Harun Yahya

Duyuları Ve Hafızaları İle Arılar “Bizi Allah Yarattı” Diyorlar


• Arıların görme özellikleri nasıl çalışır?

• Bu canlıların koku alma duyusu onlara ne gibi işlevsel özellikler kazandırır?

• Arıların Allah’ın ilhamıyla hareket ettiklerinin bir göstergesi olan hafızalarına dair örnekler nelerdir?

www.arimucizesi.imanisiteler.com




Arıların Gözleri Allah’ın Muhteşem Yaratma Sanatının Delillerindedir



Arıların gözlerinde 3000 ila 4000 küçük lens bulunur. Her lens içinde birden fazla alıcı vardır. Ortadaki lens yan alıcılardan daha geniştir. Dolayısıyla arılar, tam önlerini daha iyi görürler. Bir mikron büyüklüğündeki bu küçük alıcılar, son derece özel bir optik yapıya sahiptirler. Çünkü arı gözleri UV ışınına duyarlıdır ve görünür ışığın polarizasyonunu algılayabilir. 

Arılar en iyi mavi rengi seçerler, ama insanların gördükleri diğer renkleri de algılarlar. Burada evrimciler yine bir açmaz ile karşı karşı karşıya kalırlar. Çünkü onların hayali evrim basamaklarında atlar ve köpekler, daha üst basamaklarda yer almalarına rağmen gri tonlarda bir görüntü algılar ve renkleri seçemezken sözde alt basamaklarda yer alan arıların renkli görmesi açıklanamaz. Çünkü renkli görmek, üstün bir özelliktir. Bu özelliğin evrimin üst basamaklarında yer alan bazı canlılarda kaybolması ve tekrar insanda ortaya çıkması evrimcilerin “aşamalı gelişim” iddialarına ters düşmektedir. Oysa, Yüce Allah her canlıya kendi ihtiyacına yönelik özellikler bahşetmiştir. Arılar da, çiçeklerin yerlerini belirlemeleri ve beslenebilmeleri için renkli görme özelliğine sahip olarak yaratılmışlardır.

Arıların gözlerinin polarize ışığı algılaması, yönlerini bulmaları için de çok özel bir iletişim sistemi geliştirmelerini sağlamıştır. Yönlerini polarize ışığa göre bulan arılar, besin kaynağını bulduktan sonra kovana dönüp diğer arılara besin kaynağının uzaklığını ve yönünü bildirmek için özel bir görsel kod (dans) kullanırlar. Bu iletişim arıların çok mükemmel bir görsel süreç ve algılama sistemine sahip olduğunu ortaya koymuştur.

İnsanların aksine, arıların başlarının arka kısmında engellerden kaçınmak için görsel bir alanları mevcuttur. Şu ana kadar, bunun onların uçuş hızlarını kontrol etmelerine nasıl yardımcı olduğu hakkında bilgi yoktu. Hareket Bilimi Enstitüsü’ndeki biorobotik uzmanlar tarafından yapılan araştırmalarla bu konu teyit edilmiş oldu. Arılar uçuş düzenlerini engellerin yakınlığına -bu yatay veya düşey bir düzlemde de olabilir- göre ayarlamaktaydı. Bunu da, özellikle havadan gelen, algıladıkları optik akımlar sayesinde başarmaktaydılar. Ayrıca bilim adamları, arıların dünyayı insanlardan 5 kat daha hızlı gördüklerini belirledi.

Queen Mary Londra Üniversitesi’nde yürütülen çalışmada araştırmacılar, arıların göze giren ışığı elektriksel sinyallere dönüştürüp beyne gönderen foto reseptör hücrelerinin bu işlemi insan gözünden 5 kat daha hızlı gerçekleştirdiğini tespit etmiştir. Bu yetenek arıların yırtıcı hayvanlardan kaçmalarını ve karanlık, sık yapraklı çalılıklarda yönlerini bulmalarını sağlar. İnsanlar hızlı hareket ettiklerinde, hızla değişen görüntüleri anlamak için büyük çaba sarf ederler. Çünkü hızlı görüntüler insan gözünde bulanıklaşır. Odanın içinde uçan bir arıyı takip etmek insanlar için çok zordur. Fakat arılar hızlı olan her bir görüntüyü yakalayabilirler. Ayrıca birçok hayvanda renkli görüş farklı hücreler arasında ışık seviyelerinin karşılaştırmasını gerektirdiği için daha yavaş süren bir işlem olduğu halde, arıların renkli görüş fonksiyonları da normal görüş ile hemen hemen aynıdır, diğer bir deyişle arılar hızlı uçarlarken de renkli görürler.

Arıların görme sistemleri bu canlıların asla evrimcilerin tanımladığı gibi basit canlılar olmadıklarının Allah’ın benzeri olmayan yaratma sanatının, sonsuz ilminin kanıtlarından biri olduklarını gösterir. Allah ilim bakımından herşeyi kuşatmış olduğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:

“Sizin İlahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır.” (Taha Suresi, 98)

Allah Arılarda  Müthiş Bir Koku Alma Duyusu Yaratmıştır




Arıların koku alma organları antenlerinin üzerinde bulunur. (Böceklerin koku alma organları insanlardaki gibi solunum delikleri içinde yer almaz. Solunum delikleri başlarında değil vücutlarının başka bölgelerinde bulunur.) Anteninin içine doğru beyninden gelen koklama sinirleri uzanır. Ancak bu sinirler koku maddeleriyle doğrudan temas etmezler. Çünkü böceklerin vücudu -antenler de dahil olmak üzere- kabuk ile kaplıdır.

Arı antenlerini mikroskop altına yatırdığınızda antenin üzerinde pek çok delik görürsünüz. Beyinden gelen koklama sinirleri bu deliklerin içinde son bulur. Ancak bu deliklerin üzeri özel bir zarla kaplıdır ve sinir uçlarını korumaya yarar, buna rağmen kokuyu geçirebilme özelliğine sahiptir. Bu deliklerin arası ise incecik tüylerle kaplıdır. Bunlar arının duyum tüyleridir.

Bilim adamları arıların sahip oldukları koku alma organlarının son derece hassas olarak yaratıldığını keşfetmişlerdir. Arıların burunları havadaki en küçük moleküllerin kokusunu bile alabilecek şekilde ve sayılamayacak kadar çok koku alıcılarından oluşmuştur. Bu nedenle metrelerce öteden koklayarak bir çiçeğin sahip olduğu özü, polen taşıyıp taşımadığını, aromasını ve 100 tip çiçek parfümü arasındaki farkı kolaylıkla ayırt edebilirler.

Allah Arılarda Mükemmel Bir Hafıza Yaratmıştır




Yüce Allah arıların duyu organları gibi beyinlerini de kusursuz olarak yaratmıştır. Bugün en gelişmiş bilgisayar saniyede 16 milyar işlem yapmaktadır. Arı beyninin işlem sayısı ise bunun tam 625 katı, yani 10 trilyondur. Üstelik arı beyni bu kadar fazla işlem yaparken bilgisayardan çok daha az enerji tüketmektedir. 10 milyon arının tükettiği enerji, ancak 100 watt’lık bir ampulü yakmak için harcanan enerji kadardır (Arının beyni 10 mikrowattan daha az enerji tüketir). Arıların beyninin sahip olduğu özellikler sadece bunlarla sınırlı değildir. Arıların Allah’ın ilhamı sonucunda hafızalarıyla hareket ettiklerini gösteren özelliklerden bazıları şöyledir:

www.dogadakiayetler.com

Arılar Dörde Kadar Sayabilir




Çalışma, Queensland Üniversitesinden araştırmacı Mandyam Srinivasan tarafından yapılmıştır. Bir tünelin içerisine 5 işaret yerleştirilmiş ve bunlardan birine nektar konmuştur. Tünele bırakılan arılar, nektarın bulunduğu yere uçmuşlar, daha sonra nektar iki işaret bulunan başka bir noktaya bırakılmış ve arılar tekrar tünele konmuşlardır. Arılar bu kez, önce nektarın ilk konduğu noktaya uçmuş, yiyeceği burada bulamayınca, nektarın bulunduğu ikinci noktaya geçmiş, bu şekilde üçüncü ve dördüncü çizgilerin bulunduğu aşamalara geçirilen arılar, dört işarete kadar sırayla yer değiştirebilmiştir. Ancak arılar, dörtten yukarıya çıkamamıştır. Çok küçük bir beyin hacmine sahip olan arıların böylesi şaşırtıcı bir yeteneğe sahip olması, elbette Allah’ın yaratma sanatının bir sonucudur.

Arılar Karmaşık Bir Matematik Problemini Çözebilir




Bilgisayarların çözmek için günlerce uğraştığı karışık bir matematik problemi olan “seyahat eden satıcı adamın en kısa yolu” problemini arıların Allah’ın ilhamı ile doğal akış içinde çözdükleri  saptanmıştır. Çözülmesi neredeyse imkansız bir bilmece niteliğinde olan problem, seyahat eden satıcının hem her yere uğrayıp, hem de en kısa rotayı bulmasını gerektirir. Londra Üniversitesi’ndeki uzmanlar arıları bilgisayarlarla izlemişler ve arıların en kısa rotayı hemen bulduklarını ortaya çıkarmışlardır. Bilgisayarların olasılıklı bütün rotaların uzunluklarını karşılaştırarak en kısa rotayı günlerce süren uğraştan sonra belirlemesine karşın arılar, küçücük bir beyinle bilgisayar yardımı olmadan bunu çözerler. Böylece hem daha az enerji, hem de daha az zaman harcarlar. Bir toplu iğne başı büyüklüğünde beyne sahip bir arı için böyle bir işlemi başarıyla gerçekleştirmesi elbette büyük bir mucizedir.

Arılar Nesneler Arasında Bağ Kurabilir




Yapılan bir araştırma arıların nesneler arasında bağ kurabildiğini; benzerlik, farklılık ve büyüklük gibi kavramları oluşturabildiğini ve nesneler arasındaki ilişkilerin farkında olduğunu ortaya koymuştur. Fransa’daki Bilimsel Araştırma Merkezi’nden bilim adamları, bugüne dek bu ilişkilerin memelilere özgü olduğunun sanıldığını ancak arıların da bir nesnenin diğerinin altında, yanında ya da üzerinde olduğunu anlayabildiğini belirlemiştir. Bu beklenmedik saptama, kavramsal bir bilginin özümsenmesinin ancak memelilerinki kadar büyük beyinle mümkün olabileceği tezini ortadan kaldırmış ve evrimcilerin sözde ilkelden gelişmişe uzanan evrim basamaklarının geçersizliğini ortaya koymuştur.

İnsanların farklı nesneler arasında bağ kurması gibi arılar da besin kaynağına ulaşmak için kavramlar oluşturabilirler. Araştırmacılar, konumu değişen bazı görüntülerin arasına yerleştirilen iki delik aracılığıyla arıların şekerli suya ya da acı bir sıvıya ulaşabilmelerini sağlamış ve otuz kadar denemeden sonra arıların hatasız olarak şekerli suya giden bağı kurduğunu, hatta bunu daha önce görmedikleri görüntüler kullanıldığında bile yapabildiğini vurgulamışlardır.

Arılar İnsan Yüzünü Soyutlama Yaparak Başka Şekillerden Ayırt Edebilir




Fransa’daki Paul Sabatier Üniversitesi’nden Martin Giurfa’nın yaptığı araştırma, insanların dikey çizgi (burun), iki nokta (gözler), bir yatay çizgi (ağız) gibi farklı unsurları birleştirerek insan yüzünü tanıdığını, arıların da insanlar gibi beyinlerinde bir şekil oluşturmak için dikey çizgi, iki nokta ve yatay çizgiyi bir araya getirebildiğini göstermiştir. Bilim adamları Giurfa ve Aurore Avargues-Weber, önce gözler için iki nokta, burun için dikey çizgi, ağız için yatay bir çizginin bulunduğu yüz resimleri kullanmış, bu çizgilerin doğru ve yanlış sıralandığı çeşitli resimleri ayırt etmesi için arılara alıştırma yaptırmışlardır. Göz, burun ve ağzın doğru sıralandığı resme konan arılar şekerli su ile ödüllendirilmiştir. Daha sonra arılar, daha önce karşılaşmadıkları yüze benzeyen resimleri de bulabilmiş, burun ve ağzın farklı yere konduğu fotoğrafları ise tanıyamamışladır. Bu deney arıların beynin yüz tanımlamayı sağlayan fuziform alanına sahip olmasalar da yüzleri tanıyabildiklerini ortaya koymuştur. Açıktır ki bu deney net bir sonucu ortaya koymaktadır. Arılar Allah’ın ilhamı ile hareket etmektedir. Eğer Allah dilerse beynin yüz tanıma gibi bir merkezi olmadığı halde yani sebepler olmasa da canlılar Allah’ın dilemesiyle yüzleri tanıyabilir.

www.yeryuzumucizesi.com

Arılar Geçmişe Dönerek Beyin Yaşlanmasını Tersine Çevirebilir




Arizona State Üniversitesinden araştırmacılar, yaşlı bal arılarının, genç arıların sorumluluklarını aldıklarında beyin yaşlanmasını tersine çevirebildiğini keşfetmişlerdir. Doç. Dr. Gro Amdam, yaşlı ve besin toplayan arıların yuva içinde sosyal görevleri yaparlarken beyinlerinin moleküler yapılarında değişmeler saptamışlardır. Deneyler sonucunda, 10 gün sonra yaşlı arıların yaklaşık %50’sinin yuva ve larvalarla ilgilenmesi nedeniyle yeni şeyler öğrenebilme yeteneklerinde önemli bir gelişme olduğu belirlenmiştir. Bunun yanında, arıların beyinlerindeki protein değişikliği de gözlenmiştir. Öğrenme yeteneği kazanmış ve kazanmamış arıların beyin içerikleri karşılaştırıldığında iki proteinde önemli değişiklikler olduğu ortaya çıkmıştır. Proteinlerden biri olan Prx6 aynı zamanda insan beyninde de vardır ve Alzheimer gibi hastalıklarda görülen bunamaya karşı koruyucu bir rol üstlenmiştir. Şaperon adı verilen diğer protein ise beyinde ya da bir dokuda hücre düzeyinde meydana gelen bir stresin yol açtığı herhangi bir zarara karşı diğer proteinleri korur. Günümüzde araştırmacılar insanların beyin fonksiyonlarının sürdürülebilmesine yardımcı yeni ilaçlar üretebilmek için arıların bu özelliği üzerindeki çalışmalarına devam etmektedirler. Allah’ın arılarda yarattığı bu üstün özellik insan beyninin daha genç kalmasına yardımcı olacak bilimsel araştırmalara Allah’ın izniyle ışık tutacaktır.

Arıların kusursuz vücut yapılarının tümü, Allah'ın benzeri olmayan yaratma sanatının, sonsuz ilminin kanıtlarındandır. Allah ilim bakımından herşeyi kuşatmış olduğunu bir ayetinde şöyle bildirmektedir:

"Sizin İlahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır." (Taha Suresi, 98) 

Masaüstü Görünümü