bitirdik, sizin içinse bir ağacını bitirmek (bile) mümkün değildir…" (Neml Suresi, 60)

Çam ağaçlarının üremesindeki başka bir önemli nokta da, rüzgarların kontrol altında tutuluyor olmasıdır. Rüzgarların çiçekten bağımsız olarak, kendilerine verilen taşıma görevini kusursuz bir şekilde yerine getirmeleri de hiç kuşkusuz ki yine Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah'ın lütfu sayesinde gerçekleşmektedir. Rabbimiz bu durumu bir ayetinde şu şekilde bildirir:
“Ve aşılayıcılar olarak rüzgarları gönderdik...” (Hicr Suresi, 22)






Kuran Ahlakının Müminlere Kazandırdığı Bir Üstünlük: Kalite Anlayışı
 
Kuran ile kendisine bildirilen bilgilere sahip olan bir mümin, hayatının her anında üstün bir ahlak sergileyebilecek bir anlayış kazanır. İmanından kaynaklanan Allah korkusuyla, "Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir." (Enfal Suresi, 29) ayetiyle bildirildiği gibi, "doğru ve yanlışı ayırt edebilecek bir akla" sahip olur. Yüce Allah'ın bir rahmeti olarak, hayatının her anında kendisine iyi ve kötü olan herşeyi ilham eden vicdanı sayesinde de iyinin daha iyisini, güzelin daha güzelini de kolaylıkla görebilir. Bu kararlılık ve süreklilik de mümini, Allah'ın izniyle dünya şartlarında bir insanın ulaşabileceği en üstün ahlak seviyesine ve tavır mükemmelliğine ulaştırır.

Müminlerin Sahip Oldukları Kalite Anlayışı

Kuran ahlakı tam olarak yaşandığı takdirde, kişilerin yetiştikleri koşullar, içinde bulundukları şartlar, eğitim seviyeleri, kültür düzeyleri, bilgi ve görgü anlayışları her ne olursa olsun, bu kalite kişilerin tüm tavırlarına yansır. Davranış şekillerinden konuşma üsluplarına, oturmalarına kalkmalarına, giyim tarzlarına ve temizliklerine; estetik ve sanat anlayışlarından sofra adabına, yemek yeme şekillerine, yürüyüşlerine, espri anlayışlarına, gülmelerine kadar akla gelebilecek her konuda bu özellikleri dikkati çeker.

Sabah uyandıkları andan gece uykuya daldıkları ana kadar yaptıkları her işte Kuran ahlakına göre düşünmeye, konuşmaya ve hareket etmeye büyük bir özen gösterirler. Tüm tavırları, konuşmaları, estetik zevkleri, sanat anlayışları ve görgüleriyle diğer insanlara örnek davranışlar sergilerler. Bu özellikleriyle bir arada olunmaktan hoşlanılan, insanlara fayda sağlayan, her zaman güzelliklere vesile olan ve kendi tavırlarıyla da çevrelerine sürekli olarak güzellik sunan bir anlayış içerisindedirler.

Müminler Üstün Kalite Anlayışını Nasıl Kazanırlar?

-Yüce Allah'ın Kadrini ve Kuvvetini Hakkıyla Takdir Ederek....

-Allah Korkularını Güçlendirerek...

-Daima Şükrederek...

-Derin Düşünerek...

-Yüce Allah'a Coşkulu ve Tutkulu Bir Sevgiyle Bağlanarak...

Kaliteli Tavırlara Sahip Olmak Çok Kolaydır

Gerek tavırlarda gerekse konuşma üslubunda kaliteli olmak için çözüm; Allah'tan samimi olarak korkmak ve Kuran ahlakını eksiksiz olarak yaşamaktır. Allah'tan gereği gibi korkup sakınmak, her an her yerde vicdanını kullanmak, kişiyi kalitesiz tavır, konuşma ve düşünce şeklinden tamamıyla sakındırır.

Allah Kuran'ın "Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem Suresi, 3-4) ayetleriyle Peygamber Efendimiz (sav)'in ahlakını övmüş ve tüm Müslümanlara örnek göstermiştir.

Peygamberimiz (sav)'in de "İmanın kemali, güzel ahlakladır" (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 344/4) sözleriyle belirttiği gibi, imanın en önemli alametlerinden biri güzel ahlaktır. Bu nedenle güzel ahlakın en güzel örneklerini öğrenmek ve uygulamak önemli bir ibadettir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), üstün ahlakı, aklı, feraseti, basireti, tevazusu, sevgisi ve merhametiyle tüm müminlere örnek olmuş, bulunduğu ortamlar en güzel ve hikmetli sohbetlerin olduğu, coşkulu, muhabbetli, temiz, ferah, huzur ve güven veren kaliteli ortamlar haline gelmiştir.

Peygamber Efendimiz (sav)'in çevresinde bulunan yakın sahabelerinin aktardıkları olaylardan, Peygamber Efendimiz (sav)'in "son derece nezih, kaliteli, latif ve ince düşünceli" olduğu anlaşılmaktadır. Peygamberimiz (sav) edep, terbiye ve görgü kurallarını hayatında en kaliteli ve en ideal şekliyle uygulamıştır. (www.sonpeygamberhzmuhammed.com)





Karides








Dönem: Mezozoik zaman, Jura dönemi


 
Yaş: 208 -146 milyon yıl

Bölge: Solnhofen Oluşumu, Almanya








Resimde görülen karides fosili yaklaşık 200 milyon yaşındadır ve 200 milyon yıldır hiç değişmeyen karidesler, "evrimsel bir süreç yaşanmadığını" söylemektedir. Fosil kayıtları evrim teorisine en büyük darbeyi indiren bulgulardan biridir, çünkü;

1. Evrimciler canlıların sürekli küçük değişiklikler geçirerek ilkelden gelişmişe doğru ilerlediğini iddia ederler. Fosil bulguları ise canlıların yüz milyonlarca yıl boyunca en ufak bir değişime dahi uğramadığını ispatlamıştır.

2. Evrimciler tüm canlıların hayali bir ortak atadan türediklerini öne sürerler. Bugüne kadar canlı türlerinin atası olarak kabul edilebilecek tek bir tane dahi fosil örneğine rastlanmamıştır.

3. Evrimciler, canlıların birbirlerinden türediklerini ve bu durumu gösteren ara geçiş formları olduğunu söylerler. 150 yıldır yapılan araştırmalar sonucunda ele geçirilen milyonlarca fosil içinde bir tane bile ara canlılara ait fosil bulunmamıştır. (http://www.evrimyalani.com)






İNSANLAR HZ. MEHDİ (A.S.)'Yİ EVLERİNDE, SOKAKLARDA GÖRECEKLER, ONU SIKLIKLA İZLEYECEKLER; ANCAK 'HZ. MEHDİ (A.S.)' OLDUĞUNU FARK ETMEYECEKLERDİR

Sedir-i Seyrefi der ki: İmam Ebu Abdullah Cafer-i Sadık aleyhisselam’dan duydum ki: ... Hakkı gaspolunan ve inkar olunan mazlum imamınız ve bu (gaybetin) sahibi (HZ. MEHDİ (A.S.)) ONLARIN ARASINDA DOLAŞIR, PAZARLARINDA GEZER, ONLARIN BASTIĞI YERLERDEN GEÇER. AMA ONLAR ONU (HZ. MEHDİ (A.S.))'Yİ TANIMAZLAR, ta ki sonunda Allah kendisini onlara tanıtması için tıpkı Hz. Yusuf’a verdiği gibi ona izin verir.1

Amr bin Sa’d, Emirülmüminin Ali bin Ebi Talib aleyhisselam’dan nakleder: “... Ali’nin Rabbine andolsun ki hüccet (HZ. MEHDİ (A.S.)) AYAKTA OLACAK, DÜNYANIN YOLLARINDA YÜRÜYECEK, EVLERE VE SARAYLARA GİRECEK, BU YERİN DOĞUSUNDA VE BATISINDA GEZECEK, SÖZLERİ DUYULACAK, CEMAATE SELAM VERECEK, GÖRECEK ama vaadedilen zamana ve gökten şu ses gelene kadar bilinmeyecek.”2

Peygamberimiz (sav), ortaya çıkışından önceki dönemde Hz. Mehdi (a.s.)'nin insanlar arasında sıklıkla görüleceğini; insanların onu evlerinde otururken, sokaklarda dolaşırken göreceklerini, televizyonlardan, internetten sesini duyup görüntülerini izleyeceklerini, ismini duyacaklarını, ancak buna rağmen onun Hz. Mehdi (a.s.) olduğunu tanıyıp anlamayacaklarını bildirmiştir. Aynı şekilde Hz. Mehdi (a.s.)'nin insanlar arasında, çarşılarda, pazarlarda da dolaşacağını; ancak onun Hz. Mehdi (a.s.) olduğunu ummadıkları için insanların yine onu herhengi biri zannedip tanımayacakları da belirtilmiştir. Hadislerde verilen bu bilgiler, Hz. Mehdi (a.s.)'nin insanlar arasında tanınan, bilinen; oldukça göz önünde olan, namı ve şöhreti herkes tarafından bilinen ancak, ‘Hz. Mehdi (a.s.) sıfatıyla tanınmayan’ bir kimse olacağını göstermektedir.


1 (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 189)
2 (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 167)






KRİZİ YENEN İLK ÜLKE TÜRKİYE OLUR


 




Ne Demişti

Azerbaycan Novoye Vremya, 6 Ekim 2008

Muhabir: Dünyada yaşanan global kriz hakkında ne söylersiniz?

Adnan Oktar: TÜRKİYE’YE HİÇBİR ŞEY OLMAZ. Türk İslam ülkelerine hiçbir şey olmaz. Orada bir bereket ve bolluk olacaktır. Bundan sonra bereket bolluk çağı olacak İnşaAllah. Biz altın çağa giriyoruz Allah’ın izniyle. Türk ülkeleri bundan sonra mutlu olacak, sevinçli olacak, ferahlık içinde olacaklardır. Bu krizlerde geçici olan şeyler, bunlar bizi etkilemez, ama biz tabi Amerika'nın da krize girmesini istemeyiz, Hıristiyanların zor durumda kalmasını istemeyiz. O konuda da elimizden gelen çabayı gösteririz İnşaAllah.

Başkent TV, 13 Şubat 2009

Adnan Oktar: Kriz Türkiye’yi tabi gecikmeli olarak vurdu. Bu doğru ve vurmaya da devam eder. Fakat bizim milletimizin güzel bir yönü vardır. İslam ahlakı ve yardımlaşma ruhu çok güzeldir. O mecburi bir mal hareketliliği, para hareketliliği meydana getiriyor, getirir. O YÜZDEN BİZE YANSIMASI AVRUPA'DAKİ ŞİDETTE OLMAZ VE OLMAYACAK. Ama bizim asıl kurtuluşumuz Türk İslam Birliği ile olacaktır. O zaman değil kriz, zenginlikten insanlar rahatsız olacak.




Ne Oldu



Türkiye, 19 Haziran 2009




İngiliz The Guardian gazetesi, ekonomideki gelişmeleri ekonomi uzmanlarıyla birlikte değerlendirdiği haberinde, 2010 yılında Avrupa’da ekonomisi normale dönen ve kalkınmaya başlayacak olan ilk ülkenin Türkiye olabileceğini yazdı. Türkiye’nin bu durumunu bankacılık sistemindeki sağlam yapıya ve ülkenin genç nüfusuna borçlu olduğunun altını çizen gazete, birçok uluslararası analistin Türkiye’yi “Boğaz üzerine kurulu Çin” olarak adlandırdığını ve 2010’da Türkiye için en az yüzde 3 büyüme beklendiğini yazdı.









KURAN'DAN SIRLAR





Allah, Kuran'da insanlara ibadetlerin, emir ve yasakların, güzel ahlak özelliklerinin yanısıra birçok sırrı da haber verir. Bunlar, çok önemli sırlardır ve insan, çevresine dikkatli bir gözle baktığında, hayatı boyunca bu sırların gerçekleştiğine şahit olur. Bu sırlar, Kuran dışında hiçbir kaynakta bulunmazlar. Dünyanın en kültürlü, en zeki, en araştırmacı veya gözlemci insanının dahi haberdar olamayacağı bu önemli sırların tek kaynağı Kuran'dır.

Allah'ın Kuran'da bildirdiği bu sırlardan haberdar olmayan insanlar, hayatları boyunca bunları bilmemenin sıkıntı ve zorluğu içinde yaşarlar, ancak neden sıkıntı ve zorluk içinde olduklarını da bilmezler. Kuran'ın bu sırlarını öğrenenler içinse dünya hayatı çok kolaydır, sevinç ve heyecan doludur.

Bu sitede, Allah'ın insanlara sır olarak bildirdiği bazı ayetlerle ilgili konulara yer verilmiştir. Bu ayetleri okuyan, ayetlerde bildirilen sırlara dikkati çekilen her insanın yapması gereken, çevresine akıl ve hikmet gözüyle bakmak ve her olayı Kuran'a göre değerlendirmektir. O zaman, Kuran'ın sırlarının hem kendi hayatına, hem de tüm insanların hayatına tamamen hakim olduğunu heyecanla fark edecektir.


Masaüstü Görünümü